Avatar
Lütfü Şahsuvaroğlu

Zafer tarımı gerçek bir yeşil devrimidir

Dr Lütfü Şahsuvaroğlu yazdı

featured

Demografik veriler – göçler

Doğal kaynakların sınırlılığı (su kıtlığı, insan gücü, toprak, bozulmuş toprak vb.),

İklim değişikliği,

Gıda israfı

Kötü hükümet politikaları ile birleşince ülkemiz tarımı çöktü ve yeni bir devrim bekliyor..

Tarımın artık üvey evlat muamelesi görmemesi gerektiğini, 21. Yüzyılda en stratejik sektör olduğunu bütün dünya öğrendi.

Nüfusun doğum, ölüm, evlilik gibi yönlerini incelemenin yanında ülkelere veya bölgelere göre nüfus dağılımlarını da inceler. Göç hareketlilikleri de en önemli konularından biridir. Bu bilimle uğraşan kişilerin üzerinde durduğu en önemli başlıklar ise doğum, ölüm, evlilik ve göç konularıdır.

Kişi başına yüz yıl içinde ekilebilir arazi yüzde yetmiş beş azalmıştır.

Köyler mahalle yapılıyor, köylü çiftçilik yapamaz duruma düşüyor, köylü nüfusu giderek yaşlanıyor. Çarpık kentleşme tehlike saçıyor.

 width=

Köy nüfusunun şehirlere göç etmesine neden olan geçim zorlukları devam ediyor. Kentsel kasaba ve şehirlere 2050 yılına kadar, 2,4 Milyar kişi eklenebilir. Soğuk hava depoları zincirleri, perakende mağazalar gibi altyapının iyileştirilmesini ve işlenmiş gıda ve proteinli gıda talebindeki artışı tetikleyecektir. FAO’ya göre, daha fazla insan daha fazla gıda talep edecektir. Bu da 2050 yılına kadar tahminen % 70 daha fazla olması bekleniyor.

Kentleşmenin artması durumunda gelecek için kim tarım yapacak sorusu da önemli bir soru olarak karşımıza çıkıyor.

Hiçbir hükümet artık içe kapanarak gıda, tarım, çevre ve bunlarla ilintili bir ekonomi politik geliştiremez.

Türkiye ve Dünya’da açlıkla mücadelede, gıda güvenliğinde, göç olgusuna karşı, iklim değişikliği ile mücadelede mutlaka ulusal politikalar yanında bölgesel ve küresel bir politik çerçeveye de sahip olmak gerekiyor.

KÜRESEL SORUNLARLA KÜRESEL MÜCADELE

Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile kutupların hızla eriyor olması, bazı bölgelerde çölleşmenin, kuraklığın, bazı bölgelerde sel felaketlerinin yaşanmasına neden olacak. Nitekim bunun emarelerini görüyoruz şimdiden. Konya Ovasında, Çankırı-Kızılırmak havzasında yaşanan çölleşme ülkemiz için ilk işaretlerdir. Küresel ısınma hem ülkemize yönelik göçleri tetiklemekte hem Anadolu’da yaşamın daha zorlaşmasına yol açmaktadır.

Bundan dolayı Zafer Partisi bir yandan büyük bir kararlılıkla dünyada küresel ısınmaya karşı verilen politik ve entelektüel mücadelenin öncü gücü olacak, diğer yandan küresel ısınmaya karşı milli ölçüler içinde verilebilecek en kararlı mücadeleyi verecektir.

Anadolu coğrafyasının bilinçsiz politikalar ile çoraklaşmasını engellemek amacı ile sulak alanlarının kurumasını engelleyecek eylem planları hazırladık. Kuruyan alanların tekrar kazanılması için de. Entegre bir su ve toprak kaynakları yönetimi strateji ve eylem planı hazırladık. Bölgelerin ekolojik ve toprak değerlerine uygun ormancılığı geliştireceğiz. Bazı alanlarda çam ağacı dikimine dayanmayan “Yaşasın Yeşil Vatan” projesi çerçevesinde büyük bir ormancılık hamlesi gerçekleştireceğiz.

