Bal

Tatar ve Ergün Olgun nereye koşuyor? (1)

featured

Sabahattin İsmail yazdı…

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve Özel Temsilcisi Ergün Olgun 4 konuda çok yanlış bir yolda ilerliyor:

1- Sanki çok gerekliymiş gibi, BM Genel Sekreteri’nin “çözüm için ortak nokta olup olmadığını araştıracak kişisel temsilci (personal envoy)” atamasını talep etmeleri…

2- Akıncı’nın ileri götürdüğü ve üreticimizi Rum Yönetimi egemenliğini tanımaya iten AB Hellim Tescili Sürecini Akıncı’nın bıraktığı yerden sürdürmeleri…

3- Ortaokul-Lise öğrencileri ile öğretmenlerimizi Almanya’nın finanse ettiği İMAGİNE adlı beyin yıkama ve psikolojik harp projesini, Akıncı’nın bıraktığı yerden devam ettirmeleri…

4- Akıncı’nın kurduğu ve Tatar-Ergün Olgun ikilisinin ısrarla devam ettirdiği 12 İKİ TOPLUMLU KOMİTE’den biri olan İKİ TOPLUMLU-İKİ EŞ BAŞKANLI CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ’ne, BM desteğiyle “çözüm sürecine katkı için” bir eylem planı hazırlatmaları, bu çerçevede Türk-Rum kadın örgütlerine bu eylem planını uygulama yetkisi/görevi vermeleri…

Bu yazımda, 13 Nisan’da ara bölgede, BM merkezi olarak kullanılan eski uluslararası uçak alanında Rumlarla BM’nin de katılımı ile Lansmanı yapılacak olan bu eylem planı kararını değerlendireceğim. Kalan diğer 3 başlığı ise hafta içinde tek tek ele alacağım.

KADIN ÖRGÜTLERİNİN MÜZAKERE VE ÇÖZÜM SÜRECİNE DAHİL EDİLMESİ

BM sözcüsü 9 Şubat 2022 tarihinde yaptığı açıklamada, Tatar ile Anastasiadis’in “Cinsiyet eşitliği teknik Komitesi tarafından hazırlanan ve kadınların ÇÖZÜM SÜRECİNE katkıda bulunmalarını sağlayacak bir eylem planının uygulanması konusunda anlaşmaya vardığını” açıklamıştır (….Nicos Anastasiades and the Turkish Cypriot leader, Mr. Ersin Tatar, have agreed to an Action Plan on ways to ensure women’s full, equal and meaningful participation in the settlement process/an eventual settlement process in Cyprus.)

8 Nisan tarihinde ise BRTK’ye telefonla açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Ergün Olgun, Akıncı’nın kurduğu ve Tatar döneminde de hala çalışmalarına devam eden 12 İKİ TOPLUMLU KOMİTE’den biri olan CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ’nden söz ederek şu bilgileri vermiştir:

“Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi, kadınların olası bir MÜZAKERE SÜRECİ içinde ve olası MÜZAKERE SÜRECİ ŞARTLARININ HAZIRLANMASINDA etkin yer alması konusunda bir eylem planı hazırlamıştır. Bu konuda Rum tarafı ile ORTAK BİR MUTABAKATA vardık. Bu bir eylem planıdır. BM’nin aldığı karara dayanarak 13 Nisan’da, BM’nin kullandığı ara bölgedeki Lefkoşa eski uluslararası hava alanında bu eylem planının Lansmanı yapılacak. Buna BM yetkilileri ile CB Tatar ve Rum yönetimi Başkanı Anastasiadis de katılacak. Toplantıya Teknik komite eş başkanları, üyeleri, teknik komite koordinatörleri (Rum-Türk), müzakereciler, özel Temsilciler de katılacak. Sn Sibel Tatar’ın organize ettiği 44 kadın örgütümüz ve oluşturduğumuz kadın örgütleri AĞI da online katılacaklar.”

FARKLI TERMİNOLOJİ

Dikkat edilirse BM açıklamasında “kadınların ÇÖZÜM SÜRECİNE” katılmasından söz edilirken, Ergün Olgun’un açıklamasında “kadınların MÜZAKERE SÜRECİNE VE MÜZAKERE SÜRECİ ŞARTLARININ HAZIRLANMASINA” katılmalarından söz edilmektedir.

