6 Mayıs Denizler’in idamı

featured

Türkiye’de sol hareketin ve öğrenci hareketinin önemli isimlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 12 Mart dönemi sıkıyönetim mahkemesi tarafından 6 Mayıs 1972’de idam edildiler.

Türkiye’de sol hareketin ve öğrenci hareketinin önemli isimlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 12 Mart dönemi sıkıyönetim mahkemesi tarafından idama mahkum edildiler ve 6 Mayıs 1972 tarihinde idam edildiler. 

DENİZ GEZMİŞ, YUSUF ASLAN VE HÜSEYİN İNAN KİMDİR?

Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Deniz Gezmiş 6 Mayıs 1972’de sabaha karşı Ulucanlar Cezaevi’nde idam edildiler.

DENİZ GEZMİŞ KİMDİR?

Deniz Gezmiş, Ankara’nın Ayaş ilçesinde 27 Şubat 1947’de doğdu. Öğretmen bir ailenin çocuğu olarak çeşitli kentlerde ilk ve orta öğrenimini gördü. Liseyi İstanbul’da bitirdi.

1966’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne giren Gezmiş, lise yıllarında sol düşünceyle tanıştı ve 1965’te Türkiye İşçi Partisi’nin Üsküdar İlçesine üye oldu. 30 Ocak 1968’de Hukuk Fakültesi’nde Devrimci Hukukçular Örgütünü kuran Gezmiş, 12 Haziran 1968’de İstanbul Üniversitesi’nin işgal edilmesine önderlik etti.

İstanbul’a gelen 6. Filo’yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz’da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül’de serbest bırakıldı. 1 Kasım 1968’de Samsun’dan İstanbul’a Mustafa Kemal Yürüyüşü’nü düzenledi.

1969 Haziran’ında Filistin’e giderek Eylül’e kadar Filistin gerilla kamplarında kalan Gezmiş, 20 Aralık 1969’da yakalandı ve Cihan Alptekin’le birlikte 18 Eylül 1970’e kadar tutuklu kaldı. Daha sonra Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan’la birlikte Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu (THKO) kurdu. 4 Mart 1971’de dört ABD’li erin kaçırılması eyleminde bulunan Gezmiş, erlerin serbest bırakılmasından sonra Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Gemerek nahiyesinde Yusuf Aslan’la birlikte yakalandı.

YUSUF ASLAN KİMDİR?

Yusuf Aslan, 1947’de Yozgat’ın bir köyünde doğdu. Ortaöğrenimini dindar ve anti-komünist eğilimlerle, gelenekçi önyargıların güçlü olduğu bir çevrede tamamladı.

1966’da ODTÜ’ye girdi. Bir yıla kalmadan ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü’nün üyesi oldu, Dev-Genç içinde çalışmaya başladı. Bu dönemden itibaren önce hazırlık okulunda, sonra da mühendislik fakültesinde patlak veren boykotların ve hemen ardından ODTÜ işgalinin önde gelen örgütçülerinden oldu. İlk yargılandığı eylem,  Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Türkiye Büyükelçisi Robert Commer’in arabasının yakılmasıydı.

1969’da arkadaşlarıyla birlikte Filistin’e gitti. Burada helikopter ve uçak pilotluğunu öğrendi. Traktörden helikoptere kadar her türlü aracı büyük bir ustalıkla kullanıyordu.

1970 yılında kurulan THKO’nun kurucusu ve önderlerinden olan Yusuf Aslan, Deniz Gezmiş’le birlikte Nurhak’a dağdaki gerilla grubuna katılmaya giderken, Sivas Şarkışla’da yaralı olarak yakalandı. Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı.

HÜSEYİN İNAN KİMDİR?

Hüseyin İnan, 1949’da Kayseri’nin Sarız ilçesine bağlı Bozhöyük köyünde doğdu. İlk ve orta okulu Sarız’da, liseyi Kayseri’de okudu.

