MERVE DUMAN/ VERYANSINTV
Kamudan en fazla iş alan şirketlerden Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji, kömür maden sahasını genişletmek için Muğla Milas’taki İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda ağaç katliamı yapmıştı. Bölge halkının direnişi sürerken, maden ocağı için kesilen Akbelen Ormanı’nda dinamit patlatma işlemleri başladı.
Veryansın Tv’ye konuşan İkizköy sakinlerinden Nejla Işık, Akbelen’de yaşananları anlattı. Muhtar azasının patlamanın gerçekleşeceğini telefonla arayarak duyurduğunu belirten Işık, muhtarın azayı “Bugün öğle saatleri itibarıyla Akbelen’de dinamit patlatması yapılacak, evinizin içindeyseniz dışarıya çıkın, muhtemelen şiddetli olacak” diyerek uyardığını söyledi.
Patlama öncesinde siren çalındığını belirten Işık, 3 kere dinamit patlaması gerçekleştirildiğini söyledi. Işık, “Saat 12:00-12:30 gibi, siren eşliğinde 3 kere şiddetli patlama yapıldı.” dedi.
JANDARMADAN KÖYLÜYE MÜDAHALE
Öte yandan aynı saatlerde Akbelen Ormanı’nda bir hareketlilik daha yaşandı. Limak çalışanı olduğu öne sürülen kişiler, İkizköy Çevre Komitesi’nden Haydar Demir’in tapulu arazisine tel çekmeye çalıştı. Haydar Demir, toprağına sahip çıkmak için mücadele ederken ortalık karıştı. Jandarma olaya müdahale etti.
Yaşadıklarını anlatan Demir, tarlasına şirket arabasının girdiğini ve işçilerin tel çektiğini söyledi. Bir gün önce yağmur yağdığını ve tarlanın ıslak olduğunu söyleyen Demir, “Tarlaya girip berbat etmişler. Ben bu tarlayı nasıl süreceğim, dedim. Şirket işçileri, git jandarmayla muhattap ol, dedi. Sonra jandarma geldi. Ben burayı ekip biçeceğim, dedim. Jandarma, ben tarlayı tekrar ölçtüreceğim, senin buraya karışmaya hakkın yok, dedi.” diye konuştu. Jandarma ile konuşmasının ardından traktörüne bindiğini aktaran Demir, jandarmanın kendisine müdahale ettiğini söyledi. Demir, yaşananların ardından Nejla Işık’ı aradığını söyledi.
‘ÇİFTÇİ BU TARLAYI SÜREMEZ’
Akbelen’de yaşanan hareketli saatleri anlatan Nejla Işık, siren ve patlama seslerinin şokunu atlatamadan Haydar Demir’in eşi Ebide Demir’in bahçesine koşarak geldiğini söyledi. Ebide Demir’in “Haydar amcan fenalaştı, çabuk gel.” diyerek kendisini çağırdığını dile getiren Işık, sözlerine şöyle devam etti:
“Haydar amcanın tarlasına saat 13:00-13:30 civarlarında şirket aracı, iki tane de şirkette çalışan eleman girmiş. Bizim eski nöbet alanımızı çitlerle çevirmişlerdi, o çitleri güya düzeltme yapıyormuş ama araçla tarlayı çiğneyerek yapıyorlar. İki gün önce yağan şiddetli yağmura rağmen şu an tarlaya girmek çok tehlikeli. Çiftçi yarın bu tarlayı süremez.
‘JANDARMA ‘SEN BURAYA KARIŞAMAZSIN’ DİYOR’
Orada yaşananları gören bir vatandaş uyarıyor. Diyor ki; bu yaşlıkla siz bu tarlaya niye girdiniz, niye çiğniyorsunuz? Çünkü bu tarlayı şirket satın almadı, kamulaşma yok. Ne hakla şirketin aracı burada geziyor. Biz kendi toprağımıza giremiyoruz şu anda. İşçiler dinlemiyor.
