Elazığ neden sessiz? Enes Kara’nın haberini yapana ne oldu?

Erdem Atay yazdı…

Enes Kara’nın intiharını haber yapan gazeteciye ne oldu?

Enes’in arkadaşları nasıl susturuldu?

Enes gibi onlarca belki de yüzlerce çocuk nasıl bir ‘yurtta’ kalıyor Elazığ’da?

Bu soruların yanıtını vereceğiz.

Ama önce şunu hatırlatalım…

Enes Kara’nın intiharı gösterdi ki, hiçbir siyasi partinin Cumhuriyet’i ve kurucu felsefeleri korumak gibi bir derdi yok. Gözümüzle gördük bunu.

Cemaat ve tarikatlara ‘oy’ kaygısı yüzünden hukuku hatırlamayan, cumhuriyet değerlerini hiçe sayan sözde cumhuriyetçi partilerle dolu ülke!

Neymiş! Kendileri iktidara gelince denetim yapacaklarmış!

Neymiş! Devlet yurt yapacakmış, çocukları o yurtlardan kurtaracaklarmış!

Şunu söyleyemiyorlar: Bu tarikat ve cemaatlerin kendisi zaten yasadışı! Neyin denetimi?

Hukuki bir kurumun denetimi olur, hukuku olmayan bir kurum varsa gereken yapılır.

Vatandaş daha ilerisini söylüyor, ‘cemaat ve tarikat yurtları kapatılsın!’ diyor.

Bu cümle de sıkıntılı. E kardeşim, yasadışı olan bir yapının yurdu mu olur? Cemaat ve tarikatlara gereken yapılmalı.

Gözümüzün önünde medreseler yapılıyor. Kimseden ‘gık’ çıkmıyor.

Siyasi partilerin derdi de, şeyhin ‘şuna oy vereceksiniz’ dediği güdülenmiş, yıkanmış beyinlerin ‘siyasi iradeleri’!

Hani çok lafını ettiğiniz, ‘özgürlük’, ‘insan hakları’, ‘demokrasi’? Özgür iradesi olmayan cemaat üyelerinin haklarını savunsanıza!

Neyse, çok uzatmayalım. Yorum isteyen Prof. Dr. Şahin Filiz hocamın yazılarını okusun, Prof. Dr. İsrafil Balcı’nın açıklamalarını dinlesin…

*

Gelelim, haberi yapan Elazığ Günışığı Gazetesi Yazıişleri Müdürü Faik Akgün’e…

Dün canlı yayında açıkladım.

Faik Akgün haberi yaptığı andan itibaren tehdit telefonları aldı. Haberi kaldırması istendi, aksi takdirde ‘Kendisini katlederek, İslam’ı nurlandıracaklarmış!’ cemaatçiler.

Başlıktan ve haberden rahatsız cemaat mensupları tehdit ediyorlar, Faik Akgün direniyor, haberi kaldırmıyor.

‘Yumruk yumruğa karşı karşıya gelmekten’ bahsediyorlar, ‘öldürmekten’, ‘dünyada ve ahirette kendisini rahat bırakmamaktan’ söz ediyorlar.

Yine direniyor.

Faik Akgün, haberi kaldırmıyor.

Türkiye Faik kardeşimizin haberini konuşurken, Faik Akgün’ün neler yaşadığını kimse ağzına almıyor.

Ertesi gün oluyor, Faik Akgün, bir bakıyor ki haber gazetede yer almadığı gibi haber sitesinden de kaldırılmış.

Genel Yayın Yönetmenleri ve imtiyaz sahibi anlaşılan o ki cemaat mensuplarıyla konuşmuş ve anlaşmış. Ve haberi kaldırmışlar.

Faik Akgün’e de, ‘Seni yazıişleri müdürlüğü görevinden alıyoruz, bunun da haberle ilgisi yok, istenilen performansı yakalayamadın’ demişler.

Şimdi işten çıkarılmayı bekliyor. İşsiz kalacak büyük ihtimal.

Yüzde 45 engel raporu bulunan, gözleri görmeyen kardeşine bakmakla yükümlü Faik Akgün, kardeşine bakamayacak.

Kendisini tehdit eden cemaat mensubuna, ‘Sizi mahkemeye vereceğim’ deyince, karşıdan gelen söz ne biliyor musunuz?

‘Sen beni mahkemeye veremezsin, benim dokunulmazlığım var!’

Kime güveniyor bu cemaat üyesi?

Elazığ valisi nerede, belediye başkanı neden sessiz, bıraktım kaymakamı, muhtar neden konuşmuyor?

Sonra öğrendik ki, muhtar da sözde 5 kişilik kalınan FETÖ’nün Işık evlerine benzer evlere sahip çıkıyor.

Geçen sene de sessizlerdi. Bir imam bir anne ve kızına günlerce haftalarca tecavüz ediyor. Olay ortaya çıkınca, ağızlarından tek bir cümle çıkmıyor.

Ama aynı devlet yetkilileri, sözde cami aşevi olarak söylenen ama aslında medrese olan binaların açılışlarına güle oynaya gidiyorlar.

Yine öğreniyoruz ki, Elazığ’da her sokak arasında birçok apartman dairesinde birçok tarikat ve cemaat evi var. Kimin ne olduğu belli değil. Çok ciddi bir yapılanma durumu söz konusu.

Hatta öyle ki, Mustafa Paşa Mahallesinde 6-7 yaşlarındaki çocuklara sarık ve cübbe giydirerek sokaklara çıkarıyorlar.

Peki Enes’in öğrenci arkadaşları nerede?

Eylem de yapmışlardı, tepki de göstermişlerdi…

Maalesef onlar da susturuldu. Hepsi korkutuldu. Hepsi cemaatler tarafından…

Hatta öyle ki, öğrenciler açıklama yaparken bazı sivil kişiler, açıklamayı okuyan ve eyleme katılan öğrencilerin yanına gelerek ‘cemaatten bahsetme’ tehditleri bile savurmuşlar.

Polis de oradaymış!

Ne mi yapmış?

Tabii ki, sessizce izlemiş.

Enes’in rektörü de sessiz…

Şeyhler sizleri susturuyor, Allah’ı olanlar konuşuyor.

Faik Akgün gibi onurlu gazeteciler konuşuyor, Allah’tan korkmayıp şeyhinden korkanların ağzını bıçak açmıyor.

Sizi şeyhiniz cennete sokacak sanıyorsunuz, yapılan haksızlıklıklardan, kötülüklerden şıhınıza sığınacağınızı sanıyorsunuz.

Şeyhinizden korktuğunuz kadar Allah’tan korkmuyorsunuz!

Gizli gizli yaptığınız pislikleri, günahları, haksızlıkları Allah görüyor ve biliyor.

Bu haksızlığa karşı susmayanların yüreğini de görüyor ve biliyor.

Sarıklarınız kin, cübbeleriniz kir dolmuş…

Kabe’de de yatsanız yüreğiniz yumuşamaz…