1966’da ODTÜ İdari Bilimler Bölümü’ne kayıt oldu. 1968’de Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve daha sonra Milli Demokratik Devrim (MDD) içindeki ayrılıklarda, giderek belirginleşen illegal ve dar örgütçülük fikri etrafında çekirdek bir grup oluşturup, kır gerillası yoluyla anti-emperyalist mücadele verme fikrini geliştirmeye çalıştı.

Özellikle ODTÜ kökenli olan ve temelini İnan’ın attığı bu grup daha sonra, THKO’nun çekirdek kadrosunu oluşturacaktı.

14 Ekim 1969’da Filistin Kurtuluş Örgütü’nün El Fetih kamplarına gitti ve orada İsrail’e karşı savaştı. 1 Ocak 1971’de Türkiye İş Bankası Emek Şubesi soygunu, ABD askeri tesislerinin basılarak bir ABD’lilerin kaçırılması ve daha sonra dört Amerikalının kaçırılması eylemlerinde yer aldı. 24 Mart 1971’de Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde yakalanarak, 9 Kasım 1971’de Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan’la birlikte idama mahkum edildi.

DENİZ GEZMİŞ’İN SAVUNMASI

Deniz Gezmiş davada yaptığı savunmada, kendilerini “bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden”lere  “Tarih evvelce bunu yapanları nasıl temize çıkarmışsa bizi de temize çıkaracaktır, buna da inanıyoruz!” demiştir.

“… İddianameye karşı diyeceklerim mevcuttur. İddianame kelle istemek için hazırlanmıştır. Yapılan tahliller yanlıştır, hatalıdır, değerlendirmeler keza isabetsizdir. Yalnız, biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen Türk halkına armağan etmiş bulunuyoruz. Türk halkı ve devletin bağımsızlığına armağan etmiş bulunmaktayız. Bu sebeple ölümden çekinmiyoruz. Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye’nin bağımsızlığını temin edemedik. Bugüne kadar da bu özlem içinde kaldık. İddianamede geçen ve bana atfedilen hükümleri kabul etmiyorum. Ben silahımı halka, orduya karşı kullanmadım. Ancak vatan hainlerine karşı kullanmak maksadıyla taşıdım ve ‘halka ve orduya karşı kullanırım’ şeklinde beyanda bulunmadım. Öteden beri arzetmiş olduğum gibi bu ülkede anayasayı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasa’yı ihlal edenlerse ortadadır. Anayasa’nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz. Anayasa’yı uygulamayan yavuz kimseler de hala ortadadır. Yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler. İddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşına karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hukukuna karşı, reformlara karşıdır. Onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine yıkmaya çalışmışlardır. Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil sizlersiniz. Ve sonunda idam isteğiyle buraya getirildik, Türkiye’nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk. Varlığımızı Türkiye halkına armağan ettik, bunun aksini iddia edenler vatan hainidir. Biz stratejik olarak düşüncelerimizi hiçbir zaman saklamayız. Hangi şartlarda olursak olalım bunu açıkça söyleriz. Düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz. Nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak, düşüncelerimizi her zaman açıkça ifade ederiz. Tarih evvelce bunu yapanları nasıl temize çıkarmışsa bizi de temize çıkaracaktır, buna da inanıyoruz. Profesyonel devrimci bugünün Türkiye’sinde kendini hayatı boyunca Türkiye’nin bağımsızlığına adayan kimsedir. (İddianamede) ‘fikir özgürlüğünü ve anayasayı paravan yapanlar, önceleri Atatürkçü geçinirken onun fikir ve şahsiyetiyle küçük görmeye başladılar’ şeklinde ve ‘sadece Mustafa Kemal tarafını beyan ediyorlardı’ şeklinde bir cümle mevcuttur, bunu kesin olarak reddediyorum, asla kabul etmiyorum. Diğer yurtseverler de bunu kabul etmezler. Bu kasten tahrif edilmek isteniyor. Bu cümle art niyetle hazırlanmıştır. Bu memlekette Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz. 35 milyon metrekare vatan toprakları işgal altındayken, bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür. Mustafa Kemal sağ olsaydı bugün çok şaşırırdı. Hareketimiz tamamen anayasal bir harekettir. Anayasamızın başlangıç ilkesinde belirtilen ulusun zulme karşı direnme hakkını kullandık. Bu sebeple anayasal bir davranışta bulunduk. Yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum.

