Avatar
Nihat Genç

İç savaş

featured

Nihat Genç yazdı…

Amerika’da cumhuriyet düşmanları Cumhuriyetçi Parti’de, tıpkı bizim Cumhuriyet düşmanlarının CHP ve ittifakında toplanması gibi. Trump yüksek yargıya evangelist bir hakim atayarak yüksek yargıda dengeyi bozdular ve kürtaj yasakları ve derinden bitmeyen çok tehlikeli konuşmalar başladı!

Evangelistler tıpkı bizin İslamcılar gibi biz dinimize inancımıza göre yaşamak istiyoruz, diyorlar ve yüksek yargının kürtaj karşıtı kararını alkışlıyorlar ve bu daha başlangıç, kadınlar artık kürtaj için ya başka eyalete ya başka ülkeye uçuyorlar!

Artık ve nihayet Amerika’da iç savaş, bölünme, lafları her yerde, mecliste alenen söyleniyor, şovmenler söylüyor, tv’lerde tartışma programlarında masaya yatırılıyor ve hatta eyalet eyalet şehir şehir bölünmüş haritalar yayınlanmaya başladı!

Oysa Cumhuriyet rejimi bağımsız hakim ve savcı ve yargıçların üstüne inşa edilir, bir tarikatçı-cemaatçi-mezhepçinin açık kimliğiyle yüksek yargıç olabilmesi o ülkenin üstüne nükleer bomba atmakla eş değerdir!

İşte İsrail Başbakanı Netanyahu, Ortodoks Yahudilerle kurduğu koalisyon gereği yüksek yargı kararlarını meclisteki çoğunluğunun emrine alma yasa girişimi sonrası İsrailliler sokaklara fırladı, şimdilik yasa durduruldu, ancak!

Aleni ve açıkça hem dünya basını hem İsrail basını ‘iç savaş’ demeye-konuşmaya çoktan başladı. Ortodoks Yahudilerle bizim İsmail Ağa gibi gettolarında asker ve vergi vermeye yanaşmadan arkaik ve ortaçağ inançlarına bağlı toplum ve siyaset ve devlet dışı yaşantıları, tıpatıp aynıdır! Ve tarikat ve cemaatlerin doğusu-batısı istisnasız hepsi Cumhuriyet düşmanıdır!

Mesela, kutsanmış bir şeyhin Cumhuriyet yasaları gereği, sıradan bir insan olması, ağırlarına gider, mesela, devleti din ve inançlarına düşman bilirler ve doğuda ve batıda cemaat ve tarikatların hedefi adanmış müritleriyle devleti ele geçirmek!

Yargıyı tarikat ve cemaatlerin egemenliğine sokarsanız, evet, bütün dünya tehlikeyi görüyor, iç savaş demekte ve endişelenmekte haklılar, ortaçağ tarihi kanlı ve bitmeyen savaşlara sürüklendi ve insanlık ders çıkartıp, Yahudi, Hristiyan, protestan demeden herkese ‘herkes’ diyerek soyutlayıp herkesle eşit kıldı!

Bizim yüksek yargıçlarımız kimdir necidir kimlerin adamıdır nerede yetişmişlerdir kimlerin adamıdırlar, bilen var mı, çok kolay, kimlere dava açamıyorlar, bakın ve görün!

Biz maçı, çoktan kaybettik!

Tehlike açık ve ortadadır, öyleyse, toplumun önde gelen siyasileri sanatçıları gazeteleri yazarları, işi, sıkı tutmak zorunda, mesela, Millet İttifakı’na, şöyle demeliler, yahu, iktidara gelirseniz cemaat ve tarikatçı yargıçları görevden alacak mısınız?

Mesela başta CHP ve Babacan ve Davutoğlu ve Akşener ve Karamollaoğlu, yüksek yargının kararlarına bir çok kez üstelik çok sert itirazda bulunuyorlar amma yüksek yargının tarikatçı cemaatçi kimliğini sorgulayabiliyorlar mı? Hayır! Tarikat ve cemaatlere oy korkusundan ağızlarını açıp tek laf edemiyorlar!

Aksine Millet İttifakı cemaat ve tarikatları koruyan kollayan açıklamalarda bulunuyor, o halde? Ne değişecek? AKP’ye yakın cemaatçi hakimler gidecek Millet İttifakı’na yakın cemaat ve tarikatlara mensup yargıçlar gelecek, ki Babacan, bir gecede geleceklerini dahi söyleyiverdi!

