Tatbikattaki Türk F-16’lara radar kilidi… Karataş: Baltayı taşa vurdular!

Ege Denizi’nde NATO’nun AWACS uçaklarına eşilik eden 2 Türk F-16, Yunan savaş uçakları tarafından radar kilidi atılarak taciz edildi. Ege'de tacizler sıklaşırken son olayı Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş Veryansın Tv'ye yorumladı. Olayla ilgili sadece Yunanistan askeri ateşesinin değil Yunan Büyükelçi'nin de Dışişleri'ne çağrılması gerektiğini belirten Karataş, Yunan tarafının bu olayda aynı zamanda NATO uçaklarına da radar kilidi attığı için tacizin belgelendiğini söyledi. Olayın Türkiye lehine etkin olarak kullanılması çağrısı yaptı.

featured

VERYANSIN TV

Son dönemde Ege’de Yunanistan hava kuvvetlerinin Türk F-16‘larına yönelik tacizleri arttı.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Ege Denizi’nde icra edilen NATO’nun havadan erken ihbar AWACS uçağı ve Nexus Ace eğitim görevini gerçekleştiren 2 Türk F-16 savaş uçağının, 24 Ağustos’ta Yunanistan‘a ait F-16 savaş uçakları tarafından radar kilidi atılarak taciz edildiğini bildirdi.

Türk uçaklarının da radar kilidi atarak, Yunan uçaklarına gerekli karşılığı verdiği öğrenildi.

Son dönemde Ege’de artan Yunan tacizi ne anlama geliyor?

Konunun uzmanı, emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş‘a sorduk.

Veryansın Tv yazarı Karataş’ın değerlendirmesinin satır başları şöyle:

“Öncelikle ada içerisinde dün B-52 uçaklarına refakat eden uçaklarımızla ilgili olarak Yunan uçaklarının tacizleri söz konusuydu. Onu zaten üst düzeyde dile getirdi Türkiye. Bugün de yine devam eden NATO AWACS uçağı ve yine Türk AWACS uçağı, yani havadan erken ihbar ve kontrol uçaklarının kontrolünün yapıldığı bir tatbikat var. Nexus-Ace diye geçen bir tatbikat. Türk veya NATO AWACS uçaklarını kontrol eden bir tatbikat bu. Çeşitli zamanlarda, ayda bir kere Türkiye’nin batısında, doğusunda ondan sonra çeşitli bölgelerinde AWACS uçaklarıyla eğitimi hazırlayan, eğitim yapmayı kolaylaştıran bir tatbikat.

HEM TÜRK HEM NATO PERSONELİ VARDI

Bu tatbikat, gerçek bir harekât ortamında da AWACS uçakları ile yapılacak çalışmanın hem pilotlar açısından hem de AWACS’ta görev yapan kontrolörler açısından önemli. Çünkü AWACS uçağı bir konsol uçağı olduğu için içinde bir sürü personel var. Hem NATO personeli var hem Türk personel var. Can alıcı nokta şu; Avrupa sahasında NATO ülkelerinin olduğu bölgede en iyi çalışmayı Türkiye’de yapıyor AWACS uçakları. Çünkü çalışmaya müsait geniş bir hava sahası var.

Onun için AWACS uçakları Türkiye’ye gelip çalışırken AWACS personeli Türkiye’den çok daha fazla eğitim alma imkânı sağlıyor. Birçok görevi yapma imkanları var. Çeşitli senaryoları uygulama şansları var. Onun için Türkiye’de AWACS uçağının gelişi-gidişi onlar tarafından çok arzu edilen bir eğitim şeklidir.

TATBİKAT DÜZENİNİ BOZDULAR

Bu en son yapılan tatbikat bölgesi senaryoları Ege’yi de kapsıyor tabii. Ege’yi kapsayınca Türk savaş uçakları Ege’ye çıktığında, her zaman olduğu gibi Yunan uçakları, yok ‘uçuş planı doldurmadınız’ yok ‘bize bilgi vermediniz’ gibi geçmişten gelen iddiaların paralelinde önleme yapıyorlar. Radar kilidi ikazı tacizdir. NATO uçakları gelmiş Türk savaş uçaklar ile beraber çalışma yapıyor. Ama siz hala kalkıp bir ikazda bulunarak, bu uçakları önlemeye çalışarak tatbikatın düzenini bozuyorsunuz.

BİLİNMESİNE RAĞMEN…

Yunanistan açısından bunun bir NATO tatbikatı olması hiç önemli değil. NATO üyesi olmuş, olmamış onlar için fark etmiyor. Onların tek düşmanı var Türkiye. Zaten eğitim sahaları belli olduğu için ağırlıklı olarak Türk uçaklarını önlemeye, taciz etmeye yönelik olarak yapıyorlar. Şimdi bu tatbikatın senaryosu, hava görev emriyle (ATO) zaten NATO içerisinde yayınlanıyor. Bu tatbikatın yapıldığı NATO tarafından yayımlanan emirle oluyor. Dolayısıyla hava görev emri yayınlandıktan sonra görevin amacı Yunanistan’daki harekât merkezinde de takip ediliyor. Almanya’daki Ramstein Üssü’nde de takip ediliyor. Bütün bilgiler NATO kaynakları tarafından bilinmesine rağmen siz bir de kalkıyorsunuz bu uçakları takip edip önlemeye çalışıyorsunuz ve mecburen tabii radar uçakları olunca radarlarıyla takip edecek. O da kilit atıyorlar, karşı taraf da ikaz veriyor.

