Adnan Oktar silahlı suç örgütüne ilişkin davada önemli bir gelişme yaşandı.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin açıklamasına göre Adnan Oktar örgütü ile ilişkileri nedeniyle savcı ve hakimler ilk kez yargı önüne çıkarılacak.
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, “Hakimlerin yargılayacağı hakimler” başlıklı yazısında, “Dairenin duyurusuna göre; eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, İstanbul Bölge Adliyesi 1. Ceza Dairesi eski üyeleri Ahmet Mahnaoğlu, Derya Bayburtluoğlu, Reyhan Yaman ve dairenin eski savcısı Ali Parlar resmen sanık oldu” dedi. Terkoğlu, “Önümüzdeki günlerde görülmeye başlanacak duruşmalarda, örgütün mağdur ettiği yedi kişi de müşteki olarak yer aldı. Sanıklara savcı ve hâkimlik görevini, örgütün çıkarları için kullanma suçlamasında bulunuluyor. Böylece Oktar örgütünün cezasının Yargıtay’da kesinleşmesinin ardından, örgütün yargıdaki ayaklarına da ilk dava açıldı” ifadelerini kullandı.
MÜFETTİŞ RAPORUNDA NELER VAR?
Veryansın Tv, adı geçen savcı ve hakimlerle ilgili HSK müfettişlerinin hazırladığı 679 sayfalık raporda yer alan çarpıcı bölümleri yazmıştı.
İşte müfettiş raporundan ayrıntılar:
TELEFON TRAFİKLERİ VAR
Önder Yaman, Hadi Salihoğlu ve dairenin savcısı Ali Parlar’ın karar aşamasında örgüt sanıkları ve avukatları ile yoğun ve kesintisiz telefon trafiği yaptıkları tespit edildi. Raporda, savcı Ali Parlar’ın geçmişten beri örgüt sanıkları ile irtibatta olduğu, bunu ispat eden HTS baz ve dijital delillerin bulunduğuna dikkat çekildi. Üye Derya Bayburtluoğlu’nun da kazanç ve edinimlerinin maaşı ile orantılı olmadığı tespit edilirken, karar zamanı almış olduğu dairelerin bedelinden düşük gösterilerek gayri menkul edindiği saptandı.
HADİ SALİHOĞLU’NUN GİZLİ KASASI
Eski başsavcı Hadi Salihoğlu’nun oğlu ve avukatının kazançlarının da maaş ve gelirleriyle orantılı olmadığı belirlendi. Ayrıca Hadi Salihoğlu’na ait iki adet gizli banka kasası tespit edildiği bilgisi de raporda yer aldı.
Dairenin başındayken Reyhan Yaman’ın toplam 4.100 dosya baktığı, bunlardan sadece 12’sine duruşma açmadan tahliye kararı vermiş olduğu, Adnan Oktar örgütü dosyasında ise aynı gün vermiş olduğu 68 tahliyenin ve yurt dışı yasaklarının kaldırılmasının hukuki olarak açıklanamaz olduğu vurgulandı.
KARAR USB İLE GETİRİLDİ
Raporda, mübaşir Tanık G.Ü.’nün kararın USB ile getirildiğini ikrar eden ifadelerinin olduğuna dikkat çekildi. Tanık mübaşirin diğer bildiklerini anlatmaktan “korktuğu” yönünde beyanları da yer aldı.
SUÇU ÖRTBAS ETMEK İÇİN SİLAHI ÖRGÜTE İADE ETTİLER
Ayrıca operasyon sabahı polise açılan ateş için “örgüt üyesinin uyku sersemi kabul edileceği ve bu nedenle kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunun oluşmayacağı” kararı verilmesinin ve silahın müsaderesinin kaldırılarak örgüte iade edilmesinin “suçu örtbas etme amacı taşıdığı” belirtildi.
DAHA ÖNCE GÖRÜLMEMİŞ BİR UYGULAMA
Hiçbir tedbir uygulanmadan sanıkların tamamının serbest bırakılarak yurt dışı yasaklarının kaldırıldığı, bunun üzerine 8 sanığın kaçtığı ve 3 sanığın yurt dışına firar ettiği bilgisine yer verilen raporda, dairenin daha önce böyle bir uygulamasının olmadığına dikkat çekildi. Katiplerin ifadelerinde, yapılan uygulamanın özellikle mesai yaptırılarak gerçekleştirildiği de vurgulandı.
‘BU KARARI AHLAKLI BİR SANIK AVUKATI BİLE YAZAMAZ’
Raporda, dairenin kıdemli üyesi T.K.’nın karara özellikle alınmadığı, karar sonrası diğer üyelere “Büyük hata yaptınız” dediği, üyelerin ise kendilerini “Dava açsaydık çok uzun sürerdi” diyerek savundukları aktarıldı.
Mahkeme heyetinin bilinçli olarak Reyhan Yaman tarafından oluşturulduğunu ifadesinde anlatan T.K’nın karardan hemen sonra ilgili üyelere “Bu kararı ahlaklı bi sanık avukatı bile yazamaz” dediği de yine raporda yer aldı.
YETKİ SINIRLARINI AŞTILAR, SANIKLARI BERAAT ETTİRME AMACI GÜTTÜLER
Başta BAM başsavcısı olmak üzere dosyayı bilen yüksek yargı mensuplarının ve 2. Ceza dairesi üyelerinin kararın “korkunç bir karar olduğunu ve yetki sınırlarının daha önce görülmemiş bir şekilde aşılarak” alındığı yönünde beyanları olduğu kaydedildi.
HSK müfettişleri, elde edilen delillerin tamamının görmezden gelindiğini, bu deliller dışında müştekilerin tüm ifadelerinin kırpılıp cımbızlandığını ve bu çarpıtma sonucu sanıkları beraat ettirme amacı güdüldüğü tespitinde bulundu.
Dosyada yer alan dijital delillerin tanık ve etkin pişman ifadelerinin tamamının görmezden gelindiği, bunun yanında etkin pişman olan M.U’nun “istismar ve saldırı eylemlerini kabül etmiş” olduğu ikrarının da kararda görmezden gelindiğine dikkat çekildi.
Davadaki yaşı küçük kızların “rızası var” demek için dosyada olmayan delilleri esas aldıkları, bu delillerin tamamen sanıkları beraat ettirmek amaçlı olduğu vurgulandı.
Katip ve kalemdeki tanıkların dairenin daha önce buna yakın veya benzer bir karar verdiklerine şahit olmadıkları yönünde beyanları da raporda yer aldı.
Adnan Oktar ve ona yardım edenler cezaevinden ömür boyu çıkmamalı!