Avatar
Semih Dikkatli

Gültekin Uysal ve içindekiler

Dr. Semih Dikkatli yazdı...

featured

Altılı Masa “Ortak Mutabakat Metni”ni açıkladığında bu metin içinde tek bir kere “laiklik” vurgusu yapılmadığı, “tarikat ve cemaat”lerle ilgili tek bir cümle kurulmadığı, “Türk Milleti” kavramının dile getirilmediği, “Atatürk” isminin “Atatürk Orman Çiftliği” ve Atatürk Havalimanı” özel isimlerinde mecburiyet dışında dillendirilmediği görüldü. Yani bu mutabakat açıkça Anayasa’nın ilk dört maddesine vurgu yapmaktan açıkça kaçınmıştı.

Altılı masanın mevcut Anayasa’nın ilk dört maddesi ile sorunu olduğuna uzun süredir dikkat çeken “Zafer Partisi Lideri Sayın Ümit Özdağ”, Altılı Masa’nın ortak mutabakat metnine “Sizi tarikat ve cemaatleri, devletten çıkaracağız demekten alıkoyan nedir? Saidi Nursi denilen adamın müritlerinden biri olan ortağınız Demokrat Parti Başkanı Gültekin Uysal mı? Türkçe Olimpiyatlarında boy gösterip cemaatlerin devlete el koymasına göz yuman, iş birliği yapan diğer ortaklarınız Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’mu? Çıkın Türkiye’yi ne kadar sevdiğinizi açıklayın” tepkisini göstermişti.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, tarikatlara sessiz kalan 6’lı masayı eleştiren Özdağ’a ağır hakaretlerde bulundu.

Uysal şunları söyledi:

“Çocukluğunda tecavüze uğramış çocuk psikolojisi ile bir ömür boyu alnından, aklından ve ruhundan silemeyeceğin ‘bir darbecinin çocuğu olma’ travması ve insiyakla zaman zaman Demokrat Parti ve şahsıma iftiralar atıyorsun. Şimdi sana anladığın dille cevap veriyorum; şerefli insanlar iftira atmaz! Yoklukla malul iftiranı sana yedireceğim.”

Bu cümleyi tivitırda gördüğümde uzun süre şaka filan olmasını umut ettim. Şaka olmadığını anladığımda cümleyi ayrıntılı düşündüm ve daha beter öfke, hayal kırıklığı, iğrenme arası duygular yaşamaya başladım. Cümlenin neresinden baksanız tuhaf, adi ve yıkıcıydı ve üstelik Ümit Özdağ dışında birçok alana açıkça hakaret doluydu.

İlk cümlenin ilk bölümüyle başlayalım isterseniz;

“Çocukluğunda tecavüze uğramış çocuk psikolojisi ile bir ömür boyu alnından, aklından ve ruhundan silemeyeceğin…”

Uzmanlığım gereğince çocukluğunda tecavüz ve tacize uğramış binlerce çocukla ve insanla çalıştım. Onların sabit bir psikolojisi olduğunu söylemenin imkansızlığını bilen biriyim ama asıl bu başlangıçtaki sorun, çocukluğunda tecavüze uğrayan insanların psikolojisinin bir hakaret unsuru olarak kullanılmasıdır. Sayın Uysal bu benzetmesiyle iğrenç olabilmenin ötesine geçmiştir.

Çocukluğunda taciz ve tecavüze uğramış insanlar, “ucube, sapık, tuhaf, hasarlı, yaratık” filan değildir, ONLAR MAĞDURDUR.

Bütün ömürleri boyunca yaşadıkları travmatik izden kurtulmak için uğraşırlarken bir de içlerinde yer alan “SUÇLULUK” duygularıyla mücadele ederler. Zira bütün tacizciler -neredeyse istisnasız- bu yaptıkları sapkınca eylem için çocukları sorumlu tutarlar ve “aslında bu senin yüzünden oldu”, “bunu sen de istedin”, “ben senin yüzünden sana bunu yaptım” gibi cümlelerle o küçücük ruhlara suçluluk duyguları eker ve onlara “eğer konuşursan kimse sana inanmaz”,” herkes senin istediğini düşünür” gibi tehditleri beyinlerine işlerler.

