Elektronik Yüksek Mühendisi Ayhan Şahin yazdı…
20 Ocak 2020’de Türk Telekom DNS sunucuları Siber saldırıya uğradı. Kullanıcılar tarafından saatlerce internet erişimi yapılamadı. Dijital dünya durdu.
Türkiye 2016’dan bu yana SİBER saldırı sıralamasında ilk dört içinde olmuştur. Bu bugüne kadar Amerika, Rusya, Çin, Türkiye şeklinde sıralanmaktaydı.
23 Ekim 2019’da FETÖ’deki ‘muhalif’ grubun elebaşı Mustafa Özcan’ın kızı Zehra Bozkurt’un İzmir’de yakalanmasına neden olan ihbar mailinin, FETÖ elebaşının yaşadığı ABD’den gelmiş olması; iki gün sonra 25 Ekim 2019’da, elebaşının yeğeni Zeynep Gülen’in İstanbul Beykoz’da yakalanmasını sağlayan mailin ise Mustafa Özcan’ın yaşadığı Almanya’dan gelmesinin ardından 28 Ekim 2019 tarihinde Türkiye büyük bir siber saldırıya maruz kaldı. Tamamen tesadüf diyebilirsiniz.
19 0cak 2020 günü FETÖ’nün en kritik isimlerinden YUSUF BEKMEZCİ ve AKİF SARI İzmir’de yakalandı. 20 Ocak 2020 tarihinde yapılan siber saldırıda Türkiye bu defa Dünyada saldırı sıralamasında 1. sıraya yerleşti. Sanal hayat felç oldu.
2016 yılından bu yana yapılan büyük siber saldırılar kronolojik olarak incelendiğinde ya üst aklın ya da örgütün damarına basılmasından hemen sonra bu saldırıların yapıldığı tespit edilebilir.
SİBER GÜVENLİK ZAFİYETİ
1.Yıl 2004: Birçok platformda muhakkak milli bir yazılımızın olması gerektiğini belirttim. Microsoft’un hedefi oldum.
Yıl 2017: Milli yazılımız PARDUS 2012 FETÖ darbesinden sonra yeniden emeklemeğe başladı bugün tüm devlet büyükleri milli yazılım konusunda hem fikir. Hala milli yazılım toplam yazılım payında %2 oranını geçmiyor.
2. yıl 2012: Ülke çapında elektronik kimlik kartlarıyla ilgili güvenlik açığını devletin birimlerine toplantılarda aktardım. FETÖ ciddiye aldı hayatımı karartı devlet ciddiye almadı.
3. yıl 2011: Türkiye’deki 54 üniversite ve birçok devlet kurumu e-mail alt yapısı olarak G-Mail ve Yahoo alt yapısını kullanmaktaydı ısrarla bunun yanlış olduğunu her platformda söyledim.
Yıl 2016: G-Mail ve Yahoo alt yapılarının Amerikan istihbarat servisleri tarafından kaydedildiği skandalı ortaya çıktı. Adil Öksüz’ün mail haberleşme trafikleri tespit edilemeyince 2018’de haber oldu.
4. yıl 2014: Birçok devlet kuruluşu, emniyet hatta MİT’in haberleşme gruplarını WHATS-UP üzerinden yaptıklarını bunun sakıncalı olduğunu anlatmaya çalıştım.
Yıl 2017: BTK başkanı Dr.Fatih Sayan WHATS-UP’daki güvenlik zafiyetini açıkladı.
5. yıl 2014: Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarının güvenli olmadıklarını paylaştım.
Yıl 2018: Facebook’un güvenlik açığı bütün Amerika’yı sarstı herkes ‘Facebook’u silin’ kampanyası başlattı. Oysa Wikileaks belgeleri 2011 ve Edward Snowden ifadeleri 2014’de bütün ayrıntılarıyla bunları açıklıyordu. O gün “Hiçbir resmi görevde olan kişinin sosyal medya hesabı olmasın” dediğimde ciddiye alınmadım.
6. yıl 2012-2016 BİMER,CİMER,UYAP ve savcılıklara defalarca siber tehlike hakkında yazılar yazdım.
7. Yıl 2018: Bir FETÖ adedi olan kaynağı belli olmayan resimli kutlama mesajlarının gönderilmemesini, gönderdiğimiz mesajların muhakkak tarafımızdan oluşturulmuş özgün mesajlar olması gerektiğini ısrarla belirtim.
Resim ve videolar içine kodlu gömülmüş gizli mesajlarla %85 oranında bilgisayarlarımızın ve cep telefonlarımız başkalarının kontrolüne girmesi ve siber saldırılarda kullanılma yolunun açıldığını açıkladım.
SİBER TEHLİKEDE İNSAN FAKTÖRÜ
Siber çetenin 40 yıllık örgütlenmesini çözmeden sadece sinekleri öldürmekle bu bataklık kurutulmaz. Geçen yıldan bu yana ne oldu da 80 milyonluk Türkiye 320 milyonluk Amerika’yı,1.5 milyarlık Çin’i,160 milyonluk Rusya’yı geride bırakarak bir önceki seneye göre 3 kat artmış şekilde siber saldırılarda 20 Ocak 2020’de birinci sıraya yerleşti.
