Avatar
Yağız Aksakaloğlu

FETÖ işkence davasında mağdurlar ne diyor?

featured

FETÖ bir bütün halinde hareket ediyor. Gücünü tabandan tavana bütün Fetullahçılardan alıyor. Örneğin duruşmalarda bazı FETÖ mensuplarını savunan birkaç avukat olsa da arka planda bu savunmaların 40-50 avukat tarafından ekipçe hazırlandığı biliniyor.

FETÖ ile mücadele edenler ise paramparça…

Henüz fiili mücadelede bile birçok sorun bulunurken örgüte karşı fikri düzlemde zihni bir mücadele gösterilemiyor. FETÖ benzeri örgütleri imha etmenin yolu ise fiili mücadeleden değil, zihni mücadeleden geçiyor.

Her ne kadar fiili mücadelede başarılı olursanız olun, eğer zihni anlamda örgütle mücadele edemezseniz kaybedersiniz. Zihinler ve fikirler yeni bedenler bulmakta hiç zorlanmaz. FETÖ benzeri yapılar çok kısa bir sürede yeniden örgütlenebilir ya da uzunca bir süre mensuplarını uykuya çektikten sonra bir anda faal duruma geçebilir.

Yakalanan FETÖ mensupları cezaevlerinde, yakalanamayan FETÖ mensupları sivil hayatlarında radikalleşiyor. FETÖ mensuplarının yakın ve uzak çevreleri giderek örgütün yönlendirmesine giriyor.

FETÖ mensupları kin ve nefret kusuyor, intikam için diş biliyor.

Bu durumda fiili anlamda istediğimiz kadar mücadele edelim, sonuç hüsrandır. Bu zamana kadar FETÖ’nün zihin kontrol yöntemlerinden algı yönetimi çalışmalarına, mensupları üzerinde kurdukları psikolojik baskılardan bir takım özel tekniklere ve kardeş aile projesi gibi taktiklerine kadar çok çeşitli alanda mücadelenin geri kalmışlığı ortadadır. Bu gibi alanlarda fiili mücadeleden ziyade zihni mücadele esastır.

Hem fiili mücadele görülen sıkıntıların hem de zihni mücadelenin yürütül(e)memesinin en büyük nedenlerinden biri mücadeledeki parçalı yapıdır. Bu parçalı yapıya en güzel örneklerden bir tanesi FETÖ işkence davasıdır. Örgüt imamı FETÖ işkencelerini anlattıbaşlıklı yazımda son celsedeki önemli gelişmeler bulunuyor.

Yoğunlukla 2015 yılından beri konuyla ilgili şikâyetler yapılıyor fakat askeri okullarda FETÖ’nün hedef gösterdiği öğrencilere işkence edenler bir türlü bu suçtan yargılanmıyor. FETÖ işkence davasında ise sadece bir sanık, Ayhan Y. yargılanıyor.

Ya diğerleri? Ya ilgili sıralı amirler?

2006-2014 yılları arasında İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir illerine yayılan askeri okullarda ve diğer ilgili bölgelerde yaşanan gayet planlı programlı sistematik işkencelerden bahsediyoruz. İşin içinde subaylar, doktorlar, hâkimler, savcılar, askeri öğrenciler, psikologlar, rehberlikçiler var.

Böyle örgütlü bir suçun takibi, soruşturması, yargılaması neden tek bir elden yapıl(a)maz?

Soruşturmaların tek bir çatı altında, tek bir Cumhuriyet Savcılığı’nda toplanması gerekiyor.

İŞKENCE MAĞDURLARI NE DÜŞÜNÜYOR?

Peki, o dönemde FETÖ tarafından işkenceye uğrayan askeri öğrenciler ne düşünüyor?