Ergün Olgun’un iç tüketime yönelik farklı terminoloji kullanmasının nedeni nedir?

Ergün Olgun, Rum tarafı ile mutabık kalınandan ve BM tarafından açıklanandan farklı bir terminoloji kullanmaya niye gerek duymuştur?

İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ’nin Kıbrıs sorunu ile ilgisi nedir?

CİNSİYET KOMİTESİ niye müzakere sürecine karıştırılmıştır?

BM gözetiminde çözüm/müzakere sürecinin bir an önce başlaması için bu denli çırpınmanın nedeni nedir?

Yoksa iki ayrı devlete dayalı bir anlaşma şartımız kabul edildi de bizim mi haberimiz yoktur?

Kıbrıs uzmanı emekli Büyükelçi, Tugay Uluçevik, bu durumu Twitter’de şubat ayı içindeki paylaşımında şöyle eleştirmiştir:

“KKTC, ‘egemen eşitlik ve 2 devletli çözüm” diyeli 18 ay oldu. Ama bu sözde kaldı! Eylem ve somut adım yok!

BMGK’nin 2587 kararına göre “iki toplum lideri” “nihai çözüm sürecine kadınların katılımı Hareket Plânı” hakkında anlaşmış. BM, bu yolla, KKTC’yi federal çözüm hedefinde tutmayı başarıyor!!”

Sn Uluçevik ‘e yüzde yüz katılıyorum.

TATAR VE OLGUN’A SORULAR

Sn Ergün Olgun ve Sn Tatar’a sormak istiyorum:

– Hangi çözüm sürecinden/ hangi müzakere sürecinden veya hangi müzakere süreci şartlarının oluşturulmasından söz ediyorsunuz?

– Müzakere veya çözüm süreci  mi vardır?

– Böyle bir süreci başlatmak için niye çırpınıyorsunuz? Ateş suya mı düştü?

– 50 yıldır sonuçsuz müzakereler sürüyor, hala bıkmadınız mı? Rumla müzakeresiz yapamıyor musunuz?

– Çözüm müzakerelerinin başlaması için Hükümet, Meclis, KKTC-Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve Anavatan ile bir mutabakata mı vardınız? Ortak bir strateji mi belirlediniz?

– Bu konu hükümet, Dışişleri ve Anavatan ile detaylı konuşuldu ve mutabakat sağlandı mı?
Benim bilgime göre bu konu ne hükümette, ne Mecliste, ne Dışişleri Bakanlığında, ne de Anavatanda tartışılmıştır…

Tatar ve Ergün Olgun, kendi akıllarına göre açıkça emrivakiler yapmaktadır. Çözüm müzakerelerinin bir an önce başlatılması konusunda mutabakat yoktur.

Daha da ötesi KKTC Dışişleri Bakanlığının, Meclis Başkanlığının ve Anavatanın bu tür girişimlere karşı olduğunu düşünmekteyim.

Yanlışsam çıksınlar ve “Meclis, hükümet, Dışişleri ile bu konuda mutabakat vardır, detaylı tartışma yapılmıştır” desinler….

FEDERASYONA HIZMET EDİLİYOR

Federasyonu savunan BM’nin isteği ve Rum yönetiminin onayı ile ve Rum-Türk İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ’NİN hazırladığı bir eylem planı çerçevesinde “ÇÖZÜM/ MÜZAKERE SÜRECİNE  ve ÇÖZÜM ŞARTLARININ HAZIRLANMASINA katkı yapmak” demek, federasyona yakınlaşmaya, birleşmeye, kaynaşmaya, ortaklık çözümüne, Rumlarla birlikte yapılacak ortak etkinliklerle katkı yapmak demektir.

Halkın beyninde hala federal ortaklığın mümkün olduğu fikrini ve federal çözüm umudunu yeşertmektir.
Halkın gözünü, umudunu Kuzeye, Anavatana yönlendirmek yerine,  Güneye, Rumlara, BM’ye yönlendirmektir.

Siz ikiniz, kendi aklınıza göre, Dışişleri Bakanlığını, hükümeti, Meclisi dışlayarak, halka, olmayan bir çözüm umudu ve müzakere süreci hayali verme hakkını nerede buldunuz?

