TTK Başkanı değil, Tarihsicilerin* Başkanı

featured

Yılma Başar Korkmaz yazdı…

Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz!

Bir tarih öğrencisi olarak, tarih disiplininin ülkemdeki yegane temsilcisi olan Türk Tarih Kurumunun eski başkanının; cumhuriyet düşmanı, geçmişin Nigahban’ı ve şimdinin FETÖ’sü olan örgüte kucak açması, Ermeni soykırımı yalanını aklında doğrulayarak buna bayrak açması, Kurtuluş Savaşı’nı küçümsemesi ve daha nicesine sahip olması beni utandırıyor. İşte geleceğimizi yazan, hürriyet programımızı belirleyen tarih disiplininin kimlerin eline düştüğü ortada…

İşte bu zat Prof. Dr. (!) Mehmet Metin Hülagü.

Geçtiğimiz günlerde Metin Hülagü, şöyle bir tweet attı: “Milli Mücadele’de biz 7 düvelle falan savaşmadık. Bu tür masalları çocukken dinlemiştik ama anladık yalanmış. Tek savaştığımız devlet Yunanistan ve kısmen Fransa’dır.”

Şimdi biraz Metin Hülagü’nün faaliyetlerinden ve çevresinden bahsetmekte fayda var sevgili okurlar. Erciyes Üniversitesi’nde bir konferans düzenleniyor, ismi ise “Osmanlı Toplumunda Birlikte Yaşama Sanatı: Türk-Ermeni İlişkileri Örneği”. Enteresandır ki konferansa Ermeni Patriği Mesrob II da katılmıştır. Ayrıca tesadüfler ise devam etmekteydi, konferans komite ekibinde 15 Temmuz sonrasında FETÖ’den yargılananlar doluydu: Yrd. Doç. Dr. Şakir Batmaz, Yrd. Doç. Dr. Gülbadi Alan, Yrd. Doç Dr. Süleyman Demirci, Yrd. Doç. Dr. İsmail Aydoğan.

Şakir Batmaz, FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamlarından olan Kemal Batmaz’ın kardeşi, FETÖ’den işlem gördü. Gülbadi Alan, Metin Hülagü’nün asistanıydı ve FETÖ’den işlem gördü. Süleyman Demirci FETÖ’den işlem gördü. Şu anda maalesef ki Prof. Dr. olmuş İsmail Aydoğan ise Kırıkkale Üniversitesi’nde İstiklal Marşı’nı “nasılsa” siyasi içerik olduğu gerekçesiyle okutturmamış ve ayrıca bir başka programda ise Arapça okutmaya çalışmıştır.

İşte bu takım ile düzenlenen bir programın ekip koordinatörü olan Mehmet Metin Hülagü, program için dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’den 25 bin TL alıyor. İşte bilime hizmet (!) sevgili Türk Milleti…

Devam edelim…

9-10 Ocak 2014 tarihlerinde Türk Tarih Kurumu tarafından Ankara’da “Tarihte Türkler ve Kürtler” adlı bir konferans düzenlendi. Koordinatör tabi ki Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü. Ayrıca Hülagü nasıl bir açıklama yapsa iyidir dersiniz: “Açılımla ilgisi yok, tamamen akademik bir çalışma”, sanıyoruz ki tezatına ulaşmak için kör göze parmak… Taha Akyol da 28 Kasım 2013 tarihli yazısında destek çıkıyor: “Prof. Hülagü’yü kutluyorum bu çok isabetli kararından dolayı”. Kürt açılımına 4 Kasım 2009 tarihinde köşesinde yazdığı şu sözlerle destek veren Taha Akyol’dan bahsediyorum: “‘Açılım’ teoride doğrudur, gereklidir. Ancak teoride ‘doğru’ olması yetmez. Takdimi, tanıtımı, toplumsal ilişkileri, siyasi terminolojisi, psikolojik yönetimi de iktidar tarafından doğru yürütülmelidir. Muhalefet de fay hattını germekten mutlaka sakınmalıdır.

Peki gerçekten de 7 düvele karşı mücadele vermedik mi? Yalnızca Yunanistan’a karşı ve birazcık da Fransa’ya karşı mı bağımsızlık mücadelesi verdik? Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki, Sayın Hülagü Lozan Barış Antlaşması’nda Yunanistan kendisini temsil edemedi, siz kimle savaştığımızı düşünüyorsunuz? Ben size hemen cevabı vereyim, dünyada emperyalizm olgusunu kuruluş aklında taşıyan her devletle, işte bu kadar kısa, net ve anlam yüklüdür. Gerçi siz “yurtta sulh, cihanda sulh” anlayışımızı terk etmemizi belirten akademisyensiniz…

Şimdi detaylarımıza geçebiliriz sevgili okurlar.

Bağımsızlık mücadelemizin daha iyi anlaşılması isteniyorsa okumalarımızı derinleştirmekte fayda var. Süreya Bedir Han’ın Türkiye’ye Karşı Kürdistan Dosyası adlı kitapçık Türkiye’yi Avrupa’ya şikâyet etmektedir. Ayrıca bu kitapçıkta işbirlikçilerin emperyalistlerden aldığı silahların itiraflarını ve Doğu Cephemizdeki ihanet belgelerini de açıkça göreceksiniz.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin önde gelen üyeleri şu kişilerdi: Padişah Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Sait Molla, Dahiliye Nazırı Ali Kemal. Derneğin başkanı ise ajan Rahip Frew idi. Atatürk’ün bu cemiyet ile ilgili yazdıklarını okumakta fayda var: “Bu derneği iki yönü ve iki ayrı niteliği vardı. Biri açık yönü ve usulüne uygun teşebbüslerle İngiliz himayesini sağlama amacına yönelmiş olan niteliğiydi. Öteki de gizli yönüydü. Asıl faaliyet bu gizli yöndeydi. Memleket içinde örgütlenerek isyan ve ihtilal çıkarmak, milli şuuru felce uğratmak, yabancı müdahalesini kolaylaştırmak gibi haince teşebbüsler, derneğin bu gizli kolu tarafından idare edilmekteydi.