Bir sanatçı, kişiliği ve karakteri ve bilinçli bir siyasi kimliği varsa, Millet İttifakı’na açık desteğini dile getirirken, yahu kardeşim şu cemaatçi ve tarikatçı hakimlere bir son verelim, diyebilmeli, kendine tıpış tıpış dayatılırken, o da, ittifakına Cumhuriyet için hayati önemde tarafsız yargıçlık konusunda çekincelerini açıkça ve dürüstçe dile getirebilmeli!

Ki, meşhur yetmez ama evet anayasasında da liberaller tıpkı bugünkü gibi bir sıkıştırma bir özgürlük havariliği bir çökmüş hantal devlet aşağılamaları ve laiklik düşmanlığı ve tarafsız yargıçları şeytanlaştırma linçleri ve sahte bir özgürlük ve barış çığlıklarıyla, ülkeyi Fetö’ye teslim ettiler!

Yargının hukuk kurumlarının ve ordunun yetmez ama evet anayasasıyla Fetö’nün nüfusuna geçirildiği açık bir gerçektir, felaketi herkes gördü yaşadı!

O halde, sanatçılar ve siyasiler yoğurdu üfleyerek yemeli!

Tam tersine kendinden menkul bir çok sanatçı, Millet İttifakının yolunu kesmeyin, kılçık atmayın, hesabı bozmayın, diye kör gözüne parmak, anlayıp bilmeden derine hiç inmeden aklınca kanaat önderliği yapıyor bağımsız adaylara ağır hakaretlerle saldırıyorlar!

Mesela son günlerde Fazıl Say ve Gökhan Özoğuz, ve nicesi!

Ne biliyorlar da konuşuyorlar, yüksek yargı İskenderpaşa Cemaati’nden Erenköy cemaatinden İsmailağa cemaatinden Menzil cemaatinden çıkıp Fetö ve Süleymancılara ve yine taraf değiştirmiş aynı renklere geçince, ne değişecek?

Aksine bağımsız savcı, isteyeceksiniz! Halk TV’nin Tele 1’in ve Sözcü ve Cumhuriyet Gazetesi’nin gazına gelecek kadar hödükseniz zaten sizin siyasi kimliğinizden bir .ok olmaz!

Aksine, Cumhuriyet’in en temel kurumlarını sizler dert edinip koruyacaksınız!

Ne o öyle afra tafralar biz her şeyi biliriz havaları dayılanmaları, ne o öyle gelmekte olan tarikatçı ve cemaatleri eleştirenlere karşı baskı kurmalar dalga geçmeler yol kesmeler linç etmeler?

Bu ne gözü dönmüşlük bu ne azgınlık bu ne sarhoşluk bu ne bilmişlik?

Sanatçıysanız sanatınız dışında ilgi alanlarınız da olsun, mesela, Cumhuriyet nedir tarihini tecrübelerini düşmanlarını öğreniverin ve bitmeyen iç savaşların kaynakları nedir, birazcık merak ediverin!

Devlet, etnik, mezhep ve cemaat ve tarikatların cirit attığı bir yer haline geldi ve işte AKP iktidarıyla felaket sonuçlarını yaşıyoruz, o halde, gelmekte olanlar da aynı tarikat ve cemaat ve etnik ve mezhep yapılarıyla geliyorsa, oturun bir düşünün!

Her şeyi bilen ahkam kesen havalarda yazıp konuşmalar, hayırdır?

Bilmiyorsunuz işte!

Bir TV konuşmasında sizin gibi çok bilmiş Celal Şengör’ün Jan Jak Russo’dan bir şey anlamadım, bilmem, dediğini duyunca, yahu adama bak, Fransız İhtilali’ni tetikleyen Monteque, Russo gibi adamlardan bihaber ama ekranda sabahlara kadar atıp tutuyor, dedim. Alanı yer bilimleridir, bilmeyebilir, ama tarihin en büyük devrimine yol açan bu büyük filozofları bilmiyorsa, siyaset üzerine lütfen konuşmasın, derim!

Mesela ben, çocukluk günlerinden beri hep çalıştım, su sattım, simit sattım, sakız sattım ve gazetelerde teknik görevler yaptım, nefes alacak zamanım olmadı ve sadece kitap biriktirip okuyabildim, bisiklet sürmeyi dahi bilmem, araba hiç kullanmadım ve dans etmeyi dahi beceremem, ama oturdum siyaset felsefesi siyaset bilimi ve tarihi okudum!

Herkesin ustalığı olmadığı bir çok konu olması normaldir, ancak!

‘Yahu ne inceliyorsun, boş ver, at oyunu’ aptallığını özgürlük sananlar neden hep bu yeri göğü ben yarattım artistlerinden çıkıyor!