  1. G. : İzmir Menteş soruşturması ve sağlıkla ilgili iki dilekçe verdim, hâlâ cevap yok. Araştırıyorum, ortada dilekçe yok. Kimler üzerini kapatıyor? Kafama çok takılan konulardan bir tanesi bunlar hapiste hep aynı koğuştalar. Fikir birliği, ağız birliği yapıyorlar. Bu davalar tek bir yerde toplansa, FETÖ üzerine odaklansalar… Hepsi birbiriyle bağlantılı fakat güya birbirlerini tanımıyorlar. Bütün halinde hareket ediyorlar.
  2. A. : Olayın işkence olduğu açık. Yaşadıklarımı anlatmakta bile zorluk çekiyorum. Yaşadığım sarsıntı her seferinde canlanıyor. Bu yüzden de şikâyetçiyim. Bana işkence edenlerin çoğu müebbet hapis cezası aldı ya da Amerika’ya kaçtı. Bu işkenceler sistematik, planlı, kasıtlı yapıldı. Konuya bütüncül bakılmadığı için gözden kaçıyor bu durum, çok boyutlu bir yapı var. Rehberlik servisleri, doktorlar, avukatlar… Geniş bir ağ var. Hep birlikte hareket ettiler. Biz de bütüncül yaklaşmalıyız.
  3. K. : Bana işkence eden biri 47 kere müebbet hapis cezası aldı. Elinde şehitlerimizin kanı var, katil oldu. Biri cezaevinde, biri de şimdi yargılanıyor. Bu dönemde askeri okullarda sistematik bir işkence yaşandığı kabul edilmeli. FETÖ işkence davası bile kişisel. Sadece tek bir sanık var. Bizi görmezden geliyorlar. Konuya hem kişi bazında hem de tarihsel bir dönem içerisinde bütüncül yaklaşılmalı. 2015 yılından beri şikâyetçiyim. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) tekrardan katılmama izin verilmiyor. Milli Savunma Üniversitesi’nde yüksek lisansa bile başvuramıyorum. Çünkü kâğıt üzerinde TSK’dan ayrılan biri olarak gözüküyorum. Muvazzaf subaylık için başvurdum, reddedildim. Oysa ben askeri okuldan normal şartlarda ayrılmadım, işkencelerle ayrıldım. Fakat normal prosedürlere tabiyim. Adalet istiyorum.
  4. K. : Bana işkence edenlerin hepsi tutuklu ya da yargılamaları devam ediyor. Bu davalar toplansa iyi olur. Ortada bir devlet göremiyorum. Mücadelenin samimiyetine inanamıyorum, icrada çok büyük sıkıntılar var. Bunlar normal bir işkence değil. Milli güvenlik tehdidi ve insanlık suçu var ortada. FETÖ sadece ulusal güvenliğimize değil, bütün insanlığa tehdittir. Amaçları için her şeyi yapabilirler, acımazlar, gözünün yaşına bakmazlar. Bizler bunu yaşadık.
  5. K. : Süreçten korkuyorum. Mücadele etkili yürütülmüyor. Bir alt yapı yok. Derinlemesine bir mücadele yok. Çoğu bağlantılı sanık delil yetersizliğinden salınıyor. Konuyla ilgili rehabilitasyon merkezleri, araştırma merkezleri kurulmalı. İşin ehilleri psikolojik analizler, tahliller yapmalı. Şu an sadece magazin boyutunu takip ediyoruz. Magazin bittiğinde kimse ilgilenmeyecek. İşkence gördük ama ileride bizi yargılayacaklar diye korkuyorum. Neden bu işin peşini bırakmadınız diye, çok korkunç! Ayrıca örgütün finans ayağının hâlâ güçlü olduğunu görüyorum. FETÖ bağlantılı kişiler hâlâ paravan şirketlerle çok büyük paralar kaldırabiliyorlar. Etkin bir mücadele ne yazık ki yürütülemiyor.
  6. B. A. : FETÖ işkence davasının görülmesi güzel ama tek kişi üzerinden gitmesi yanlış. Bu sistematik bir şey… Tam olarak ortaya çıkması için son 10 yılda askeri okulda görev yapan subayların hep dinlenmesi lazım, tanık olmaları lazım. Bu çok sistematik bir şey… Buz dağının görünen kısmı bile yargılanmıyor şu an.

Öğrenci avukatı: Sıralı amirlerin işkencelere göz yumduğu açık. Örgüt işkenceyi bir şema içinde yapıyor, örgüt talimatı, liste, çerçeve var, öyle yapıyor. Bu sanık takım komutanı, Kara Harp Okulu’nda bağlı bulunduğu bir silsile var. 2012 yılında Meclis raporunda “askeri okullarda işkence yoktur” diye ifade verenlerin yüzde 90’ı FETÖ’cü çıktı, bu durum bu büyük çaptaki örgütlülüğü ortaya çıkarıyor. Davanın genişletilmesi lazım, diğer sıralı amirler en azından tanık olarak çağırılmalı. İddianame genişletilmeli.

Harp Okulu’nda işkencelere uğramış bir öğrencinin babasının dediği gibi; “Oğlum biz parça parçayız. Hep gelemiyoruz, takip edemiyoruz. Tek bir yerde olsa, birlikte ele alınsa, bu işkencelere karışan kimse adaletten kaçamasa… Bunu istiyoruz.”

Evet, bunu istiyoruz.

Çok şey mi istiyoruz?

 

FETÖ işkence davasında mağdurlar ne diyor?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!