2023’te yitirdiklerimiz: Türk milletinin yüreğine gömüldüler

2023 yılında sanat, siyaset, bilim ve hukuk dünyasından hayatını kaybeden isimler Türk milletini yasa boğdu. Adil Serdar Saçan, Mehmet Bedri Gültekin, Erkin Koray, Bilal Şimşir, Nuh Mete Yüksel, Erol Bilbilik, Şener Eruygur, Vural Savaş, Yılmaz Gruda ve Hasan Kundakçı'yı 2023'te yitirdik. Türk ulusunun kalbinde yaşamaya devam edecek olan tüm vatanseverleri bir kez daha saygı ve özlemle anıyoruz...

featured

Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, 16 Ocak sabahı tansiyon düşüklüğü şikayetiyle gittiği özel bir hastanede kalbinin durması üzerine saat 12.35’te vefat ettiği belirtildi.

‘Tamburalı Paşa’ olarak da bilinen Kundakçı’nın 18 Ocak’ta Selimiye Camii’nde düzenlenen törenle Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

HASAN KUNDAKÇI KİMDİR?

Hasan Kundakçı (1937) Türk askerdir. 1955’te Kuleli Askerî Lisesinden, 1957’de Kara Harp Okulundan piyade asteğmen rütbesiyle mezun oldu.

Piyade Okulundaki sınıf eğitimini 1959’da tamamlamayı müteakip 1961-1962 yıllarında, 12. Kore Bölüğü’nde takım komutanlığı, 1965-1967 yıllarında Ağrı ve Tendürek Dağları’nda sınır bölük komutan­lığı yaptı. 1979-1980 yıllarında Kıbrıs’ta 230. Piyade Alayı komu­tanlığı yaptı. 1984’te tuğgeneralliğe yükseldi. İki yıl 70. Mekanize Piyade Tugayı komutanlığı ve Siirt’te Sıkıyönetim komutan yardımcılığı görevini yürüttü. 1986 yılında Özel Harp Dairesi başkanlığına atandı. 1970’li yıllarda Atina’da askeri ataşe olarak görev yaptı. 1994-95 yıllarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Kuzey Irak üzerinde çok etkili bir askerdi. 1993-95 yılları arasında Diyarbakır Jandarma Asayiş Bölge Komutanı olarak görev yapmıştır. 20 Mart 1995 tarihli PKK’ya ağır darbe vuran Cudi Dağı Operasyonu’nu yönetti. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı olarak görev yaptığı sırada 14 Ağustos 1996 günü Rum gösterici Solomos Solomou’nun bayrak direğine tırmanırken vurulup öldürülmesiyle Kıbrıs Rum Kesimi’nin başvurusu üzerine Interpol tarafından hakkında kırmızı bülten çıkarıldı. 1996’da görev süresi 1 yıl uzatıldı ve 1997 yılında emekli oldu. Evli ve iki çocuk babasıdır. 22 Ekim 1993 günü Diyarbakır’ın Lice ilçesinde teröristler ile güvenlik güçleri arasında başlayan çatışmada Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, başına isabet eden bir kurşunla vurulmuş, Asayiş Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı ve yardımcısı Tümgeneral İlker Başbuğ’u taşıyan helikopter yoğun Kanas ateşi altında Diyarbakır’ın Lice ilçesi üzerine gelip alçalmaya başlamış ve 55 yaralı ve hasta askerin bulunduğu iddia edilen okulun bahçesine inmiştir.Telsizle haberleştiği iddia edilen PKK’lıların, “Hasta, sakat fark etmez, 55 asker iyi skandal olur” dediği iddia edildi. Korgeneral Kundakçı askerlerin motive olabilmesi için “Arkadaşlar teröristler sizi gözlerine kestirmiş, biraz sonra saldıracaklarmış. Yataklarınızda basılarak öleceğinize, mevzide çarpışarak ölünüz. Sizin için zor olduğunu biliyorum ama, hemen kalkın, aşağıda toplanın” demiştir. 55 yaralı asker 2 general ve yaverleri ile 2 pilot toplam 61 asker çatışmaya başlamışlar, ilçenin doğusunda 20-25 kilometre mesafede teröristlerle çatışma halindeki Askeri kışladaki birlikler gelene kadar (14 saat sonra) çatışma bitmiştir…

MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN

Sosyalist Cumhuriyet Partisi (SCP) Genel Başkanı Mehmet Bedri Gültekin, Ankara’daki evinde 14 Şubat günü sabah saatlerinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Bir haftadır Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle depremden etkilenen illerde incelemelerde bulunan Gültekin Ankara’ya dönmüştü.

