Avatar
Ceyhun Balcı

İncirlik Ağacı

Ceyhun Balcı yazdı...

featured

Kitap ediniminiz okuma hızınızın önünde olunca doğal olarak sıraya koyuyorsunuz. Beklesin okurum diyerek.

Mustafa Kemal’in askeri Orkun Özeller’in İncirlik Ağacı edinildikten sonra okunma için sıraya konmuştu. Sırasını bekleyecekti. Savunma Bakanı’nın çuvalcılardan madalya almış olduğunun anımsatılması sövgüye varan kabalıkla yanıt bulunca benim gözümde bakanlar kurulunun devlet terbiyesi almış olduğu izlenimi veren üyesinin yaldızları dökülmüş oldu.

Bir yanda çuvalcıdan madalya alan ve bu eylemi “kim almadı ki?” sözleriyle savunan, diğer yanda ABD madalyasını elinin tersiyle iten. Bunu yaparken de açıklığı elden bırakmayan, terör sevicisinin madalyasını almam diyebilen.

Olay gündemin başına yerleşince hiç olmazsa göz atmalıyım diyerek elime aldım “İncirlik Ağacı”nı. Birkaç saat içinde kitabı bitirmeye yaklaştığımı fark ettim. Kısa süren bu okuma serüvenim o birkaç saatle karşılaştırılamayacak ölçüde bilgi ve birikim kattı dağarıma.

Orkun Özeller, kitabı konuşur gibi yazarak okumayı kolaylaştırmış.

Okurken, yazarla söyleşir gibi olduğumu duyumsadım.

Açıklık ve anlaşılırlık ön plandaydı kitap boyunca. Askerlik uğraşının dışındakilerin olanı biteni anlaması olanaklı kılınmış oluyordu böylelikle.

Bir yanda “herkes aldı, ben de aldım” demekte sakınca görmeyen öncenin genelkurmay başkanı, şimdinin savunma bakanı.

Diğer yanda, ABD madalyasını geri veren yürekli, bilinçli ve kararlı duruş.

Rütbesi ve konumu ne olursa olsun! Kararlı ve bilinçli kişilerin her koşulda yapabileceklerinin olduğunu kavratan bir tutum.

Adamsendeciliğin, duyarsızlığın önde gelen sorunumuz olduğunu düşündürüyor kitabın hemen her sayfasındaki yaşanmışlıklar.

Kitaptan edindiğim bir başka izlenimi paylaşmazsam eksik bırakmış olurum.

Millet olarak eşsiz özelliklerimiz olduğu kuşkusuz. Vatanseverlik ve insancıllık konusunda sınırsız övünç kaynaklarımız olduğu da tartışılmaz.

Göz ardı edemeyeceğimiz eksikliğimiz bu dünyada yalnız olduğumuzu, bizden başkasının yaşamadığını düşündüren davranışlarımıza eklenen özeleştiri kültürü yoksunluğumuzdur. Yazar, içtenlikle ve açıklıkla kendisini de eleştirerek vurgu yapıyor bu önemli eksikliğimize. Kitaptan çıkardığım önemli derslerden birisi olarak bu önemli noktaya değinmeden geçemezdim.

Türkiye’de bir süredir ortama egemen olan söylem : yerli ve milliolmak. Hemen her günümüz bu söylemi işitmeden geçmez oldu. Olmamasındansa olması iyidir diye düşünülebilir. Ama, içi doldurulmadan söyleme indirgenen, kitlelerin gözünü boyamaktan öteye geçmeyen yerli ve milli söyleminin sorgulanması da bir o kadar gereklidir.

Özellikle, “herkes aldı, ben de aldım. ne var bunda” denilebilen ortamda bu sorgulama ivedi gerekliliktir.

Çuvalcının madalyasını göğsünüzde taşıdığınız sürece “yerli ve milli” olmanız olası değildir.

Yayılmacının madalyası utanç kaynağıyken, böylesi bir madalyayı kendinizden uzak tutmanız övünç kaynağınız oluverir.

Kitaptan anladığım budur.

Orkun Özeller’in eline, emeğine, birikimine, bedenine sağlık…

Okunmalı, okutulmalı…

 

İncirlik Ağacı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. ‘Rütbesi ve konumu ne olursa olsun! Kararlı ve bilinçli kişilerin her koşulda yapabileceklerinin olduğunu kavratan bir tutum.’ Bu cümleden çok etkilendim.

  2. evet. biz Türkler özeleştiri yapmamışız, yapmıyoruz. özeleştiri yaparsak, ne yapmadığımızı görür, ne yapmamız gerektiğini daha rahat anlayabiliriz. yoksa maalesef kısır döngülerimizden çıkamayız.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!