Sabahattin İsmail yazdı…
Trump’ın Filistinlileri Gazze’den çıkarma planı”, acaba Kıbrıs’ta da Türkleri adadan çıkarmayı düşünür mü?” endişesi yarattı.
Türkiye ve KKTC’de birçok kişi bu türden yorumlar yaptı…
Delinin ne yapacağı belli olmaz!
Ne ki bu endişe yersiz değil.
ABD 1964’te, Türklerin MEİS adasına taşınmasını, bunun için Meis’in Türkiye’ye verilmesini içeren bir plan sundu.
15 Temmuz 1964’te adaya gelen ABD Dışişleri Bakanı Dean Acheson 1. Acheson Planı’nı sundu.
Plan şöyleydi:
Karpaz’da ada yüzölçümünün %5’ini oluşturan bir bölge, egemen üs olarak Türkiye’ye verilecekti. Türkiye buna karşılık Enosis’İ kabul edecekti.
Ada 6 yerel yönetime ayrılacak, bu bölgelerden 2’si, Yunanistan vatandaşı olmayı kabul edecek Türklerin denetiminde olacak ve Türklere azınlık hakları tanınacaktı.
Meis Adası Türkiye’ye verilecekti. Yunan idaresinde yaşamayı kabul etmeyecek Türkler Meis Adası’na taşınacaktı.
Bereket Makarios, “Enosis ve yalnız Enosis, hiçbir ülkeye tek karış toprak vermeden Enosis” sloganı ile açgözlülük yaptı ve bu öneriyi reddetti. Böylece Adanın Yunanistan’a bağlanmasından ve Meis’e taşınmaktan kurtulduk.
O görüşmelerde Türkiye’yi, İnönü’nün özel temsilcisi Prof. Nihat Erim temsil etmekteydi.
Makarios’un Planı reddetmesinin ardından, ABD’nin teşvikiyle Yunanistan adaya gizlice tam teçhizatlı 20 bin asker çıkardı ve Türk bölgelerine saldırılar yoğunlaştı.
Türkiye 5-9 Ağustos 1964’de Erenköy’e saldıran Rum-Yunan askerlerini 64 savaş uçağı ile vurdu.
ABD yine hemen araya girerek 2.Acheson Planı’nı sundu.
Buna göre Karpaz’da 200 mil karelik bir alan 50 yıl için Türkiye’ye kiraya verilecekti.
Türklere azınlık hakları verilecek ve bu haklar ABD garantisinde olacaktı. Türk işlerine bakacak bir memur atanacaktı.
Enosis gerçekleşecek ve ada Yunanistan’a bağlanacaktı.
Türkiye’ye kiralanacak bölgenin sınırları NATO Başkomutanı Lemnitzer tarafından belirlenecekti.
Acheson,Türkiye’ye baskı için “bunu reddedebilirsiniz ancak bu takdirde Kıbrıs Komünist blokta yer alır” demişti.
Türkiye planı reddetti.
Makarios da “Plan katıksız, şartsız Enosis öngörmüyor. Enosis tavizsiz olmalıdır” diyerek açgözlülükle planı yine reddetti
Böylece, o zor günlerde Rumların “ya hep, ya hiç” siyaseti nedeniyle bir kez daha Enosis’in kıyısından dönmüş olduk.
Daha fazla bilgi benim kitaplarımda ve Prof. Nihat Erim’in Bildiğim Gördüğüm Ölçüler İçinde Kıbrıs isimli kitabında var. Meraklılar bakabilir.
Özetle, ABD, bugün Filistinliler için öngördüğü tahliye planının benzerini 1964’de bizim için de önerdi.
O nedenle şimdi ABD ile Rum-Yunan ikilisinin askeri-stratejik ortaklığı da gözönünde bulundurulursa benzer bir plan önermesi ihtimal dışı değil.
Filistin için böyle bir plan önereceğine kim inanırdı?
Hele ABD’yi bir deli yönettiğine göre her şey olabilir.
Şimdikilerin hiç biri Denktaş’ın tırnağı olamaz.