Haksız ve hukuksuz bir biçimde 8 Eylül 1999 yılında yürürlüğe giren EYT kanunu bu tarihten önce işe girmiş milyonlarca çalışanın mağduriyetine sebep oldu. Mağdur olan milyonlar EYT çatısı altında birleşerek büyük bir hak mücadelesine girişti. Hemen hemen her evde bir EYT mağduru olması da bu konunun toplumun tüm katmanlarına yansımasına sebep oldu. Dün Meclis komisyonuna gelen ve büyük tartışmalara sebep olan EYT yasası AKP’nin organize ettiği bilinçli bir kötülüğün örümcek ağını andıran ağır ağır, ince ince işlendiği ve son düğümünün bugün mecliste atıldığı büyük bir mağduriyet öyküsüdür. Bundan yaklaşık 1,5 ay önce Facebook sayfamda bu konuyla ilgili bir paylaşım yaptım. Bu paylaşımdaki yazımda, iktidarın yaş şartını kaldıracağını ama pirim gün sayısını aynı tutacağını, pirim gün sayısı eksik olanlara da, ‘’Öde seni de emekli edeyim’’ diyerek kasayı dolduracağını ifade ettim. Tabi ki müneccim değilim. İlgili kişilerle yaptığım sohbetler sonucunda edindiğim kanaati, ‘’yine bu Arapsever şark kurnazları bunu kazanca çevirirler düşüncesiyle klavyeye döktüm. Bu süreçte iktidar kanadı zaman zaman soyut açıklamalar yaparak top çeviriyor, sanırsın EYT kanunu değil, gizli bir nükleer silah yapıyordu. Ancak bugün gördük ki, EYT üzerine ‘’yoğun bir çalışma içine giren uzmanlar’’ koya koya önümüze bir sayfa A4 kağıda yazılmış dört maddeden oluşan bir EYT tasarısı koydu.
Bu süreçte ilgili ilgisiz kişilerin, ‘’aralıkta değil ocakta, ocakta değil şubatta’’ diyerek EYT’lileri oyaladıklarını ve dişe dokunur bir açıklama yapamadıklarını görüyor ve kanaatimin doğru olduğunu görebiliyordum. Ancak, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın Aralık ayı sonunda basına yaptığı açıklamada 1999’daki şartlar neyse, çalışma süresi, değişmiyor, o günkü şartlarda emekli olacak dediğini kulaklarımla duyup, gözlerimle gördüğümde, ‘’Allah Allah! Ben çok mu kötü niyetliyim acaba!’’ diye düşünmedim değil. Benim duyduğumu duyan ne kadar EYT mağduru varsa askerlik ve doğum borçlanması için SGK müdürlüklerine akın etti. Çünkü 2022 şartlarında borçlanma yapabilmeleri için sadece 2 gün zamanları vardı. SGK, aşırı yoğunluktan tatil günleri de açık kaldı ve EYT mağdurlarına hizmet vermeye devam etti.
İş bulamayan, sağlık ve yaşlılık sorunları sebebiyle çalışma imkanı olmayan mağdurlar, kimisi arabasını, kimisi ineğini satarak, kimisi eşinden dostundan altın, döviz borçlanarak 5000 bin pirim gününü tamamladılar. E tabi ki bu, iktidarı çok memnun etti. AKP iktidarı ilgili Bakanın sözüyle, başından beri emekli yapmayacağı insanları, yapacakmış gibi kandırarak, hem olmayan parasını aldı, hem de emekli olma hayallerini çaldı. Boş olan Devlet kasasını işi aşı olmayan garip gurebanın yoktan var ettiği parasıyla doldurmanın vebalinin ne olacağını bilmek için, insanda önce vicdan, sonra Allah korkusu ve iman olması gerekir. Bu EYT mağdurlarından biri de benim sevgili eşim. Yani bizim evde bir değil iki EYT mağduru var. Ben, 7 yıl çile odasında bekledikten sonra iki yıl önce 99 sonrası şartlarda emekli oldum. Eşim de, bu yasa 99’da olduğu şartlara göre olsaydı, bir ay sonra emekli olacaktı. Şimdi o da 99 sonrası emeklilik yasasına göre 1 yıl sonra emekli olacak. Onun üzüntüsünü ve kırgınlığını evde görüyor ve yaşıyorum. Sayısını bilemediğim yüzbinlerce yada milyonca EYT’nin de evinde aynı kızgın ateşin yandığını biliyorum.
Bu iş komisyonda düzelir mi, ikinci bir EYT mağduriyeti ortaya çıkar mı bilemem! Ancak şunu biliyorum; ‘’Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz’’ Türk Milleti bu şartın hesabını sormadan emin olun yakanızı bırakmaz.