1.1989 sistemi sonrası elektronik bilgi ve siber güvenliğini konusunda çalışan elektronik ve bilgisayar mühendisleri kimin referansları ile yurt dışı tahsillerini tamamlamış ve kimlerin referansları ile bu yurt içi yurt dışı görevlere getirilmiştir.
2. Elektronik bilgi ve siber güvenlik konusunda çalışanların kaç tanesi 15 Temmuz sonrası yurt dışına kaçmıştır? Kaç tanesi üst akılın şirketlerinde halen çalışmaktadır.
3. FETÖ’nün uluslararası alanda veri analiz, veri sıkıştırma, uzak noktalara taşıma ve siber saldırılar konusunda birçok taşeron firması mevcuttu. Şu an yurt dışında bu saldırıları organize eden kaç firması halen faaliyettedir.
4. 20 Ocak günü yapılan saldırıların Amerika, Rusya ve Hollanda kaynaklı olduğu haberlerde açıklandı. Bu adreslerin çoğunun başka ülke ve noktalardan yönlendirilebileceği unutulmamalıdır.
5.20 Ocakta Parsecuremap.com’da (siber saldırıların anlık gösterildiği site) Almanya, İsrail, Fransa sıralama listesinde görülmemesi, saldırıların bu ülkelerden yapılmadığını göstermez.
6.Türkiye’den kaçan tüm bilişim sektöründeki FETÖ elmanlarını besleyen Hamburg, Frankfurt, Berlin üçgeninde bize karşı ter türlü Amerikan merkezli operasyonları hazırlayan Alman istihbaratı BND’nin ta kendisidir.
7. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 28 Ağustos 2019 tarihinde, “Ciddi bir siber saldırı NATO için kuruluş anlaşmamızdaki 5’inci maddeyi tetikleyebilir. Bu, bir müttefikimize yönelik saldırının herkese karşı yapılmış sayılmasına yönelik ortak taahhüdümüzdür” demişti. Bu sözü dikkate aldığımızda bize siber saldırıları yapanların NATO’nun müttefik dediği devletler tarafından korunan yapılar olduğu unutulmamalıdır.
SONUÇ: 24 Aralık 2019’da yayınlanan bir haberde Rusya’nın dünyadan bağımsız bir internet ağı üzerinde çalıştığı ve testlerin başarılı olduğunu İletişim Bakan Yardımcısı Aleksy Sokolov açıkladı. Çin hükümeti gelecek 3 yıl içinde devlet dairelerinde kullanılacak tüm yazılımların milli hale getirileceğini bildirirdi.
Milli arama motoru, milli sosyal medya, milli işletim sistemlerine sahip olmadıkça bu hain güç odakları yurt dışında olduğu sürece daha çok siber saldırı yaşarız.
Anaokulundan üniversiteye kadar siber güvenlik dersleri konulmalı, en kısa zamanda siber ordumuzu kurmalı bu bilinç her kademede milli bir mesele olarak zorunlu olarak insanımıza aktarılmalıdır.
Mahremiyetini koruyamayan milletler için beka sorunu dünde vardı bugünde var yarında olacak.
.
.
Pardus yazılımı milli değildir. 2011 yılında AKP milletvekili Nihat ERGÜN ‘ün bakanlığı döneminde ABD den getirilen yine FETÖCÜ olduğu bilinen Ahmet KAPLAN ‘ın işe çomak sokmasıyla tamamen yerli olanaklarla ve tarafsız yazılımcılar tarafından az bir ödenekle geliştirlen ve dünyada 5. Sıraya kadar yükselen PİSİ tabanlı milli sayılabilecek Pardus tan vazgeçip Alman ve ABD destekli debian tabanlı bir pardus sistemine geçilmesiyle millilik isim değiştirdi. Şu anki pardus hala o zamanki FETÖCÜ lerin projesi üzerine yürütülmektedir. Milletvekili ve Bakanların teknolojiden uzak olmasıyla bu sonuçların doğması normal hale geldi. Onlar için Teknoloji sadece Cep telefonu ve Bilgisayar kullanmaktan ibaret. Bu sonuçlarla milli yazılımı bile araplara yatırmazsak biz hiç bişey bilmeyiz. Milyonlarca ödenek ayrılıp ta FETÖ nün kandili İzmirli bir yazılım şirketine ihale edilen şu anki Pardus yerli ve milli olmadığı gibi dünya üzerindeki bir çok DEBİAN tabanlı yazılımla müdahale edilebilir. Çünkü yazılımin temeli DEBİAN . Bir de sanki yerli ve milli bir yazılımmış gibi niye bir devletin ve bakan ve başkanlarının, tamamen ABD kökenli yazılım şirketlerinin yazılımı olan Facebook, Twitter, instigram resmi olarak kullanılır ki. Nasıl bir ülkenin resmi Twitter, facebook, İnstigram ve Youtube hesabı olabilir. İşte yetkililerin teknolojiden tamamen uzak olmasının sebebi bu bilinçsizliktir. Nasıl olsa kitapta yazıyor , ayrıca yeni bir yazılım yapmaya gerek yok mudur?