4 ülkeden ‘Filistin Devleti’ni tanıma’ adımı

İspanya, İrlanda, Malta ve Slovenya, “doğru koşullar” oluştuğunda Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını bildirdi.

İspanya, İrlanda, Malta ve Slovenya’dan yapılan ortak yazılı açıklamaya göre, dört ülkenin liderleri, Brüksel’de düzenlenen AB zirvesi marjında Gazze ve Orta Doğu’daki durumla ilgili görüş alışverişinde bulunmak için bir araya geldi.

Liderler, derhal ateşkes sağlanması, rehinelerin koşulsuz serbest bırakılması ve Gazze’ye insani yardımın hızla, kitlesel ve sürekli olarak artırılmasının acil gerekliliğinin yanı sıra bölgede kalıcı barış ve istikrara ulaşmanın tek yolunun, iki devletli çözümün uygulanmasından geçtiği konusunda da mutabık kaldı.

Filistin’i tanımaya hazır olup olmadıklarını ele alan liderler, “doğru koşullar” sağlandığı ve olumlu katkıda bulunabileceği zaman bu kararı almaya hazır oldukları konusunda fikir birliğine vardı.

Daha önce Belçika da prensip olarak Filistin devletini tanıma kararı aldığını, bunu “doğru zaman geldiğinde” yapacağını duyurmuştu.

AB’DEN AÇIKLAMA

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, İspanya, İrlanda, Malta ve Slovenya’nın doğru koşullar oluştuğunda Filistin devletini tanımaya hazır oldukları bildiriminin barış müzakerelerinin başlatılması için koz olarak kullanılabileceğini söyledi.

Michel, Brüksel’de düzenlenen AB Zirvesi’nin bitiminde basına değerlendirmelerde bulundu.

İspanya, İrlanda, Malta ve Slovenya’nın doğru koşullar oluştuğunda Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını bildirdikleri ortak açıklamalarıyla ilgili fikri sorulan Michel, bunların üye ülkelerin tek taraflı kararları olduğunu ifade etti.

Michel, “Bana göre, iki tarafın adımlarının hesaba katılacağı bir sürece başlamak gerekli.” dedi.

Zirvede Filistin devletini tanıma konusunun ele alınmadığını belirten Michel, “Biz iki halkın karşılıklı tanıma ve birlikte güvenlik içinde yaşamalarını amaçlayan iki devletli çözüm üzerine derin bir görüşme yaptık.” diye konuştu.

Michel, 4 ülkenin Filistin devletini tanıma yönünde ortaya koyduğu iradeye ilişkin ise, “Bu, barış görüşmelerinin yeniden başlatılması yönünde adımlar atmak ve çabaları desteklemek için bir koz olarak görülebilir.” değerlendirmesini yaptı.