Bu proje, çok gereksizdir. Risklidir, ayağımıza dolanacaktır, bizi istemediğimiz bir yöne sokacaktır, Halka yanlış umutlar verecektir, üstümüze baskı çekecektir…

Bu proje, İKİ AYRI DEVLETE DAYALI BİR ANLAŞMA yerine federasyona hizmet edecek çok yanlış bir projedir…

Sizi uyarıyorum:

Milli Kıbrıs davası, sizlerin şahsi egolarınızı tatmin edeceğiniz, yabancılarla görüşüp şov yapacağınız, onlara şirin görünmek, aferin almak  ve heveslerinizi tatmin etmek için kendi aklınıza göre kullanacağınız bir hobi alanınız değildir.

Kıbrıs sorunu, milli dava, ikinizin şahsi tekelinde olan, istediğiniz gibi yönetme hakkınızın olduğu, hükümeti, Meclisi, Dışişleri Bakanlığı’nı ilgilendirmeyen bir konu hiç değildir.

Yol yakınken bu yanlıştan vaz geçiniz.

Akıncı’nın bıraktığı yerden devam etmeye son veriniz!

Artık İKİ AYRI DEVLETE DAYALI BİR ANLAŞMAYI savunduğumuza göre, her konuda DEVLETTEN DEVLETE İLİŞKİYİ SAVUNUNUZ.

Bunun gereği olarak, federasyona hazırlık hedefiyle Talat tarafından kurulan, Akıncı tarafından sayısı artırılan  İKİ TOPLUMLU TEKNİK KOMİTELERİ iptal ediniz..

Halkın gözünü Güneye değil Anavatana çeviriniz.
Rum örgütleri ile değil Anavatan sivil toplum örgütleri ile ortak etkinlikler organize ediniz…

KİM BU 44 KADIN ÖRGÜTÜ?

Sn Ergün Olgun, BRTK’ya yaptığı açıklamada, CB Tatar’ın eşi Sibel Tatar tarafından oluşturulan ve 44 kadın örgütünün yer aldığı bir kadın platformundan da söz etmiştir.

Ergün, İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ’nin, çözüm/müzakere sürecine katkı için hazırladığı eylem planını, Rum kadın örgütleri ile birlikte bu 44 kadın örgütünün uygulayacağını da açıklamıştır.
Kimdir bu 44 kadın örgütü?

Bunların ve CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ’nin Kıbrıs sorunu ile ne ilgisi vardır?

Ben bu yaşa geldim, KKTC’yi ve İKİ AYRI DEVLETE DAYALI BİR ANLAŞMAYI savunan 44 kadın örgütü olduğunu hiç görmedim, duymadım.

Ama tam tersi, AB, ABD, İngiltere vb. KKTC karşıtı emperyalist güçler  tarafından fonlanan federasyoncu onlarca iki toplumlu kadın örgütü olduğunu, Akıncı’nın eşi Meral Akıncı’nın ve Mehmet Ali Talat’ın eşi Oya Talat’ın başını çektiği birçok federasyoncu kadın Derneği olduğunu biliyorum…

Sibel Tatar’ın da, bu federasyoncu kadın derneklerini kendi başkanlığında bir Platform altında biraraya getirdiğini ve Kıbrıs sorunu konusunda rol kapmaya çalıştığını da biliyorum…

Demek ki, İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ’nin Çözüm/müzakere sürecine katkı için hazırladığı eylem planını, federasyoncu Rum kadın örgütleri ile birlikte uygulayacak olanlar, çoğunluğu federasyoncu olan bu 44 kadın örgütüdür.

Tatar ve özel Temsilcisi Ergün Olgun, federasyoncu Rum ve Türk kadın örgütlerinden, İKİ AYRI DEVLETE DAYALI ANLAŞMA  hedefimiz için nasıl bir katkı beklediklerini bize, hükümete, Dışişleri Bakanlığına ve Anavatana izah etmelidir. Ayrıca bu 44 kadın örgütünün isimlerini de açıklamaları gerekmektedir ki, hangi örgütün KKTC karşıtı emperyalist güçlerden kaç milyon dolarla fonlandığını da ortaya çıkaralım.
Belli ki Tatar ve Özel Temsilcisi Ergün Olgun, Kıbrıs sorununda sanki çok gerekliymiş gibi, Sibel Tatar’a da önemli bir rol vermeyi kararlaştırmıştır.

