S 400’de cambaz bir değil, iki değil

featured

İsmet Hergünşen yazdı…

Uzun süredir gündemi meşgul eden ve bir savunma silahı olan S 400’lere ilişkin ardı ardına yapılan açıklamalar,krizi hergeçen gün daha da derinleştirmektedir.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in; “AB (Avrupa Birliği)’nin tek başına Avrupa’yı savunamayacağı ve meselenin coğrafya olduğu, Türkiye’nin NATO içindeki rolü ile güney cephede, Irak ve Suriye ile sınırdaki konumuna ilişkin”yapmış olduğu analiz pek değerliydi.

Ta ki; son Avrupa Parlamentosu’nun dışişleri ve savunma komisyonlarının ortak oturumunda yaptığı zihinleri yakan konuşmasına kadar.

Genel Sekreterin; “Türkiye ile ittifak arasında S-400’ler, Doğu Akdeniz ve demokratik haklar konusunda ciddi görüş ayrılıklar olduğunu”ifade eden sözlerinin siyasi düşünce içermesi“NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” diyen Fransa Cumhurbaşkanı EmmanuelMacron’u da haklı çıkartacak gibiydi. 
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “Türkiye’yi kongrede savunabilecek tek çözümün  S 400’lere sahip olunmaması, öte yandan görüş birliği içinde olduğumuz konuların ayrılıklarından fazla ve kritik NATO görevinin farkındayız” açıklaması.

Ve nihayetinde Pentagon tarafından “S 400’leri elinizde tutmayın” çağrısı.

NATO ve ABD tarafından ardı ardına yapılan açıklamaları alt alta koyduğumuzda, söylenecek sözün tam tamına karşılığı “cambaza bak”dedirtecek türden.

Türkiye’yi S 400’lerin alımına iten asıl neden sözde dost ve müttefik ülkelerin iki yüzlü davranmasıve öngörüsüzlüğüdür.

Ayrıca, Avrasyacılık ekseninden rol kapma düşüncesiyle anılan silahları temin ettiği ve NATO’ya tehdit oluşturabileceğini içeren görüşler de, Batı’nın faturayı Türkiye’ye ödetme gayretidir.

Tüm taraflar çok iyi biliyor ki; Barack Obama döneminde Patriotları vermeyen, SAMP/T Hava Savunma Sisteminin ortak üretimi anlaşmasına kabul etmeyen, Suriye ve Irak’tan olası bir füze saldırısına karşılık sınırlarımıza konuşlandırdıkları Patriotlarıgeri çeken ABD ve NATO’da müttefiklerimizdir.

Ege Denizi’nde Yunanistan ve Doğu Akdeniz’de ortaya çıkan yeni ittifaklar karşısında Türkiye’nin zayıf kalmasını amaçlayan ABD, AB ve hatta NATO’nun hatalı ve öngörüsüz hamleleri, Türkiye’yi kendini kuvvetlendirecek alternatif alanlara yöneltmiştir.

Maliyet müessiriyet, işletme idame, lojistik ve teknik destek ile personel eğitiminin yanı sıra silahın geliştirilmesi evresinde yer alınacak olması, S 400’lerde karar kılınmasına neden oluşturmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin müttefikleri nezdinde ortaya koymuş olduğu açık ve net bilgilendirme kabul bilegörmezken, yatıştırıcı açıklamaları da kararlı duruşuna ve iradesine gölge düşürmektedir.

İlk önceliği ulusal güvenliği olan Türkiye’nin NATO’da bulunması demek ne Rusya’ya karşı hasmane bir tutum içine girmesini gerektirir ne de Batı Dünyasının politikalarına hizmet etmesini dikte eder.

NATO içinde var olan S 300’lere Mizaru, Kikazaru ve Iwazaruolan ABD, Baltık Denizi’nde konuşlu Alman savaş gemileri ve denizaltılarının NATO savunma güvenlik sistemlerine uygun olmayan Rus sistemlerinin kullanılmasına, aynı davranışı mı gösterecek?

Yoksa, ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamına alınacak ikinci NATO üyesi ülke Almanya mı olacak?

Hal böyle olunca; Türkiye’nin jeostratejik ve jeopolitik konumu ile bölgede artan gücü göz önüne alındığında müttefik ülkelerin sözde ya da görünürde değil NATO antlaşması çerçevesinde ittifaklık ruhuna uygun davranış göstermesi Türkiye’nin en büyük ve tek beklentisidir.

Türkiye’de sorumluluklarının bilincinde olarak demokratik ve laik rejiminde eksen kaymasına gidecek davranışlardan kaçınarak, Doğu ve Batı arasında çeşitli açılardan başarıyla ifade ettiği köprü vazifesini bu yüzyılda da etkin bir şekilde sürdürmelidir.

Satın alınan silah Moskova’ya iade edilemeyeceğine göre, her türlü tehdite açık bir coğrafyada bulunan Türkiye S 400’lerini ivedilikle aktif hale geçirmelidir.

Hatırlanması gereken mi? “İletişimin olmadığı yerde kaza (!) vardır.”

S 400’de cambaz bir değil, iki değil

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 2 Nisan 2021, 13:48

    Gorusunuze katilmamak mumkun degil. Bizim demokrasi ve laiklik konusunda Ataturk’un cizdigi yolda taviz vermeden hareket etmemiz gucumuzu boylelikle bu cografyadaki onemimizi artiracaktir. ABD ve AB ‘nin cifte standart anlayisi artik kabak tadi verdi

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!