YUNAN BÜYÜKELÇİ DE ÇAĞRILMALI

Bu uçuşlar NATO tarafından hava görev emri ile ATO ile yayınlandığı için herkes tarafından biliniyor. Yunanistan dünkü açıklamasında ‘uçaklar bir saat önce geldi’ diyor. Bu bir bahane değil. Uçaklar o sahaya gelince bu sefer Türk uçakları eğitim uçuşu yapıyor diye onları önlemeye kalkıyorlar.

Olay üzerine Yunanistan askeri ataşenin MSB’ye çağırılması dışında Yunan büyükelçisinin de Dışişleri Bakanlığına çağırılması gerekir.

BALTAYI TAŞA VURDULAR

Fakat baltayı taşa vurdular. B-52 uçaklarını önlemeye geldikleri için onu da taciz ettiler. Bu arada sadece F-16 uçağını radar kilidi ile takip etmezler. Aynı zamanda B-52 uçağının üzerinde de kilit var. Çünkü belli bir mesafeden bu uçağı radarınızdan takip edebilmeniz için o uçaklara da kilit atmanız gerekir. Dolayısıyla NATO’ya ait olan Amerikan B-52 uçağına üzerinde de Yunan savaş uçaklarının da kilitleri vardır. Bu da görevin dışında başka uçak olduğu için mutlaka bilgi veriliyordur pilotlara havadaki kontrol unsurları tarafından ama yine de bu da uygun değil. Neden uygun değil? Çünkü terbiyesizlik, ahlaksızlık.

‘TÜRKİYE DAHA SIK GÜNDEME GETİRMELİ’

Türkiye’nin bunu uluslararası kamuoyuna daha üst düzeyde, daha sık bir şekilde anlatması uygun bir yöntem. Ama bunu böyle belirli zamanlarda “ilişkiler iyileşiyor” anlamında değil, yapılan uçuşlardaki tacizleri veya it dalaşlarını çok fazla önemsemeden yapılan uçuşlar dışında sık sık dile getirmek… Yunanistan bunu her zaman yapar. Benim bildiğim 1980’lerden tutun 40-50 yıldır Yunanistan hep Türkiye’yi tacizci olarak göstermiştir. Türkiye bu konularda Yunanistan tarafından yapılan bu şeyleri başlangıçta çok fazla ciddiye almamıştır. Ama ciddiye alıp bunların yaptığı faaliyetleri artık günümüzde sık sık anlatmasının da faydalı olduğunu belirtebilirim.

KAZALAR DA MEYDANA GELEBİLİYOR’

Bütün bu uçuşlar az önce belirttiğim gibi hava görev emri NATO tatbikatı olduğu için; NATO tarafından hava görev emri yayınlanması nedeniyle, bunların hepsi bilinmesine rağmen çok ciddiye alınmıyor. O nedenle zaman zaman engellenen çok fazla olmamakla birlikte kazalar da meydana gelebiliyor. 8 Ekim 1996’daki F-16 savaş uçağımızın düşürülmesi gibi.

CİDDİYE ALINACAK SEVİYEYE ÇIKARTILMALI’

NATO dediğimiz o savunma topluluğu içerisinde, Yunanistan’ın bu durumu bilinmesine rağmen doğal karşılanıyor. Onun için Türkiye’nin bunu bu şekilde, özellikle NATO tatbikatları üzerinden gündeme getirmesi ses getirir mi? Getirir. Ama sonuç olarak, bunu belli aralıklarla yapıp ondan sonra yapmamak değil, devamlı yapacaksınız. Yunanistan bunu alışkanlık haline getirdiği için NATO makamları tarafından ciddiye alınmıyor. Bunu ciddiye alınacak seviyeye çıkartmak gerekir.

‘NATO BİLEREK SEYİRCİ KALIYOR’

NATO makamları nezdinde bu olayların daha ses getirecek şekilde ciddiye alınması gerekiyor. Önümüzdeki dönem içerisinde bir radar kilidi sonucunda, bilerek veya bilmeyerek ateşlenecek füzenin başka bir uçağı düşürmesi de söz konusu olabilir. Ege’de her zaman bu olabilir. Şimdiye kadar binlerce saat içinde kaza oranının düşük olmasını nedeni bir yerde de pilotların maharetine kalıyor. Yani olayları tahlil etmesi ve olayların ciddiyetine göre uçuşlar yapılıyor. Ki bunun NATO tarafından çözülmesi de söz konusu değil. Çünkü bilerek seyirci oluyorlar.

NE YAPILMALI?