13 milyon sığınmacı ve kaçak ülkelerine dönecek
Kaçaklara harcanan 144 milyar dolar rücu edilecek
Türk milletinde gıda, sağlık, eğitim imkânlarına sahip olmayan tek yurttaş kalmayacak

Kiralar ucuzlayacak, Sağlık hizmetlerine erişim kolaylaşacak, Gıda güvenliği ve güvencesi sağlıklı yapıya kavuşacak, ucuz gıdaya erişim artacak, Eğitim masrafları azalacak, çiftçi her türlü tarımsal girdiye kolay yoldan erişecek.

Kalkınmada temel hedefimiz: Türk milletinin ekonomik refahını artırmaktır.

Üreten Türkiye, Adil bölüşüm, Yerli ve milli katma değer yaratma, Milli sanayii teşvik, ArGe yatırımlarına öncelik, Tarım Sanayi entegrasyonu, Marmara Sanayiini Anadolu’ya yaymak, İstanbul’u ileri teknoloji ve sanat merkezi yapmak, 4 Deniz ve 4 Sanayi koridoru ile Tarım’da Zafer Devrimi bütüncül olacaktır

ÖNCE TARIM

Sözleşmeli tarım, Tarım Sanayi Entegrasyonu, Tarım Kentleri, Agro-Endüstri Merkezleri ve Kooperatifleşme eliyle Tarımda devrim niteliğinde atılımlar gerçekleştireceğiz.

Tarımın temel sorunu yapısal olduğu için önce tarımsal yapıyı düzelteceğiz.

Yeşil Devrim ile meraları, ormanları, su ve toprak kaynaklarımızı koruyan ve geliştiren programı hayata geçireceğiz. Mera varlığını 45 milyon hektara, Orman varlığımızı da geliştirerek, ekolojiye uygun ağaç türleri ile genel orman alanımızda kaliteyi yükseltip 24 milyon ha’a çıkaracağız.

Bitkisel ve hayvansal üretimde havza ürün uyumlu plantasyonlar kuracağız. Tarımsal ürünlerin işleme oranlarını artırıp ülkesel katma değeri azamiye çıkaracağız.

Köy ve tarımı ihya projesi ile köye dönüşü teşvik edeceğiz.

Türk Dünyası Ortak Tarım Politikası uygulayacağız. Ortak tarımsal kalkınma projeleri gerçekleştireceğiz

GAP-DAP-OAP bölgesel kalkınma projelerini entegre edeceğiz.

GIDA GÜVENLİĞİ GIDA GÜVENCESİ

Savaş ve yeni göç tehditleri gıda güvenliğini ve gıda güvencesini en önemli stratejik konular arasına sokmuştur.

O yüzden Zafer Partisi olarak Önce Tarım diyoruz.

Bunun için de tarımsal üretimin devam etmesi, çiftçinin tarlasına küsmemesi gerekiyor.

Tarımsal girdilerden ÖTV ve KDV alınmayacak, köylü girdileri ucuza temin edecek. Tarımın organizasyonu içinde akıllı tarım ve sözleşmeli tarım uygulamasına alım ve fiyat garantisi ile her türlü girdiyi üreticiye ulaştırma sözü veriyoruz.

Öncelikle entegre tarım bilgi sistemi kuracağız.

Tarımda asıl sorun envanter eksikliğidir. Tarım Bilgi Sistemi güçlendirilecek ve paydaşların bilgiye erişimi sağlanacak. Örgütlenme ile enformasyon bütüncüllüğü kurulacak.

Üç aşamalı planının doğru eylem planları ortaya koyması için TARIM BİLGİ SİSTEMİ müesseseleştirilecek.

ÜRÜN HAVZA PROJESİ

Havza bazında ürün planlaması yapılacak. Desteklemeler ürün havza dengesine göre planlanacak.

Su ve toprak kaynakları yönetimi stratejisi ve eylem planları hazırladık ve uygulayacağız.

Vatan toprakları kutsaldır, sularımız ve topraklarımız birbirini tamamlayacak

Sorun:

Su ve toprak kaynakları doğru kullanılmamakta ve heba edilmektedir

Çözüm:

Su ve Toprak kaynakları yönetimi kurmak

Kıt su kaynakları yönetimi sadece Zafer Partisi programında var.

