‘Zülfü Livaneli, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor’ iddiası

featured

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Zülfü Livaneli’nin eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la ilgili sözleri nedeniyle gündem olan söyleşini değerlendirdi.

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Zülfü Livaneli’nin eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la ilgili sözleri nedeniyle gündem olan söyleşini değerlendirdi. Dilipak, Livaneli’nin Baykal açıklaması tartışılırken  yazar İsmail Nacar’ın kendisini aradığını ve “Livaneli, Millet İttifakı’nın ortak adayı olmak istediği için, Kılıçdaroğlu’nun da bilgisi dahilinde bazı temaslarda bulunuyor” dediğini yazdı.

Dilipak, Livaneli’nin gazeteci İrfan Aktan’a verdiği röportajda eski CHP Genel Başkanları Bülent Ecevit, Erdal İnönü ve Deniz Baykal’la ilgili atıflarda bulunduğunu belirtti ve bu isimlerin siyasi duruşlarını değerlendirdi.

Livaneli’nin sağ, Sünni tanımına göre, Erdal İnönü’nün sağcı, Ecevit’in ise ortanın sağına düştüğünü öne süren Dilipak, eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın sağ-sol, Alevi-Sünni eğilimleri bir araya getirdiğini iddia etti.

Dilipak, Livaneli’nin Baykal’la ilgili açıklaması tartışılırken yazar İsmail Nacar’ın kendisini aradığını ve “Livaneli, ‘Millet İttifakı’nın ortak adayı olmak istediği için, Kılıçdaroğlu’nun da bilgisi dahilinde bazı temaslarda bulunuyor” dediğini yazdı.

Dilipak’ın ilgili yazısı:

“Zülfü Livaneli’nin, İrfan Aktan’a verdiği röportajda, Baykal’ı “solcu” değil “tipik bir Sünni” olarak niteleyerek; “Deniz Baykal Kürtleri, Alevileri, ezilenleri sevmez” demesi, CHP içinde farklı tartışmaların yaşanmasına sebep oldu. Röportajda Bülent Ecevit, Erdal İnönü ve Deniz Baykal’la ilgili atıflar vardı.

Bu tartışma bana İnönü ile Ecevit arasındaki “ortanın solu” tartışmasını hatırlattı. 27 Mayısçılardan, milliyetçi takımdan birileri darbeciler tarafından tasfiye edilirken, soldan birileri de kendi arasında çatışmaya başladılar. 12 Mart’a öyle gelindi. 68 kuşağı hikayesi ile ABD “tatlı su solcuları”nı oyalarken bir yandan da CHP’den Kasım Gülek, Fuat Doğu ve Diyanet’ten Yaşar Tunagür üzerinden bugünkü FETÖ servis ediliyordu. Bu kargaşa içinde kimse Bretton Woods’un ne olduğunu bile tartışmadı. 74 affından sonra 1. MC kurulduğunda aslında sağ-sol çatışmasının zemini de hazırlanmıştı. Komkar ve Rızgari’den sonra Kürdistan İşçi Partisi adı altında PKK, Abdullah Öcalan tarafından 1974 yılında kuruldu. 1978’de İran’da Şah’a karşı ayaklanmalar başladı. ABD’nin desteklediği “Halkın Mücahidleri” isimli sol grup başarılı olamadı. Kum muhalefetin sözcülüğünü üstlendi ve 1 Şubat 1979’da Humeyni Tahran’a geldi. 4 Aralık 1979’da SSCB Afganistan’ı işgal etti. Bu işgal 15 Şubat 1989’da sona erdi.

Bakıyorum da tarih tekerrür mü ediyor diye kendi kendime sormadan edemiyorum.

Bütün bu olaylar göz göre göre oldu. Bugün de AK Parti’de, CHP’de ve diğer partilerde olanlara bakıyorum, şark cephesinde yeni bir durum yok gibi.

Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçime var. İlginç olaylar oluyor. Siyasette atomizasyon süreci yaşanıyor. Siyaset, Bürokrasi, Media, Adalet, Sermaye ve Akademiye güven dip yaptı sanki. STK’lar, cemaat yapıları adeta buharlaştı. Anayasa değişikliğini konuşuyoruz ama, halk büyük ölçüde bu sürecin dışında. Tam böyle bir zamanda CHP’de Livaneli, Baykal tartışması üzerinden bir anda işler karıştı. Kim kimdir belli olmadı. Livaneli’nin sağ, Sünni tanımına göre, mesela Erdal İnönü de sağcıdır aslında. Hatta Ecevit de ortanın sağına düşer…

