Deniz Baykal’ı son yolculuğuna uğurlarken katıldığımız, sadece bir cenaze töreni değildi.
CHP’de bir devrin kapanışı, hiç değildi.
Atatürk’ün partisi, tüm ilke ve değerleri ile var olduğunu ve güçlü olduğunu kanıtladı.
Baykal’ın siyasi yaşamı boyunca mücadelesini ödünsüzce verdiği kurucu değerler, CHP’nin sessiz çoğunluğu tarafından bir kez daha sahiplenildi. Baykal, içten ve koşulsuz bir sevgi yumağına sarılarak defnedildi.
Türkiye, uzun bir aradan sonra bir Devlet Adamı’nın nasıl uğurlandığını da öğrendi. Parti ayırt etmeksizin gerçekleşen katılım, birçok gizli mesajı da beraberinde getirdi. Tören, ulusal değerlere, ulusun çıkarlarına siyasi kaygıları aşarak sahip çıkanların gerçek devlet adamı olmaya hak kazandığını gösterdi.
Baykal’ın siyasi rakipleri, geçmişin sert tartışmalarını geride bırakmayı bildiler. Ona duydukları saygıyı ifade etmekten çekinmediler. Kabrine bir demet karanfili koymak için Ankara soğuğunda defin töreni bitene kadar bekleyenler oldu. Duygular içtendi, saygı gönüldendi.
Baykal giderken ardında siyasetin nasıl yapılması gerektiğinin mesajını da bıraktı. Kırıp dökmeden, benliklerin değil, fikirlerin çarpıştığı, bilginin ve vatanseverliğin egemen olduğu bir siyaset yapma üslubu bizlere ondan kalan mirastı.
Yaşamı boyunca kara iftira kampanyaları, bencillik ve kıskançlıkla örülü iddia ve ithamlara uğradı. Yalanın alıcısının çok, kalıcılığının uzun ömürlü olduğu siyaset arenasında yılmadan mücadele etti. Yapay ve ilkesiz bir CHP isteyenlerin saldırısı cenazesinde bile devam etti.
Baykal, Atatürk’ten sonra CHP’den ayrılmadan, CHP’li olarak yaşama veda eden ikinci CHP Genel Başkanı oldu. O, birikimi ve vizyonu ile Türkiye’nin dar siyaset kalıbına birkaç beden bol gelmişti. Umarım Türk Siyaseti gelecekte bu dar kalıpları aşacak Devlet Adamları yetiştirebilir.
Uğurlar Olsun, Atatürk’ün Partisinin son Genel Başkanı ! Atatürkçüler seni hiç unutmayacak ….
Tabi ki mevta veya cenazesi üzerinden saygısızlık addedilecek yola sürülmek istemem ama hakikat de orada duruyor efendim.Rahmetli Baykal’ın Kemalizm veya suya tirit hale getirilen Atatürkçülük (ne demekse) sözü filan ile bile ilgisi alakası yoktu.Siyaseten yoktu fikren yoktu.Klik uzmanıydı,uzgörü fakiriydi,CHP yıkımının sarsılmaz öncülüydü.Fikrim budur!
amacım D. Baykal’ı kötülemek değil. Tayyip Erdoğan’a iktidar yolunu açan kişi aynı zamanda. işte bu davranışı kendisine puan kaybettirdi.
Biz bunları kökten silip atacağız. Kimse bize “yok şunla helalleşin”, “buna da saygı duyun” felan demesin.
20 yılda, Cumhuriyet, tarihinde görmediği tahribatı, gericiliği ve namussuzluğu gördü.
AKP, Türkiye’nin bütün tarihi, kültürel ve ilerici her türlü birikiminin göbekten ve katıksız düşmanıdır.
Bu ülke “siyasal dinci-islamcı”lar ile “bölücü şovenler” yüzünden bu tahribatı gördü.
Kim ne masal anlatırsa anlatsın, bütün bu ölümlerin, çürümüşlüğün ana sebebi bu iki gruptur.
Ve yemin ederim, biz Türk gençleri olarak, bunlar diktiği küçücük bir fidanı bile söküp atacağız bu ülkeden.
Bunu da kimse unutmasın.