Sadık Ahmet’in anısına sahip çıkmak, insan haklarına sahip çıkmakla eşdeğerdir!

featured

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı yazdı…

10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş 30 maddelik “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”’nin birinci maddesinde Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.”, ikinci maddesinde1. Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu Bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir. 2. Ayrıca, bağımsız, vesayet altında ya da kendi kendini yönetemeyen ya da egemenliği başka yollardan sınırlanmış bir ülke olsun ya da olmasın, bir kişinin uyruğu olduğu ülke ya da memleketin siyasal, hukuksal ya da uluslararası statüsüne dayanarak hiçbir ayrım yapılamaz.Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.” yazılıdır.

Bildirgeye imza koyan ülkelerinden biri de Yunanistan’dır. Ancak Yunanistan, gerek Batı Trakya Türklerinin, gerekse Rodos ve İstanköy Türklerinin anılan bildirgede kültürel kimliklerinin korunması doğrultusunda insan haklarını hiçbirini yerine getirmekten uzak bir davranış içindedir.

Bu kapsamda Yunanistan yurttaşı Türklerin eğitimden, imara, kültürel haklarından, kimlik sorununa, ekonomiden siyasal haklarına varıncaya kadar birçok sorunu vardır. Ancak en önemlisi, yıllardan uygulanan kültürel soykırım politikasıdır.

Bu bağlamda  Yunanistan’da “Türk”  sözcüğü yasaklanmıştır. Resmi Yunan politikasında “Türk” azınlıktan “Müslüman” diye söz edilmektedir. Yunanistan Devleti, etnik azınlık durumundaki Türklerin durumunu şöyle tanımlamaktadır: “Yunanistan’da Türk yoktur. Batı Trakya’da sadece Müslüman Yunanlar var.” Rodos ve İstanköy Türklerinin ise adı bile geçmemektedir.

Yunanların, Türkleri etnik ve kültürel olarak yok etmeyi hedef alan  kültürel soykırım politikası, Türklere ait kültürel maddi ve manevi değerleri, yok edilerek uygulanagelmektedir.

Örneğin Osmanlı döneminden kalan mimari eserlerin onarımına bilinçli olarak izin verilmemekte ve de Türk vakıflarının malları  haraç-mezat sattırılarak Türk izlerini silme konusunda gaddarca bir tavır gösterilmektedir.

Bir diğer örnek de ,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2008’de Yunanistan aleyhine verdiği kararda, Batı Trakya’da Türk derneklerinin adlarında “Türk” sözcüğünü taşıma hakları bulunduğunu hükme bağlamasına  karşın Yunanistan bu hakkı Türklere tanımamakta direnmesidir.

Dr.Sadık Ahmet Kimdir?

7 Ocak 2022 tarihinde Ankara’da T.C.Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından Dr. Sadık Ahmet’in doğumunun 75. yılı anısına  bir toplantı düzenlendi.

Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Danışma Derneği adına, anısı için düzenlenen toplantıya katıldığımız Dr. Sadık Ahmet, Batı Trakya’da, Yunanistan Devleti’nden 1970 ve 1980’ler boyunca baskı gören 150 bine yakın Türk halkının önderliğini üstlenen bir kahramandı.

Dr. Sadık Ahmet, Türk kimliğinin korunması doğrultusunda olağanüstü bir mücadele vermiştir.

Dr. Sadık Ahmet, Türk kimliğinin tanınması, çift dilli azınlık okulları, öğretmen gereksinmesi, vakıfların özerkliği, dini özgürlük ve siyasi temsil düzeyine kadar bir çok konuda yalnız Yunanistan’da değil, uluslararası  platformlarda  da çalışmalar yapmıştı.

Dr. Sadık Ahmet; ”Batı Trakya Türk-Müslüman Toplumu, özelikle son 30 yılda çeşitli haksızlık,baskı ve ayrımlara maruz kaldı.Ekonomik baskılar,adalet dışı bir düzen,eşitsizlik uygulamaları,eğitimimizi çökerten anlayış,dar gelirli köylümüzü daha da fakir yapmayı amaçlayan  kamulaştırmalar v.s yaşantımızı güçlükle devam ettirebilir bir hale getirdi.” tespitini yapıyordu.

8 Ağustos 1986 tarihinde de tutuklanarak 30 ay hapis cezasına çarptırılmış, tahliyesinin ardından da 18 Haziran 1989 genel seçimlerinde milletvekili adayı olmuş ve seçimleri kazanmıştı. Ancak milletvekilliği kısa bir süre sonra iptal edilerek,26 Ocak 1990 tarihinde gerçekleşen bir konuşması sırasında “Türk”  niteliğini kullanmasından dolayı da yeniden tutuklanmıştı. Selanik Dudullu Hapishanesi’nde 2 ay geçirdikten sonra da cezasının geri kalanı paraya çevrilerek serbest bırakılmıştı.