İsmail Nacar, Livaneli’nin açıklaması tartışılırken aradı ve “Livaneli, ‘Millet İttifakı’nın ortak adayı olmak istediği için, Kılıçdaroğlu’nun da bilgisi dahilinde bazı temaslarda bulunuyor” demişti. Nacar başka şeyler de söyledi bu konuyla ilgili: “Edindiğim bilgilere göre bu temasların başında da, Brüksel’deki sözde ‘Kürt parlamentosu’ ile Paris’teki ‘Kürt Enstitüsü’ bulunuyor. Yine öğrendiğim kadarıyla bu iki kuruluş ile birlikte Kandil de, kendisini destekleyecek. Ancak benim buradaki endişem, Livaneli’nin ‘solculuk’ ve ‘ulusalcılık’ anlayışıdır. Hatırlanacağı gibi merhum Erbakan’ın, Kürt sorununun çözümü konusunda Başbakanlıkta benimle bir görüşmesi olmuştu. Büyük gürültü koparan o görüşmede, Zülfü Livaneli de safını belli etmişti. Örneğin, 21 Eylül 1995 tarihli Milliyet gazetesinde, ‘Aydınlar, Güneydoğu Sorununu Çözmeye Yetmez!’ başlıklı yazısında, bu görüşme ve barış çabalarımızı değerlendirirken yazısını şöyle tamamlamıştı: ‘…Ne var ki ciddiyet derken gizlilik de ötesini düşünmek gerekiyor. Abdullah Öcalan’la görüşen İsmail Nacar, HADEP başkanı gibi isimler Türkiye’nin olağan, gündelik ilişkileri içindedir. PKK ise Türkiye’nin bir iç sorunu olmaktan çok, uluslararası boyutlara sahip bir Gordion düğümüdür. Bu bakımdan çözümü de uluslararası ilişkilerden geçer. Sorumlu, ciddi ve gerçekten barışa yürümek isteyen bir hükümet, bu işi önce diplomasi cephesinde ele almalı, bin bir gizli ilişkiyle ve Türkiye’nin kozlarını iyi kullanarak, Amerika’dan Rusya’ya, İran’dan Suriye’ye, Fransa’dan Almanya’ya, İngiltere’ye kadar birçok tarafla müzakereler yürütülmelidir. Çünkü bu tarafların hepsinin çorbada tuzu vardır. Onlar olmadan işin çözülmesi güçtür’. “Nacar’ın açıklamalarından çıkan sonuç şu: Zülfü Livaneli burada, ‘Bu Kürt sorunu, Erbakan’ın milli politikasıyla değil, uluslararası sistemin rızası alınarak çözülür’ demek istiyor. Nacar’a göre, Livaneli “gerçek solcu”(!) bir cumhurbaşkanı adayımızdı.. ABD Başkanı Biden Türkiye’de muhalefeti destekleyecekleri yönündeki açıklamalarından sonra “Amerikano sol”da bir heyecan bir heyecan.. ABD’nin “mavi boncuk” politikası hemen her çevrede bir heyecan uyandırmış durumda. Politikacıların sağcısı solcusu, yerlisi, millisi, globalisti, demokratı, cumhuriyetçisi, ulusalcısı (!) hemen birçoğu şirinlik muskası yazdırmış gibi. Hepsinin ilk adı “Amerikano” olduktan sonra 2. adları önemli değil. 

Sosyal mediada biri “Livaneli, açıkça Ecevit ve Baykal’ı solun içine sızmakla görevli ajan olarak suçluyor, ajan. Bir şahsın değil solun şekerlendiğini çok net görüyoruz” diye yazmış. Livaneli FETÖ tabirini kullanmıyor ve “Gülen hareketi” diyor bunun yerine. Aslında Gülen’in olmadığı yer mi vardı, bir başka açıdan baktığınızda! Biden’a göz kırpıyorsanız, Biden’ın FETÖ’yü himaye ettiğini de bilirsiniz. 

Peker’in açıklamaları birilerinin kimyasını bozmuşa benziyor. CHP’liler AK Parti’yi suçluyor da, peki CHP kendilerine yönelik iddialar konusunda bir işlem yaptı mı? Hem bir işlem yapacak olurlarsa ya arkası gelirse, ki gelir. O zaman karşı mahalleye sallamaya devam…

‘Zülfü Livaneli, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor’ iddiası

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 16 Temmuz 2021, 00:23

    Türkücü ne anlar bu işten,
    Anlar tabi bir keresteci muhasebecisinin uluslararası finanstan anladığı kadar.

    Sen söyliyeceksen Türkünü söyle.

  2. lıse mezunları CB olamıyor mu yanı Allah Allah! bak sen. yanı şimdi…

  3. Zülfü lise mezunu aday olamaz.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!