Gültekin’in cenazesi, 15 Şubat 2021 Çarşamba günü Ankara’daki Sosyalist Cumhuriyet Partisi Genel Merkezi önünde düzenlenen törenin ardından memleketi Tunceli merkeze bağlı Gömemiş köyüne gönderilerek 16 Şubat Perşembe günü toprağa verildi.

MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN KİMDİR?

Sosyalist Cumhuriyet Partisi (SCP) Kurucu Genel Başkanı Mehmet Bedri Gültekin 1953’te Tunceli, merkeze bağlı Gömemiş köyünde doğdu. Orta halli bir köylü ailesi olan Yusuf ve Fatma Gültekinlerin 10 çocuğundan dördüncüsüdür. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Tunceli’de okudu. 1969-70 öğretim yılında Tunceli lisesinden mezun oldu. Aynı yıl Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne girdi. Gültekin daha lise yıllarındayken sosyalist fikirlere yakınlık duydu. Bunun sonucunda Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne girdiği yıl, Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu (Dev-Genç) bünyesindeki ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübüne üye oldu. Devrimci gençlik hareketi içinde aktif olarak yer aldı.

12 Mart askeri darbesinden sonra Gültekin, askeri rejime karşı örgütlü mücadele etmek gerektiği düşüncesi ile Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP) saflarında yer aldı. 4 Mart 1972 günü Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde gözaltına alındı, tutuklandı. Diyarbakır ve Mamak askeri tutukevlerinde toplam iki buçuk yıl hapis yattı. Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi Davası’nda yargılandı. Mahkemede yaptığı savunma ve konuşmalardan dolayı hakkında toplam 70 yıla kadar hapis cezasının istendiği çeşitli “hakaret ve mukavemet” davaları açıldı. Gültekin bu arada yargılandığı ana davadan 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
Ecevit Hükümeti 1974 Baharı’nda af yasası çıkardı. Siyasi davalardan hükümlü ve tutukluları kapsam dışında bırakan af yasası Temmuz 1974’te Anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi. Mehmet Bedri Gültekin bunun üzerine diğer arkadaşlarıyla birlikte 12 Temmuz 1974’te serbest bırakıldı.

Gültekin 1974 sonbaharında haftalık Aydınlık dergisinin yayınlanmasında görev aldı. Tunceli’de derginin bürosunu açtı.

1978 yılında Türkiye İşçi Köylü Partisi’nin (TİKP) kurulmasından sonra Gültekin bu partinin çeşitli kademelerinde görev aldı. 28-29 Ocak 1980 tarihlerinde yapılan partinin birinci kongresinden sonra Merkez Komitesi’ne ve Başkanlık Kurulu üyeliğine seçildi.

12 Eylül askeri darbesinden sonra Gültekin ve arkadaşları hakkında askeri yönetim tarafından gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Gültekin, 4 Kasım 1980 günü gözaltına alındı. Mamak Askeri Tutukevi’nde ve o zamanlar parti yöneticileri için tutukevi olarak kullanılan askeri dil ve istihbarat okulundaki tutukluluk yıllarından sonra Kasım 1984’te tahliye oldu. Gültekin, Türkiye İşçi Köylü Partisi Davası’ndaki yargılanmasının sonucunda 8 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca ömür boyu siyasi haklarından yasaklandı.

Gültekin, 1989 yılında 2000’e Doğru dergisinin Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı olarak Diyarbakır bürosunu açtı ve iki yılı aşkın bir süre bu bölgede görev yaptı.

İşçi Partisi ve Vatan Partisi’nin çeşitli kademelerinde görev yapan Gültekin, bir grup arkadaşıyla birlikte bu partiden ayrılarak 2021 yılında Sosyalist Cumhuriyet Partisi’ni kurdu.

VURAL SAVAŞ

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Ankara’da sağlık sorunları nedeniyle bir süredir tedavi gördüğü hastanede 15 Şubat günü hayatını kaybetti.