Ona ve oluşturduğu federasyoncu Kadın Platformu ile İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ’ne,
“çözüm/müzakere süreci şartlarını hazırlama” gibi önemli bir misyon yüklemişlerdir.

Oysa hala çözümden/müzakereden söz etmek ve buna Türk-Rum kadınların ortak katkı koymasını savunmak, Akıncı’nın yolundan gitmektir.

KIBRIS SORUNU HÜKÜMET VE DIŞ İŞLERİ BAKANLIĞI YETKİSİNDEDİR

Gerçekten ne yaptıklarını bilmiyorlar…

Nereye koştuklarının ve başımıza açacakları derdin  farkında bile değildirler.

Ben buna işgüzarlığın zirvesi, diyorum.

Tehlike potansiyeli yüksek olan ve Rumlarla ortaklık olasılığını canlı tutmaya yönelik bu sözde diplomasi oyunlarına hiç gerek yoktur.

Tatar ve Ergün Olgun, hükümeti, Meclisi ve Dışişleri Bakanlığını dışlamaya ve Kıbrıs konusunu sadece kendi yetkilerinde görmeye son vermelidir.

Liderimiz Denktaş zamanında federasyonun hedeflendiği “toplumlararası görüşmeler” sürecinde, tarihi kişiliği ve devlet kuran liderliği nedeniyle, doğal olarak yetki Cumhurbaşkanı Denktaş’ta idi.
Ancak artık federasyon ve İKİ TOPLUMLU GÖRÜŞME dönemi bitmiştir.

İKİ AYRI DEVLETE DAYALI ANLAŞMA dönemindeyiz.

Ve, Tatar da, asla LİDER DENKTAŞ DEĞİLDİR.

Dolayısı ile Rum tarafı  ile ilişkiler DEVLETTEN DEVLETE olmalıdır.

Kıbrıs sorunu da, Hükümet ve Dışişleri Bakanlığı yetkisinde olmalıdır.

Yani federasyon dönemi tutum ve bakış açısı artık değişmelidir.

Tatar, haddini ve sınırını bilmelidir.

Kendisini, çok hoşuna gitse de, Kıbrıs sorununda tek karar alıcı, tek icracı, tam yetkili lider sanma yanlışından vaz geçmelidir.

Almanya’nın fonladığı beyin yıkama amaçlı İMAGİNE PROJESİ’nin uygulanması için yaptığı gibi, Anayasal yetkilerini aşmamalı, Bakanlara yazılı talimat vermeye kalkmamalıdır.

Sn Ergün Olgun da, sn Tatar’ın arkasına saklanarak Kıbrıs sorununu tek başına sahiplenme ve yönlendirme hevesini terk etmeli, sn Tatar’ın ardı ardına yaptığı yanlışları önlemeye odaklanmalıdır

ÖNCE AMBARGOLAR VE TECRİT KALDIRILMALI

AB VE BM’nin, ortak taahhütlerine rağmen, KKTC’ye uygulamaya devam ettikleri ambargolar ve tecrit kaldırılmadan, Güneydeki Türk düşmanı eğitim sistemi değiştirilmeden, Rum tarih kitapları Türk düşmanlığından temizlenmeden, 1963’den gelen tazminat haklarımız teslim edilmeden, İki devletli anlaşma talebimiz kabul edilmeden Rumlarla hiçbir müzakere sürecine girilmemelidir…

Rum-Türk kadın örgütleri ve İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİTESİ üzerinden sözde düşük profilli yeni bir görüşme sürecini başlatmak, KKTC’ye reva görülen insanlık ayıbının devamına ve bu acımasız hukuksuzluğa boyun eğmek demektir!!!!

Kadın örgütlerini öne sürerek, bu hukuksuzluğa yeni bir meşruiyet zemini yaratmak büyük bir STRATEJİK HATADIR

Geç olmadan bu yanlıştan dönülmelidir.

Tatar ve Ergün Olgun nereye koşuyor? (1)

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!