Herkesin hukuk önünde eşit ve kardeş yaşayabilmesi için devletin ve siyasi partilerin dinden mezhepten cemaatten tarikattan vs. uzak durması Cumhuriyet’in varlığı için olmazsa olmazdır. Ve iç savaş ve savaşlarla dolu son yüzyılın acı ve bitmeyen trajedilerine sebep olan da bu tarikat ve mezheplerin oy uğruna devlette önünü açanların marifetleridir ve bunları kullanıp etiketleyip kimlikleştirip iç siyasette ekran açıp öne sürenler de nedense hep ülkeyi parçalamak isteyen yabancı ülkelerin istihbaratıdır!

‘Özgürlük(?), Barış(?) ve bunlar gitsin’ vs. diyerek her gelene gözü kapalı oy verenler sıradan insanlar olabilir ancak sanatçılar daha duyarlı daha daymonik-cinli-şeytanlı daha kuşkulu daha sıkı daha sorgulayıcı ve eleştirel olmalıdır!

Cumhuriyet düşmanlarına ve cumhuriyet düşmanlarının algısına manipülasyonuna kumpasına ve oldu bitti’sine gözü kapalı oy verenler, sanatçı değil, Cumhuriyet’in düşmanı ve kumpaslarda sahne itibar görev verilen maşalardır!

Kendi eş dost yakını ve kendi mahallesinin baskı ve dayatmasından kurtulamayan gaza gelen getirilen bir insan sanatçı olabilir mi?

Nafile anlatıyoruz çünkü onlar kendilerini ölümsüz ve Tanrı görüyorlar!

Sanatçı aydın yalnızlığını hiç bilmiyorlar ve kör gözüne tıpış tıpış kitlelerin gazına dümenine oyununa kumpasına gelivermeleri yetmiyor gibi bir de Aristo Sokrates havalarında bize akıl veriyorlar!

Menzil şeyhi de Nurcusu da Süleymancısı da müridlerine tıpkı sizin gibi gidin şuraya oy verin, diye komut veriyor, o şeyhden farkınız ne?

Lanetlenmiş ve suçüstü yakalanmış Fetöcülerle liberallerle ve PKK’yla dahi sizi ortak eden bu bitmeyen bir asırdır dinmeyen bu kuklaların bu dangalaklığın sanatçılıkla işi ne?

O ne kendine güven, o ne millet ittifakı gelecek dertler bitecek özgürlükler gelecek bilmişliği havası-tafrası?

Tam tersine sanatçı kendiyle derdi olandır kendine eleştirebilendir kendiyle dalga geçebilendir kendini sigaya çekebilendir ve bilimadamı ve sanatçı, sınırlarını ölçüyü dengeyi ve tevazuyu ve temkini ve çoklu karmaşık girift yapıları içinden kökünden merak edendir, acaba diyebilendir!

Tabii hiçbir Tanrı, kendini yanılmış hatalı görmez!

O ne ‘ver oyunu gitsin’ kafa rahatlığı?

O ne mutluluğa özgürlüğe nirvanaya orgazma kısa yoldan varmanın köşe dönmeci rahatlığı!

O ne, kitleler ve insanlar ve siyaset içre çalışmadan, tehlikelere atılmadan risk almadan, duygulu yürekten detaylı ve başka türlü, fikirler ve analizlere hiç gerek duymadan, ‘ver oyunu gitsin’ güzelliği?

Hayatınızın üslubuyla tanışmamış bir siyaset ve sanat üslubu, çok acıklıdır, sanatın değil komedinin konusudur, hayatları başka sanatları başka üslupların ömrü çok uzun sürmez, 90’lı yıllarda haşa liberaller tarafından Tanrı ilan edilen Orhan Pamuk’ların Mehmet Ali Birandların Elif Şafaklar’ın ve daha nicesine dair eserlerinden bugün hiçbir yazarın bir alıntı bir anekdot yapmaması gibi, gaz atmosfer gidince, unutulup giderler, işte Uğur Dündar’ın Ekmeleddin’i aday gösterip rezil olması!

Kendinizi çok zor girift siyasi soruların altına niçin atamıyorsunuz?

Neden hep etnik mezhep tarikat yapılarını hoş görüyor ‘herkes’ üzerine ideolojik etiket ve kimliklerinden soyulmuş ‘insan’ üzerine konuşamıyorsunuz!

