Avatar
Ceyhun Balcı

Fay ferman dinlemez

Dr. Ceyhun Balcı yazdı...

featured

Bugün açık olan bir şey varsa o da Yeni Türkiye’nin fermanlarla ve fetvalarla yönetilir olduğudur. 

Deprem bekleniyor. Olduğunda ne yapacağız? Ya da nasıl bir planımız var sorusunu akla bile getirmeyenlerin fermanlara ve fetvalara dört elle sarıldıkları görülüyor.

İstanbul havaalanının yer seçimiyle ilgili tartışmaların olduğu günlerden birindeydi. Havaalanının göç eden kuşların yolu üzerinde olduğu söylenmişti. Bunun uçuş güvenliği açısından sorun yaratacağı da.

Buna karşılık, şimdiki Cumhurbaşkanı aynen şöyle demişti :

“O kuşlar oradan uçmamayı öğrenecek!”

Bir tür fermandı. Kuşlar ne de olsa canlı oldukları için söz dinlemiş olmalı ki uçuşlarla ilgili bir sorun yaşanmadı. 

Ya faylar?

Laf anlamaz, söz dinlemez! Fermanın da geçerliliği yoktur onların gözünde.

Bu arada, Kurtuluş Savaşı sırasında öğretmenler kurultayı toplamış ülkemizde eğitim-öğretim yükselemeyen balondan atılan nesne yerine kondu. Çadırsız devlet barınak sorununu yurtları yerleşime açarak çözmeye çalıştı. Olan eğitime, öğretime oldu.

Fay ferman dinlemiyorsa biz fayı dinleyeceğiz.

Farklı deyişle, insan dediğimiz varlık doğaya egemen olma tutkusundan vazgeçmek zorundadır. Aya çıkan, Mars’a araç gönderen insanlığın fayla başa çıkamayacağı gerçeği kavranmalı.

Türkiye’nin hayat bilgisi dersine iyi çalışmadığı anlaşıldı son depremde yaşananlarla. 

Oysa, hayat bilgisi yaşamın en temel dersi. Her şeyden önce insana sınırını gösteren ve öğreten derstir. Doğayla başa çıkmak yerine, doğayla uyum içinde olunabileceği ancak hayat bilgisi dersinin kavranmasıyla olasıdır. 

Günümüzde okullarımızdan coğrafya dersi kaldırılırken Cumhuriyet’i kuranların okullarda Jeoloji dersi okuttukları bilinirse durumu anlamak kolaylaşacaktır. 

Depremin üzerinden 3 hafta geçmişken, acılar henüz tazeyken iktidar sahiplerinin etekleri zil çalarcasına yapılaşma hevesiyle yanıp tutuşması en iyi olasılıkla bilgisizlikle ve elbette iktidara mutlaka tutunma, oradan aşağı düşmeme saplantısıyla açıklanabilir. 

Çok değil birkaç ay önce Kahramanmaraş ve Hatay’da halka seslenen Cumhurbaşkanı imar barışını güzellemek için yüzbinlerce vatandaşın sorununa çözüm bulduk demişti. Oysa bulunanın çözüm değil herkesin evini gömüte dönüştürmek olduğunu anlamak için birkaç ay yetti. Deprem yıkımı her şeyi tüm açıklığıyla ve elbette acı verici şekilde yüzümüze vurdu.

Büyük yıkımdan ders çıkarılmadığı bir kez daha anlaşılmıştır.

Önümüzdeki iki ay içinde yapılaşmaya başlamak ve 1 yıl içinde de jet hızıyla bitirmek gibi bir hedef akla uygun olamaz. Her karmaşayı fırsata dönüştürme ve düştüğü yerden avucunda toprakla kalkma ustası hükümetimiz bu ivedi yapılaşmayla ilgili olarak her türlü karşı çıkış yolunu kapatmayı da unutmamış. Yapılan planlara karşı çıkmak yok. Ferman böyle. Fay ferman dinlemez ama yurttaşlar kuzu kuzu dinler diye mi düşündüler acaba?

Bir ağaç için köşk yürüten bilge Gazi’den otlakları ve ormanları yapılaşma için yürüten işbilmezliğe…

Alınan haberlere bakılırsa yıkılan kentlerin yerleri değiştirilecektir. Böylelikle, ormanlar ve otlaklar da feda edilecektir. Yıkım üstüne yıkım bu değilse nedir?

Eğitim ve öğretimin ilk gözden çıkarılacaklar arasında olabildiği ülkemizde gelişmeler şaşırtıcı değildir. 

Oysa, kavranması gereken o kadar çok şey var ki!

Onlardan ilk akla gelen ikisiyle yazıyı bağlamış olayım.

“Basit yaşa başkaları da yaşayabilsin!”  (Mahatma Gandi)

Yerleşmenin ve yapılaşmanın bir uçta çürüklük ve kokuşmuşluk içermesine karşılık bir diğer uçta lüks ötesiyle kendini göstermesi bir an önce yaşamımızdan çıkartılması gereken yanlıştır.

“İnsanlar doğasız yaşayamaz ama doğa insansız yaşayabilir.” (Paul Ehrlich)

Kendi sonunu getirmeye koşar adım giden insan doğayı sırtındaki önemli bir yükten kurtarmaya kararlı görünüyor. 

Dünyada da ama özellikle de Türkiye’de yerleşme ve yapılaşma, insanın doğaya karşı savaşına denk düşen bir eyleme dönüşmüş durumdadır. 

Ormanları yok edip yerleşime açmak ve oralardaki canlıları yersiz, yurtsuz bırakmak insanlığa küresel salgın olarak geri döndü.

Tarım alanlarına yerleşmenin Türkiye’de yol açtığı sonuç yıkım, can kaybı ve gözyaşı oldu.

Seçim elimizde.

Ya önceki yoldan yürüyüp sonraki felakete geri sayacağız.

Ya da aklımızı başımıza toplayıp sınırımızı bilerek doğayla uyum içinde olacağız.

Üçüncü yol yok…

Fay ferman dinlemez. 

Fay ferman dinlemez

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 28 Şubat 2023, 21:02

    Evet fay ferman dinlemez.Doğa kanunlarıda ferman dinlemezAma anlayan kim? Birde bir yıl süre istemek! Bu kadar pişkinliğede pes doğrusu…Dileğim odur ki Türk halkı gerçekleri görür ve gereğini yapar..
    Sayın Ceyhun Balcı; yazınızın her zerresine katılıyor ve teşekkür ediyorum.Saygılarımla..

  2. 28 Şubat 2023, 05:50

    Bu yaşamsal gerçeğe gözlerini kapamış iktidar ve afyonlamış kitle ile işimiz iş..

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!