Kadınların çalışmasına karşı çıkan, kıyafetlerine laf eden imam Halil Konakcı’nın “Sokaklar kasap dükkanı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık” sözleri büyük tepki çekmişti. AKP MKYK Üyesi Mücahit Birinci, Konakcı’ya sahip çıktı. Birinci “İmam’a yapılan tehditler, hakaretler, sövmeler topyekûn ayaklarımızın altındadır” dedi.
Birinci şu ifadeleri kullandı:
“AKP MKYK Üyesi Mücahit Birinci, çirkin sözleriyle gündem olan imam Halil Konakcı’ya destek verdi. İmamların vazifelerinin sadece namaz kıldırmak değil, özgürce, serbestçe Kur’an hakikatlerini ve İslam’ı anlatmalarıdır diyen Birinci şu ifadeleri kullandı:
İmamlar siyasi değillerdir. Zira siyasetçilerin sırtlarında taşıdıkları yumurta küfeleri onlarda olmaz. Vazifeleri sadece namaz kıldırmak değil, özgürce, serbestçe Kur’an hakikatlerini ve İslam’ı anlatmalarıdır.
Üslupta bazı sorunlar olabilir, kastı aşan sözler, kürsü celali ile söylenmiş de olabilir. Bunu bahane ederek, bir İmama, dine, milletimizin maneviyatına, tesettür ayetlerine hakaret etmek, aşağılamak akıl dışıdır. Biz bu küfürbazları biliriz.
Onların derdi tek bir İmam ile değil, İslam dini ve aziz milletimizin manevi değerleri ile ilgilidir. Ayrıca, bu beyanlarım asla savunma pozisyonu olarak algılanmamalıdır. Savunma pasifliğinde falan değiliz. Bizim maksadımız durduğumuz noktayı ilan etmektir.
Bu vadide, açık bir şekilde ifade ediyorum ki, bir İmam’a yapılan tehditler, hakaretler, sövmeler topyekûn ayaklarımızın altındadır.”
‘ERKEKLER KADINLARDAN ÜSTÜN’
İmam Halil Konakçı, kendi adını taşıyan YouTube kanalında yayınladığı videoda, kadınların çalışmasına ve kadın-erkek eşitliğine karşı ifadeler kullandı. Konakçı, kadınların iş yaşamında yer almasından rahatsız olduğunu ifade ederek kadın-erkek eşitliğinin tamamen yalan olduğunu öne sürdü.
Konakçı’nın tepki çeken videodaki söylemleri şöyle:
“Büyükleri adam edebilirsek gençlerin adam olması kolay. Sen bir baba olarak evinin dinini, diyanetini sağlamakla mükellefsin. Ayet var; erkekler kadınlardan üstündür. Hani kadın-erkek eşitliği diyorlar ya bu tamamen yalan. Çünkü Allah Kuran’da diyor ki; erkekler kadınlardan üstündür. Bunu söyleyeceğim ya ben, yayınlayacağız bunu. Bak şimdi neler olacak bak. Kadınlarla erkekler ahirette eşittir. İbadette eşitiz. İbadette bile eşit değiliz. Kadına cihat farz değil, savaş farz değil. Bana farz. Canını tehlikeye atacaksın. Dinini anlatacaksın. Kadına farz değil bana farz.
‘EVİN HELAL RIZKINI BEN YAPMAK ZORUNDAYIM KADIN DEĞİL’
Helal rızık mükellefiyeti yok kadının. O sizin göreviniz, adamların görevi. Ama her yerde kadın istihdamı var, daha cazip çünkü. Araba fuarı var. Mini etekli, kadın var. Araba lastiği fuarında kadın var. Kadınların şu dönem gibi suistimal edildiği bir cahiliye dönemi bile olmadı. Bunu özgürlük zannediyorlar. Özgürlük diye anlattılar. Bizim garibanlar da inanıyorlar. Rızık sizin göreviniz. Kadına bir adam pavyonculuktan para kazansa, haramdan para kazansa, içkiden uyuşturucudan para kazansa, eve getirse kadının mesuliyeti yok. Yer ve hesap sorulmaz. Bak eşit değiliz görüyor musun. Bizim üstünlüğümüz bu işte hizmetimiz üstün. O evin helal rızkını ben yapmak zorundayım kadın değil.”