Su artık dünyada kıt bir kaynaktır. Küresel ısınma açlık ve kuraklık tehdidi karşısında kıt su kaynakları yönetimini gerek ulusal düzeyde gerekse bölgesel büyük havza bazında ve küresel bir mücadele olarak gerçekleştireceğiz ve uluslar arası işbirliği imkânlarını artıracağız. Bunun için Ortadoğu Su Barışı Projemiz örnek teşkil edecektir. Sığınmacılar ülkelerine döndükten sonra Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu’da kalıcı barışı temin edecek teknik çerçevede tarımın büyük işlevi olacaktır.

Zafer Partisi su ve toprak kaynakları geliştirme sistemini birçok eylem planı ile gerçekleştirecektir.

MERALARI KORUYUP GELİŞTİRECEĞİZ

Meralar sadece hayvancılık için elzem değildir. Hayvan varlığımızın idamesi için çok önemli olan bu ot kaynakları aynı zamanda karbon emilimi için de büyük bir hazinedir.

Bu iktidar döneminde meralar azaldı. Meraların azalması büyük bir tehdittir. Zafer Partisi mera varlığımızı tekrar 40 milyon hektara eriştirecektir. Mera kanunu yeniden düzenlenecektir.

Meralara, zeytinliklere, toprak ve su kaynaklarımıza yönelik her türlü amaç dışı emel vatan ihaneti addedilecektir.

ZEYTİNLİKLERİ KORUYUP GELİŞTİRECEĞİZ

Seçime giderken iktidar zeytinlikleri madenlere açmak üzere büyük cüret göstermiştir. Bu açıkça asırlık ağaçlarımıza ve Türkiye’nin hazinesi zeytinliklere açılmış en büyük savaştır.

Zeytinlikler Zafer Partisi iktidarında dokunulmazlık alacak ve zeytinyağı üretiminde Türkiye tarım organizasyonu ve Pazar ağını geliştirerek marka ürünler ortaya çıkaracaktır.

SU HAVZALARINI TARIM HAVZALARI İLE BÜTÜNLEŞTİRECEĞİZ

Çiftçi kadınlara köy korucu unvanı ve asgari ücret tahakkuk ettirilecek.

Köy hayatının idamesi önemlidir. Köy hayatını koruyan ve aileyi, kırsal kesimde yaşamı sürdüren asıl güç kadınlarımızdır. Köylü kadınlarımız jandarma dipçiği yemeyecektir. Hiçbir güç tarım orman ve meralarımızı amaç dışı kullanamayacaktır.

Köylü kadınlar köy hayatını koruyup idame ettirdikleri için ve gerçek üretici oldukları için öncelikle güven altına alınacaklar, ekonomik olarak tarım dışı gelirlerini artıracaklardır. Köy korucu unvanı aldıkları gibi asgari ücretle tarımsal gelirlerine katkı sunacaklar ve eşleriyle aileleriyle birlikte üretim sürecinde garantiye kavuşmuş olacaklardır.

Tarımsal üretimi ve tarımsal gelirleri artırmada tarım dışı gelirlerin önemli payı vardır.

AGRO-ENDÜSTRİ MERKEZLERİ KURACAĞIZ

Tarım ile sanayii buluşturacak, tarım kentlerini besleyecek, ürünlerin işlenmesi değerlenmesi ve pazarlanması için entegre tesislerin ve lojistiğin olacağı ar-ge ve üretim pazarlama merkezleri olarak işlev görecek agro-endüstri merkezlerini açacağız. Bu projemiz 4 Deniz-4 Sanayi projemizle kalkınma seferberliğimizin tamamlayıcı öğesidir.

