Avatar
Bilin Neyaptı

Dar Koridor… Fildişi kuleden görüntü (2)

Daron Acemoğlu’nun James Robinson ile yazdığı “Dar Koridor: Devletler, Toplumlar ve Özgürlüğün Geleceği” isimli kitabı, dünya çapında çok övgü alıp uzun süre en çok satanlar listesinde yerleşmişti.  Yazarı da son zamanlarda ara ara ana akım medyada Türkiye ekonomisi yorumlarken ve 6’lı koalisyonun önde gelen liderleriyle fotoğraf verirken gördük. Kitabın tanıtımı ise, sadece ABD’deki ‘Fildişi Kule’ sıralamasındaki üniversitelerde değil, Türkiye’de de Bilkent ve Boğaziçi gibi en saygın üniversitelerde de layığınca yapıldı.

26 Ocak 2020 tarihli, yukardaki başlığa benzer yazımda, kitabın Türkiye ile ilgili kısmı hakkındaki saptamalarımı, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki başarıları ne kadar küçümsediğini yazmıştım. Bu yazım ise, kitabın bütünü hakkında bilimsel bir dergide yayımladığım[1] eleştiri yazımın bir özeti niteliğinde.

Kitap, 50’ye yakın araştırmacının çok geniş bir tarihsel boyuttan ve bir o kadar ülke örneği üzerinden yaptığı zengin katkılarını bir araya koyarak ve efsanelere dalıp çıkarak, sürdürülebilir kalkınmanın nasıl gerçekleşebildiği sorusuna cevabı araştırıyor. Ve buluyor! Cevap; devlet gücünün prangalandığı ve toplum-devlet dengesini sağlayan “katılımcı demokrasi”de. Yazarlara göre, ne aşırı derecede geleneklere bağlılık ne de devlet despotizmi tek başına kalkınmayı sağlamıyor. Bu elbette mantıklı bir saptama.

Yazarların önceki çalışmalarında hiç bahsedilmemiş olan enformel kurumların kalkınmadaki önemine nihayet değinmiş olmaları sevindirici. Fakat, formel ve enformel kurumların birbiriyle ve çıkar gruplarının göreli üstünlükleriyle etkileşerek nasıl evrildiğini açıklayan hemen hiçbir argüman kitapta yer almıyor. Bu bağlamda, çok da faydalı olabilecek “kollektif hareket” kuramına da hiçbir yerde değinilmemesi yine şaşırtmıyor. Bunun yerine, “Alis Harikalar Diyarında” romanındaki kırmızı kraliçe metaforu; kurumlardaki sürekli değişimin, sadece ekonomideki devinimin gerisinde kalmamak için bile gerektiğini vurgulamak için onlarca kez kullanılmış.

Kitapta çözümün prangalanmış devlette (ki aslında “yönetişim” kavramıyla da özdeş alınabilir) olduğu sonucuna varılırken kullanılan örneklerdeki seçicilik ve iktisat bilimine yakışır objektiflikten uzak kalan bazı yorumlar dikkat çekici. Mesela, kitabın başında, tam da yazıldığı dönemde üzerinde fillerin tepiştiği Suriye’nin durumu; halkının despotik bir devletle verdiği mücadele olarak altı çiziliyor. Kitapta defalarca tekrarlanan toplum ve devlet dengesini gösteren grafikte verilen örneklerden; Çin’in despotik devleti yüzünden kalkınmada sürekliliği ifade eden dar koridora giremediği(!), ABD’nin ise genel olarak toplum-devlet dengesini en iyi sağlayarak dar koridorda emin adımlarla ilerlediği(!) intibası ediniliyor.

Kalkınma formülü bulmak için yola çıkan kitapta emperyal etkilerden hemen hemen hiç bahsetmiyor. Üstelik, Finlandiya ve Botswana gibi iyi bilinen bazı örneklerden alınacak dersler ise göz ardı edilmiş.

Kitap çok uzun, ve kısımları ilginç olsa da bir araya konuşu okuyucu için yorucu. Ayrıca, içinde yeni gibi sunulan kavramlar çok fazla, ve kalkınma literatürüne yeterince adil olunmamış. En önemlisi, kalkınmakta olan ülkeler ve küresel ekonominin en temel sorunu görünen büyüyen refah eşitsizliğinin ne tespitine ne de çözümüne bir katkıda bulunmuyor.


[1]     Journal of Economic Issues (Mart 2022). https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/00213624.2022.2026184?scroll=top&needAccess=true

Dar Koridor… Fildişi kuleden görüntü (2)

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Bilin Hanım yapılan manüpülasyonları çarpıtmaları gün yüzüne çıkaran yazınız için ve önemli, aydınlatıcı bilgiler için teşekkürler.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!