Ayasofya mabedine Afrika’dan bakmak

featured

Halim Gencoglu yazdı…

Türkiye’nin gündemini son zamanlarda işgal eden Ayasofya Müzesi’nin Cumhurbaşkanɪ Recep Tayyip Erdoğan’ɪn talimatɪyla camiye çevrilmesi meselesi esasında güncel politikaların üzerinde bir tarihi öneme sahiptir. Bir taraftan Avrupa’nın diğer taraftan Papa’nın birden bire konuya müdahil olmasının altında yatan esas neden de budur.

Afrika İslam Dünyası Neden Heyecanlı?

Türkiye’den bakıldığında Ayasofya Müzesi’nin camiye çevrilmesi hakkında bir kesimin göremediği bir hakikat var. Osmanlı Hilafeti nedeniyle 1517 yılından 1920’lere kadar, yani 400 seneden uzun bir süre Afrika Müslümanları Mekke’ye hacca giderken İstanbul’a uğrayıp fethin sembolü Ayasofya’da namaz kıldılar. Afrika İslam dünyası, yaşlɪ kɪtada asırlarca Batı sömürgeciliğiyle mücadele ettikleri için onlara sahip çıkan Osmanlı Devleti’ne derin bir muhabbetle bağlandılar. Trablusgarp Savaşɪ’nda Güney Afrika Müslümanlarɪnɪn Osmanlɪ ordusuna tayyare almak için topladɪklarɪ parayɪ İstanbul’a göndermeleri bu sadakatin bir tezahürüydü. Yine Port Elizabeth cami imamɪ Șeyh Ahmet’in 1922 yɪlɪnda “ey aziz ve celal sahibi Allah’ɪm, Senin uğruna cihad eden Gazi Mustafa Kemal Paşa’yɪ mansur ve muzaffer kɪl” şeklinde başlayan mektubu Türk Kurtuluş Savaşɪ’ɪnɪn Ümit Burnu Müslümanlarɪ takip edildiğine delalet eder. Güney Afrika’da, Mauritius’da Sudan’da veya Trablusgarp’da camilerde hutbelerin Osmanlı Sultanı adına okunmasının sebebi yine kurulan bu samimi bağlardan kaynaklanɪyordu.

Güney Afrika’da Osmanlɪ Devleti’nin Hicaz Demiryolu Projesi  için bağɪş toplanan ve Milli Mücadele’de Türk Ordusuna dua edilen camilerden Nur’ul Osman Cami, Cape Town, 1893 ve 2020.

Afrikalı Müslümanlar birisi diğerinin küllerinden doğduğu için Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti’ni birbirinden ayırmadılar. Hatta 1948 yılında zengin bir Güney Afrikalı Müslümanın vefat edince mirasını Türkiye Cumhuriyeti’ne bıraktığı ortaya çıktı. İşte bu muhabbetin sebebi onları Afrika’da unutmayan, dini bayramlarda Ümit Burnu’na kadar Kuran’ı Kerim hediye eden, Güney Afrika’ya okul açıp onları eğiten ve Toynbee’in ifadesiyle “Plato’nun ideal devlete en yakın devlet tarzı” dediği Osmanlı Devleti’ydi. Ve Osmanlı Devleti denilince akla gelen İstanbul’da Hilafeti temsil eden birkaç faktörden birisi de Ayasofya idi. Zira Ayasofya camii İstanbul’un fethinin sembolü, Türklerin hakettiği kılıç hakkıdır. Güney Afrika’da Müslüman Adalet Konseyi’nin o kadar uzaktan bu karara açık desteği yada Güney Afrika’da Osmanlı kökenli ailelerin sevinci işte bu tarihi misyonun farkında olmalarından ileri geliyor.

Ayasofya Siyaset üstü bir mabeddir

Şunu kabul etmek gerekir ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı milli mücadele muvaffak olmasaydı müzeye çevirecek bir Ayasofya dahi olmayacaktı. Zira Bursa’ya kadar gelip Osman Bey’in sandukasını tekmeleyen Haçlı zihniyeti, tıpkı Kurtuba Camiine yaptığı gibi Ayasofya’yı da katedrale çevirecekti. Bu vesileyle İstanbul’u düşman işgalinden kurtaran Mustafa Kemal Atatürk’e minnet borçluyuz. Fakat Atatürk’ün müze yaptığı bir mabedi tekrar camiye çevirme fikrinin bazı kesim tarafından politik sebeplerle tenkit edilmesi de yersizdir. Tıpkı ezanın yıllar sonra tekrar aslına Arapça’ya çevrilmesi gibi hususlar artık manasını yitirmiş tartışmalardır.

Herşeyin değiştiği zaman diliminde devletlerin yeni stratejilerle hareket etmesi gayet olağandır. Yeni kurulmaya çalışılan Türkiye Cumhuriyeti’nin Hristiyan azınlıkların hassasiyetine binaen o dönem müze yapılması ne kadar makulse bugün İslam dünyasının birlik ve beraberliği için 500 yıl İslam dünyasına hizmet etmiş Ayasofya’nın cami olarak yeniden hizmet etmesi de o denli yerinde bir karardır. 1500 yaşındaki Ayasofya İstanbul’un fethinin sembolü olarak bu vatanın sahipleri olan hepimizin ata mirasıdır.

Kaldɪ ki, bu kararɪn bir kesimi dɪşlayɪp diğer bir kesimi dahil eden tarafɪ söz konusu değildir. Sultan Ahmet Camii’ni ziyaret eden turist sayısı Ayasofya’dan az değildir. Yani her halükarda tıpkı Sultan Ahmet Cami gibi Ayasofya Cami de yine gayri-Müslim turistler tarafından ziyaret edilebilecektir. Dolayısıyla bu husustaki spekülatif konuşmalar bir fayda sağlamaz fakat ancak ortalığı bulandırɪr. O vesileyle temennim 24 Temmuz’da birlik olup Ayasofya’yı bize kazandıran Fatih Sultan Mehmet’e ve o mabedin kiliseye çevrilmesine mani olan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e dua etmektir. Ayasofya Camii Fatih’in evlatlarɪna hayɪrlɪ olsun.

Ayasofya mabedine Afrika’dan bakmak

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!