Oysa sanatın muhatabı: ‘herkes’tir, herkesin acıları herkesin neşesi herkesin travmaları! Herkesi eşit ve kardeş yapan Cumhuriyet sanatın da vazgeçilmez şemsiyesidir!

Millet İttifakı’ndaki mezhep etnik ve tarikatları görmezden gelip, yahu AKP’den kurtulmak için başka şansımız yok diyorsanız, bilin ki, o AKP de, iktidara gelebilmek için Fetö’yü İsmailağa’yı vs. yanımıza almadan devleti ele geçirmenin başka şansı yoktu, diyerek iktidara gelmişti!

Ve sanat, insanlık acılarını, ancak dilenciyle padişahı, herkesi eşitleyerek dindirebilir, mezhep ve tarikatlardan kendi çıkarına olana oy vererek, oy dilenerek, hiç değil!

İç savaş

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

12 Yorum

  1. 31 Mart 2023, 10:36

    Muharrem Hoca 💙 candır gerisi heyecan dir

  2. 31 Mart 2023, 08:12

    Nihat Bey, yazınızın ilk cümlesi doğru değil. Bu kadar basit değil. Amerikan İç Savaşı’na taraf olanların sosyal, kültürel ve ekonomik şartlarını göz önünde bulundurduğunuzda Türkiye’deki tarafların konumu da daha iyi anlaşılır.
    Kasıtlı bir çarpıtma değilse o zaman eksik birgidir. CHP’nin politikasını eleştirebilirsiniz ama verdiğiniz örnekte konumlandırmaya çalıştığınız yer CHP seçmenine haksızlıktır.

  3. 29 Mart 2023, 16:48

    Bu durumda en iyisi Muharrem İnce

  4. Ben CHP ye iktidara gelebilirlerse tarikatlar ve cemaatleri kapatacak misiniz diyerek elektronik posta gönderdim fakat cevap yok.

  5. 29 Mart 2023, 12:15

    Yaklaşık 15 yıl seni dinledim Nihat bey (eskiden abi derdim) ben şereflice karşıtın olup seni yeri gelir eleştiren yeri gelir taktir eden biri idim.. ne zaman ki zamanında eleştirdiğin (Erdoğan’a miting yapan ) karanlık adamlardan biri olan Sedat peker’i övmeye başladın işte orada bende bittin!!sen ki özgürlüklerden yana cumhuriyetten yana sürekli yazılar yazarsın ne acı ki o taraf çakıcıyi överken sen pekeri övdün (bu bir çürümüşlüktür) seni her gördüğüme örnek veriyorum artık gözümde bitmiş tükenmiş yüzü gerçekten artık korkunç hal almış bir insansın.. bu kadar cümleyi de beni sükutu hayale uğrattığın için yazdım.. değer mi onu bile bilmiyorum. Saygılarımla.

    • Mehmet bey geçmiş dönemde Nihat Genç’in S.Peker’i nefretle eleştirdiği bir yazısıda bulunmakta o yazıyı gözden kaçırmışsınız.Sedat Peker’i bende sevmem fakat muhalefetin yıllarca başaramadığı iktidar eleştirisini kısıtlanmasına rağmen tek başına yaptı.

  6. Nihat Bey, okunması şart olan kitapların listesini yazmanız ( Bir kişi bile okusa)
    çok yararlı olacaktır. diye düşünüyorum.
    Bir yazınızda anlattığınız “Turkanlarda (Etrüsk) Tanrı, Ruh ve Ölüm”- G. Ahmetcan Asena kitabını
    çok merak ederek, hemen alıp okumuştum. Şimdi başta İtalya, ve diğer Avrupa Ülkelerini izlerken sanki kitapta yazılanları izliyorum. Tarihçi, vb. kişilerin ne kadar yalancı, sahtekar olduklarını görüyorum. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar gerçekleri değiştiremeyeceklerini anladım.
    Bütün yazılarınız için çok teşekkür ederim. Sağ olun, var olun.

  7. 29 Mart 2023, 11:44

    Bu atina gökhan şeysi ve benzeri birçok tipi Atatürkçü diye lanse ederek ülkenin bir kısmını Atatürk ve Atatürkçülükten nefret ettirme projesi uygulanmış ve malesef başarılı olmuştur. Bu amaçla geçmişten beri kullanılan livaneli vb birçoklarını sayabiliriz.

  8. 29 Mart 2023, 11:37

    Demokrasinin Rayına oturtulması
    Millet İttifakının omuzlarında.
    Yazınız biraz insafsız olmuş.
    Anarşizme evet ama
    içinde bulunduğumuz şartların
    zorlamasınıda unutmayalım.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!