‘Türkiye ve Taliban havalimanı için anlaştı’ iddiası… Güvenliği SADAT mı sağlayacak?

featured

Türkiye’nin Taliban’la Kabil Havalimanı’nın işletilmesi konusunda ‘taslak anlaşma’ya vardığı iddia edildi. Middle East Eye’nin haberine göre Türkiye Taliban’ı tanıyacak, havalimanı Türkiye ve Katar tarafından ortak olarak işletilecek. İddiaya göre havalimanının güvenliği, eski Türk askerleri ve polislerinden oluşan özel bir güvenlik şirketi tarafından sağlanacak. ‘Özel güvenlik şirketi’nin SADAT olup olmayacağı ise merak konusu….

Ankara-Washington hattında başlayan ancak Taliban’ın Afganistan’da kontrol sağlamasının ardından örgüt ile Türkiye arasında devam eden Kabil Havalimanı’nın işletilmesi ve güvenliğinin sağlanmasına ilişkin görüşmelerle ilgili çarpıcı bir iddia ortaya atıldı.

Middle East Eye’den Ragıp Soylu ve Levent Kemal imzalı habere göre Türkiye, Taliban ve Katar arasında “taslak anlaşma”ya varıldı.

İki kaynağın” iddiasına göre “ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından kesinleşecek” anlaşmanın maddeleri şöyle:

-Türkiye Taliban’ı Afganistan’ın meşru hükümeti olarak tanıyacak

-Türkiye ve Katar havalimanını ortak olarak işletecek

– Ankara havalimanının güvenliğini, personeli eski Türk askerleri ve polislerinden oluşacak özel bir güvenlik şirketi aracılığıyla sağlayacak.

Habere göre “çok sayıda Taliban sözcüsü konuyla ilgili MEE’nin sorularına yanıt vermeyi reddetti ve konuyla ilgili medyayla konuşma yetkilerinin olmadığını söyledi.

TASLAK ANLAŞMA ABD’YE GÖTÜRÜLECEK

Haberde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın anlaşmayı onaylaması gerektiği, başta ABD olmak üzere NATO müttefikleriyle bu konuda istişarelerde bulunmasının beklendiği belirtildi. 

ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETİ SADAT MI?

Haberde iddia edilen özel güvenliğin kamuoyunda sık sık gündeme gelen Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin (SADAT) tarafından sağlanıp sağlanmayacağı merak konusu… 

Suikast ve gayri nizami harp eğitimi veren SADAT’ın kurucusu 1996 yılında irticai faaliyetlerden dolayı TSK’dan emekli edilen eski Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi

İslam birliği için Mehdi hazretleri gelmeli. Onun gelmesi için ortamı hazırlıyoruz’ sözeriyle tepki çeken Tanrıverdi, şirketinin amacını 2012’de şu ifadelerle anlatmıştı:

“Türkiye’nin köklü askeri gelenekleri ve birikimini ihtiyacı olan ülkelere aktarmak. Kendi deneyimi ve birikimi olmayan ülkelerin silahlı kuvvetlerinin eğitim, strateji gibi ihtiyaçlarını karşılayacağız. Dünyada örneği çok. Türkiye’de ilk olacak.”

Tanrıverdi’nin kurucusu olduğu SADAT’ın para karşılığında Suriye’deki silahlı gruplarını eğittiği iddiası da basına yansımıştı.

AÇILIM DESTEKÇİSİ

15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanlığı görevine getirilen Adnan Tanrıverdi’nin, PKK ile yapılan “açılım” sürecine destek verdiği, eyalet sistemini ve Kürtçe eğitimi savunduğu ortaya çıkmıştı.

Tanrıverdi şunları demişti: 

“Devletin kurumlarında ve uluslararası ilişkilerde resmi dil Türkçe olmalı. Ancak Kürtlerin ve diğer etnik grupların kendi dillerini konuşma, geliştirme ve kendi dilinde eğitim yapma imkanı anayasa ile koruma altına alınmalıdır. Kürtçe dilinin geliştirilmesi, devletin kültür programlarında yer almalıdır. Devletin resmi okullarında isteyen Kürt vatandaşlarımıza kendi dilinde eğitim hakkı sağlanmalı, ikinci dil olarak da Türkçe öğretilmelidir. Türkçe eğitim yapan devlet okullarında da ikinci dil olarak Kürtçe dili tedrisata dahil edilmelidir…

Eyyubi Hanedanlığı Devleti’nin simgesinin 16 Türk Devleti’nin simgesiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı forsuna 17. yıldız olarak dahil edilmelidir. Kürt kimliği tanınmalıdır. 1982 Anayasası’nın 66. Maddesinde geçen, “Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkese din ve ırk farkı gözetmeden Türk denir” hükmü yerine “Vatandaşlık temel bir haktır. Kanunun öngördüğü esaslara uygun olarak bu statüyü kazanan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” ifadesine benzer bir hüküm yer almalıdır.”

FETÖ’NÜN TÜRK ORDUSUNA KUMPASLARINI SAVUNMUŞTU

Tanrıverdi, 2010 YAŞ kararları sonrası yazdığı yazıda FETÖ’nün kumpas davalarına şu sözlerle destek vermişti:

“Yeni kadroların en şanssız tarafı; TSK bünyesi içinde, hakkında darbe hazırlığı içinde olmaktan iddianame hazırlanarak suçlanan ve bu iddiaların ciddi bulunarak mahkemeler tarafından kabul edildiği için yargı önünde darbe zanlısı olarak bulunan bir kısım üst düzey komutanların hala aktif görevde olmasıdır. Bu durumu silahlı kuvvetlerimizin ve üst komuta kademesinin başını ağrıtmaya devam edecektir. İfadeye çağrılmalar, yakalanma ve tutuklanma kararları, bu kararlara uyulmaması gibi sebeplerden dolayı TSK’nın üst komuta kademesi yeni dönemde de suçlanmaya devam edecektir. Gönül isterdi ki YAŞ toplantısı bu meseleye son noktayı koysun. Şaibe altında olanlardan TSK temizlensin ve bu yeni dönem temiz bir sayfa ile başlasın. Tabii bu gerçekleşmedi. Şimdi yeni komuta kademesi darbecilikten yargılanan subay ve generalleri kendi isteği ile emekliliğe zorlamalıdır. Emekli olmayanları da Aralık 2010 Şurasında re’sen emekli etmelidir.”

Ergenekon kumpasında FETÖ’cü hakimlerin verdiği cezaların yetersiz olduğunu da savunan Tanrıverdi, “TSK dış konulara odaklanıp, asli görevine dönmesin, Türkiye bölgede güçlü olmasın diye Ergenekon’da cezalar fazla ve haksız propagandası yapılıyor. Geleceğimiz için çok dikkatli olmak lazım” demişti.

Balyoz davasında, sanıkların Anayasa Mahkemesi tarafından tahliye edilmesi sonrası bile davayı savunan yazılar yazmıştı.

‘Türkiye ve Taliban havalimanı için anlaştı’ iddiası… Güvenliği SADAT mı sağlayacak?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 30 Ağustos 2021, 03:29

    Gelsin pudra şekerleri gitsin maskeler

  2. Hanı darbe ve darbecilere karşıydık Taliban bu durumda Darbe yapmamismidir sonuç büyük laflar etmeyeceksin

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!