Bunun için gerekli yasa ve organizasyonları hazırladık. Öncelikle Tarım Çerçeve Yasası, Su ve toprak çerçeve yasası, AgroEndüstri Merkezleri Yasası çıkarılacak; Tarım-Sanayi Kurulu ve Alt Kurullara Örnek olarak; (Su ve toprak kurulu (yer altı suları k., su kaynaklarını mhfz. ve gel. kurulu, havza komisyonu , Tuzluluk, kirlilik-kalite gibi komisyonlar ve Su Konseyini yürüten üst kurul)

Su ve toprak yönetmelikleri (yüzey suları, kirlilik, fiyatlandırma-sayaç sistemi, yer altı suları yönetmelikleri gibi)

Kuraklık Yönetiminin Etkinleştirilmesi (Acil Havza ıslahı(Konya Kapalı Havzasında yeni ürün deseni, tarımsal sanayinin dönüştürülmesi-Şeker, Yer altı sisteminin ıslahı, Orta Anadolu Yer altı barajlarının inşası), Destek programları hazırlandı ve Zafer iktidarında uygulanacak.

3 AŞAMALI PLAN: TARIM, SANAYİ VE PAZAR ORGANİZASYONU

Havza yönetimi ve tarım kentleri 3 aşamalı planın alt yapısını oluşturacak. 3 aşamalı planı uygulayacağız. Tarım sanayi entegrasyonu ve sözleşmeli tarım ile birlikte gerek küçük çiftçinin korunacağı sistem kurulacak gerekse büyük plantasyonlarla verimliliğin en yüksek olduğu katma değerin azamiye çıktığı marka değeri olan ürünler yetiştirip gıda güvenliğini sağlayacağız.

AKILLI KÖY PROJELERİ İLE ENTEGRE TARIM KENTLERİ KURULACAK

Cazibe merkezi olarak belirlenen uygun köyler tarım kentleri olarak desteklenecek.

Üretimden girdi tedariki ve üretimine, hammaddenin işlenmesinden pazarlanmasına tarımsal faaliyet ile tarıma girdi temin eden ve veya gıda teknolojisi kurabilmiş köy üretim ve işleme merkezleri gelişecek. Agro endüstri merkezleri tarım kentleri ile sektörel bütünlük meydana getirecek.

Agro endüstri merkezleri ve tarım kentleri ile ilintili tarım ve sanayi kasabaları geliştireceğiz.

Tarım kentleri tarım sanayi entegrasyonu ve üç aşamalı plan ile birlikte tarımsal üretimin gıda güvenliğini sağlayacak biçimde katma değer artışını ekonomimizin itici gücü haline getirecek.

Üç aşamalı plan: Tarımın organizasyonu, sanayinin organizasyonu ve birlikte pazarın organizasyonu aşamaları olduğundan paydaşların ortaklığı milli kalkınma seferberliği haline gelecek. AB’de olduğu gibi 3 aşamalı plan ile üretici ve tüketici kesimlerin ezilmediği bir sistem kurulacak. Tarımsal ürünler ziyan edilmeden işlenip pazarlanabilecek. Tarım ile sanayi birlikte pazarı oluşturacak. Tarım ve sanayi sektörleri birbirlerine besleyen yapıya kavuşacak.

Bazı ürünlerde destekler sanayi üzerinden üreticiye ulaştırılacak. Sözleşmeli tarım geliştirilecek.

Şeker Pancarı üreticisi ile Şeker sanayi arasındaki bir zamanlar kurulmuş bütüncüllük her üründe oluşturulacak.

Önce tarım politikamızın strateji yönetim ve eylem planları bir bütünün anlamlı parçaları olacak.

AB ile ilişkiler/ GAP ve ülkesel entegrasyon/ Siyaset/teknik/sivil toplum/tarım-sanayi/ ideoloji/hukuk/su ve toprak muhafaza sistemleri / Su transferi-sektörel bütünlük-millet haline gelme… Tarım Kentleri ve Agro Endüstri Merkezleri Koordinasyonu/ Türk yönetim sanatı

TARIM SANAYİ ENTEGRASYONUNU KURACAĞIZ

Gerek üç aşamalı planın uygulanması gerekse Agro endüstri merkezlerinin işlerlik kazanması ve tarım kentlerine uzanması için tarım sanayi entegrasyonu her üründe ve her havzada gerçekleştirilecek.

