100. yıllarında Lozan, CHP ve Cumhuriyet’in kutlanması

featured

Yılmaz Ateş yazdı…

Vatanı işgal edilerek tarihten silinmek istenen bir milletin yeniden var oluşunu sağlayan Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan çıkan modern Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu olan Lozan Barış Antlaşması, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Cumhuriyet’in 100.yılını, 2023’te ulusça kutluyoruz.

Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle, batılı emperyalist devletlerin dayattığı Serv Antlaşmasını ret ederek ülkemizin işgaline boyun eğmeyen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının öncülüğündeki Ulusal Kurtuluş Savaşı, yalnız bizim değil bütün mazlum milletlerin kurtuluş meşalesi oldu. Mustafa Kemal iki amacı olduğunu belirtmiştir: Tam Bağımsızlık ve Ulusal Egemenlik. Bu iki hedef, Lozan görüşmelerinde kırmızı çizgilerimiz oldu. 8 ay süren Lozan görüşmelerinde İsmet İnönü’nün başkanlığındaki TBMM heyetinin karşısında Britanya İmparatorluğu (İngiltere), Fransız Cumhuriyeti, İtalya Krallığı, Japon İmparatorluğu, Yunanistan Krallığı, Romanya Krallığı ve Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı (Yugoslavya) tarafından müzakere edilerek imzalanmış, ABD’de gözlemci bulundurmuştur. Yedi düvele karşı verdiğimiz savaşı, barış masasında da vererek tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu.

Görüşmelerin tıkanmasının en başta gelen nedeni, Türk heyetinin taviz vermediği ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık ilkelerinin sömürgelerindeki halklara esin kaynağı olmasından duydukları kaygı, barış imzalandıktan sonra da teokratik monarşiye dayalı geçmişi, islami yaşam biçimi, şeriata dayalı hukuk sistemi olan bir ülkeyle yan yana olmamaktı. (Prof. Seçil Karal Akgün, Anıtkabir Dergisi, sayı 91) Lideri, heyeti ve TBMM’nin azim ve kararlığı ile bu ilkelerimiz kabul ettirildi. Dünya Türk devletinin bütünlüğünü; sınırsal, ulusal, ekonomik bağımsızlığını kabul edip tanıdı. Böylece uzun yıllardır savaş içinde ve yenilgilerle dolu hayatımız zafere bağlandığı gibi, Dünya Savaşı’nın da barışla noktalanmasını sağladı.

4 Eylül 1923’te CHP, 29 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde kuruldu; yönetim şekli Cumhuriyet’ti, hedef muassır medeniyetin üzerine çıkmaktı. Bunun yolu da devlet ve toplum yaşamını akla, bilime dayanmasını sağlayan laik Cumhuriyet ve ulusçuluktu. Teba olan millet, artık rengi, dili, dini, mezhebi, inancı ne olursa olsun eşit yurttaşlardı. Geleceğine kendisi karar verecekti, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindi.” Cumhuriyet, devlet düzen ve yönetiminde şahsilik ve keyfiliğin hakim olmasını önleyen en önemli teminattır. Bu nedenle 1924’ten itibaren Türkiye Cumhuriyeti anayasalarında, meclislerce değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek bir ana kuruluş değeri ile korunmuş ve yerleşmiştir.

Bu değerlerin yerleşmesinde, yaşatılmasında hiç kuşkusuz milletimizin demokratik laik Cumhuriyetin değerlerini, ulusal birliğimizi ve demokrasiyi özümsemesi en büyük faktördür. 100.yıllarını coşkuyla kutlaması, geleceğinin de güvencesi olacaktır. Kutlama, “vur patlasın, çal oynasından” ibaret değildir. Kutlama, “lüks salonlarda kokteyl düzenleyip kadeh tokuşturmak ta” değildir. Kutlamak, işgale giden yolları, kurtuluşu, Lozan’ı, kuruluşun, Cumhuriyetin, demokrasinin değerlerini en etkili şekilde toplumun tüm katmanlarına ulaşmasını sağlayacak yazılı, görsel etkinlikler düzenlemekle, halka yaymakla, halkı bu etkinliklere katmakla olur. İktidar ve muhalefetin kayıtsızlığı Cumhuriyetin teslim edildiği gençlik ile hak ve özgürlüklerini Cumhuriyete, Atatürk devrimlerine borçlu olan kadın kuruluşlarını, partilerin kadın ve gençlik kollarını da pasif duruma düşürmüştür.

Böylesine onurlu bir kurtuluşu ve modern kuruluşu, dünyada başka bir milletin başardığını sanmıyorum. Özel sektör ve halk Cumhuriyetin 100. Yılını büyük coşkuyla kutlamaktadır. Atatürk’ün “iki tane büyük eseri” olarak gösterdiği Türkiye Cumhuriyeti ile Cumhuriyet Halk Partisi yönetimlerinde ne yazık ki bu coşkuyu göremiyoruz. İsrail-Filistin Savaşı, iptallere, program değişikliklerine gerekçe olamayacağı gibi, tam tersine mazlum milletlerin kurtuluş meşalesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu dünyanın dört bir yanında daha etkili kutlamalıydık. Çünkü bu kutlama, emperyalizmin mazlum milletler karşısındaki yenilgisidir; mazlum Filistin halkının kurtuluş ışığıdır.

Kurtuluşta, Lozan’da, Kuruluşta birinci imza CHP ve genel başkanlarınındır. CHP açısından da baktığımızda, böylesine bir onur dünyada hiçbir partiye nasip olmamıştır. Atatürk devrimleri, kuruluş ilke ve değerlerimizi ne kadar etkili topluma anlatır ve yayarsak, emperyalizmin Türkiye’ye içirmek istediği öldürücü zehri etkisiz hale getirir, kültürel hegemonyasını da yırtarız. Bu ilkeler Türkiye’nin geleceğidir. CHP yönetimi 100.yıllarında ne yapmıştır? Lozan’ı eski adıyla bir tweet mesajıyla, kuruluşunu genel merkez salonunda bir kokteyl ve ışık gösterisiyle, Cumhuriyeti lüks bir otelin salonunda bir kokteyle kutlamıştır.

Bu iktidar ve muhalefet değil, yine milletimizin azim ve kararı Türkiye’yi çağdaş medeniyetlerin önüne geçirerek refah ve barış içinde yaşatacak, “aklı hür, vicdanı hür nesiller yaratacaktır.”

100.yıllarımız kutlu olsun.

100. yıllarında Lozan, CHP ve Cumhuriyet’in kutlanması

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Hocam inat etmeyin.CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi değildir.Sahibi Türk Ulusu’dur.CHP 9 Eylül 1923 karar 11 Eylül 1923 resmi başvuru.Niye inatla çoktan ölmüş ve asla adam olmayacak işbirlikçi bir şebekeyi sokuşturdunuz?

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!