Halen de bu inancı taşıyorum. Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı ölümden korkmuyorum. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. Kurtuluş savaşını da yerli yerine oturtmak gerekir. Biz elli sene evvel kurtuluş savaşını vermiş bir ülkenin çocukları olarak kurtuluş savaşının gerçek tahlilini yapmaya her zaman muktediriz. Biz yine çok iyi biliriz ki, Türkiye kurtuluş savaşını yapmak için Samsun’a çıkanlara İstanbul örfi idaresince ve mahkemelerince idam cezası verilmiştir. Ve yine bilmekteyiz ki, Osmanlı İmparatorluğu yüzlerce generalinden ancak birkaç tanesi kurtuluş savaşına iştirak etmiştir. Ve yine bilmekteyiz ki, Kurtuluş Savaşı yapıldığı sırada İstanbul’da bulunanlar bunları yapanlara ‘eşkıya’ demiştir. Türkiye’nin kurtuluş ve bağımsızlık savaşında ne şekilde bağımlı hale geldiğini de belirtmek gerekmektedir. Ayrıca iddianamede Türkiye halkının bir takım etnik gruplardan teşekkül ettiği iddiaları ve bunu bizim yaptığımız, ortaya attığımız ithamları mevcut bulunmaktadır. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararında ve misakı milli sınırları içinde iki kardeş kavim yaşar. Türk ve Kürt kavimi yaşamaktadır. Birinci Büyük Millet Meclisi kararı böyledir. Türkiye’de iki kardeş kavimin ve ulusunun yaşadığını kabul etmektedir. Bunu kabul etmek bölücülük değildir. Bu iki kardeş unsur Birinci Kurtuluş Savaşını müştereken başarmışlardır. Güney cephesinde düşmanla omuz omuza savaşmışlardır. Bu ikisine birden Türkiye halkı diyoruz. Ve bu iki kardeşunsur ikinci bağımsızlık savaşını da müştereken başaracaklardır.

Öğrenci hareketlerine gelince iddianamede öğrenci hareketlerinin başlangıç tarihi 1968 olarak belirtilmektedir. Bu tarih yanlıştır. Türkiye’de öğrenci olayları 50-60 senedir eksik olmamıştır. Sultan Hamid’in tıbbiye talebelerini Sarayburnu’ndan denize attığı tarihten itibaren öğrenci hareketleri Türkiye’de devam edegelmiştir. 1908’i hazırlayan hareketler ileriye dönük hareketlerdir. Vagonli’yi tahrip eden gençler ilerici gençlerdir. 2.Dünya Savaşı sırasında ‘faşizme hayır’ diyen gençler ilerici gençlerdir. Ve 28 nisan 1960 tarihinde özgürlük savaşı veren gençler ilerici gençlerdir.”

DENİZ GEZMİŞ’iN BABASINA MEKTUBU

Baba,

Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.

Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.

Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir.

Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu.

Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, (…) anlayacağını inanıyorum.

Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara´da 1969´da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma.

Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…

Oğlun Deniz Gezmiş
6 Mayıs 1972, Merkez Cezaevi

H2-Deniz Gezmiş’in Son İsteği 

DENİZ GEZMİŞ’İN SON İSTEĞİ

Deniz Gezmiş, idam edilmeden önce Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinlemek istemişti. Bu isteğini şu sözlerle dile getirmişti;

‘‘parkamı, botlarımı çıkarmayacağım. Ölüm gömleğini giydirecekler, giymeyeceğim. Traş olmayacağım, bir sigara yakacağım üstüne demli bir çay içececeğim. Haa… Bak, Rodrigo’nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim. Urganı kendim boynuma geçireceğim, sonra dönüp beni seyredenlere sesleneceğim. Ölen bedenimdir düşüncem yaşayacak diyeceğim.”

