Avatar
Lütfü Şahsuvaroğlu

Prof. Dr. İbrahim Maraş’ın uyarısı üstüne… Yarın çok geç olabilir!

Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu yazdı...

featured

Sosyal Psikoloji ya da Davranış Bilimleri disiplini içinde Yeniliklerin Yayılması süreci ikna metodlarını, algı sürecini, tutum ve davranışları, bilcümle iletişim kaynaklarını ve her türlü haberleşmeyi, kişilik kuramlarını içine alan bir yapılanmadır adeta… Hatta örgüt psikolojisini de, sosyolojik alt yapıyı da, kültürel antropolojiyi de, güdülenme kuramlarını, statü – rol beklentilerini, normatif eylem kuramlarını, sosyal ve inanç kurumlarını, öğrenme sürecini, duygu ve heyecanları da…

 width=

Yeniliklerin Yayılması sürecini yukarıda bencileyin şematik olarak özetlemeye çalıştım ama çok daha çetrefilli boyutları vardır.

Sadece algı ve tutumların bu algı süreci ile ilgilisi bile etrafında bir sürü değişkenler barındırır. Toplumsal hoşgörü iklimi olumlu ya da olumsuz etkileme mekanizması olarak mesela bir bilgiye kavuşturmak için algıların birçok tesirler altında olduğunu bize gösterir. İletişim kaynakları, iletişimin doğru kurulup kurulmaması, toplumsal yapı yanında alıcının kişiliği, algılara açık ya da kapalı oluşu, psikolojik alt yapısı, ihtiyaçları algının bilgiye varmasında etken zemindir.

Kısaca şemada olduğu gibi onay aşamasına gelmesi için bir kişide ya da bir cemiyette yeniliğin yayılması sürecinde dört ana aşama ve onların içinde de birçok işleme ve değerleme söz konusudur.

Hukuk ve ahmak arasında yeniliklerin yayılması gibi bir davranış bilimleri veçhesinin rolü olup olmadığı nedense ne yargı cemaatinde, ne de siyasi figürler arasında pek tartışılmıyor. Halbuki bence korelasyon katsayısı burada 1’e çok yakın.

Bir ülkede demokrasinin yerleşebilmesinin tarihsel temelleri olduğu kadar toplumsal zemini olup olmadığı da önemli.

Demokrasinin adeta yukarıdan bahşedilen ulufeler gibi takdim edildiği toplumlarda o yüzden hukuk ile ahmaklık arasında neredeyse 1’i yakın bir korelasyon katsayısı vardır.

Son günlerde ahmak kavramı sadece bir mahkemenin aldığı kararda değil neredeyse bütün siyasi kapasitemizin ortaya konmasında başat rol oynadı. Sanki bu sosyal laboratuvarda kimyasal bir tepkime gözlemliyorduk. Ahmak tabiri adeta turnusol kâğıdı gibi bütün demokrasi birikimimizi deşifre etti.

Yeniliklerin yayılması kolay bir süreç değil. Birçok mülahaza, muhasebe, tereddüt, kaygı, vehim, fehim, önyargı, alışkanlık vb. kavramın iç içe ve ardı ardına kapıştığı ya da uzlaştığı bir proses demektir.

Ayet: “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu” derken İstiklâl Marşımızın yazarı Millî Şair Mehmet Âkif Safahat’ında ilave yapar:

“Olmaz tabiî, biri insan, biri hayvan.”

O yüzden bilgi olmadan onay aşamasına gelenlere ‘ahmak’ gözüyle bakmak bir vecîbedir.

“İçimizdeki ahmaklar yüzünden bizi helak edecek misin Rabbim?” diye müthiş çarpıcı sorunun bizzat Haktan gelmesi boşuna değildir.

Burada münafık veya kâfir gibi bir kavrama başvurulmamış ‘ahmak’lık işaret edilmiştir.