21 Ağustos 1938’te Antalya’da doğan Vural Savaş, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1969 yılında mezun olduktan sonra, Ankara’da hakim adayı olarak mesleğe başladı. Aralık ve Gülnar Hakimliği ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu Tetkik Hakimliği görevlerinde bulunan Savaş, 7 Kasım 1987’de Yargıtay üyeliğine seçildi.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu asıl üyeliği de yapan Savaş, 1’inci Ceza Dairesi üyesi iken, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca gösterilen adaylar arasından 17 Ocak 1997’de Cumhurbaşkanınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına seçildi. 19 Ocak 2001 tarihinde kendi isteği ile emekliye ayrıldı.

Savaş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iken 28 Şubat sürecinde önce Refah Partisi, ardından Fazilet Partisi’nin kapatılması için dava açmıştı.

ŞENER ERUYGUR

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, emekliye ayrıldıktan sonra Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanlığı görevlerinde bulunan emekli Orgeneral Şener Eruygur, 20 Şubat günü 81 yaşında hayatını kaybetti.

ŞENER ERUYGUR KİMDİR?

Şener Eruygur 17 Haziran 1941 yılında Erzurum’da doğmuştur. Lise tahsilini Kuleli Askeri Lisesi’nde tamamlamış ve 1960 yılında Topçu Subayı olarak Kara Harp Okulu’ndan mezun olmuştur. 1961 yılında Topçu Okulu’nu bitiren Orgeneral Eruygur, 1971 yılına kadar çeşitli Topçu Birliklerinde Takım ve Batarya Komutanı ile Karargah Subayı olarak hizmet etmiştir. 1971 – 1973 yıllarında Kara Harp Akademisi öğrenimini tamamlamıştır. 1973 – 1974 Öğretim Döneminde Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitiren Org. Eruygur, 1975 yılında NATO Savunma Kolejinden mezun olmuş ve 1976 yılına kadar çeşitli Kıt’a ve Karargah görevlerinde bulunmuştur.

1976 – 1978 yıllarında Bükreş Kara Ataşeliği yapmış ve daha sonra sırasıyla; 5’inci Kolordu Topçu Grup Komutanlığı ve 105’inci Topçu Alay Komutanlığı, Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği ve 1’inci Ordu Harekat Başkanlığı görevlerini ifa etmiş ve 1987 yılında Tuğgeneralliğe yükselmiştir. Bu rütbe ile Milli Savunma Bakanlığı Asker Alma Daire Başkanlığı ve 49’uncu Piyade Tugay Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. 1991 yılında Tümgeneralliğe terfi eden Orgeneral Eruygur, 1991 – 1993 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı Asker Alma Daire Başkanlığı, 1993 – 1996 yıllarında Topçu Füze Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı yapmıştır. 1996 yılında Korgeneralliğe terfi ederek sırasıyla; 5’inci Kolordu Komutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı görevlerini yürütmüştür.

4 Ağustos 2000 tarihinde Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevine atanmıştır. Yüksek Askeri Şura‘nın 31 Temmuz – 3 Ağustos 2002 tarihleri arasında Başbakan Bülent Ecevit‘in başkanlığında yaptığı Ağustos ayı olağan toplantısında alınan kararla Jandarma Genel Komutanlığı görevine atanmıştır. İstiklâl ve TSK Üstün Hizmet Madalyaları sahibi olan Orgeneral Eruygur, Mukaddes Eruygur ile evli olup, iki çocuk babasıydı. Fransızca ve İngilizce bilmekteydi.

ERGENEKON’DA HEDEF OLDU

Ergenekon soruşturması kapsamında 01 temmuz 2008 günü gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen emekli orgeneraller Hurşit Tolon ile ADD Başkanı Şener Eruygur’un dosyaları hakim tarafından 7 saat incelendikten sonra Tolon ve Eruygur sorgulanmak üzere mahkemeye alınmıştı. 1.5 saat ifade veren Tolon’un ifadesinin tamamlanmasının ardından 06 Temmuz 2008 günü saat 01.45’te “terör örgütü lideri olmak”la suçlanan Eruygur ve Tolon’un tutuklandığı açıklanmıştı.