 

RODRİGO’NUN GİTAR KONÇERTOSU VE KONÇERTONUN HİKAYESİ

Deniz Gezmiş’in son isteği olarak bilinen Rodrigo’nun Gitar Konçertosu, altı yüz bin kişinin öldüğü İspanya İç Savaşı’nı, cephelerde faşizme karşı direnen devrimcilerin umudunu coşkusunu ve sonrasında yönetimi ele geçiren diktatör Franco’nun kendi halkına yaşattığı acıları ve yaptığı zulümleri anlatır. 

TAYLAN ÖZGÜR’ÜN YANINA GÖMÜLMEK

Deniz Gezmiş, 1969 yılında öldürülen öğrenci hareketi liderlerinden arkadaşı Taylan Özgür’ün yanına gömülmek istediğini söylemiş ancak bu isteği yerine getirilmemiştir. 

6 MAYIS 1972’DE İKTİDARDA HANGİ PARTİ VARDI?

İktidarda CHP den ayrılması koşuluyla hükümet kurmasına izin verilen Nihat Erim vardı.

6 MAYIS 1972’DE CUMHURBAŞKANI KİMDİ?

6 Mayıs 1972’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Başbakan Nihat Erim, Adalet Bakanı Suat Bilge, İçişleri Bakanı Ferit Kubat idi. 

6 Mayıs Denizler’in idamı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

24 Yorum

  1. Cok ilginc. Herif dünki anarsist. Etnik irkci. Insanlarin beynine nasil bir virüs bulasmissa artik, ülkenin en akli basinda oldugunu düsündügümüz guruplarindan veryansin da bile bu rotada. Yok kardesim, bu ülkenin yüzü gülmez.

  2. 7 Mayıs 2021, 05:55

    Bu gençlere içimiz yanar yanıyor…
    Saftılar. Toydular. Şimdi bu gariban gençlerle güya yol yürüyenler ya holding sahibi ya yurt dışında besleme ajan ya da HDPKK VE CHPKK saflarında devlet maaşı yiyip hainlik yapıyorlar. ABD kuklası oldular. Bu saf gençleri yem olarak kullandılar. Başta Çetin Altan… Kendi oğullarını Ahmet ve Mehmet tosununu bol mamayla beslediler, özel okullara yolladılar, sonra yazar diye kalaladılar, bu saf gençlerimizi ise sahte solcu ajanların eliyle idama yolladı alçaklar.
    Yazık oldu bu yirmili yaşlarında dünyadan habersiz saftirik köylü gençlerimize.
    Ahmet Altan -Hasan Cemal- Ertuğrul Kürkçü- Bülent Uluer… hepsi ABD kapısında Uşak oldular.
    Gençler artık bayrağına ve vatanına sahip çıkmalı. Uyanık olmalı.

  3. Bu insanlar içindeki ajanlarla oyuna getirilip teröre çekildi.genclik bu yönde uyarilmali.terore pirim verme oyuna gelirsin

  4. Ya ben bunları defalarca okudum defalarca dinledim. Ama bu büyük acılar bir daha yaşanmasın diye hatırlatmakta fayda var tabi.

  5. Devrim arabalari dumura ugratildi !
    Cankiri daki ucak fabrikasi kapatilip tencere fabrikasi yapildi!

    Önce o zaman ki devire bir bakin beyni yikanmislar!

    Sizde onlarin yerinde olsaydiniz ve genc olsaydiniz vede yurtsever olsaydiniz ne yapardiniz?

    Bize kakalanmis sömürge zihniyetinden uzaklasmadigimiz sürece ekmek kuyruklarindan ve enjeksiyonla ölüme postalanmaktan asla kurtulamayacaksiniz!!!!!!

