Ukrayna krizinin düşündürdükleri

featured

İlker Güven yazdı…

SSCB’nin siyasi ve askeri gücü olan Varşova Paktı dağılmasından sonra, kuruluş amacı bu pakta karşı kurulmuş olan ABD komutasındaki NATO’nun da, dağılması gerekirken, ABD’nin çıkarlarına hizmet etmek üzere daha da genişlemiştir.

Tek Kutuplu dünyanın efendisi olmak isteyen ABD’nin silahlı aygıtı olarak NATO siyasi ve askeri güç olarak daha da genişletilerek yaşatılmaktadır. 2008 yılına kadar sadece politik arenada ikaz ederek sessiz kalan Rusya Federasyonu (RF), ilk askeri karşı koymayı Gürcistan’da gösterdi. ABD ulusal çıkarları için, NATO’yu da kullanarak, ulusal sınırların çok ötesinde dünyanın tek efendisi gibi dayatmalarını hala sürdürmektedir. Bu tek taraflı dayatmalar; Vietnam’da, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Libya ve Yemen’de milyonlarca çoluk çocuk masum insanın katledilmesine neden olmuştur.

Maalesef bu insanlık dramına hiçbir güç karşı çıkmamıştır.

Türkiye’nin sözde dostu ve NATO başkomutanı ABD, 15 Temmuz 2016 da CIA ajanı hain terörist FETÖ ile darbe teşebbüsünde dahi bulunmuştur. Neyse ki, Atatürkçü ordumuzun kahraman askerleri tarafından hain darbe teşebbüsü püskürtülmüştür. ABD ayrıca Irak ve Suriye’de silahlandırmaya ve eğitmeye devam ettiği bölücü PKK ve türevleri ile, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den koparacağı parçalarla ,Akdeniz’e kadar ulaşacak sözde bir Kürdistan kurma hayalini ve eylemini sürdürmektedir.

ABD 1950’lerde beri Karadeniz’i de NATO gölü haline getirme hayallerini gerçekleştirmek için Türkiye’nin Tam Bağımsızlık ve Egemenliğinin senedi olan Montrö’yü de, yok etmek için her fırsatı değerlendirmeye çalışıyor. ABD son olarak Ukrayna’da yandaşı olan iktidarı NATO ve AB’ye üye olması için zorlayarak, RF’nu kırmızı çizgisi olarak kabul ettiği Ukrayna’ya operasyon yapmaya mecbur ettirmiştir. Ukrayna tek kutuplu dünyanın çok kutuplu dünyaya evrilmede kırılan ilk fay hattıdır. ABD ve güdümündeki NATO ile AB’ni kontrol etmiş gibi olsa da, en çok kaybedecek olanların,  AB, Ukrayna, Almanya ve Türkiye olacağı değerlendirilmektedir.

Bu çatışmanın sonunda zarar gören Avrupa; orta vadede de, Almanya ve Fransa liderliğinde Atlantik cephesinden koparak, Avrasya’da RF ile politik ve ekonomik bir Güç Merkezi haline gelecektir. Uzak Doğu’da ekonomik olarak ABD’yi geçen ÇİN’de Pasifik Güç Merkezi haline gelerek dünyayı üç kutuplu hale getirecektir. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik olarak ağır ve zorlu şartlarda kalacaktır. Yani insanlık üç kutuplu dünyada savaş tehdidinden ziyade, bir miktar ekonomik zorluklarla bir süre karşı karşıya kalacaktır. Bu durumda Türkiye’nin en hayati sorunu İç Cephenin yek vücut hale getirilmesidir.

İç Cephenin bir ve bütün halinde başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Bu durum Türkiye Atatürk’ün fabrika ayarlarına dönerek, dışta tam Bağımsız bir politika, içeride de, Laik, Demokratik ve Kamu ekonomisini esas alan bir politikanın uygulanmasının çok önemli olduğu değerlendirilmektedir. Muhalif altılı ittifakın hazırladığı anayasa taslağında, maalesef Laiklik, Devrim kanunlar, Tevhid-i Tedrisat (Eğitim ve Öğretim Birliği), Türk ve Türk Milleti gibi kavramlara hiç değinilmemiş ve çok eksiktir. Çok değerli yazar Erdem Atay’ın altılı ittifakın yeni Anayasa teklifinin referans olarak aldığı yabancı güçlerin özel hazırlığı ve telkini şeklindeki açıklaması çok ilginç ve endişe vericidir. Bu durumda yeni Anayasanın da, Milli mutabakat metni olarak Kurucu bir Meclis aracılığı ile hazırlanmasının çok doğru ve daha faydalı olacağı değerlendirilmektedir.

Ukrayna krizinin düşündürdükleri

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!