BEYİN KANAMASI GEÇİRDİ

Eruygur’un avukatı Filiz Esen, Eruygur’un yargılama nedeniyle geçirdiği beyin kanaması sonucu hayatının geri kalanını bakıma muhtaç ve akli arızalı olarak vesayet altında geçirmek zorunda kaldığını, okuma yazma kabiliyetini geri dönüşsüz şekilde yitirdiğini söylemişti.

EROL BİLBİLİK

Emekli Deniz Binbaşı ve yazar Erol Bilbilik, 30 Mart günü 85 yaşında hayatını kaybetti.

Bilbilik’in ölümünü bir dönem beraber televizyon programı yaptığı gazeteci Gürkan Hacır duyurdu.

EROL BİLBİLİK KİMDİR?

1954 yılında Heybeliada Deniz Lisesi’nden mezun oldu. 1956 yılında Deniz Harp Okulu’nu bitirdi ve deniz asteğmeni oldu. 1961, 1969 yıllarında, ABD ve Almanya’da kısa süreli eğitimler aldı.

1961 yılında, Georgia’nın Athens (ABD) kentindeki “Savunma ve Lojistik Yönetimi” konusundaki eğitimin sonunda kendisine verilen Athens şehri fahri hemşehrilik belgesini geri verdi. 9 Mart 1971 hareketinde yer alması nedeniyle, aynı yılında Mayıs ayında binbaşı rütbesindeyken emekliye sevk edildi.

Aynı dönemde, Erenköy Köşkü’nde sorgulandı. 1979 yılında Ulaştırma Bakanlığı Fen Kurulu Üyeliği’nden emekli oldu. Makine-motor, gemi inşa ve inşaat sektörlerinde yöneticilik de yaptı. 1993’ten itibaren araştırmacılık ve yazarlık yapan Bilbilik, evli ve bir çocuk babasıydı.

NUH METE YÜKSEL

Hukukçu, eski DGM savcısı Nuh Mete Yüksel, 30 Nisan 2023 günü 76 yaşında Ankara’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Nuh Mete Yüksel, 28 Şubat sürecinde DGM Savcısı olarak görev yaptı. Fetullah Gülen hakkında “devleti ele geçirmeye çalışıyor” iddiasıyla ilk iddianameyi hazırlayan isim oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “idam cezası” talebiyle tutuklatmak istedi.

Devlette Fethullah Gülen’le ilgili ilk soruşturmayı eski Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Nuh Mete Yüksel açmıştı. Yüksel, 2000 yılında Fethullah Gülen hakkında ‘terör örgütü lideri olmak’ suçlamasıyla iddianame hazırladı.

Yüksel 28 Şubat sürecinde görev yapmış, Abdullah Öcalan, Fethullah Gülen, Hizbullah, Alman vakıfları gibi birçok kritik soruşturmaya imza atmıştı.

Terör davalarına bakan kapatılan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin en ünlü savcılarındandı… Çok sayıda önemli soruşturmada onun adı vardı. Öcalan’dan Hizbullah’a, Fethullah Gülen’den Alman vakıflarına kadar birçok kritik soruşturmaya imza atarak bir döneme damgasını vurmuştu.

Savcı Yüksel, 2000 yılında FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen hakkında “terör örgütü lideri” olduğu suçlamasıyla düzenlediği iddianamede, FETÖ’nün haritasını çıkararak “Bu yöntem ve yapılanma ile örgüt, ilk 10 yıl içinde TSK içerisinde söz sahibi olacağı bir konuma gelmeyi planlamaktadır” vurgusu yapmıştı.

‘ÖCALAN KUZU GİBİYDİ’

Savcı Yüksel, PKK elabaşısı Abdullah Öcalan’a idamla yargılanmak üzere hazırlanan 139 sayfalık iddianameyi hazırlayan ekipte de yer aldı. Öcalan’ın sorgusuyla ilgili de “Nuh’un Gemisi” kitabında, “Apo tam karşımızda oturuyordu. Sorulması gereken bütün soruları sorduk. İlk günlerdeki korkusunu atmış, kuzu gibi olmuştu. Adam öldürme emirlerini verdiğini kabul etti. Bir gün tansiyonu yükseldi bu bayağı olay oldu” değerlendirmesi yapmıştı.

