Tahliye kararı veren hakimleri HSK’ya şikayet ettiler… Dosyada ilginç örgüt notu

İstinaf 1. Ceza Dairesi’nin Adnan Oktar davasında yerel mahkeme tarafından verilen hükümleri bozması ve tutuklu bulunan 68 sanığın tahliyesine karar vermesi üzerine müşteki avukatları harekete geçti. 1. Ceza Dairesi heyetinin Adnan Oktar örgütü ile ilişkilerinin araştırılması talebiyle HSK’ya şikayette bulunan avukatlar, hakimler hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasını talep etti. Dilekçede, heyet başkanının dosyada yer alan örgüt içi haberleşme notlarında "bizdendir" notu düşülen savcıyla ortak kitap yayınladığına dikkat çekildi.

featured

GAMZE ÇINLAR / VERYANSIN TV

Adnan Oktar davasında müşteki avukatları Eser Çömlekçioğlu ve Hatice Ural, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Ceza Dairesi heyet başkanı Reyhan Yaman ile üyeler Derya Bayburtluoğlu ve Ahmet Mahnaoğlu’nu Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayet etti.

Müşteki avukatları dilekçede, 1. Ceza Dairesi heyetinin “tarafsız ilkesine aykırı” istinaf incelemesi yaptığı iddiasıyla haklarında inceleme başlatılmasını talep etti.

‘ÖRGÜTLÜ SUÇTAN KURTARMAYA YÖNELİK’

Dairenin yerel mahkeme tarafından kurulan tüm mahkumiyet kararlarının bozulmasına oybirliği ile karar verdiği hatırlatılan dilekçede, “Bu durum ilk bakışta heyetin takdiri gibi görünse de; karar incelendiğinde verilen bozma kararlarının, daire tarafından verilen sair bozma kararlarından çok farklı olduğu ve salt “sanıkları ve örgütü suçtan kurtarmaya yönelik istinaf incelemesi yapıldığı” görülmektedir” denildi.

‘DELİLLER YOK SAYILDI, İFADELER CIMBIZLANDI’

14 sayfalık dilekçede, özetle şu ifadeler yer aldı:

“Bozma kararlarında dava dosyasında yer alan somut deliller (MASAK ve Müfettiş raporları, ses kayıtları, tape dökümleri, fotoğraflar, video kayıtları, örgüte ait taşınmazlardan ele geçirilen el yazılı notlar, dijital materyal inceleme raporları, sanıkların çelişkili ve tutarsız savunmaları vs.) ile müşteki/etkin pişman ifadeleri yok sayılarak, müşteki ve etkin pişmanların ifadeleri sanıklar lehine cımbızlanarak, içerikleri değiştirilerek “sadece sanıklar ve müdafilerinin hiçbir dayanağı bulunmayan ve suçtan kurtulmaya yönelik ileri sürülen savunmalarına itibar edilmiş” ve usule, yasaya ve vicdana aykırı bozma kararları tesis edilmiştir…

‘YÜZLERCE CİNSEL SALDIRIYA ‘RIZA VAR’ DENİLDİ’

Evin içerisinde bulunduğu odanın kapısını kilitlemeyen genç kadının nitelikli cinsel saldırı eylemine rızasının bulunduğu, Genç kadınların birden fazla kişinin mukavemeti altında cebir ve şiddet kullanılarak maruz bırakıldıkları cinsel saldırı eylemlerine rızalarının olduğu, sanıklardan bir kısmının gerçekleştirdikleri eylemlerin cinsel saldırı olduğunu açıkça ikrar etmelerine karşın bu sanıklar tarafından işlenen cinsel saldırı eylemlerinde dahi mağdurların rızasının olduğu, örgüte yönelik operasyonda görev alan polis memurlarına silahı ile ateş açan örgüt üyesinin uyku sersemi kabul edileceği ve bu nedenle kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunun oluşmayacağı, uzun seneler dini telkin altında kalan ve bu telkinlerin etkisi ile kendisinden 20-30 yaş büyük onlarca örgüt üyesi tarafından gerçekleştirilen cinsel saldırı eylemlerine maruz kalan çoğu çocuk yaştaki müştekilerin bu cinsel saldırılara rızalarının olduğu…