‘KASAP DÜKKANI GİBİ’
Sözlerinin devamında Konakçı, kadınların giyim tarzları hakkında duyduğu rahatsızlıkları dile getirerek erkeklere seslendi:
“Namazını kıldırt hanımına, başını örttür. Bak sokaklar ne hale geldi! Kasap dükkanı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık. 100 yıl önce dedelerimizin yatak odasında göremediği kıyafetleri biz çarşıda pazarda plajda görüyoruz. Neden? Bu kadınların başında yok mu adamları abileri babaları kocaları? Geçtim helali haramı hadi buna inanmıyorsun. Tamam ateistsin, imanın zayıf… Ya hiç mi kıskanmıyorsun lan? Kızın, karın öyle sokağa çıkarken, video paylaşırken hiç mi vicdanın sızlamıyor? Benim aklım bu işi almıyor. Allah sonumuzu hayretsin.”
HİLAFET İSTEMİŞTİ
İmam Halil Konakçı daha önce de Bursa’da Mihraplı Camisi’nde verdiği vaazda hilafet çağrısı yapmıştı. Konakçı, “O sahip olsaydı başımızda, o makam hala başımızda olsaydı ne başörtüsüne ne çarşafa ne sarığa ne minareye ne ezana kimse konuşamazdı. Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş. İslâm adına istiyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Bu skandal ifadelerin ardından Konakçı hakkında, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana, kanunlara uymamaya teşvik ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlarını işlediği gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştu.
hepsinin kafa aynı zaten ümmetçi arapçı şeriatçı selefi kafası bitmediler bi.
Ülkemizde hemen hemen her konuda olduğu gibi bu konu da yanlış anlaşılıyor ve yanlış düzlemde tartışılıyor. Eşit eğitim, çalışma hayatına katılmak, istediği mesleği seçmek ve çalışmak, mirastan eşit olarak faydalanmak, medeni nikah, eşit işe eşit ücret, seçme ve seçilme, seyahat özgürlüğü, vb. sadece kadın hakları değil temel insan hak ve özgürlükleridir. Toplumdaki her vatandaş, her insan, kadın erkek diye ayırmadan bu hak ve özgürlüklerden eşit ölçüde faydalanmalıdır. Toplumu kadın erkek diye ikiye bölmek, ancak bir araya geldiklerinde anlamlı bir bütün (İNSAN) oluşturabilen iki cinsiyeti sürekli birbirinden ayırmak, sürekli özgür kadın vurgusu yapmak, reklamlarla, spotlarla bu vurguyu bilinç altında pekiştirmek, cinsiyetsizliği özendirmek, dijitalleşmeyi, küreselleşmenin tüketim alışkanlıklarını, giyim kuşam kalıplarını özgürlük adı altında topluma dayatmak küresel efendilerin yeni insan projesinin bir parçasıdır. Küresel kapitalizmin estetik anlayışı, sanatı, müziği, giyim kuşam tarzı, paylaştırılan toplumsal roller özgürlük değil yeni bir tür bağımlılık ve esarettir. Her konuyu en uçlarda yaşıyor ve tartışıyoruz. Makul olana bir türlü ulaşamıyoruz. Yukarıdaki temel hak ve özgürlükleri savunurken teşhirciliğe varabilen çıplaklığı da savunmak zorunda değiliz. Ama inançlarımızı ve değerlerimizi savunurken kadınları toplumsal hayatın dışına itmek, hakaret etmek, onları aşağılamak, terbiyesizlik yapmak durumunda da değiliz. Biz bu hataları yaparken kontrollü kaos teorisinin uygulayıcıları “yine ikiye bölündüler” diye keyifle ellerini ovuşturuyorlar.
AKP MKYK üyesi Mücahit Birinci’nin “Onların derdi tek bir İmam ile değil, İslam dini ve aziz milletimizin manevi değerleri ile ilgilidir. Ayrıca, bu beyanlarım asla savunma pozisyonu olarak algılanmamalıdır. Savunma pasifliğinde falan değiliz. Bizim maksadımız durduğumuz noktayı ilan etmektir.” sözleri toplumun geldiği kutuplaşma noktasını göstermektedir. Bu aşamada yapmamız gereken durduğumuz tarafın yanlışlarını da savunmadan, birbirimize hakaret yağdırmadan, kategorize etmeden doğruyu, makul olanı arayıp bulmak ve asgari müştereklerde birleşmektir.
Ayağının altında olan yegane şey;ahlaksızlık vicdansızlık ve adaletsizliktir.Yarın,Cenab-ı Hakk ayağının altına aldığını sana çiğ çiğ yedirecektir!