Türkiye Futbol Federasyonu seçiminde aday profili

Murat Bölükbaşı yazdı…           

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir’in istifa kararından sonra 16 Haziran tarihli olağanüstü seçimli olağan genel kurul kararı alındı. Bu tarihte Federasyon yeni başkanını seçerken, öncesinde kulis ve lobi faaliyetleri de oldukça hızlanmaya başladı. Kulüp başkanları, Teknik direktörler, ünlü futbol yorumcuları, eski Milli futbolcular derken, liste uzayıp gidiyor. Herkesin bir Başkan adayı varken, bir futbol insanı olarak Türk futbolunun ali menfaatleri doğrultusunda naçizane benim de bir adayım var! Maalesef futbolumuz içler acısı bir dönemden geçiyor. UEFA Liginde C klasmana düşen bir Milli takım, UEFA Liginde 20. sıraya gerileyen ülke puanı, UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası ve UEFA Kupasında ön eleme oynama zorunluğu gibi, bizi Avrupa arenasında zayıf ülkeler ve kulüpler klasmanına iten bir durumla karşı karşıyayken, futbolumuzun marka değerinin neredeyse 5’de 1’e düşmesi, yayın ihalesinin bir türlü sonuçlanmaması, Kulüp takımlarımızın üstüne binen borç yükü, yetenek havuzu daralmasını önleyici tedbirlerin hayata geçirilmemesi, FiFA kokartlı Milli hakemlerimizin maruz bırakıldığı durumlar, futbolun paydaşları olan alt birliklerin süreç içinde futbol yönetim havuzunun dışına itilmesi, yeni spor yasası’nın kulüpler birliği tarafından tepkiyle karşılanması ve öngörülebilir sonuçlarının Türk futbol yönetimine olumsuz yansıması sonucunda, biriken problemlerin dağ gibi aşılamaz bir duruma gelmesiyle birlikte, Türk futbolu yeni Başkanını arıyor! Yukarıda da ifade ettiğim gibi aday çok; ama bu adaylar Türk futbolunun çöküşüne dur diyebilir mi, işte bu soru işareti.

Türk futbolunun nesnel okumasını yapma gayreti içinde olan bir futbol adamı olarak, TFF’nin ihtiyacı olan Federasyon başkan adayı Şenes Erzik türü bir başkan profili olmalı diye düşünüyorum. Şenes Erzik, Türkiye’nin önde gelen kurumlarında profesyonel idarecilik yapmış, TFF’nin ilk özerk statüdeki başkanı olarak havuz sistemi futbol yayın anlaşması, sponsorluk ve reklam anlaşmaları gibi projeleri hayata geçirmeyi başaran bir Federasyon başkanı olarak Türk futbolunun bu günlere gelmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Şenes Erzik, UEFA As başkanlığı ve FİFA icra kurulu üyeliği görevlerini de birlikte yürütmüş ve Türk futbolunun Avrupa’da ve Dünya’da başarıyla temsil edilmesini sağlamıştır.

Türk futbolu, Şenes Erzik sonrası bu kalibrede bir Federasyon başkanını görmedi, ya da, pasta çok güzeldi ve tadı yiyenlerin damağında kaldığı için koltuğun sahibi hep iş adamları oldu. Sonuçları ortada değil mi! Şimdi ise pastanın tadı zehir gibi. Eğer Türk futbolunu Şenes Erzik profiline uygun bir yöneticiye teslim etmezsek bu girdaptan çıkmamız mucize olur. ‘’Böyle bir yönetici profili var mı ki,’’ diye soracak olursanız, evet var! Bu İsmi sizle paylaşmadan önce ihtiyacımız olan Federasyon başkanında olması gereken özellikleri sizinle paylaşacağım.

Öncelikle ilk şartım, adayın bir siyasi gücün adamı olmaması, her kurum, kuruluş ve kişiye eşit mesafede olması. Türk futbolunu yönetebilecek, bilgi birikim ve tecrübeye sahip, başkanlık koltuğuna layık bir aday olması. Kurumsal operasyon yapma beceri ve cesaretinin olması. Sektöre yönelik yasa yapıcı bir birikim ve vizyona sahip olması. Türk futbolunda statü ve talimatlara hakim, bunları geliştirici, düzenleyici ve uygulayıcı bir birikime ve vizona sahip olması. Futbolun tüm paydaşlarıyla birlikte futbol yönetiminde eşit katkı ve değer katıcı ortak aklı harekete geçirecek kurumsal bir yönetim anlayışını hayata geçirmesi. Daha önce TFF bünyesinde çeşitli birimlerde görev almış, ‘’ben şimdi ne yapacağım’’ demeden kolları sıvayıp harekete geçecek proje insanı olması. Ekonomik darboğaz içinde olan Türk futbolu ve Federasyonu bu darboğazdan çıkarabilme becerisi ve aklını gösterebilecek iktisadi bilgi ve operasyonel tecrübeye sahip olması. Türk futbolunu Avrupa standartlarına getirebilecek devrimci akla, misyona, iradeye ve kişiliğe sahip olması…

Bir Futbol insanı olarak yukarıda tarif ettiğim futbolun gerçek ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda benim adayım Sayın Rıza Çavuşoğlu’dur… Birçok kişinin ‘’kim bu Çavuşoğlu’’ dediğini duyar gibiyim. 1960 Makedonya Manastır doğumlu olan, İktisat fakültesini bitirerek İş hayatına atılmış, Yaşar Holding bünyesinde bölge müdür yardımcılığı ve müdürlüğü, Devlet kurumu olan Van Et Entegre AŞ.’nin 10 yıl süreyle sözleşmeli pazarlama ve bölge müdürlüğü görevlerinde bulunmuş, halen Balkanların ve Ortadoğu’nun en büyük organize Matbağcılar Sitesi Genel Müdürlüğü görevini yürütmektedir. Bir futbol insanı ve futbol yöneticisi olan TFF B diploma sahibi Çavuşoğlu, Tüfad İstanbul şube başkanlığı, İstanbul futbol disiplin kurulu üyeliği, İstanbul ASKF Genel Merkez delegeliği, TÜFAD Genel Merkez delegeliği, TFF’ye bağlı Federasyon temsilciliği görevlerinin yanı sıra Profesyonel ve Amatör futbol takımlarında yönetici düzeyde görevlerde bulunarak Türk futboluna her alanda katkı sağlamış bir futbol adamı olan Çavuşoğlu, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ve Erzurum Üniversitesi Adalet Meslek Yüksek Okulunda eğitim hayatını sürdürmektedir. 25 yıldır İsmail Dilber tarafından ‘’yönetilen’’ TÜFAD Başkanlığına aday olma cesaretini göstermenin karşılığını arkadaşlarıyla birlikte TÜFAD üyeliğinden atılmakla gören Çavuşoğlu’nun hukuk mücadelesi yargı sürecinde devam etmektedir.

Şimdi soruyorum; Türk Futbolunun her kademesinde görev yapmış bu donanımda ikinci bir adayınız varsa, ve gerçekten amaç ve idealiniz Türk futbolunu tekrar ayağa kaldırmaksa, daha yüksek profilde bir adayı da getirin siz önümüze koyun. Gündemde gezinen isimlerin sadece Teknik direktörlük, futbolculuk, yorumculuk ve iş adamlığı deneyimleri ile Türk Futbolunu yönetme ihtiraslarına göz yumup, kısır bir döngü içinde Türk futbolunu kötünün iyisine mahkum etmeyin. Kısacası ölümü gösterip sıtmaya razı olmanın hiç kimseye bir faydasının olmayacağını bir zahmet görün artık.