ADİL SERDAR SAÇAN

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi Kurucu Müdürü, Veryansın Tv yazarı Adil Serdar Saçan 24 Mayıs günü hayatını kaybetti.

Sevenleri Saçan’ı İstanbul Eyüp Sultan’da düzenlenen cenaze töreniyle uğurladı. Çok sayıda vatandaşın katıldığı törende yazar Nihat Genç ve Veryansın Tv Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay da yer aldı.

Kanserden hayatını kaybeden Saçan’ın vasiyeti üzerine, son sözleri sosyal medya hesabından paylaşıldı:

“Biz ölümden hiç korkmadık bu dünyada sadece Hakk’tan korktuk. Sizler gibi kul hakkı yiyerek hakkın adını kirletmeye kalkışmadık. Emir geldi ölüm vaki oldu bize. Hakkın buyruğudur başımızın üstüne. Anlaşılan hesaplaşma ahirete kaldı siz haramilerle, bekleyeceğim sizi oralarda geleceksiniz Hakk divanına. Selam olsun namuslu şerefli olanlara. Onlarla da buluşacağız. Hasbihal edeceğiz haramiler hesap verirken. Seyretmesi çok hoş olacak. Haydi ben gider. Allah’a emanet.”

ADİL SERDAR SAÇAN KİMDİR?

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün eski müdürlerinden Adil Serdar Saçan1962 yılında Erzurum’da doğdu. 18 yıl Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan Saçan, 1998’de kurulan Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde 5 yıl müdürlük yaptı.

Saçan 23 Eylül 2009 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak ceza evine gönderildi.

Ergenekon yapılanmasının üzerini örtmek ve örgütle ortak iş yapmakla suçlanan Saçan, dosya kapsamı, delil durumu, suç vasfının değişme ihtimali ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak 15 Ocak 2010’da tahliye edildi.

Atatürkçü-vatansever duruşuyla tanınan Saçan, FETÖ’nün “imam” faaliyetlerini 2001’de raporlayınca örgütün hedefi olmuştu. Mafya operasyonlarıyla adından söz ettiren Saçan, Adnan Oktar örgütünün de korkulu rüyası olmuştu. Hayatının son döneminde Veryansın Tv’de yazılar yazmış, programlarımıza katılmıştı.

YILMAZ GRUDA

Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, şair, oyun yazarı ve tiyatro yönetmeni Yılmaz Gruda, yakalandığı virüs sonrası böbrek yetmezliği ve yaşlılığa bağlı rahatsızlıkları nedeniyle bir süredir Özel Güngören Hastanesi’nde tedavi altındaydı.

Gruda, 26 Temmuz’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Yılmaz Gruda’nın vefat haberini menajeri Tümay Özokur duyurdu. Gruda, 13 Temmuz tarihinde 94. yaş gününü kutlamıştı.

YILMAZ GRUDA KİMDİR?

Ahmet Yılmaz Gruda, 14 Temmuz 1930 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi.Ankara Ticaret Lisesindeki eğitim sürecini yarıda bırakarak devlet memuru olan Yılmaz Gruda’nın yazdığı şiirler, 1950’li yıllarda, çeşitli dergilerde yayımlanmaya başladı. 1956 yılında girdiği Cep Tiyatrosu’nda başlayan oyunculuk serüveni, Ankara Devlet Tiyatrosu’na ait Küçük Tiyatro’da devam etti. Ankara Meydan Sahnesi ve Nisa Serezli topluluklarında görev yaptı. Bir dönem sahnelerden uzaklaşarak asıl mesleği olan memurluk hayatına dönüp muhasebecilik yaptı. Muammer Karaca Tiyatrosu’nu yönetti.

Oyuncu Tolga Tiğin ve Ayşen Gruda’nın eski eşi olan sanatçı, aynı zamanda Attilâ İlhan ile beraber mavi hareketini yaratan şairlerdendir. Seyirlik tiyatro oyunları da yazıp çeviriler yapan Gruda’nın eserlerinde geleneksel Türk tiyatrosu ve Çehov etkisi açıkça görülür.

ERKİN KORAY

Türk rock müziğinin öncü ismi Erkin Koray, 7 Ağustos günü 82 yaşında hayatını kaybetti. Kanada’nın Toronto kentinde hastaneye kaldırılan usta sanatçının ölüm haberini kızı Damla Koray duyurdu.

