Biri ‘sınıf’ demiş

featured

Jale Ak yazdı…

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan şehidimizin sıvasız evi gündem olunca, ‘İnsanın olduğu yerde sınıf da olacak’ şeklinde veciz bir söz söylemiş. Hadi ya? Sahi mi? Bir yaşımıza daha girdik mi desek, yoksa vay be deyip şaşırsak mı bilemedim. Nasıl da didaktik. 

thumbnail
İlişkili Haber
Yeni Şafak yazarından ‘şehit evi’ yorumu: İnsanın olduğu yerde sınıf olacak

Bu söz var ya bu söz, ancak neoliberal kapitalizmin türettiği kafalardan çıkar bu denli densizce ve fütursuzca.

Memleket üretim ekonomisinden kopartılalı yıllar olmuş, hatta sene 2011, TUSİAD’ın logosundan bacası tüten fabrika teması bile çıkartılmıştı. Yani sanayicilerimiz iş adamlarımız emperyalistlere logolarından bile göz kırpıyor düşünün. ‘Aman ha içiniz rahat olsun biz mi? Üretim mi? Zinhar!’ diyorlar. ‘Biz üretmeyeceğiz, bu memleket tüketecek artık.’ 

Sonra gençlerimiz çalışıp çabalıyor, iyi bir yerler kazanıp vatana millete hayırlı birer evlat olabilmek için. Ama Fetö her yerde her kurumda soruları çalıyor. Yine de bu şartlarda bile iyi üniversiteleri kazanıp ailesinin dişinden tırnağından artırdığıyla okuyor yavrucak. Ve haliyle atanmayı bekliyor. Ama yine kul hakkı yiyiciler iş başında, atamıyorlar çocukları. Bu her iş kolunda her yerde her kurumda böyleliğini sürdüre dursun, Yeni Şafak yazarına bakın, bize sınıfsal fark dersi vermeye kalkışıyor!

Yüzlerce yıldır farklı boyutlarda ve farklı isimlerde yaşadı insanlık bu sınıfsal farkı. Hindistan’da farklıydı, eski Yunan’da farklıydı, Ortaçağ Avrupası’nda farklıydı. Ve hep kulluk kölelik vardı sınıfların en alt katmanında. 

Temsil ettiği kesimi ‘sınıf da olacak’ şeklinde ayrıcalıklı bir yerde görerek savunmaya çalışan bu yazara sormak lazım, karma ekonomi politikasının ne demek olduğunu biliyor mu acaba? 

Sınıfsal katmanlar elbette vardır ama bu katmanların arasındaki mesafe, Dünya’yla Mars arasındaki mesafe gibiyse, halk bir şekilde ayaklanır, devrim yapar.

Kendisi, temsil ettiği bu ayrıcalıklı ve adeta kendilerini aristokrat gibi ulaşılmaz yerlerde gören kesime söylese ya,

‘Aman padişahım hazretlerim, Ortaçağ aristokratlarına özeniyorsunuz ama onlar kölelerini savaştırmazlardı, kendileri savaşırdı. Bakın ulu hazretleri, pek çok imparatorluk çöktü kölelerin isyanıyla.’ Filan dese ya, bize sınıfsal fark dersi vereceğine. 

Öyle ya, o çağlarda bir köle, kılıcını zırhını kuşanmış at belinde bütün heybetiyle duran bir aristokratla savaşmak şöyle dursun, karşısına bile çıkartılmazmış, tarih kitaplarından okuyoruz ediyoruz. 

Neyse konu dağılmasın. Üretmeyen, tarımı hayvancılığı bitirilen, borç ekonomisine hapsedilmiş, günden güne daha ağır vergilerle halkın gırtlağına çökülen bir yerdeyiz. Yetmedi mi? Zengin hiç üretmeden borsa, bitcoin, şu bu diyerek kolay tarafından parasına para katacak, fakir daha da fakirleşecek, yiyecek lokmaya muhtaç kalacak, o ayrıcalıklı sınıf, köylünün toprağını bağını bahçesini çitini çubuğunu yabancı sermayeye peşkeş çekecek, köylü yerinden yurdundan olacak, üç kuruşa muhtaç oldukça daha da köleleşecek, sonra oradan bir uyanık çıkacak, ‘İnsanın olduğu yerde sınıf da olacak’ diyerek bizi yiyecek. Yok ya?

Sınıf da olacak diye dayattığınız bu şey, bizim Cumhuriyetimizde böyle olmuyor. Emekçiler arasında oluyor o sınıf farkı. İşçiler olur, aydınlar vardır, burjuvazi vardır irili küçüklü. Efendi hazretleri ve kulları, köleleri diye bir sınıfsal ayrım olmaz olamaz. Dört çeker ciplere binen şeyhiniz şıhlarınız ne üretmiş? Ne halt etmiş de o kazançları elde etmiş? Sizin sınıf diye bahsettikleriniz içinde PARAZİTLER sınıfı da var mı? Hiçbir iş yapmadan üfüre üfüre parayı götürenler sınıfı var mı? Mala mülke çökenler diye bir sınıf var mı peki? Kulluk edenler diye bir sınıf olsun mu? Biyat edenler sınıfı da var mı? Kafanızdaki sınıfları ayrıntılı olarak yazsanıza bir, biz de ne demek istediğinizi bir anlasak. Ruhban sınıfı kesin vardır mesela. Aristokratların yanında. Hey gidi hey, ne hayaller ne rüyalar görüyorsunuzdur kim bilir? Kul hakkı yiyenlerin değil, halkın sözcülüğünü yapın biraz da. Yoksul Mehmetçiğin kanıyla bu kadar kolay siyaset yapmayın. Onların sıvasız fukara baba ocaklarına aynı kaderi reva görmeyin sınıf da olacak diyerek. Bu söz bile ‘fakir fukaraysa ölecek’ gibi son derece düz ve çarpık bir anlam içeriyor. Bunu asla kabul etmeyiz. 

Parazitik hayat sürenler o hayatlarına devam etsinler diye, köleleştirdikleri ve köleliğe mahkûm ettikleri ve hiçbir fırsata elini uzatmasına bile müsaade etmedikleri gencecik canlarımızı et topu gibi feda ediyorlar ve insanın olduğu yerde sınıf da olacak diyorlar. İçimiz kan ağlıyor. Şehit evlâtlarımıza Tanrıdan rahmet, kederli ailelerine sabırlar diliyorum. Ancak biz Cumhuriyetçilerin artık sabrı kalmadı. Hele böyle, kurnaz bir şekilde, milleti aptal yerine koyarak verilen cevaplara hiç mi hiç sabrımız kalmadı. Haddinizi bilin de susun bari! Türk Milleti’nin acısına bile saygınız kalmadı artık. Yeter!

Biri ‘sınıf’ demiş

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!