Görüyoruz ki bağımsızlık mücadelesini verdiğimiz kanal yalnızca süngünün karşısında olmak değilmiş, öyle değil mi Hülagü Bey? Yoksa FETÖ’nün 15 Temmuz’a kadar devletin her mekanizmasında olmasını bir işgal girişimi olarak görmüyor muydunuz? İşte hodri meydan…

İngilizlerin Merzifon ve Samsun’u boşaltmasından sonra Sivas halkı “kahrolsun işgal” pankartları ile fener alayı düzenlemişti. İngilizlerin kuklası olan Damat Ferit ise hükümet politikalarıyla bu söylemin uyuşmadığını belirtmişti. Sorarım o halde, işgale karşı gelmenin mahkum edilmeye çalışıldığı bir grup düşman ordusu değildir de nedir?

Duatepe’den vatanın kalbine doğru ilerledik. İzmir’i kurtardıktan sonra ordumuzu Trakya’ya doğru yönelttik. Çanakkale’ye doğru ilerlemekteydik ki bizi bekleyen 8000 İngiliz piyadesi vardı. Sömürgeler Bakanı Churchill, çevre coğrafyalardan kuvvet bulsaydı sıcak bir savaş yaşanacaktı fakat bağımsızlık mücadelemizin ve verdiğimiz kavganın karşısında yerle yeksan olan emperyalistlerden destek gelmedi. İtalya-İngiltere-Fransa temsilcilerinin toplantılarında ise savaşın büyük yenilgisinin göz yaşları vardı Sayın Hülagü.

Ve daha nicesi…

Tarih, bir gerçekliktir ve gerçek argümanlarla varlığını devam ettirir. Tarihsicilik ise toplumlar için bir ölüm makinesidir. Yalan ve abartılar ile değil, gerçekler ile hareket edilmeli ve bilim yapılmalıdır.

İhanetin bazen belgesi olur, Sevr gibi ama her zaman da sözü olur ve bunlar asla unutulmaz, unutmadığımız gibi.

Öneri bir albüm ile yazımı sonlandırmak istiyorum sevgili okurlar,

Fikret Kızılok – Bir Devrimcinin Güncesi

* Genel manada tarihselcilik ile karıştırılsa da tarihsicilik, tarihsel gerçeklikten uzak, abartma ve uydurma bilgilerin karşılığıdır. Hazır yazmışken bir kitabın da düzeltilmesini talep etmekte fayda görüyorum. Karl Popper’ın yazdığı “The Povery of Historicism” adlı eser Türkçeye Tarihselciliğin Sefaleti olarak çevrilmiştir ki yanlıştır. “Tarihsiciliğin Sefaleti” olarak çevrilmelidir. (D. Özlem)

TTK Başkanı değil, Tarihsicilerin* Başkanı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. 12 Ocak 2021, 09:44

    Google aramalar-Atatürk ve Cumhuriyeti öğrenmek istiyorum (enter)-temel kitaplar-1. sıradaki Nutuk.

  2. sultan abdülazizi intihar süsü vererek öldüren, yerine kendi güdümlerinde hareket edecek sultanlar getiren, abdülhamidi hal”edip yönetimi ele geçiren, meşrutiyeti ilan ettiren, batılı çağdaş olma ayağına bu topraklara her türlü ihaneti reva gören, bizi cihan harbine sokan, cihan harbinde yenilmemize sebep olan, mondorosu sevri imzalayan hain diye yaftalanan istanbul hükümeti kimdir, İTTİAT TERAKKİ’nin ta kendisidir. yani 1920 sonrasının cumhuriyet halk fırkası ve bugünün chp sidir. muhalefet konforuyla mustafa kemali yüceltip sanki istanbul hükümeti osmanlının bakiyesiymiş de mustafa kemale düşmanmış gibi bir yalan tarih üstüne siyaset üretmeyin kardeşim, istanbul hükümeti ve mustafa kemal aynı tarlanın ürünüdür, aralarındaki fark ittiatçı enver paşa’nın türkülük-turancılık sevdası ile daha büyük düşünmesi karşısında mustafa kemal daha minimalist şekilde “az olsun öz olsun ama benim saltanatım olsun, trakyada musulda, batumda b.k mu var banane” şeklinde zuhur eden fikirlerindeki ayrılıktır.

  3. “Atatürk’ün bu cemiyet ile ilgili yazdıklarını okumakta fayda var:…” demişsiniz. Yaptığınız alıntının kaynağını belirtir misiniz. Kullanılan kelimeler ve üslup Atatürk’e ait olamaz. Aklıevvelin teki, Atatürk’ün yazdıklarını kendince “günümüz Lisanına” mı tercüme etti yoksa tamamen mi sallıyorsunuz?

  4. Kütük yani kısaca

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!