ERKİN KORAY KİMDİR?

Erkin Koray 24 Haziran 1941 tarihinde İstanbul’un Kadıköy semtinde doğdu. Müziğe, annesi Vecihe Koray’dan piyano dersleri alarak başladı. Daha sonra gitara yönelen Koray, İstanbul Alman Lisesi’nde okuduğu yıllarda kurduğu amatör bir müzik grubu ile dönemin popüler şarkılarını çalmaya başladı.

Lise eğitiminin ardından 60’lı yılların başına dek çalışmalarını yarı amatör yarı profesyonel olarak sürdürdü. 1959’da ilk grubu Erkin Koray ve Ritimcileri’ni kurdu. 1962 yılında çeşitli müzikli mekanlarda programlar yaρtığı sıralarda aldığı bir teklif ile bir yüzünde Bir Eylül Akşamı, diğer yüzünde It’s So Long adlı İngilizce parça bulunan ilk 45’liğini kaydetti.

Ancak bu plak 1966 yılında piyasaya çıktı. Erkin Koray askerliğini 1963-1965 yılları arasında Ankara’da Hava Kuvvetleri Caz Orkestrası’nda solist ve gitarist olarak yaρtı. Terhisi sonrasında Almanya’nın Hamburg şehrine gitti. 1966 yılında Türkiye’ye dönüşünden sonra Erkin Koray Dörtlüsü adlı grubu kurdu. 1967’de basılan, bir yüzünde “Kızları da Alın Askere”, diğer yüzünde “Aşk Oyunu” adlı parçalar bulunan 45’liği ile önemli başarı kazandı. Özellikle “Kızları da Alın Askere” parçası Erkin Koray’ın geniş kitleler tarafından tanınmasında önemli rol oynamıştır.

1968 yılında, Hürriyet Gazetesi tarafından düzenlenen “Altın Mikrofon” yarışmasına katıldı. Bu yarışmada 4. olan Koray’ın yarışmadaki şarkıları “Meçhul” ve “Çiçek Dağı” daha sonra bir plak şirketi tarafından piyasaya çıkarılarak 800 bin adet gibi büyük tiraj yaρtı. Bu dönemde grubuyla bir yandan konser verdi, bir yandan da klüp, bar gibi çeşitli müzikli mekanlarda çalışmaya devam etti.

1969 yılında kurduğu Yeraltı Dörtlüsü adlı grubu ile Türkiye’de ilk “Underground” müzik akımının öncüsü oldu. 1971’de Erkin Koray Süper Grup, 1972’de Ter gruplarını kurdu. Eɾkin Koɾay 1974-1984 yıllaɾı aɾasında kısa süɾeleɾle Tüɾkiye’ye gelişleɾi dışında Hollanda, Almanya ve Кanada’da yaşadı. Bu dönemde, “Estaɾabim”, “Aɾaρ Saçı” gibi çok bilinen eseɾleɾi yayımladı. 1977 yılında kuɾduğu Eɾkin Koɾay Tutkusu adlı gɾuptan sonɾa, kısa süɾeli beɾabeɾlikleɾ dışında başka gɾup kuɾmamıştıɾ.

Eɾkin Koɾay, 1982’de Benden Sana albümünü yayınladı. Albümün biɾ kısmını Almanya’da Köln ve Hambuɾg’da kaydedeɾken biɾ kısmını da İstanbul’da kaydetti. Albümde Koɾay’a, Haluk Taşoğlu ve Sedat Avcı’nın yanı sıɾa Hint müzisyen Haɾpal Singh de destek veɾdi.

Biɾ sene sonɾa İlla Ki albümünü yayınladı. Bu albüm iςindeki şaɾkılaɾ kadaɾ, Nuɾi Kuɾtcebe’nin ςizdiği albüm kaρağı ve plak veɾsiyonunun şeffaf olmasıyla da dikkat çekiyoɾdu. Miksajı Köln’de yaρılan albümde İlla Ki, Deli Кadın, Tek Başına gibi hit şaɾkılaɾın yanında Kızlaɾı da Alın Askeɾe ve Hop Hop Gelsin gibi eski şaɾkılaɾın da yeni yoɾumlaɾı yeɾ alıyoɾdu.

