CHP’ye yakın medya kuruluşları arasındaki kavga savaşa döndü. CHP Genel Başkan Danışmanı Tuncay Özkan’ın sahibi olduğu KRT TV, Odatv’nin sahibi Soner Yalçın’ı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı kurulan “Yalı Çetesi”ne dahil etmişti.
Odatv ise bu suçlamaya, Kanaltürk’ü FETÖ’cü Akın İpek’e satan Tuncay Özkan’ın para pazarlığını yeniden gündeme taşıyarak yanıt vermişti.
Sert kavgaya bugün Soner Yalçın, Sözcü gazetesindeki yazısıyla devam etti. Yalçın isim vermeden Tuncay Özkan’ı sert sözlerle hedef aldı. Eski çalışma arkadaşı gazeteci Barış Terkoğlu’na da göndermede bulundu.
Özkan’ın muammalı Kanaltürk satışı için eksik bulduğu parayı alabilmek için AKP ile anlaştığını öne süren Yalçın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığında ısrar eden bu ekibin AKP için çalıştığını iddia etti. Özkan’ı CHP içindeki AKP köstebeği ilan eden Yalçın, “Yalı Partisi” iddiasını ortaya atan eski Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Terkoğlu için de “kullanılmaya müsait çömez gazeteci” suçlamasında bulundu.
Yalçın’ın yazısının satır başları şöyle:
“Özellikle seçim dönemlerinde kimi gazeteciler, kitleleri bilgilendirmek yerine siyasi partilerin “reklamcısı” olmaya teşne oluyor…
Partilerin güdümü ve kontrolü altındaki bu gazeteciler, siyasi odakların çıkarları doğrultusunda toplumsal gerçekliklerden arındırılmış yalan bilgiler üreterek/ toplumu manipüle ederek kitlelerde rıza üretme işine koyuluyor…
Bir manipülasyon örneği vereyim. Bir grup cazgır koro dedi ki:
-“Beşli Çete, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek için yalıda toplantı yaptı.”
Bu cümle hiçbir akıl süzgecinden geçirmeden sürekli tekrarlandı. Gelin akıl yürütmeyi biz yapalım:
-Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçiminde kimi karşısında aday görmek istedi?
Adaylık öncesi Erdoğan ve Bahçeli’nin sözlerini, iktidar medyasını takip ediyorsanız yanıtını bulursunuz: Kılıçdaroğlu… Onlar için en zayıf adaydı çünkü.
Mesela, İmamoğlu onlar için en güçlü adaydı. Bu sebeple yargıyı devreye soktular.
Peki, bu akıl yürütmeden sonra söyler misiniz; Beşli Çete, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını önlemek için mi çalıştı? Yoksa aksine, aday olması için mi çaba sarf etti?
Dedikodunun cazibesine kapılanlar aklı dışladı, manipülasyona dayalı kurnazlığı, gazetecilik sanıyor!
Bitmedi. Ayrıntıların peşine düşmek şart:
İNCE’NİN ‘KUMPAS MERKEZİ’ DEDİĞİ
Kılıçdaroğlu’na -Akşener’e rağmen- “aday ol” dayatmasını partide kimler yaptı?
İmamoğlu ve Yavaş’a partide kimler düşmanlık yaptı?
Ve kimler aslında, AKP’nin isteğini yaptı?
CHP genel merkezindeki bu egemen grup kim? Muharrem İnce, her tv’ye çıkışında bu kumpas merkezini anlatıyor…
Fatih Altaylı’nın adaylık öncesi Habertürk’teki yazısını hatırlatmalıyım:
-“2 yılı aşkın bir süredir tekrarladığımı bir kez daha yazayım, söyleyeyim. Kemal Bey, CHP içindeki bir grubun, bir kliğin adayı olabilir… Pek çok kişi, bunların iktidar ile iş tutmaya çalıştığını, iktidardan nemalanmak üzere içinde bulunduğu muhalefeti yıpratma görevi üstlenen köstebekler olduğunu, bunların özellikle bazı ilişkileri, kimi kaçak bazı işadamlarıyla bağlantıları nedeniyle iktidar tarafından ele geçirildiğini düşünüyor.”
‘KULLANILMAYA MÜSAİT ÇÖMZE GAZETECİLER’
Erdoğan’ın iktidardan indirmek için tarihi fırsat yakalanmışken, “illa Kılıçdaroğlu olsun” dayatmasını niçin yaptıkları belli değil mi? AKP yaptırdı!
Mesela bu köstebek; “FETÖ’den yüz milyon dolara yakın alacağım var” diye AKP’yi devreye sokarak TMSF’den para alma peşindeki bir CHP danışmanı olabilir mi? AKP desteği olmasa satış sözleşmesinde adı olmamasına rağmen davaya müdahil olmak isteyebilir mi?
Bu işlerde ona akıl veren, “oksijensiz” kalmış gazeteci- patronu da yazarız elbet…
Bunlar ve kullanılmaya müsait çömez gazetecilerin AKP değirmenine su taşıdığı belli değil mi?
KILIÇDAROĞLU’NUN ÇEVRESİNİ KİM SARDI?
Kılıçdaroğlu’nun, çevresini kimlerin sardığının farkında olduğunu düşünmüyorum…
Muharrem İnce’ye halk desteğini bile sağlıklı değerlendirmediklerini düşünüyorum…
Her türlü dayatmaya başkaldırı olan Gezi direnişini bile kavradıklarını düşünmüyorum. Bu sebeple gençlerin “bize aday dayatması yapamazsınız” çıkışını anlayamıyorlar!