YAYGIN ÇİFTÇİ EĞİTİMİ VE YAYIMI

Yaygın Çiftçi Eğitim ve Yayım Projesi dünyada eşi benzeri olmayan örnek bir eğitim ve yayım projesidir. Tarımsal eğitimde kitle iletişim araçları ve açık üniversite metodu ile yetişkin eğitimin birlikte hayat bulduğu bu proje ile aynı zamanda önder çiftçilik buluşturulacak.

Eğitim destekleme örgütlenme üçlemesi yayım ve verimliliği birbirine katkı sağlar hale getirecektir.

Bu proje ile hem bütün çiftçilerimiz eğitilmiş olacak hem de ödüllendirme ile de teşvik edilmiş olacaklardır.

ZİRAAT BANKASI VE KOOPERATİFLER ÜST BİRLİĞİ TARIMA HİZMET VERECEK

Tarımı tarımcılar yönetecek.

Üç aşamalı plan ile eğitim, yayım, kredileme, teşvik ve örgütlenme bütüncül bir yapıya kavuşturulacaktır. Bu planla Ziraat Bankası ve bütün kooperatiflerin birleşip üst birliklerini kurmaları sonucu üçüncü sektör olarak çiftçiler büyük bir sivil toplum oluşturacak. Bu örgütlenmenin finans gücünü de tarım kredi kooperatifleri ile Ziraat Bankası temsil edecektir. Her ikisinde de örgütlü çiftçi etkin olarak yönetimde olacaktır. Ziraat Bankası yöneticileri çiftçinin traktörünü ve tarlasını haciz ederken bugüne kadar yandaş medyaya geri dönüşsüz kredi aktardığı için kesinlikle her kuruşun hesabını verecektir.

ZİRAAT BANKASI ÇİFTÇİ BANKASI OLACAKTIR

Üç aşamalı plan, bu banka ile birlikte finans, yasa, örgüt, mevzuat ve organizasyonun tamamlanmasında etkin rol oynayacaktır.

TMO taban fiyatı belirlemede, fiyatların üretim dönemi öncesinde ve alım garantisinde pazarın oluşumunda daha etkin bir role kavuşturulacaktır.

Çiftçiye alım garantisi verilecek, taban fiyatlar önceden açıklanacak, her türlü girdi desteği üç aşamalı plan gereği otomatikman çiftçinin üretim sezonu öncesi elinde olacak. Sertifikalı tohumlar ve ata tohumları geliştirilip yaygınlaştırılacak tarımsal girdide ülkesel marka üretimine ağırlık vereceğiz.

Akıllı köy ve üretim sisteminde, tarım kentleri ile birlikte üç aşamalı planımızda ürünlerin işlenmesi depolanması ve pazarlanması çok önemlidir. Bu entegrasyonun sağlıklı yürütülmesi için sertifikalı depoculuğu yaygınlaştıracağız. Sertifikalı Depoculuğumuzu, işleme sanayimizi, soğuk zinciri ve Pazar ağını geliştireceğiz.

Tarladan rafa kadar pazarlama ürün kayıpları ve aşırı maliyetler gerek üreticiyi gerekse tüketiciyi ezmektedir.

TARLADAN RAFA KADAR TARIMSAL ÜRETİMDE SEKTÖREL BÜTÜNLÜK SAĞLANACAK

Coğrafi ürün ve değerli ürünler, organik ürünler, ekolojik çeşitliliğin sürdürülmesi ve marka ürünlerin katma değer artırıcı rolü gözetilecek. Çiftçilerimizin bu yöndeki girişimleri desteklenecektir.

Büyükşehir yasası değiştirilecek, köy hayatı özendirilip gözetilecek. Tarım dışı gelirleri çiftçinin artırılıp köyün kültürel varlığı da öne çıkarılacak şehirdeki yaşam köyde de olacak.

Köy okulları hangi ürün havzası içinde ise o bölgenin ihtiyaçlarına göre öğrenci yetiştirecektir. Köy okulları açılacak, her köye bir ziraat mühendisi ve öğretmen atanacaktır.

Bu ikisi birlikte köylerin kalkınmasına çalışacaklardır. Elbette bu atanan mühendis ve öğretmenler geçtiğimiz dönemdeki tarım danışmanlığı gibi yalnız bırakılmayacak; devlet ve 3 Aşamalı Plan gereği Tarım Kenti özelinde yetkilerle donatılacaktır.