Bu işler yapılırken eğer ataşeyi Milli Savunma Bakanlığına çağırıyorsanız, büyükelçiyi de Dışişleri Bakanlığına çağırmanız gerekir. Ataşeyi Milli Savunma Bakanlığına çağırıp bu konu hakkında bilgi verirseniz bu askeri düzeyde kalır. Milli Savunma Bakanlığına çağırdığınızda hem bunu NATO düzeyinde asker kanalı olarak belirtiyorsunuz ama Dışişleri Bakanlığına da çağırılarak ona da bildirmek gerekir. Bunun karşıtı olarak Yunanistan da aynı şekilde büyükelçimizi çağırarak bu tacizle ilgili olarak kendi iddialarını büyükelçimize ve müsteşarımıza zaman zaman yaparlar.

Belçika’da NATO karargâhında da bunun hem oradaki temsilci büyükelçimiz tarafından hem de Türk askeri temsilcisi tarafından dile getirilmesi önemli. Yani sadece Türkiye bacağı değil, her seviyede dile getirilmesi gerekir. Yoksa burada yapılan faaliyet burada kalır.

‘RADAR KİLİDİ ATMAK’ NEDİR?

Öte yandan, Beyazıt Karataş, uçakların radar kilidi atmasının ne olduğunu teknik olarak Pankuş Yayınları tarafından basılan Maske İzi kitabında şöyle anlattı:

“Radar sistemleri sadece askeri alanda (kara, deniz, hava) değil günlük yaşantımızda da kullanılmaktadır. Sağlık, meteoroloji, kara ve denizyolu ile seyahat, sivil uçuşlar, balıkçılık vb. alanlar radar sistemlerinin kullanıldığı alanlardan sadece bir kısmıdır.

Uçaklarda kullanılan radar sistemlerine gelince, bu radarlar özetle uçuşu destekleyecek hava-hava ve hava-yer olmak üzere iki maksatla kullanılmaktadır. Bu radarlar aynı zamanda askeri uçaklarda kullanılan silah sistemleriyle koordineli çalışabilmesi için atış ve silah kontrol radarları ile de donatılmışlardır.

Savaş uçaklarının uçuşlarının güvenli olarak yapılabilmesine destek veren radarların hava-hava özellikleri, hedeflerin tespitinde ve kullanılan silah sistemlerinin füze veya top atışlarının etkinlikle yapılmasında kullanılır. İşte bu görevlerin yapılması sırasında seçilen hedefin diğer takip edilen hedeflerden ayrılması tespit, teşhis, önleme ve tahrip edilebilmesi için kullanılan metoda “radar kilidi atma“ denilmektedir.

Hava-hava radarını İki türlü kullanabilirsiniz. Birincisi; Radarı aktif olarak kullanıp hedef uçağı kilitleyerek takip edersiniz, bu durumda karşı tarafın eğer Radar İkaz Alıcısı Sistemi (Radar Warning Receiver- RWR) faal ise bu ikazı alması gerekir. İkincisi; Hedefi pasif olarak, yani hedefe önceden kilit atmadan takip edersiniz, hedef eğer sizi radarında takip etmiyorsa ve radarlar tarafından da ikaz edilmemişse sizi fark etmeyecektir. Pasif teknikte atış öncesi kilit atar ve hemen atışınızı yaparsınız.

Her radar sisteminin kendi sembolleri ve kullanım usulleri bulunmaktadır. F-16 uçaklarının radarları burun kısmında bulunmaktadır. F-16 uçağına ait kokpit (uçak içi), gösterge ekranları ve sembolleri ile uçuşa kolaylık sağlayan Baş Üstü Göstergesi (Head Up Display-HUD), görüntülü ve sesle pilotu ikaz eden Radar İkaz Alıcısı (Radar Warning Receiver-RWR) fotoğrafları anlamayı kolaylaştırmak için örnek olarak ele alınmıştır.”

Tatbikattaki Türk F-16’lara radar kilidi… Karataş: Baltayı taşa vurdular!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. batının iki yüzlülüğünün birkez daha kanıtlayan hadise.

  2. Mesele yunanistan olsa proplem yok onu gaza getiren ulke veya ulkeler” yunan ahmak” şişirilmiş balondan ibaret balyozu yedinde anlarda ozaman is isten gecmis olur o suriye savasi gibi olur saniyo olmaz elin tetie değdinde onlarin kipirdicak zamanlari dahi olmaz ucak inip kalkicak pisti bile kalmaz

  3. Laf başına gelince çooookkkk
    böyyyyük ülkeyiz ama hâlâ yunan itlerine bir türlü gerçek bir ders veremiyoruz
    😝😝😝😝😝

  4. Yunanli Pilotlarin bilemedigi ve idrak edemedikleri sey sudur; Her Ucak Manuel olarak kullanilabilir. Ayni Apollo 11 in Aya inisinde oldugu gibi. Bütün Sistemleri devre disi birakip Birinci Dünya Savasinda ki bir Ucaga dönüstürebilirsiniz bir F 16 yi. Sehit edilen Mühendislerimiz zaten bu is icin ugrasiyordu.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!