Uzatmayayım…
‘MİLYONLARCA DOLAR İÇİN AKP İLE ANLAŞTI’
Umarım Kılıçdaroğlu, on milyonlarca dolar para için AKP ile anlaşıp genel merkezi manipüle eden danışmanının gerçek yüzünü görür…
Umarım Kılıçdaroğlu, kendisi ve ülkemize büyük bedel ödetmeden bu gerçeğin farkında olur…
Umarım Kılıçdaroğlu, ikinci tura kalması muhtemel seçimde Erdoğan iktidarının önüne geçmek için akılcı hareket eder. Muharrem İnce’ye yönelik kışkırtıcı yayınları medya danışmanının yaptırdığının farkına varır…
Hemen farkına varmalı, çünkü henüz hiçbir şey bitmiş- geçmiş değil…”
KAVGA NASIL BAŞLADI?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun en yakınındaki isimlerden Tuncay Özkan’ın sahibi olduğu KRT TV, Odatv sahibi Soner Yalçın’ı önceki gün sert suçlamalarla hedef aldı.
Suçlamanın kaynağı Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu’nun gündeme getirdiği ve “Yalı Partisi” diye tarif ettiği yapılanmayla ilgiliydi.
Terkoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski özel kalem müdürü Hasan Dağcı’nın ev sahipliğinde Beykoz’daki bir yalıda Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını engellemek için özel toplantılar yapıldığını öne sürmüştü.
Söz konusu toplantılarda Kılıçdaroğlu’nun “Beşli Çete” diye tarif ettiği gruptan iş adamlarının da yer aldığı iddia edilmişti. Terkoğlu’nun “Yalı Partisi” diye tarif ettiği bu grup, Erdoğan’ın yeniden kazanması için Kılıçdaroğlu’na karşı harekete geçmişti.
KRT Tv, Barış Terkoğlu’nun “Yalı Partisi”ni, “Yalı Çetesi” yaptı ve Soner Yalçın’ı bu ekibe bağladı. Tuncay Özkan’ın kanalına göre, Soner Yalçın, bu ekibin başında olduğu iddia edilen Hasan Dağcı’nın yalısında oturuyor.
KRT Tv’nin haberinde şöyle denildi:
“Odatv’nin sahibi Soner Yalçın’ın uzunca süre boğazda lüks bir yalıda yaşadığı, mangal partileri düzenleyip arkadaşlarını davet ettiği biliniyordu. Acaba Soner Yalçın’ın kendi evi olarak kullandığı yalı, Hasan Dağcı’nın yalısı mıydı? Yanıt kolay bulundu. Soner Yalçın… Evet yanlış duymadınız, Hasan Dağcı’nın yalısında yaşıyor, partiler düzenliyordu. Yakın çevresini de defalarca yalıya davet etmişti.
Ahtapotun sermaye ayağı biliniyor. Muhalefete yakın gibi görünen ama Tayyip Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürecek operasyonel haberlere imza atan gazeteci de deşifre edildi. O isim Soner Yalçın’dı. Eli sıkılığı ile tanınan Soner Yalçın yalıda gününü gün etmiş, sofralar kurup birçok ismi ağırlamıştı. Şimdi o yalıda Kılıçdaroğlu’na kumpaslar kuruluyordu.”
Suçlamalar büyük. Henüz iddialara ilişkin Soner Yalçın cephesinden bir açıklama gelmedi.
KANALTÜRK’ÜN FETÖ’CÜLERE SATIŞI
Ancak Odatv Tuncay Özkan’a yanıtı, eski defterleri açarak verdi. “Tuncay Özkan ile FETÖ’nün 95 milyon dolarlık kavgası” başlıklı bir haber yayınlayan Odatv, Özkan’ın sahibi olduğu Kanal Türk’ün FETÖ’cü iş adamı Akın İpek’in Koza grubuna satışını yeniden gündeme taşıdı.
Tuncay Özkan’ın 2004 yılında kurduğu kanal, 2008’de İpek’e satılmış, AKP-FETÖ kavgası patlayınca 2014 yılında yayın hakkı RTÜK tarafından iptal edilmişti.
Kanalı FETÖ’cülerin Koza Grubu’na sattığı için büyük eleştiriler alan Özkan, o dönem eleştirilere “Gruba teşekkür ediyoruz. Gösterdikleri ilgi ve yardım için” demişti.
Özkan şöyle konuşmuştu:
“Alanlara teşekkür ediyorum. Koza Grubuna buradan teşekkür ediyorum. Koza Grubu eğer gelip almasaydı yarın bu malların tamamı haraç mezat satılacaktı. Koza Grubuna hayırlı uğurlu olsun. ‘Neden o gruba satıldı’ diyorlar. Gruba teşekkür ediyoruz. Gösterdikleri ilgi ve yardım için. 25 milyon dolara satıldı. 20 milyon dolar da borç var. Sadece 10 milyon doları vergi ve SSK borcu. Koza Grubu almayabilirdi, gelirdi hacizden alırdı.”
Tuncayı Demirtaşı cezaevinde ziyaret ettiğinde Soneri Apoyu Solun doğal lideri yaptığında yitirdik bulmak da istemiyoruz.
ikisi de bence ondan cok daha once kayip kisilerdi. Bir tanesi olmayan ergenekon orgutunun mayasi olarak islev gordu, oburu de zaten kurtlar vadisi senaristi olarak vazifesini yerine getirdi. Ikisi de feto yuzunden goya cezaevine girdi. Saibeli tipler. Kimden ne olduklari hala belli degil.