REEL EKONOMİNİN TEMEL ÜRETİM, ÜRETİMİN DE ANA KAYNAĞI TARIMDIR

Planlı Sürdürülebilir Kalkınma Stratejimizin temeli tarım ve üretici sektörlerdir. Partimiz tarım ile ilgili kısa vadede, girdi maliyetlerinin yüksekliği, tarımda ölçek sorununun çözümü, yanlış teşvik uygulamaları, tarımda bilgi ve dijital teknolojilerin uygulanması rekolte tespiti ve tarımsal ürünlerde optimum miktarların tespiti, ekonomik hayat sahasına yönelik üretim ve ihracatın artırılması, tarımla uğraşanların iktisadi refahtan pay alması, tarım ürünleri borsalarının etkinleştirilmesi gibi güncel sorunları çözecek bir program uygulanacaktır. Program felsefesi doğrultusunda partimiz Tarım Eylem Planı’nı hazırlamıştır.

Tarım Eylem Planı içerisinde başlıca; Marmara Eylem Planı, Trakya Ergene Eylem Planı, Tarım Kaynaklarını Koruma ve Geliştirme Eylem Planı, Etkin Su ve Toprak Yönetimi Stratejisi ve Eylem Planı,  Kirlilik ve Erozyonla Mücadele Eylem Planı,  İklim Değişikliği ve Çölleşme ile Mücadele Eylem Planı, Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Eylem Planlarını hazırlamış bulunuyoruz.

Çoban okulları açılacak.

“Afganistan’dan gelenler olmasa Hayvancılık ölür” gibi saçma sapan bir iddia Zafer Partisi iktidarında gündemden kalkacak. Çünkü bütün sığınmacı ve kaçaklar bir yıl içinde ülkelerine dönecek. Hayvancılığı geliştirmek için köy ve havza ürün planlaması ile tarım kentleri çerçevesinde çoban okulları ile her türlü tarım teknisyenliği, hayvan sağlığı teknisyenliği işlerlik kazanacak. Çoban okulları yaygınlaştırılacak. Bunlar aynı zamanda mera amenajmanında ve ıslahında çalışacaklar. Hayvancılık seferberliği başlatılacak.

Tarım İşletme Ortaklığı: Çiftçiler kooperatifler halinde, yatırımcı ve kredi kuruluşu devlet garanti ve denetiminde verimli tarımsal işletmeler için ortaklıklar tesis edebileceklerdir.

Köy üretim merkezi, agro-endüstri merkezi, tarım kentleri ile birlikte marka ürünler yaratacak tarım ortaklıkları geliştireceğiz. Bölge ve havza ekolojisine uygun olarak yüksek verimli çeşitler için tarla, sera, bahçe özelinde büyük plantasyonlar için tarım ortaklıkları geliştireceğiz. Türk dünyasında da bunu yaygınlaştıracağız.

TÜRK DÜNYASI ORTAK TARIM POLİTİKASI OLUŞTURACAĞIZ

Çevre kentler kurulacak. Kent tarımcılığı yaygınlaştırılacak, çarpık şehirleşmeye ve sanayileşmeye son verilecek; sürdürülebilir planlı katma değer yaratan milli ekonomiye geçeceğiz.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede ülkesel ve küresel politikalar takip edeceğiz.

Zafer Partisi küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede sadece yurt içinde değil bütün küre çapında mücadeleyi esas almaktadır.

Çünkü küresel sorunlar küresel çapta programla çözülür.

Çünkü küresel sorun olarak küresel ısınma ve iklim değişikliğinin ardından gelecek büyük göç hareketleri ilk ağızda ülkemizi tehdit etmektedir.

Zafer Partisi sera gazı salınımını en aza indirmek ve karbon emilimini artırmak için gerek tarımda gerekse sanayide devrim niteliğinde sürdürülebilir politikalar ve eylem planları hazırlamıştır.