O, ” Ben Türk olduğum için hapse götürülüyorum. Eğer Türk olmak suç ise burada tekrarlıyorum: Ben bir Türk’üm ve öyle kalacağım. Bu mesajımla Batı Trakya Türk azınlığına sesleniyorum ve Türk olduklarını unutmamalarını söylüyorum.Haklarımızı bir gün mutlaka alacağız.” diyordu.

Dr. Sadık Ahmet’in dava arkadaşlarıyla  yaptığı çalışmalar, Batı Trakya Türklerinin ulusal dirençlerine büyük bir ivme kazandırıyor ve on binlerde Batı Trakya Türkü hak arama mücadelesinde meydanları dolduruyordu.

O, bu konuda şunları söylüyordu:

” Ölüme göğüs geren insanların tek amacı ulusal kimliğine sahip çıkmak  ve onu korumaktı.On binlerin ağzında tek bir slogan vardı:Batı Trakya’da Türk vardır,bunun ispatı bizleriz,atalarımızdır! Hiçbir mahkeme kararı bizim ulusal kimliğimizi değiştirmeye muktedir değildir.”

Dr. Sadık Ahmet 13 Eylül 1991’de de Batı Trakya Türklerini temsil eden Dostluk, Eşitlik, Barış Partisi(DEP)’ni kurarak genel başkanlığı vazifesini üstlenmişti.

Dr. Sadık Ahmet, 24 Temmuz 1995 günü şüpheli bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetmişti.

Dr. Sadık Ahmet’in Anısına Sahip Çıkmak!

Dr.Sadık Ahmet’in Anısına;

  • Batı Trakya Türkleri başta olmak üzere Rodos ve İstanköy Türklerinin Türk kimliklerinin kabul edilmesi ve kültürel kimlikleriyle örgütlenmelerini engelleyen yasa ve baskılara son verilmesi,
  • Yunanistan’ın Türklerin seçilmiş Müftülerini dikkate almaları ve kendi insanları arasında bile itibar ve saygıdan yoksun olan atanmış müftülerle çalışmayı sürdürmelerine son verdirilmesi,
  • Osmanlı Türklerinden kalan kültürel eserlerin korunması, bakım ve onarımına Yunan hükümetlerinin özen göstermesi ve Vandal’ca yok edilmesinin engellenmesi,
  • Müslüman -Türk Vakıf Malları Yönetim Kurumu üyelerinin Türkler  arasında yapılacak özgür bir seçimle gelmelerinin sağlanması,
  • Yunanistan’da zaman zaman ortaya çıkan nefret ve baskı ortamının sona erdirilmesi,
  • Yunan vatandaşlığından silinen Türklerin vatandaşlık haklarının iadesi,
  • Yunanistan ders kitaplarında Türk düşmanlığını işleyen görüşlerin ortadan kaldırılması doğrultusunda gibi konularda”

gerek Yunanistan’da, gerekse uluslararası platformlarda  çalışmalar yaparak sahip çıkabiliriz.

Çünkü kültürel kimliklerin korunması ve geliştirilmesi, her kültürel kimlik gibi Yurtdışı Türklerin de hakkıdır.

Kültürel kimliklerin korunması ve geliştirilmesi, insanlığın  geldiği son  aşamalarından birisidir.

Bu anlamda Dr.Sadık Ahmet’in anısına sahip çıkmak, insan haklarına sahip çıkmakla eşdeğerdir.

Dr.Sadık Ahmet’in yaşam mücadelesinde bize verdiği ders de budur. Anısı  bütün insanlığa ışık tutuyor.

 

Önemli bir not: Doç.Dr.Nilüfer Erdem’in editörlüğünde T.C.Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından Dr.Sadık Ahmet’in doğumunun 75.Yılı Anısına   “Doktor Sadık Ahmet”adıyla bir kitap yayınlandı.Kitapda,öncelikle Batı Trakya Türklerinin tarihi dönemleri işlenmiş,böylelikle  Dr.Sadık Ahmet’i önder olarak ortaya çıkaran arka plan ortaya konulmuş ve daha sonra Dr.Sadık Ahmet’in örnek olacak yaşam mücadelesi her yönü ile ele alınarak  gelecek kuşaklara tanıştırılmıştır.

Sadık Ahmet’in anısına sahip çıkmak, insan haklarına sahip çıkmakla eşdeğerdir!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!