Yani bu çarpıcı sorunun muhatabı Müslümanlardır ve bizzat onlar uyarılmıştır: O yüzden ahmaklık inanç meselesi etrafında çözülebilecek ve bazı hâkimlerin ya da savcıların ya da bazı siyasi mütegallibenin karar verip halledebileceği bir mesele değildir.

O yüzden ahmaklığı alt edebilmenin yolu gerçekten son çeyrek asırda bu toplumu ve hatta bütün İslam âlemini kemiren yeni din yaratma teşebbüsünü doğru çözümleyebilmekten geçer.

Prof. Dr İbrahim Maraş’ın ve daha birçok ilahiyatçının Türk toplumunu tehdit eden bu sahte İslam anlayışlarına karşı ikazları, o yüzden ahmaklığı tamamen bertaraf edemesek bile en azından bizi yani şu anki cemiyetimizi tarif eden temel kodlar arasından düşmesini temin bakımından önemlidir.

“İlahiyatların İslami ilimlere çevrilmesi Türkiye’den Arap ülkelerine öğrenci gönderilmesi, göçmenler, sığınmacılar gibi sebeplerle önümüzdeki yıllarda karşımıza Taliban tipli anlayışların ortaya çıkması” uyarısı maalesef ne iktidar ne de muhalefet tarafındaki siyasi sorumluları ilgilendirmemiş gözüküyor.

Bu tıpkı on yıl evvel Ümit Özdağ’ın göç mühendisliği adı altında yeni bir savaş taktiğinin bizim gibi ülkeleri tehdit ettiği uyarısı gibi es geçilirse maazallah İslâm diye sahte bir dinin bütün cemiyeti kene gibi sarıp öldürmesi kaçınılmazdır. Ruhen ölmüş bir cemiyetin madden ne yapması beklenebilir ki?

Maraş, Türk modernleşme sürecini kısaca özetledikten ve Ankara İlahiyat başta olmak üzere bazı mesuliyet duyan ilahiyatçıların inanç temellerimizi sarsmadan bu süreci nasıl doğru değerlendirdiklerine değindikten sonra bakın ne diyor:

2000’lere geldiğimizde İlahiyat fakültelerinde binlerce yüksek lisans – doktora çalışması yapıldı, klasik kaynaklar tercüme edildi, neşredildi, ciddi bir ilmi birikim oluştu. Bu tarz modern ilmi bir birikim ve geniş bakış açısı İslam dünyasının hiçbir yerinde yok. Bir tek Türkiye’de var. Diğerleri hâlâ bocalıyor. Biz ise bunu erken dönemde yaptık ve ilahiyat alanında ciddi bir bilimsel birikim oluştu. Bu birikim sürerken maalesef Türkiye’de bir el uzandı, kökü dışarıdan da olabilir, Türkiye’deki dini hayatı ve ilahiyatları selefileştirme, Ortadoğulaştırma ve medreseye tekrar döndürme projesi başlatıldı. Önce felsefe dersleri kaldırılmaya çalışıldı, sonra İslami İlimler’e dönüşüm yapılmaya başlandı. İlahiyatların programı bu şekilde medreseleştirilmeye başlandı.”

Ne yazık ki Fetö eliyle sokulan nifak geleneksel İslam zannıyla ölü medreselerin diriltilmesini çare olarak gören softa bile olmayan çıkarcı bir dini yapılanmaya evrildi.

O yüzden Maraş’ın uyarılarını dikkate almak başta siyaset çevresinin sonra bütün yargının ve emniyet güçlerinin olmak üzere devletin en mühim ve en aktüel vazifesi olmak durumundadır.

Yarın çok geç olabilir ve bu gecikme sığınmacılar konusundaki gecikmemizden daha büyük zararlar verebilir.

Prof. Dr. İbrahim Maraş’ın uyarısı üstüne… Yarın çok geç olabilir!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Ümit özdağın konuyu öngörmesinden ziyade, kirli ilişkileri sebebi ile planın bir parçası olma ihtimalini yüksek görüyorum. Bakmayın kaos çıkaracak boyutta sığınmacı karşıtlığına, bu da kamuflaj olmalı.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!