Tarikatlarla ilgili ürkütücü bir ‘Neden?’ sorusu

featured

Başhekim Yardımcısı Ali Edizer’in sözleri, devlette örgütlenen tarikatları ve Menzil grubunu yeniden gündeme getirdi. Sözde işleri “Allah’ın yolu” olan tarikatlar, neden arsa arazi, iş dünyası, medya ve devlette örgütlenme çabasında?

Menzil cemaati mensubu Başhehim Yardımcısı Ali Edizer’in Medeni Kanunu hedef alan ve çok eşliliği savunan videoları gündem oldu. O sözlerden çok, Edizer’in eski GATA’nın başhekim yardımcılığına kadar nasıl yükseldiği konuşuldu. Tarikatların devlet içindeki örgütlenmesi yeniden tartışılmaya başlandı.

Hürriyet’ten Hande Fırat, “Amaç Allah’a ulaşmak, ibadet, fikir, kitap ise neden arazileri var? Neden televizyonları var? Neden işadamları örgütleniyor? Neden sağlık sektörü başta olmak üzere para kazanmaya odaklanıyorlar? Neden sempatizanlarını devlette kilit noktalara yerleştirmenin derdindeler?” diye sordu.

Fırat’ın yazısının satır başları şöyle:

“Aslına bakarsanız mesele tek başına Ali Edizer değil, mesele, daha doğrusu Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorun, Ali Edizerler ve Ali Edizerleri yetiştiren, sonra onların devlete sistematik yerleşmesini sağlayan cemaatler, tarikatlar. Konunun bir başka boyutu ise yıllar boyunca siyaset kurumunun başta oy kaygısı nedeniyle bu oluşumlarla kurduğu ilişki, kimilerinin sessizliği, kimilerinin ise cılız sesleri.

Dinde bir fikir, kitap, şeyh, imam, veli, âlim veya ibadet için bir araya gelen topluluklara cemaat; aynı dinin içinde birtakım yorum ve uygulama farklılıklarına dayanan, bazı ilkelerde birbirinden ayrılan Tanrı’ya ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri ise tarikat…”

Böyle diyor sözlükler… Sözlüklerin hiçbirinde “amaçları devlette kadrolaşmak, sermaye biriktirmek, siyasileri saflarına katmak, kendi medyasını kurmak, eğitim kurumları ile kendi ideolojisine uygun öğrenci yetiştirmek” gibi tanımlar bulunmuyor. Ancak günümüzde tarikat ya da cemaatlere baktığımızda sağlık sektöründe, eğitim alanında, iş dünyasında örgütlendiklerini; kadrolarını yetiştirdiklerini, yetiştirdikleri kadrolarını siyasetteki sempatizanlarının yardımıyla devlet örgütlenmesinde üst kademelere taşıdıklarını görüyoruz. O zaman da ortaya kocaman ve ürkütücü bir “Neden?” sorusu düşüyor.

BUNLARIN DİNLE KİTAPLA NE İLGİSİ VAR?

Amaç Allah’a ulaşmak, ibadet, fikir, kitap ise neden arazileri var? Neden televizyonları var? Neden işadamları örgütleniyor? Neden sağlık sektörü başta olmak üzere para kazanmaya odaklanıyorlar? Neden sempatizanlarını devlette kilit noktalara yerleştirmenin derdindeler? Bunların dinle, kitapla ne ilgisi var? Bu soruları 15 Temmuz kâbusunu yaşayan bir ülkenin sorması, sorgulaması normal. Normal olmayan, hâlâ FETÖ ile mücadele edilirken bu soruları akıllara getirmemek, bu soruları duymamak. FETÖ, devlette kadrolaşarak, devleti ele geçirerek, sermaye biriktirerek, eğitim kurumları ile beyin yıkayarak, medyasıyla propaganda yaparak 15 Temmuz’a geldi. Dolayısıyla artık hiçbir oluşumun FETÖ’nün yöntemlerini kullanarak farklı bir yapılanmaya gitmesine, devlet kurumlarına sızmasına ve liyakatin dışında atamalarla devlette örgütlenmesine asla müsaade edilmemeli.”

Tarikatlarla ilgili ürkütücü bir ‘Neden?’ sorusu

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Kendisi de pkk ve fetö tarikatina üye ondan.

  2. 9 Ekim 2020, 09:46

    İşleri Allah yolunu aydınlatmak değil çünkü, kendilerine sömürecek kullar edinmek.

  3. Çünkü onların ilahı, araziler, para, güç…

  4. asıl ürkütücü neden sorusu şu olmalı. Ataturkun partısının basında bırı var. bu tıp olaylarda hıc sesını cıkartmıyor.NEDEN?

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!