Bu vatandaş daha sonra Haydar amcayı arıyor. Haydar amca tarlasına gidiyor, işçilerle konuşuyor. ‘Siz bu tarlaya giriyorsunuz, bu yaşlıkla tarlayı nasıl biçeceğim? Çıkın buradan.’ diyor. İşçiler de ‘Sen buraya karışamazsın, git derdiniz jandarmaya anlat’ diyor. O sırada çalışanlar jandarmaya işaret ediyor. Jandarma 3-4 aracıyla gidiyor oraya. Haydar amca, jandarmaya ‘Şirket 3-4 aydır tarlama girip çıkıyor, ben giremiyorum. Bu yaşlıkla ben nasıl sürüp ekeceğim tarlayı’ diyor. Jandarma da ‘Sen buraya karışamazsın, ben burayı bir daha ölçtüreceğim. Git işine’ diyor.
‘HAYDAR AMCA OLAYIN ÜSTÜNE FENALAŞIYOR’
Haydar amca da ‘Ne işiniz varsa görün’ diyor. ‘Siz bizim tarlamızı nasıl işgal edersiniz, kimi koruyorsunuz?’ diye bağırıyor. Haydar amca, eşiyle birlikte traktörüne biniyor. Tam traktör ilerleyecekken jandarmalar yaka paça aşağı indiriyor Haydar amcayı. Ben şahit değilim kendi anlattıklarını söylüyorum. İndirdikleri gibi de jandarma arabasına koyuyorlar. Seni karakola götüreceğiz diye. Traktörün lambası yok, şurası yok diyerek ona ceza kesmek, gözdağı vermek için elinden geleni yapıyor jandarmalar. Kelepçe takayım mı senin koluna diyerek gözdağı veriyor yine aracın içinde. Haydar amca da ‘Nereye istersen götür’ deyince, arabadan aşağı indiriyorlar. Haydar amca da o kadar olayın üstüne fenalaşıyor.”
‘SU KAYNAKLARIMIZIN GARANTİSİ DİYEREK BURAYI SAVUNMAYA DEVAM EDİYORUZ’
Işık, Akbelen’de süren direnişi ise “24 Kasım’da jandarma eşliğinde Akbelen Ormanı’na girildi ve 6 gün gibi kısa bir sürede Akbelen Ormanı kesildi, katledildi. Bizim inancımız, mücadelemiz hâlâ devam ediyor. Akbelen Ormanı kesilmiş olabilir ama altındaki su kaynağımız duruyor. Burada maden açılmadığı sürece, köylerimizin de su kaynaklarımızın da garantisi diyerek burayı savunmaya devam ediyoruz. Nöbet alanımız 12 Eylül’de baskın yedi. Bütün eşyalarımıza ‘ormanı işgalden’ denilerek el konuldu. Hakkımızda birçok suçlama var. Biz bunlara aldırış etmedik, yine köyümüzün içinde zeytinlik tarlaya bir nöbet alanı kurduk. Hâlâ nöbetimize devam ediyoruz.” diyerek anlattı.
NE OLMUŞTU?
Kamudan en fazla iş alan şirketlerden Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji, kömür maden sahasını genişletmek için İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda ağaç katliamı yapmıştı.
Bölge halkı, YK Enerji’ye karşı mücadeleye başlamış ve termik santralin iklim değişikliğini artırıcı, Milas bölgesindeki orman yangınlarını tetikleyici etkisinden söz etmişti. Termik santral için Akbelen Ormanı altındaki kömür yataklarının çırakılmasının Bodrum ve Milas’ın içme suyunu sağlayan Çamköy ve Karacahisar yer altı su havzalarının yatakları değişeceği, bölgenin susuz kalacağı belirtilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Akbelen’deki ‘ağaç kıyımına’ karşı direnen bölge halkı ve yaşam savunucularını hedef alarak “Kampanyaları ağaç sevgisiyle izah edemeyeceğimiz açıktır. Biz çevreci görünümlü marjinallerle ilgilenmiyor, işimize bakıyoruz.” demişti.
Bu şirketlerin Netanyahu‘nunkilerden ne farkı var bizim ülkemiz için.