9 yaşında bir çocuğun 65 yaşındaki örgüt elebaşı hakkında yaptığı iddia edilen yorumların cinsel istismar eylemlerine rıza anlamına geleceği, yerel mahkemece mahkumiyet hükmü kurulan malvarlığı değerlerine ilişkin suçlar bakımından usulden bozma kararı verildiği için, örgütsel faaliyetlerde kullanılan taşınmaz ve sair malvarlıkları üzerindeki müsadere kararlarının kaldırılabileceği ve bu malvarlıklarının örgütsel faaliyetlerin devamı için örgüt üyelerine teslim edilebileceği gibi birçok hukuka, mantığa ve vicdana aykırı gerekçeye yer verilmiştir.

‘ÖRGÜTÜ AKLAMAK İSTEDİLER’

Daire örgütü öylesine aklamak istemiştir ki; gerekçe göstermeksizin mahkumiyet hükümlerini bozmuş, duruşma açmadan ilk derece mahkemesi gibi yargılama yapmış…

Şikayet edilen hakimler tarafından verilen bozma kararları, gerek usul gerekse esas yönünden “Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütünü ve üyelerini/yöneticilerini aklamak için” kaleme alnmıştır.”

HEYET BAŞKANININ İLGİNÇ İLİŞKİLERİ

“Şikayet edilen hakimler neden Adnan Oktar silahlı suç örgütünü aklamak istesinler?” sorusuna yanıt verilen dilekçede, “Bu sorunun cevabı daire başkanının dosya sanıkları ile dolaylı ilişkisinde saklı bulunmaktadır” denildi ve iddialara şöyle açıklık getirildi:

“Şikayet edilen hakimlerden Reyhan Yaman (heyet başkanı), İstanbul Bölge Adliyesi 1. Ceza Dairesi üyesi iken 2017 yılında, Ali Parlar (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı) ve Erdal Şensoy (Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Üyesi) ile “Ceza Yargılamasında İstinaf Sistemine Göre İspat Gerekçe ve Hüküm” isimli bir kitap yayınlamıştır. Kitabın yazarlarından olan Ali Parlak’ın ismi Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik 11.07.2018 tarihinde yapılan operasyonda ele geçirilen el yazılı örgüt içi haberleşme notlarında geçmektedir.”

Müşteki avukatları söz konusu iddiaya ilişkin dosyada yer aldığı öne sürülen yazışmayı da şikayet dilekçelerine ekledi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi dava dosyasında yer aldığı belirtilen nottaki iddialara göre, örgüt üyeleri, örgüt içi haberleşme notu ile örgüt elebaşı Adnan Oktar’a ‘İstanbul adliyesinde bir savcımız var: Ali Parlar” şeklinde bilgi iletti.

Daire başkanı Yaman’ın birlikte kitap yazdığı Ali Parlar’ın da eski İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu ile yakın ilişki içerisinde olduğu ve birlikte birçok kitap yayınladıkları bilgisi de dilekçede yer aldı.

Hadi Salihoğlu’nun koruması Özdemir Uygun’un Adnan Oktar davasında sanık olduğunu ve avukatının da Salihoğlu’nun oğlu Ali Salihoğlu olduğunu hatırlatan avukatlar, Hadi Salihoğlu’nun müşteki/etkin pişman ifadelerinde adının örgüt ile ilişkili geçtiğine dikkat çekti.

‘SALİHOĞLU ÖRGÜTE YOL VERDİ’

Adnan Oktar davası iddianamesinde Hadi Salihoğlu hakkında yer alan ifadelere ve dava dosyasında yer alan örgüt içi haberleşme notlarına da dilekçede yer verildi. Davanın müştekilerinden eski Emniyet Müdürü Adil Serdar Saçan’ın, ifadesinde, Hadi Salihoğlu’nun 2007’de Üsküdar Başsavcısı iken örgüte yol verdiğini anlattığı beyanları da hatırlatıldı.