    Küreselcilerin hizmetinde Usak konumunda bir hükümet ve Muhalefet !!!!!!

    ” Gelecek nesillerde, insanlara köleligi sevdirmenin ve deyim yerindeyse, gözyasi dökmeden

    diktatörlük üretmenin farmakolojik bir yöntemi gelistirilecek.

    Böylece dünya, tüm toplumlar icin ACISIZ bit toplama kampina dönüstürülecek . ”

    -Aldous Huxley ,

    20 Mart 1962 Kaliforniya Berkeley Dil Merkezindeki Konusmasindan.

  6. Küreselcilerin hizmetinde Usak konumunda bir hükümet ve Muhalefet !!!!!!

    ” Gelecek nesillerde, insanlara köleligi sevdirmenin ve deyim yerindeyse, gözyasi dökmeden

    diktatörlük üretmenin farmakolojik bir yöntemi gelistirilecek.

    Böylece dünya, tüm toplumlar icin ACISIZ bit toplama kampina dönüstürülecek . ”

    -Aldous Huxley ,

    20 Mart 1962 Kaliforniya Berkeley Dil Merkezindeki Konusmasindan.

  7. Bu saf ve köylü çocuklarını sallandırdınız ne geçti ki elinize?
    Boşuna öldüler.

  8. Bu solcuların Atatürkçülüğüde bir alem, Atatürk büyük bir Türk Milliyetçisiydi! Hangi kominist sosyalist Türk Milliyetşisidir? Gençliğe hitabesini , onuncu yıl marşını haykırarak okur, Ne Mutlu Türk Diyene diyebilir? Atatürkçülük anti empetyalizmdir Amerikan empetyalizmine savaş aç Sovyet Çin emperyalizmine selam dur sonrada fidan ol, Hadi canım sende!

  9. Ne vatan savunması? Vatanını orakçekiçli kızıl yıldızlı sovyet ve çin bayrakları ilemi savunuyordu? Güldürmeyin! Amerika kötü tamamda Sovyet çin iyi öylemi !

  10. El kaldiranlardan biri ; Yollar yürünmek ile bitmez ” demisti……

  11. Yasasin Marksizim Leninizim den gocunmam !

    Kurtulus savasi Lenin iktidarinin yardimiyla yapilmistir ! Bunuda bilmemeiz gerekiyor!
    Bu bizlere anlatildimi?!!!!

    Her seyi bütününde görmek gerekiyor !!!!!

    Önemli olan bu söz zamaninin sartlari altinda hangi anlamda söylendigine bagli.
    Gercek su ki Amerikanci, sömürgeci yönetimlere ve usaklarina baskaldiri vardi !

    Malesef 50`li yillardan itibaren Marksizim, Leninizim vs dumura ugratilmaya calisildi!
    Seytan gibi gösterildi! Din`cilik ve insanlarin beyninin yikanmasi ”

    ” Yesil Kusak ” keyiften ortaya atilmadi !

    BOP ! onun devamiydi !!!!!!!

  12. Vicdansizligin,cürümüslügün son belgesi;Üc Fidan’in mezarina celenk koymak icin giden CHP heyeti’nin karsisina Celik Kuvvet cikarildi.YASSAK.Yani mezar ziyareti YASSAK.Kadir Misiroglu denilen yunan kirmasinin mezari ziyaret edilirken Celik Kuvvet istihareye yatirilmisti.Bir yob azin cenaze n amazi Lebaleb kilinirken yine Celik Kuvvet abdest almaya gitmisti,ama bugün Bagimsiz Türkiye diyerek kendilerini feda eden bu üc yigit gencin mezari ziyaret edilecegi icin Fasistler hemen uykudan uyandilar.Olur ya belki mezarlarindan cikip yine Bagimsiz Türkiye derler diye kapiyi polislere tutturdular.Surasi bir gerrcek ki;Polis tarihinin hicbir sahifesinde halkin polisi olamadi.Ordu Millet elele sloganlarini hatirliyorum.Evet halkin tek dayanagi ordu idi.Polise bu halk asla güvenmedi ve sevmedi cünkü sevilecek hicbir davranis sergilemedi polis.Hep kaba,hasin,zalim,halka düsman.elindeki jopu halki dögmek icin sabirsizlikla sallayan bir güc olmustur.Bugünde fasizmin geregi,Bagimsiz Türkiye icin kendilerini feda edenlerin mezarlarinin ziyareti engelleniyor.B ugün engellersiniz ama yarin biz o mezarlari ziyaret ederken siz hesap vereceksiniz.
    .

