GAMZE ÇINLAR / VERYANSIN TV
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik istinaf incelemesini tamamlayarak, aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 84’ü tutuklu 215 sanık hakkında yerel mahkemenin verdiği hükmü usulden bozdu. Tutuklu 68 sanık istinafın bu kararıyla birlikte önceki gün tahliye edildi.
Yaklaşık 400 sayfadan oluşan bozma kararına eksik soruşturma ve iddianamede olmayan suçlardan hüküm kurulması gibi gerekçeler gösteren istinaf mahkemesi, Adnan Oktar ve diğer sanıklar hakkındaki cinsel saldırı ve çocuğa karşı cinsel istismar suçlamaları için de ‘mağdurların rızası bulunduğu’, ‘zamanında şikayette bulunulmadığı’ gibi gerekçeler gösterdi. Yani mahkeme, örgütün başta ‘evlenme’ vaadiyle ağına düşürüp, ilerleyen zamanlarda dini telkinlerle ve korkutarak kişiliklerini tamamen ele geçirdiği, adeta ‘robotlaştırdığı’ kadınlardan/çocuklardan ‘zamanında karşı koymalarını’ bekledi.
İstinafın bozma kararını Müşteki Avukatı ve Pankuş Yayınları’ndan çıkan “Yüzyılın Davası-Adnan Oktar Suç Örgütü” kitabının yazarı Eser Çömlekçioğlu ile konuştuk.
‘EVE GİTTİYSE ‘RIZASI VARDIR’ DEMİŞ’
Çömlekçioğlu “Bakın bu tam bir ‘mini etekle gece vakti sokakta gezmeseydi’ kararı. ‘Eve gittiyse rızası vardır’ demiş. Bir kadının erkek arkadaşının evine gitmesi ve ilişki sırasında kapıyı kilitlememesi arkadaşlarının tecavüzüne davetiye midir?” ifadelerini kullandı.
(Çömlekçioğlu’nun bahsettiği ‘kapı kilitlememe’ konusu bozma kararında şöyle yer aldı: “Suç tarihinde 34 yaşında ve öğretmen olan katılanın, sevgilisi olan sanık O.S. ile cinsel birliktelik yaşarken odaya giren sanık H.C.D.’nin yanlarına gelip yatağa girdiği, parmağını katılanın vajinasına soktuğu, kendisini tatmin ederek boşaldıktan sonra gittiği şeklinde anlatılan olayda; katılanın daha önce benzer bir olay daha yaşamış olmasına, sanığın kendisinden bu yönde talepleri olduğunu bilmesine, buna rağmen sanığın evine gitmeye devam etmesine, O. ile ilişkiye girmeden önce oda kapısını kilitlememesine, anlattığı oluşun anlık bir olay olmaması gözetildiğinde bu süre boyunca fiile herhangi bir tepki vermemesine, bu fiile yönelik bir cebir iddiasında bulunmamasına, olay sonrasında adli merciilere yaptığı bir başvuru bulunmamasına göre incelenen whatsapp mesajları, ses kayıtları, fotoğraflar ile sanık savunması ve dosya kapsamı itibariyle rızaya dayalı olduğu anlaşılan eylemin cinsel saldırı suçunun unsurunu oluşturmayacağı anlaşılmasına rağmen sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi…”)
Av. Eser Çömlekçioğlu
‘MAHKEME SIRADAN BİR OLAY GİBİ DEĞERLENDİRMİŞ’
Çömlekçioğlu, şunları söyledi: “Heyet sanık müdafi gibi incelemiş, onların mantıklarını baştan kabul etmiş. Buna göre de gerekçe oluşturup karar vermiş. Dini telkini kabul etmemiş, irade fesatlığı yok demiş. Mağdurlar zaten korku içinde olduklarını, ne yaşarlarsa yaşasınlar kimseye bunu söyleyemediklerini, şikayet etme gibi bir lükslerinin olmadığını anlattılar. Ama istinaf mahkemesi bunu görmezden gelmiş. ‘Bir irade sakatlığı yok, gidip 6 ay içinde anlatabilirdi’ demiş. Zaten kafası gitmiş bu kızların. Baştan algısı alınmış. Sevap işleyeceğim diye yapıyor. Bunu çok sıradan olay gibi değerlendirmiş mahkeme. Örgütün genel stratejisini düşünmemiş, onu bir kenara koymuş. Bir tecavüz olayı mı var, ‘gitsin karakola şikayet etsin’ görüşünü savunmuş.
