ABD’de kara gece! Emperyalizm de yenilir…

İsmet Hergünşen yazdı…

Türkiye saati ile 6 Ocak tarihini 7’sine bağlayan gece de hani “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir” diye söz vardır ya, ABD’deki gelişmeler bu deyişi hatırlattı bana.

Başkanlığı döneminde sıra dışı politikalar uygulayan, tartışmalı kararlara imza atan ve seçim sonuçlarını içine bir türlü sindiremeyen ABD’nin 45. Başkanı Donald Trump’ın gerilimi arttırıcı ve kışkırtıcı söylemleri ile atmış olduğu twitller ABD tarihinde benzeri olmayan bir ilkin yaşanmasına neden oldu.

Görünürde başkanlık seçimleri olsa da ABD tarihine kara gece olarak geçecek olayların asıl nedeni ulusalcı ve küreselci rekabet alanının sahaya yansımasının bir sonucudur.

Ha keza, böylesine ufak çaplı bir olayı kalkışma ya da darbe girişimi nitelemesinde bulunan pek çok sayıda insan, ülkelerin sicilini bozan darbelerin ne şekilde ve nasıl olduğunu ya hiç görmemiş ya da hiç yaşamamış olmalılar ki, burunlarının dibindeki Latin ülkeleri’ne ya da her fırsatta karıştırmaya çalıştıkları Türkiye’ye bakıp, anlamaları ve algılamaları yeterdi, artardı bile.

Eylemin bu aşamaya geleceği ayan beyan belliyken, ABD İç İstihbarat ve Güvenlik Gücü FBI ile aynı zamanda merkezi ve yerel yönetimlerin öngörüsüzlüğü, kayıtsızlığı ve dağınıklığı Amerikan Derin Devleti’nin (!) iç siyasetin yeniden dizayn edilmesi arzusunu da güçlendirmektedir.

Seçimlerden bu yana yaşanan gelişmeler, demokrasi geleneğinin sürdürülmesine bağlılık yemini etmiş olan sivil ve askerler ile yasama, yürütme ve yargı erklerinden sonra 4. erk haline gelmiş olduğunu düşündüğüm sosyal medyanın göstermiş olduğu duruş da oldukça dikkat çekicidir.

İlki, bu gelişmeler süresince basının darbe iddiasına ilişkin Genelkurmay Başkanı Milley’in “Herhangi bir huzursuzluk anında ABD ordusunun hiçbir rolü olmayacak, Trump’ı Beyaz Saray’dan çıkarmak bizim görevimiz değil” diyerek adres olarak ABD Mahkeme’leri ve Kongre’yi adres göstermesi politik aktörlerin ders alması niteliğindedir.

Bir diğeri ise Trump’ın yardımcısı Mike Pence’in hukukun üsütünlüğüne olan inancına uygun olarak göstermiş olduğu kararlı tutum, tavır ve hareketidir.

Gelecek seçimlerde cumhuriyetçi kanadın en büyük adaylarından biri olacakken, kendi ikbalinden ziyade ülkesinin istikbalini düşündüğü için muhalif olmasına rağmen kazanan adaya vermiş olduğu destek nedeniyle, sanırım ABD Siyaset Tarihi’nde kendisine müstesna bir yer verilecektir.

Trump’ın kongre binasını basan destekçilerine göndermiş olduğu mesajın Twitter tarafından erişiminin durdurulması ise sosyal medyanın bir siyasi olayda nelere kadir olabileceğinin belki de tarihe not düşülecek ilk örneği olması açısından da oldukça önemlidir.

Yaşanan gelişmelerde, ABD Kongresi elitist üyelerinin yerlerde sürünerek saklanmaya ya da kaçmaya çalıştıkları ve Ulusal Muhafız birliklerinin Kongre Binası içindeki görüntüleri şimdiden New York şehrinde, Columbia Üniversitesi tarafından gazetecilik alanında verilen prestijli Pulitzer ödülüne aday gösterilebilecek niteliktedir.

Lobilerin etkisinde kalarak Türkiye’ye, ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA)’nı uygulamaya sokan ve sözde Ermeni soykırımını tanıyanların kongre binası içindeki görüntüleri, emperyalizminin de nasıl bir acz içerisine düşebileceğinin bir nevi göstergesi olup, ABD’nın kısa vade dış politikalarında kırılmalara yol açacaktır.

Yani karizma bir şekilde çizilmiş, belki de Amerikan rüyasının sonuna gelinmiştir.

Amerikan düşünce kuruluşlarına bundan sonraki süreçte düşen görevse, kontrolu altına almak istedikleri ülkeler için uygulamış oldukları “A”, “B”, “D” planlarının yanı sıra kendi ülkesinde ufakta olsa kalkışmalara yönelik iç siyasette oluşan krizleri nasıl çözmeleri gerektiğini içeren bir “C” planına yönelik hazırlık yapmaları da böylece ilk defa ortaya çıkmış oldu.

Olayların başlangıcında Batı ülkeleri ile NATO, AB gibi kuruluşlardan gelen açıklamaların hızı ve kullandıkları dilde ki özene bakınca nasıl bir iki yüzlülük içerisinde bulunduklarının görülmesi açısından da oldukça düşündürücüdür.

Bu arada Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından “ABD’deki vatandaşlarımıza kalabalık mekanlar ve gösterilerin yapıldığı alanlardan uzak durmasını tavsiye ediyoruz.” açıklaması ise ABD Büyükelçiliği ve Konsolosluğu tarafından her fırsatta Türkiye’deki vatandaşlarına yapmaya çalıştıkları uyarı mesajları da “mağrurlanma Padişahım senden büyük Allah var” sözünü de aklıma düşürmedi değil…

Gerçekleşen bu olayın kongre üyelerini de etkileyerek, seçimlerin iptaline giden bir sürecinde önünü açabileceği olasılık dahilinde görülmelidir.

Şöyleki…

Trump ABD Başkanlığı süresince açıktan açığa uygulamış olduğu politikalar çerçevesinde Yahudi ve Rum lobilerini hoşnut içerisinde tutacak kararlara imza atmış biridir.

Öte yandan Dağlık Karabağ sorununda Ermenistan’a veremediği yada vermediği desteğinde Ermeni lobisi tarafından cezalandırılabileceğini de yok farz edemeyiz.

Hal böyleyken; seçimlerin sonucuna nihai kararı verecek olan ve genel yapı itibariyle lobilerin etkisi altında bulunan ABD Kongresi’nde “hukukun üstünlüğü” mü yoksa Trump’ın kendine has uygulamaya koyduğu “Ali-Cengiz oyunu” mu kazanacak, onu da birkaç gün içerisinde görmüş olacağız!..

https://www.veryansintv.com/ha-giden-ha-biden