ÇEVRE VATANDIR, VATAN ÇEVREDİR

Çevre konusundaki temel yaklaşımımız; vatan sevgimize dayanan Vatan Toprağı Kutsaldır; kirletilemez, hor kullanılamaz ve sömürülemez. Çevrenin ve tabiatın korunması ve gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi temel yükümlülüklerimiz arasında yer alır. Bu anlamda, nasıl ki dünyanın her neresinde olursa olsun tek damla su kıt kaynak bakımından değerlidir ve heba edilemez, her karış vatan toprağı da kaderine terk edilemez, iktidarların geçici heva ve heveslerine feda edilemez. Vatanın toprağı gibi havası ve suyu da kutsaldır, hor kullanılamaz, sömürülemez ve kirletilemez. Yaşama; bir insan hakkı olduğu gibi çevrenin de yaşama hakkı, sürdürülebilir olması en az insanın hakkı kadar bir değerlidir.

Meraları, su ve toprak kaynaklarımızı kirleten ve insanımızı zehirleyen madenler devletleştirilecek.

İNSAN VE HAYVAN HAKLARINA RİAYET

STK’lar, Belediyeler ve Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Çevre Bakanlıkları birlikte insan ve hayvan sağlığını gözeten, insan ve hayvan haklarına her yerde riayet için gerek yasal gerekse idari düzenlemeler geliştirmiştir.

Tarım devrimi ile Sınai  ürün plantasyonları kuracağız.

3 Aşamalı Planla agro endüstri merkezlerinin değerlendireceği bazı havzalarda marka değeri yüksek tarımsal ürünlerin sınai çeşitleri üretilip işlenecek ve katma değeri yüksek ürünler olarak dış pazarlara açılacak.  

Tarım Sanayi Entegrasyonu/ Gıda Güvencesi için sınai ürün üretimi/ İşleme merkezleri/ Depolama zinciri/ Pazarlama ağını oluşturacağız.

9 ilkeyi 3 Aşamalı Plan’da da tarım devriminin bütün aşamalarında da uygulayacağız

  1. Karar verici entegrasyonu
  2. İyi Havza yönetim Planı
  3. Havza farklılıkları
  4. Paydaşlar
  5. Katılım
  6. Öncelikler
  7. Havza Yönetim planı izleme
  8. Yerel yönetim ortaklığı
  9. Sektörel işbirliği

Zafer Partisi 4 temel krizden (Sığınmacılar, milli birlik, ekonomik kriz ve devlet krizi) ülkeyi kurtaracak olan uçurumdan önceki son çıkış, milli cepheyi ayakta tutacak son kaledir. Tarım Devrimi, 3 Aşamalı Plan, Agro Endüstri Merkezleri, Yeşil Devrim, Tarım ve Çevre Kentler, sözleşmeli Tarım ve Tarım Sanayi Entegrasyonu ile çökmüş tarımsal yapıyı ayağa kaldırmak bu milli cephenin ülkesel bir projesidir.

Çünkü “önce tarım” diyoruz. Çünkü Atatürk’ün dediği gibi hakiki müstahsil olan köylü’nün refahı, milletimizin bir ve beraber olarak azimkârâne yürümesinde en önemli itici güçtür.

Zafer tarımı gerçek bir yeşil devrimidir

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. Zafer biz’imdir.

  2. Dr. Şehsuvaroğlu’nun “Su Barışı” kitabını okumuştum, ve şimdi mensubu olduğu partinin iktidara gelmesi durumunda ülkenin zirai politikalarını kendisi şekillendirirse, inanılmaz ölçekte büyüyen ve hatta tarımda devrim yapan bir ülke olacağımızdan kuşkum yok.

  3. Siyasal islamcılar her şeyden önce bir neo-liberal sömürgeleştirme uygulayıcısıdırlar ve onlar yönetimde oldukları sürece tarım, üretim ve çevre vb. asla nefes alamaz…

  4. Alana hakim bir uzmanın bakış açısını sunduğunuz bu güzel yazı ile umutlarımız yeşerdi. Elinize sağlık. Umarım hayata geçirmek mümkün olur. Saygı ve sevgilerimle.

  5. Oyum Zafer partisine inşallah seçimleri kazanır kazanamasada en azından vicdanım rahat olur.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!