Dilekçede, “Reyhan Yaman, Ali Parlar ve Hadi Salihoğlu arasındaki ilişki ve örgütün istinaf mahkemelerinin heyetleri ile görüşme yaptıklarına ilişkin yazılı örgüt içi haberleşme notları mahkemenin zaten hukuka aykırı olan kararını bir kez daha sorgulamamıza ve heyet başkanı Reyhan Yaman’ın Ali Parlar ile doğrudan, Hadi Salihoğlu ile de dolaylı ilişkilerinin heyetin kararı üzerinde etkisi olduğu ve heyetin bu nedenle örgütü aklama amaçlı karar tesis ettiği şüphesini doğurmuştur” ifadelerine yer verildi.

‘MENFAAT AĞI ARAŞTIRILMALI’

Şikayet edilen hakimlerin “tarafsızlık ilkesini” ihlal ederek örgütün yüzlerce mağdurunun hak kaybı yaşamasına ve örgütün faaliyetlerinin devamına sebebiyet verdiklerini iddia eden müşteki avukatları, “Bu nedenle şikayet edilen hakimlerin tarafsızlık ilkesine aykırı olarak tesis ettikleri bu kararın altında yatan ilişkilerin ve menfaat ağının araştırılması gerekmektedir” dedi.

‘HTS KAYITLARI, HESAPLARDA ARTIŞ ARAŞTIRILSIN’

Avukatlar, şikayet edilen hakimler ile Savcı Ali Parlar arasında geçen HTS kayıtlarının, banka hesaplarında artış, eşleri ve birinci derece akrabalarının hesaplarında olağan dışı artış, gayrimenkul edinimi gibi hususların araştırılmasını istedi. Heyet başkanı Reyhan Yaman’ın eşi ve bir akrabasının da Adnan Oktar dosyası sanıkları, sanık avukatları ve örgüt ile iltisakı olabilecek kimseler ile irtibatının olup olmadığının araştırılması talep edildi.

‘YURT DIŞINA ÇIKIŞLARI YASAKLANSIN’

Avukatlar, heyet üyelerinin tarafsızlık yükümlülüklerini ihlal ettikleri sonucunu doğuracak bir delile rastlanılması durumunda cezai işlemlerinin başlatılmasını, ayrıca araştırma sürecinde hakimlerin yurt dışına çıkışlarının tedbiren yasaklanmasını talep etti.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 84’ü tutuklu 215 sanık hakkında yerel mahkeme tarafından verilen hükmün usulden bozulmasına karar vermişti.

Ceza dairesinin bozma kararıyla birlikte 68 tutuklu sanığın tahliyelerine karar verilmiş, suç örgütü lideri Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy’un ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedilmişti.

Kararda, eksik soruşturma ve iddianamede olmayan suçlardan hüküm kurulması gibi gerekçeler gösteren istinaf mahkemesi, Adnan Oktar ve diğer sanıklar hakkındaki cinsel saldırı ve çocuğa karşı cinsel istismar suçlamaları için de ‘mağdurların rızası bulunduğu’, ‘zamanında şikayette bulunulmadığı’ gibi gerekçeler göstermişti.

Dairenin bozma ve 68 sanığın tahliye kararına İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı itirazda bulunmuştu.

Başsavcılık, tahliyelerin usul ve yasaya aykırı olduğunu ifade etmişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığın itirazını reddetmişti.

thumbnail
İlişkili Haber

Başsavcılığın Adnan Oktar talebine mahkemeden ret! ‘Tutuklamaya gerek yok’

 

Tahliye kararı veren hakimleri HSK’ya şikayet ettiler… Dosyada ilginç örgüt notu

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Sizden olanlarla yok olup gidersiniz inşallah!

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!