  13. Hangi parti vardi iktidarda?

  14. Kücücük bir cocuktum o idam gecesi…O üc Cenaze, sanki bizim evimizden cikmisti, ailemin yasini hatirlarim.

  15. Mekanınız cennet olsun, suçu vatanını savunmak olan güzel insanlar.

  16. 6 Mayıs 2021, 05:59

    Deniz Gezmis’lerin anisi onunde saygiyla egilirim.
    1939 baslatilan baglarla, adim adim icsellesen emperyalist kuresellesmeci ekonomi politikalari, ivedilikle ogrenmek, ulke kaynaklarinin nasil yanlis kullanildigi, 1929-1938 de kurulusu baslatilan ulusal ekonomik yapinin, bazen “demokrasi”, bazen ABD darbesi ekonomi kararlari ile 80 yilda nasil yikildigini, ogrenmeli ve ogretmeliyiz. Bu yikimin ic ve dis nedenlerini nesnel olarak bilmeliyiz. Gercekleri bilmek guctur ,bu gucle dogru orgutlenmis bir ulus ne yapacagini bilir.

  17. 6 Mayıs 2021, 05:38

    Şimdi bu gariban gençlerle güya yol yürüyenler ya holding sahibi ya yurt dışında besleme ajan ya da Hdpkk saflarında hainlik yapıyorlar. Bunları yem olarak kullandılar. Başta Çetin Altan. Kendi oğullarını tosun gibi beslediler özel okullara yolladılar bunları ise idama yolladılar alçaklar.
    Yazık oldu bu saftirik köylü gençlerimize.

    • 6 Mayıs 2022, 12:58

      Onları kimse kullanmadı, kullanamadı siz rahat olunuz. Bugün sol ile ilgili onurlu bir hafıza varsa bu korkusuz onurlu, aklı başında ve zeki gençlerin yüzü suyu hürmetinedir. Kendilerine Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek aldılar. Muasır Medeniyet çizgisini ötesini sosyalizmde gördüler. Ne tarikat soytarılarına, ne uluslararası örgütlere piyon oldular ne de yırtmak için ABD destekli hükümete boyun eğdiler. Onlar, kendilerince dürüst, namuslu, onurlu kısacık bir hayat yaşadılar. Bugün holding sahibi veya yurt dışında besleme ajan ya da Hdpkk saflarında hainlik yapanlar ve Çetin Altanlar vs vs gibiler konusunda ise sonuna kadar haklısınız.

  18. Yetmedimi artık üç fidan muhabbeti ! Ülkücü fidanlar Mustafa Pehlivanoğlu, Ali Bülent Orkan ve daha nicelerini anıyormusunuz?

    • Sağ ve sol’dan sarsılmaz vatan ve hürriyet aşkına sahip ve önderlik yeteneği olanların bilerek seçildiğini anlamak yeterli. Adı zikredilmeyen daha nicesinin hatırası önünde saygıyla eğilirim.

  19. 6 Mayıs 2021, 02:14

    Son sözlerini niye sansürlediniz? Yaşasın Marxizm Leninizm kısmından rahatsız mı oldunuz veryansıncı tayfa?

    • Sivrilmeye çalışmaya gerek varmı bilmiyorum. Gerçeği ve vatanı anlatmaya çalışan kaç basın yayın kurumu var ki?

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!