9 yaşındaki kız için ‘Adnan Oktar’a yazdığı mesajdan Oktar’a güzel sözler söylediği anlaşılmış’ diye yazıyor kararda. Bu ‘Adnan Oktar’a güzel sözler söyledi’ ifadesi de örgütün kullandığı bir cümle.”
“Bu karar bizi tam bir ahlaksızlığa, adaletsizliğe götürür” ifadesini kullanan Çömlekçioğlu “Usulsüzlüklerin hepsini tek tek mahkemede izah edeceğiz. Kızlara yıllarca yapılan dini sömürüler ve baskıları görmezden geldi istinaf. Bu kızlar mahkeme sırasında bile baskı altındaydı” diye vurguladı.
Çömlekçioğlu, istinafın kararının usulden bozma olsa da esası ilgilendiren hususların da olduğunu söyledi.
Örgüt yöneticiliği / üyeliği, mal varlıklarına ilişkin kararların da yeniden değerlendirilmesini isteyen istinaf mahkemesi, Adnan Oktar hakkındaki ‘siyasi ve askeri casusluk’ suçundan kurulan hükmün de eksik soruşturma gerekçesiyle bozulmasına karar verdi.
TAHLİYELERDEKİ İLGİNÇ ZAMANLAMA…
Öte yandan, tahliye kararı verilen sanıklar arasında da dikkat çeken isimler yer aldı.
Bunlardan en dikkat çekeni ise Adnan Oktar’ın sağ kolu olarak bilinen ve yerel mahkemenin, hakkında “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak”, “çocuğun cinsel istismarı” ve “nitelikli cinsel istismar” suçlarından 186 yıl hapis cezasına çarptırdığı Oktar Babuna oldu.
Babuna’nın geçmişte, Adnan Oktar adına yaptığı İsrail ziyaretlerinde dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, Knesset ve dönemin Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yanı sıra birçok bakanla görüştüğü biliniyor. İsrail ile sıkı temasları dikkat çeken Oktar Babuna’nın tahliye haberi tam da Türkiye ile İsrail arasında ‘buzların eridiği’, İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’un Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir araya gelmesinden kısa süre sonra gelmiş oldu.
Eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Oktar Babuna
İsrail medyası, Adnan Oktar operasyonuna geniş yer ayırmıştı.
. Oktar Babuna’nın Tekirdağ Cezaevi’nde çektirdiği yeni fotoğraflarında imaj değişikliği yaptığı görülmüştü.
FETÖ’CÜLERLE YAZIŞMALARI ÇIKAN İSME DE TAHLİYE
Operasyonlar sırasında örgüte ait Ankara’daki bir evde bulunan dizüstü bilgisayardan çıkan dosyada eski bir bakanla ve FETÖ’nün kapatılan yayın organı Zaman gazetesi yazarıyla yaptığı yazışmalara rastlanan Fatma Ceyda Ertüzün (Oktar Babuna’nın kızı) de tahliye edilen isimler arasında. İddiaya göre Ceyda Ertüzün 5 Eylül 2013 tarihinde gönderdiği bir e-postada, yapılacak olan uluslararası bir toplantı için Türkiye’ye gelen misafirlere brifing verilmesi gerektiğini belirterek, Hakan Atilla davasında bilirkişi olan ABD’li düşünce kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfı (FDD) Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer’in Türkiye’den ilk kez kendilerini ağırlamak istediğini ifade ediyor ve eski bakana “Sonbaharda Türkiye’de beklenen kalkışmadan evvel bu seri toplantıları yapmamız çok faydalı olacaktır. Oxford’lu yetkililerle telefon ile görüşseniz ve Amerika’ya CFR’a bugün cevap versek olur mu?” ifadelerini kullanıyordu. Bu yazışmalarla Adnan Oktar örgütünün 17-25 Aralık’taki operasyonlardan 3 ay önce haberdar olduğu iddia ediliyordu.
. Fatma Ceyda Ertüzün, Oktar Babuna’nın kızı.
Bozma kararında “Sanığın kabul etmediği dijital verideki e-mailde bir eski bakana yazdığı iddia edilen ve muhatabına doğrulatılmadığı için kastedilenin ne olduğunun da net şekilde anlaşılmadığı bir yazışmanın sanığın örgüt yöneticisi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği” belirtilerek, Ertüzün hakkında örgüt yöneticiliğinden değil de örgüt üyeliğinden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varıldı.