Tekrar söylüyorum çocuklar ve tecavüze uğramış herkes “MAĞDUR”dur. Onları uğradığı bu felaket nedeniyle bir hakaretin unsuru olarak kullanmak onları “MASUM” ve “MAĞDUR” oldukları bu eylemde bir anda “SUÇLU” konumuna düşürür. Oysa çocukluğunda tecavüze uğrayanlar değil, bu tecavüzü gerçekleştirenler şerefsizdir, namussuzdur, alçaktır, suçludur. Dolayısıyla Uysal bu cümlenin başında Sayın Ümit Özdağ’a hakaret etmeye çalışırken birçok taciz ve tecavüz mağduru insanın içindeki suçluluk duygusunun uyanmasına vesile olabilecek bir cümle kurmuştur. Bu cümle en hafif tabiriyle iğrenç ve Uysal’ın içindeki saldırganlığı göstermek açısından örnektir.

Cümlenin devamını okudukça içim daha da ürperdi. Aklı başında bir insan “ÇOCUK TECAVÜZÜ” “DARBE” ve “BABA” kelimelerini neden Bir arada kullanır?

Cümleyi bir kere daha okuyalım lütfen…

“Çocukluğunda tecavüze uğramış çocuk psikolojisi ile bir ömür boyu alnından, aklından ve ruhundan silemeyeceğin ‘bir darbecinin çocuğu olma’ travması ve insiyakla zaman zaman Demokrat Parti ve şahsıma iftiralar atıyorsun. Şimdi sana anladığın dille cevap veriyorum; şerefli insanlar iftira atmaz! Yoklukla malul iftiranı sana yedireceğim.”

Bu cümle çok açık bir biçimde “bir darbecinin çocuğu olmak” hali ile “çocukluk tecavüzü”, “darbe” ve “baba-oğul” kavramlarını birbiri yerine kullanmış ve içerdiği imalarla iğrençlik boyutlarını aşmıştır.

Evet sayın uysal, bu cümlenizi Türk Siyaseti ömür boyu alnından, aklından ve ruhundan silemeyecek…

Siyaset birçok bayağılık ve iğrençlik görmüştü ama bu kadarına şahit olmamıştı. Sokak kavgasında söylemeye utanılacak bu cümleyle aslında içinizdekini dışarı vurmuş oldunuz. O uzun boylu, efendi, temiz ve şık görünümlü adamın içindeki iğrençlikleri dışarı vurdunuz. Aslında altılı masanın altında neler sakladığını da bizlere göstermiş oldunuz.

Bu vesileyle, çocukluğunda ya da hayatının herhangi bir döneminde taciz ve tecavüze uğrayan hekese bir cümle kurmadan da yazımı bitiremem.

“SİZLER SADECE MAĞDURSUNUZ. BAŞINIZA GELEN ŞEY SİZİN SUÇUNUZ VE AYBINIZ DEĞİL, SİZE BUNU YAPAN ALÇAĞIN, ŞEREFSİZİN, YARATIĞIN AYIBI VE SUÇU…

VE YAŞADIĞINIZ ACININ GÜYA BİR HAKARET CÜMLESİNDE KULLANILMASI, O CÜMLEYİ KURANI, SİZE O EYLEMİ YAPANLARDAN FARKSIZ HALE GETİRİYOR.

HEPİNİZİN İÇİNDEKİ MUHTEŞEM MÜCADELECİ İNSANI BİLİYOR VE O GÜÇLÜ İNSANIN ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYORUM…

Gültekin Uysal ve içindekiler

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. Semih Bey, aslında bir psikiyatrist olarak bu cümleden Gültekin tabir edilen şahsın psikanalizine girebilirdiniz. Şahsen bu ifadelerin arkasında, kuvvetle muhtemel çocukluğunda kaldığı cemaat evlerinde “mağdur” olmuş ve bu sebeple başkalarının da “mağdur” olmasını arzu eden dün özellikle H.K.G. davasının görülmeye başlanmasıyla hatıraları depreştiğinden hassas anında yakalanmış hasta ruhlu belki de şizofren fakat içinde tehlikeli duygular biriktirmiş birinin izlerini görüyorum.

  2. Müridi olduğu tarikatlarda tecavüz mağduru çocukları savunması gerekirken suçlamış.. Stockholm sendromunda olduğu belli.

  3. 1 Şubat 2023, 13:36

    Semih bey tespitleriniz çok güzel.Bu adamın 6lı masada olması bile bu 6lı masa için çok feci bir
    imaj kaybı.Ama böyle tiplere de lütfen sayın diye hitap etmeyin.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!