VERYANSIN TV
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan eski Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Ünsal Ban, yurt dışına kaçmaya çalıştığı sırada Muğla’nın Milas ilçesinde polis ekiplerince gözaltına alınmıştı.
Şüpheli Ban hakkında, boşanma aşamasındaki eşi Zehra Taşkesenlioğlu’na ait kişisel verileri organize suç örgütü elebaşıyla paylaşma, tehdit ve şantaj suçlamaları bulunuyor.
İlgili haber: Ünsal Ban adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı
POLİSTEN GAZETECİLERE: ‘FOTOĞRAFLARI ÇEKMEYİN, YAYINLAMAYIN’
Ünsal Ban’ın, Emniyet’teki işlemleri tamamlandıktan sonra Ankara Adliyesi’ne getirildiği sırada ilginç bir olay yaşandı. Fotoğraf çekmeye çalışan gazetecilere polisler engel olmaya çalıştı.
Bunun üzerine gazetecilerin adliyede bulunan basın odasına bir sivil polis geldi. Polis, görüntülerin gazetelere geçmesini ve fotoğrafların çekilmesini istemediğini söyledi.
Gazeteciler işlerini yaptıklarını ifade etseler de ilgili polis basın odasından ayrıldı ancak büronun kapısının önüne bir polis memuru konuldu. Kapıdaki polisin basın odasına girip çıkanlara isim sorması da tepkilere neden oldu.
GAZETECİLERİ ŞÜPHELİ GİBİ SIRAYA DİZDİLER!
T24’de yer alan habere göre de basın odası kapısına gelen 3-4 polis, gazetecileri şüpheli gibi kapıya dizerek, “Siz burada bekleyin, amirimiz gelecek” dedi. Daha sonra polislerden biri basın odasında otururken, diğerleri kapıda beklemeye başladı. Polislerden biri, “Fotoğrafları yayınlayamazsınız, amirimiz gelecek, o izin verirse fotoğrafları yayınlayabilirsiniz” dedi.
Bir süre sonra gasp büro amiri, beraberindeki 2 polisle basın odasına gelerek, gazetecilere “Size adamın getirileceğini kim söyledi? Pat diye çıkıp nasıl fotoğraf çekersiniz. Biz haber değeri olan şeyleri zaten veriyoruz. Burada gizli bir iş yapıyoruz” diyerek gazetecilere çıkıştı.
Bir gazetecinin, “Neyin haber olup olmayacağına siz mi karar vereceksiniz? ‘Bizim verdiğimizi yazın, vermediğimizi yazamazsınız’ mı diyorsunuz” şeklindeki tepkisi üzerine amir, gazetecilerin çalıştığı kurumları öğrenmeye çalıştı ve basın odasından ayrıldı.
Amirin ayrılmasından sonra da beraberindeki polis memurlarından bir kısmı basın odasının tam karşısında bulunan banklara oturarak bekledi.
Emniyetin işini yapmaya çalışan gazetecilere bu tavrının nedeni anlaşılamadı.
TGS’DEN TEPKİ
Türkiye Gazeteciler Sendikası Ankara Şubesi’nden yapılan açıklamada gazetecilere yönelik muameleye tepki gösterildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
NE OLMUŞTU?
Sedat Peker, eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun, kendisine bir sorun nedeniyle başvuran Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’i, kardeşi olan AKP’li Zehra Taşkesenlioğlu’na yönlendirdiğini iddia etmişti. Zehra Taşkesenlioğlu’nun da Mine Tozlu’yu Way Out adlı bir finansal danışmanlık şirketine yönlendirdiğini söyleyen Peker, burada Mine Tozlu’dan 12 milyon lira danışmanlık adı altında “rüşvet” istendiğini öne sürmüş ve belge paylaşmıştı. Sedat Peker’in iddialarını doğrulayan Sineren, “Ben Sedat Peker’i eskiden tanırım ama bu bilgilere nereden ulaştığını bilmiyorum. Sadece tanışıklığımı var. Bana daha önce yaşadığım bu sıkıntılardan dolayı geçmiş olsun mesajı iletti. Sedat Peker’in yazdıklarında doğru olmayan ufak tefek şeyler var” demişti.
Sedat Peker bir başka paylaşımında da Zehra Taşkesenlioğlu’nun yer aldığı ve Ünsal Ban’ın çektiğini iddia ettiği bir videoyu paylaşmıştı. Peker, “Ünsal Ban’la ben telefonla birkaç kez görüştüm. O da öldürüleceğini düşünüyor. Hatta eşi olan AK Parti’nin Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun evde otururlarken kendisine bıçakla saldırarak kısmen yaraladığı olaydan sonraki gizlice çekmiş olduğu görüntüleri bana yolladı” ifadelerine yer vermişti.
Ülkemizde hırsızlar, tecavüzcüler vb. makbul. Geçmişe doğru tarayın bakalım yalan mı?