Bozma kararında ayrıca Jonathan Schanzer ile 2013 yılında görüşen Ertüzün’ün, ‘Schanzer’in Hakan Atilla davasına bilirkişi olarak atanacağını 3,5-4 yıl önceden öngörmesinin kabul edilemeyeceği’ belirtildi.
KRİTİK FETÖ’CÜYÜ ZİYARET
Ceyda Ertüzün’ün, FETÖ’nün istişare heyeti içinde yer alan ‘akademik yapılanmasından sorumlu imamı’ eski Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan’la yaptığı görüşmelere de bozma kararında yine sanık avukatlarının savunmalarına atıfta bulunularak yer verildi. Kararda, “Ziyaret tarihi itibariyle YÖK kontrolünde faaliyetine devam eden bir üniversitenin meşru şekilde görevine devam etmekte olan rektörüne iki kişilik bir heyetle görüşmeye gidilmesinde, o dönemde haklarında herhangi bir arama kararı bulunmayan FETÖ ile iltisaklı/irtibatlı bir kısım kişilerin ziyaret isteklerinin kabul edilmesinde, içerik ve sebepleri gösterilmeyen telefon görüşmeleri yapılmış olmasında terör örgütüne yardım sayılacak bir yön bulunmadığı” ifadeleri kullanıldı.
Ve yine çok sayıda küçük kıza cinsel saldırı iddiasıyla hakkında yerel mahkemece mahkumiyet kararı verilen Erdem Ertüzün de (Ceyda Ertüzün’ün oğlu) tahliye edilen isimler arasında…
TAHLİYE EDİLENLER
Adnan Oktar suç örgütü davasında istinafın tahliye kararı verdiği isimler şunlar:
Sanıklar Abdulkadir Erhan Keskin, Adnan Bora Önen, Ahmet Bürke, Ahmet Çelik, Ahmet Oktar Babuna, Ali Emre Bukağılı, Ali Kasap, Ali Suat Kütahnecioğlu, Alkas Çakmak, Altuğ Müştak Berker, Anıl Süer, Aydın Kasap, Bahadır Köseoğlu, Berkay Kayabay, Burak Sanver, Burhan Efeoğlu, Bülent Sezgin, Cemil Gültekin, Cem Sedat Altan, Deniz Tanık, Dolunay Tezin, Erkan Seyhan, Eşref Nuri Yakışan, Fatma Ceyda Ertüzün, Gökalp Barlan, Hayri Can Dağtekin, Hikmet Fatih Müftüoğlu, Hüseyin Alpar Sayın, Hüsnü Erel Aksoy, İsmail Hulusi Gökmenli, Kadir Kaya, Kartal Göktan, Kartal İş, Korkut Yasa, Kübra Kartal, Levent Denizoğlu, Levent Sezgin, Mehmet Coşkun Pamir, Mehmet Ender Daban, Mehmet Murat Atmaca, Mehmet Orhan Mazıcı, Muhammed Kürşat, Murat Ersan, Murat Yeşiltuna, Mustafa Çalıkoğlu, Mustafa Işık, Necati Koç, Nihat Balaman, Onur Batu Yıldız, Rasim Coşkun Varlıbaş, Rasin Kotil, Saim Erdem Ertüzün, Salih Tınar, Sedat Cüneyt Özyaşar, Semih Meriç, Serkan Ak, Serkan Demir, Serkan Yumru, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Şerifkan Süleymaniyeli, Tarık Koç, Timur Ayan, Turgut Demirhan, Uğur Küçükaydın, Yakup Balaman, Yasin Göker ve Yasin Kaya.
16 TUTUKLU KALDI
Adnan Oktar’ın da yer aldığı, tutukluluk hallerinin devamı kararlaştırılan isimler ise şöyle:
Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy.
‘EZİYET’ SUÇUNDAN SUÇ DUYURUSU
Öte yandan, İstinaf mahkemesi, incelenen dosyada pek çok mağdur ve etkin pişman sanıkların Adnan Oktar’ın hakaret, darp, aşağılama, küçük düşürme gibi eylemlerine maruz kaldıkları iddiaları ile ilgili de eziyet suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulundu.
Bozma kararı İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
neresinden tutarssan tut elinde kalıyor.