Masayı kim dağıttı?

Murat Bölükbaşı yazdı…

Masayı kimin dağıttığını irdelemek için, öncelikle masayı kurana ve masanın kurgusuna bakmamız gerekir diye düşünüyorum. Tabii ki, AKP’den sonra mecliste en çok sandalyeye sahip olan CHP’nin Genel Başkanı, doğal olarak bu masanın kurucusu ve lokomotifi oldu. Masanın ikinci büyük ayağı İyi parti, Millet İttifakının merkez sağ karakterini temsil eden diğer parti olarak 2023 yılı Haziranı’nda yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde ipi göğüslemek adına görev ve sorumluluk aldı.

Kılıçdaroğlu sözde masanın kapsayıcı olmasını istiyordu. İcraatta ise masada her renkten görüşler olsun derken, birbirine çok benzeyen, hepsini toplasan masanın bir ayağının çivisi etmeyecek “Mahşerin Dört Atlısını” davet ederek, daha baştan masanın çivisini çıkarmış oldu. Bu masa kurgusunda genel takım kadrosunda olup, maç kadrosu esame listesinde adı olmayan HDP, masanın çekmecede duran ayağı olarak ağırlığını hissettiriyordu.

Kemikleşmiş %24 ana muhalefet oyuyla muhalefet kanadını konsülde eden Kılıçdaroğlu, gidecek kapı bulamayan halkı, kurguladığı masada bazen mecburcu, bazen yancı olarak oturtuyordu. Çok belliydi ki, masanın Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını onaylama makamından başka bir etkisi olmayacaktı. Halkta karşılığı olmayan, ama masa görevini yerine getirerek milletvekilliği kontenjanıyla ödüllendirilecek olan bu partiler, karşılığında Kılıçdaroğlu’nu masanın ortak adayı gösterecekti.

Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan gören Zafer partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, daha ortada fol yok, yumurta yokken, 2022 yılının Nisan ayında, ‘’Araştırmalar Erdoğan karşısında Mansur Yavaşın kazanacağını gösteriyor. Mansur Yavaş’ı masanın Cumhurbaşkanı adayı ilan ederseniz kayıtsız şartsız destekleriz’’ mesajıyla büyük ses getirmekle beraber kamuoyunda yüksek bir karşılık buluyordu. 14, 15, 17, 18 seçimlerinde kurduğu masalarda birçok stratejik hatanın altına imza atan Kılıçdaroğlu, Özdağ’ın masaya vurduğu kılıç darbesiyle oyun kurma ve kartları dağıtma şansını kaybetti.

12. sefer toplanan ama ele dişe dokunur bir aşama kaydetmeyen altılı masa, her toplantısından sonra eleştiri yağmuruna tutuldu. Yine Özdağ’ın birkaç gün önce, “Altılı masa Mansur Yavaş’ı aday göstermez ise, biz Muharrem İnce’yi ortak adayımız olarak açıklayacağız” diyerek, masaya son öldürücü darbeyi vurdu.

Kılıçdaroğlu-Akşener buluşmasında masaya gelen Mansur Yavaş ismine ilk tepki çekmecedeki ayağın sözcüsü Hasip Kaplan’dan geldi. “Mansur Yavaş hayal görmesin, Kürtler haddini bildirir” açıklamasıyla HDP’nin artık çekmeceden çıkması ve masaya oturmasının zamanı geldiğini masaya deklare etti. Şimdi yapılacak son hamle İyi Parti’yi masadan itmek olacaktı. Akşener’in milli hassasiyeti ön plana çıkaran ve masadan ayrılığı deklare eden açıklamasının ardından Kılıçdaroğlu’nun “Ben birleştiririm, birleştirmeye devam edeceğim, sofra büyümek zorunda, bunu da kimse durduramaz” ara pasına hamle yapmakta gecikmeyen HDP, aday çıkarmama kararıyla birlikte Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyeceğini açıklayarak operasyonu tamamladı.

Kimi Atatürkçü kisvesiyle karşımıza çıkan medya tetikçileri masayı dağıtanın Akşener olduğunu ve milletin bunun hesabını soracağını, İyi Parti’nin bittiğini, tarih olduğunu açıklamaya başladılar. Bu sahte Atatürkçü ve sözde vatanseverlerin gerçek yüzlerini görmek açıkçası beni çok memnun etti. Tanrı, dünden itibaren altılı masanın gerçek sahiplerini ve kamuoyundan sakladıkları maskelenmiş gerçek yüzleri ve niyeti bizlere gösterdi. Sahne, Akşener ve İyi Parti’yi hain ilan etme ve masanın siklet kaybını önlemek adına Belediye Başkanlarının destek ve birlik mesajları ve sosyal medya trol saldırılarıyla devam ediyor. Fakat ilk büyük dalga geçtiğinde yanlarında mecburcu ve yancı olarak oturttukları halkın artık o masada oturmadığını görünce çok şaşıracaklar.

Şimdi Atatürk ve laik Cumhuriyet çizgisindeki partilerin hiç vakit kaybetmeden milli unsurların destekleyeceği ittifakı ve adayını açıklayarak Türk Milletine umut ve soluk vermesi gerekiyor. Bu anlamda en büyük görev Ümit Özdağ ve Muharrem İnce’ye düşüyor.

Sayın Özdağ’ın yeni kurulan masada Kemal Kılıçdaroğlu’nun iradesi dışında hareket etmeyeceğini deklare eden Mansur Yavaş’ı, Türk Milletinin Cumhurbaşkanı adayı olması adına halkı belediye önüne davet çağrısını doğru bulmadığımı ve katılmayacağımı da ifade etmek istiyorum. Sayın Mansur Yavaş maalesef ki, Türk Milletinin varoluş savaşı verdiği ve Kuvayı Milliye ruhunun yeniden canlandığı dönemde Atatürk gibi düşünme ve Atatürk gibi Elma Dağı’na çıkma irade ve cesaretini gösterebilecek bir duruş ve karaktere sahip olmadığını bizlere son tahlilde açık ve net olarak göstermiştir. Sayın Özdağ’ın bu konudaki ısrarı beyhude bir çabadan öte, büyük bir zaman kaybıdır. Millet sizden, “Aslolan vatansa gerisi teferruattır” diyeceğiniz büyük bir karar beklemektedir. HEM DE HEMEN!

Son Dakika Notu: Yazıyı teslim edeceğim sırada Sayın Ümit Özdağ’ın Mansur Yavaş’la ilgili son açıklamasını dinledikten sonra, yazıya dokunmadan son bir ek yapmayı uygun gördüm. Sayın Ümit Özdağ’a duyduğum güvenin, sınırsız kredinin ve şahsında gördüğüm vatan ve millet sevgisinin ölçülemez değerini tekrar teyit etmenin mutluluğu ve seviciyle ifade etmek isterim ki, Türk Milleti, devletini geri alacak!