Tüɾkiye’ye kesin dönüşünün aɾdından, ailevi soɾunlaɾından dolayı kendisi iςin pek veɾimli geçmeyen 1985-1990 yıllaɾı aɾasında Çöpçüleɾ ile büyük biɾ çıkış yaρtı. Çöpçüleɾ’in de yeɾ aldığı Ceylan 1985’te yayınlandı. Albümde Eɾkin Koɾay, çoğu enstɾümanı kendi çalmıştı. Bu dönemde, devɾin modasına uyaɾak piyanist-şaɾkıcı olaɾak biɾ ɾestoɾanda müzik yaρmaya başladı. 1986’da Gaddaɾ, 1989’da Hay Yam Yam isimli albümlerini yayınlamıştır.

Eɾkin Koɾay’ın hayatı genellikle ekonomik sıkıntılaɾla geçmiştiɾ. Yaρtığı çıkışlaɾ, son deɾece popüleɾ olan çalışmalaɾı kendisini maddi açıdan ɾahatlatmaya yetmemiştiɾ. O dönemlerde birçok sanatçı beliɾsiz olan telif haklaɾı, sınıɾlı çalışma olanaklaɾı, sağlıksız biɾ yaρıya sahip olan müzik piyasası ve müzik dinleyicisinin düşük alım gücü gibi nedenlerden dolayı bu sıkıntılaɾdan kuɾtulamamışlaɾdıɾ.

Eɾkin Koɾay telif haklaɾı en çok ihlal edilmiş sanatçılaɾdan birisidir. Bu nedenle çoğu zaman aɾzu ettiği yaρımlaɾı geɾçekleştiɾecek paɾasal kaynak bulamamıştıɾ. 1990’da yayınladığı Tamam Aɾtık albümünden sonɾa biɾ sessizlik dönemine giɾdi. 1996 yılına kadaɾ süɾen bu sessizlik, iddialı ve göɾece yüksek bütçeli Gün Ola Haɾman Ola albümü ile bozulmuştuɾ. Büyük satış başaɾısı gösteɾmeyen ancak eleştiɾmenleɾ tarafından olumlu yorumlar alan bu çalışmayı 1999’da yayımlanan Devleɾin Nefesi adlı son albümü takip etmiştiɾ.

BİLAL ŞİMŞİR

Emekli diplomat, akademisyen, tarihçi, yazar ve Türk Tarih Kurumu şeref üyelerinden Bilal Niyazi Şimşir, 20 Kasım günü hayatını kaybetti.

Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığının Şimşir’in vefatına ilişkin yaptığı açıklamada da şunlar kaydedildi:

“Yazdığı eserlerle yakın tarihimize ve Türk diplomasi tarihine ışık tutan değerli yazarımız, emekli Büyükelçi Bilal N. Şimşir’i kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ailesine ve akademi camiasına başsağlığı dileriz.”

BİLAL ŞİMŞİR KİMDİR?

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden 1957’de mezun olduktan sonra bu fakültede Diplomasi Tarihi Kürsüsünde Prof. Dr. Ahmet Şükrü Esmer’in asistanı olarak çalışan Bilal Niyazi Şimşir, 1960’ta Dışişleri Bakanlığında göreve başladı.

Paris, Şam, Londra, Lahey Türk Büyükelçiliklerinde başkatip ve müsteşarlık görevlerini üstlenen Şimşir, Türk Dışişleri Bakanlığında, merkezde şube müdürü, daire başkanı, genel müdür yardımcısı ve genel müdür olarak görev yaptı.

Arnavutluk’ta Tiran Büyükelçiliği, Pekin Büyükelçiliği, Avustralya ve Güney Pasifik ülkelerinde büyükelçi olarak Türkiye’yi temsil eden Şimşir, 1998’de Türk Dışişleri Bakanlığında 38 senelik hizmetinin ardından emekliye ayrıldı.

Yakın tarih üzerine 52 cilt araştırma kitabı ve yaklaşık 160 kadar makale kaleme alan Bilal Şimşir’in hayatı, Türk Tarih Kurumunca, “Yaşayan Tarih” belgesel serisinde yayımlandı.

 

2023’te yitirdiklerimiz: Türk milletinin yüreğine gömüldüler

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!