Avatar
Murat Bölükbaşı

Bir kurşun bir kurşuna demiş ki…

featured

Murat Bölükbaşı yazdı…

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün katıldığı ortak televizyon yayınında İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e ‘’Bizim adımıza dikkat et. Benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan’a da dikkat et, Tayyip ismine de dikkat et. Konuştuğun zaman buna göre konuş. Beni kendinle de uğraştırma’’ dedi. Bugün İyi Parti İstanbul il başkanlığı kurşunlandı. Gündem bir anda buraya döndü. Yorumlar ağırlıkla Erdoğan’ın tehdidi ile bugünkü kurşunlamayı ilişkilendirerek yapıldı. Ardı ardına yapılan açıklamalarda, kurşunun demokrasiye atıldığı ifade edildi, lanetlendi. Bu menfur saldırıyı kabul etmek mümkün değil, ancak kurşunun büyüğü ve tahrip gücü yüksek olanı dün YSK Başkanının açıklamasıyla anayasaya sıkılarak tam 11 kurşunla delik deşik edildi; biri bile ıskalamadı. Erdoğan’ın adaylığına engel anayasa 101 ve aday olması için gerekli evraklardan biri olan diploma bilinmezliği sorunu Erdoğan’ın 3. kez adaylığına yapılan bütün itirazlara rağmen, anayasa hukukçularının ifadesiyle  ‘’kasten YSK suçu işlenerek’’ YSK üyelerinin oybirliğiyle adaylığı kabul edildi, yapılan itirazlar reddedildi. Açıkça söylemeliyim ki, anayasanın, hukukun, demokrasinin kafasına sıkılan, bizi sonunu göremediğimiz bir seçim sürecine götüren ve her biri bir YSK üyesi tarafından sıkılan 11 kurşun, ifade edilene göre sabahın beşinde cama saplanan üç kurşunun yarattığı tepkiyi ve etkiyi yaratmadı. An itibari ile YSK kararı gündemden düştü. Peki bu olay kime ve neye yaradı..? Bir kurşun bir kurşuna gel beraber bir kovboy filmi çekelim, ama kurşunlar kuru sıkı olsun demiş. En iyisi biz, ‘’Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et’’ diyen Descartes’in bir sözüyle konuyu uzatmadan bitirelim.

Gündemden hiç düşmeyen diğer bir konu ise Memleket Partisi lideri Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde yaşadıkları. ‘’Gel buraya Muharrem’den, hoş geldiniz güle güle Bay Kemal’e’’ uzanan süreçte altılı masa destekçileri bütün muhalif kanallarıyla, sosyal medyasıyla, trolleriyle gazetecileriyle, siyaset yorumcularıyla, sanatçısıyla var güçleriyle ve tüm saygısızlıklarıyla İnceye saldırıyorlar. Çok kızgınlar ve bu kızgınlıklarını İnce’ye çemkirerek gösteriyorlar. Kızgınlar; çünkü altılı masa ittifakı hedeflenen halk desteğini bulamadı. Bu ülkenin algıları açık, bilinçli laik, cumhuriyetçi, Atatürkçü, Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi seçmenini masaya çekmenin hiç de kolay olmadığı görüldü. Toplumda karşılığı olmayan partilerle kurulan ittifakın Kılıçdaroğlu’nun adaylığını onaylamaktan başka bir katkı sağlamadığı ve halk desteğini kaybeden iktidara rağmen masaya olan desteği beklendiği gibi yükseltmediği açıkça görüldü. Kızgınlar; çünkü, altılı masa ittifakı etrafında toplamayı başaramadıkları %20- 30 oranında oy potansiyelinin bir kısmı Memleket, bir kısmı Zafer Partisi (Ata İttifakı) arkasında toplanmış durumda. Dillendirmiyorlar ama bütün nefret ve hakaretleri aslında bu seçmen kitlesine dönük. Ata İttifakı’nın AKP ve MHP’den oy aldığını düşündükleri için şu an buraya organize bir saldırı gelmiyor. İncenin, oyları Millet İttifakından çektiğini düşündükleri için panikle saldırıyorlar. Ülkeye demokrasi getireceğini ifade edenlerin kontrolünde yürüyen televizyon kanallarında, ne Memleket ne de Zafer Partili siyasetçilere siyaset konulu programlarda ve haber akışlarında yer vermiyorlar. ‘’Şunlar bir gitsin de’’ diyen ve İktidardan kurtulma yolunun maklube masasına sıkı sıkıya sarılmak olduğuna inanan vatandaş, bu iki partiyi destekleyenlere adeta ateş püskürüyor. Muharrem İnce bugün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Kılıçdaroğlu’nun hiçbir ittifak teklifinde bulunmadığını açıkladı. Kılıçdaroğlu’nun ziyareti CHP’li seçmenin ateşini almak ve sadece görev savmaktan ibaretti. Çok değerli ama aynı oranda çok saf Millet İttifakı destekçileri! Yarın ‘biz de kandırıldık, yanıldık Allah affetsin, millet affetsin’ demenin hiçbir fayda getirmeyeceğini bilerek ve oynanan oyunu görerek hareket etmek hepinizin ödevi…

İyi Parti’de siyaset yapmış, gördükleri ve yaşadıklarından sonra, ‘’benim burada ne işim var’’ diyerek partiden ayrılan ‘’Kardak Kahramanı’’ Ali Türkşen, Muharrem İnce’den İYİ Parti’nin de içinde olduğu Millet İttifakı adına çekilmesini istiyor! Ümit Özdağ’ın yaptığı siyaseti de destekliyorum diyen kahraman Albayın 1924 kuruluş anayasası ve sonraki anayasalar dar kalıplıdır diyen, devlet ve millet tanımları yapılmayan 1921 Teşkilat-ı Esasi Kanununu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metnine yazarak anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesinin üzerinde tepinme yolunu açan bir ittifakın adayını nasıl destekliyor? Hem Ümit Özdağ hem Kılıçdaroğlu birlikte nasıl oluyor anlamak mümkün değil. Bu seçimin en belirgin rahatsızlığının akıl tutulması olduğu kanaatindeyim. Yazacak söylenecek çok şey var ama gelecek günlerin çok şeylere gebe olduğunu, şimdilik siyasete dair bu kadar kelamın da yeterli olacağını düşünüyorum.

Yazının sonuna kendi adıma bir not düşmek istiyorum. Veryansın TV’de kalemden esirgemediğimiz sözü şimdi ekrana taşımaya karar verdik. AMBARGO TV YouTube kanalında Çarşamba akşamları Saat 20.00 de SporPolitik’le karşınızda olacağım. Veryansın takipçilerini ve sporseverleri benzerlerinden farklı olacak bu programı izlemeye ve takibe almaya davet ediyorum.

Bir kurşun bir kurşuna demiş ki…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 1 Nisan 2023, 18:20

    benim anladığım, politikacıların beklenmedik konuşmaları Türkiye üzerinde malum güçlerce farklı planların, operasyonların yapıldığını gösteriyor. çünkü siyasetçilerimizin tümü Atlantik’e bağımlı ve Batı’nın esiri.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!