Ukrayna’nın NATO’ya üyelik planı sonrası başlayan Rusya’nın askeri harekatı devam ederken gerginliği artıracak bir çıkış İsveç ve Finlandiya’dan geldi. Finlandiya, askeri tarafsızlık politikasını sona erdirerek NATO’ya katılma başvurusu yapma kararını açıkladı. İsveç’in de ileriki günlerde benzer bir açıklama yapması bekleniyor.
Diğer 30 ülke gibi veto hakkı bulunan Türkiye’den konuyla ilgili ilk açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeler konusunda ‘olumlu bir düşünce’ içinde olmadıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Finlandiya ve İsveç’e kapıyı tam kapamadık” mesajı verirken Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da bu ülkelerin terörle arasına mesafe koyması gerektiğini söyledi.
İktidardan çelişkili açıklamalar gelirken, bu ülkelerin Rusya karşıtı bloka katılması Ukrayna’da devam eden çatışma ortamının daha da şiddetlenmesi ve Kuzey Avrupa’da yeni bir savaş tehlikesini doğuruyor.
Kısa süre önce CHP’den istifa ederek Zafer Partisi’ne katılan esli Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, konu hakkında görüşlerini sosyal medya hesabından paylaştı.
Gürel, Türkiye’nin veto seçeneğini kullanması gerektiğini savunarak şunları yazdı:
“İskandinav devletleri NATO’nun kuruluşunda ‘Türkiye’nin kendi dünyalarına ait olmadığını ve başka bir bölgenin sorunlarının kendilerini ilgilendirmediğini’ öne sürerek üyeliğimize karşı çıkmışlardı. Şimdi PKK’yı açıkça destekleyen İsveç ile Finlandiya’nın üyeliğini kabul etmemizi bekliyorlar. ABD ve İsveç’in sözcüleri bizi neredeyse tehdit edecekler! AKP İktidarının sözcüleri kapıyı pazarlığa açık tutuyorlar. Oysa, ulusal hak ve çıkarlarımızı pazarlık konusu yapmak kimsenin haddi değildir! 1980’de Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönmesine onay veren 12 Eylül askeri yönetimiydi. 2000’li yıllarda da Fransa’nın NATO’nun askeri kanadına dönmesine -aramızdaki bütün sorunları görmezden gelerek- izin veren de AKP iktidarıdır. Şimdi yaşamsal çıkarlarımızı bir yana bırakarak, bölücü, hain terör örgütünü açıkça destekleyenleri müttefikliğe kabul edecek miyiz? Kaldı ki ABD gibi ‘PYD/PKK sever’ NATO üyelerine de tutumlarını değiştirmedikçe kendilerini gerçek bir müttefik olarak görmediğimizi bildirmeliyiz. Ama bu iktidar Türk vatandaşlığının değerini düşürdüğü gibi, müttefiklik ilişkilerimizi de ucuza peşinde. Sarı muhalefet de onun kuyruğunda ! Zafer Partisi olarak biz, büyük Türk milletinin kandırılmasına izin vermeyeceğiz!”
Bir sürü teferruata gerek yok! Çarpıyı ABD’nin üstüne koyacaksın. Gerisi kendiliğinden şekillenir.
Nihayet doğru bir analiz ve tavır. Nato açıkça bize karşı savaşıyor. Biz korkakça ve sadece burjuvazinin çıkarları için hiç bir şey yokmuş gibi onursuzca davranıyoruz. Sonra büyük devletiz, 2000 yıllık gelenek filan masalları okuyorlar.
Pkk yandaşı ülkeler natoya girecek. Benim çocuğumu pkk öldürecek. Beni koruması gereken natoda ne işim var benim? Fakir halkı ateşe sürmeye diplomasi mi deniyor, öyle diplomasiyi yapanların çocukları önce cepheye bir gitsin görelim.
NATO’nun üyesi miyiz yoksa uşağı mı ortaya çıkacak.
Helal olsun ama bu ülkenin tek derdi o meclise vatansever değil bencil ve liyakatsiz ınsanlarin başkalarına torpil kendilerine ve du yanın egemen güçlerine çıkar sağlamak üzerine girdiğini bu millet anlayamadi bedelini vatansız kalınca anlar herkes