Suriye’de izlenen Esad karşıtı politika Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki menfaatlerine de zarar veriyor.
Veryansın TV’ye konuşan emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz “Mustafa Kemal Büyük Taaruz’u başlatmak için önce bütün cepheleri daralttı ve ortadan kaldırdı. Doğu Akdeniz ile Suriye’yi tek cepheye indirmemiz gerekiyor. İki bölgede de Türkiye ABD’nin hedefinde. Esad’ı düşman görmek gücümüzü zayıflatıyor” ifadelerini kullandı.
ERAY ÇELEBİ/VERYANSIN TV
AKP’nin Suriye ve Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı cephenin saldırıları karşısında dış politikada yaptığı zigzaglar sorunları büyüten bir çarpan etkisi yaratıyor.
Esad karşıtı tavrın sürdürülmesi, Suriye sahası ile birlikte Doğu Akdeniz cepheleşmesinde de maliyetleri artıran unsurların başında geliyor.
Veryansın TV’ye konuşan emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’a göre dış politikada bütünlüklü bir stratejinin izlenmesi Türkiye’nin mecburiyeti.
YAVUZ ATATÜRK’Ü ÖRNEK GÖSTERDİ: SIKLET MERKEZİNİ DAĞITMAYACAKSINIZ
Atatürk’ün askeri stratejisinden örnekler veren Yavuz “Mustafa Kemal Atatürk Büyük Taaruz’u başlatmak için bütün cepheleri daralttı ve ortadan kaldırdı. Doğu cephesi bitti, güney cephesi bitti. Yalnızca El Cezire cephesi kaldı, o da stabildi zaten. Onun için askerlikte temel bir sıklet merkezi diye bir kavram vardır, onu dağıtmayacaksınız. ” ifadelerini kullandı.
“DOĞU AKDENİZ VE SURİYE TEK CEPHE”
Doğu Akdeniz ve Suriye’nin tek cephe olduğunu, iki bölgede de Türkiye’nin ABD’nin hedefinde yer aldığını vurgulayan Yavuz, “Doğu Akdeniz’de bizi meşgul eden şeylerle Suriye’de bizi meşgul eden şeyler arasında bağlantı var. Bu bağlantıyı tam olarak kurmadan sorunları çözme iradesini gösteremeyiz. Suriye’deki gelişmeler şu anda Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikasını olumsuz etkiliyor. Suriye’deki gelişmeler ne? Türkiye ABD’nin Doğu Akdeniz dışında Suriye’de de hedefinde. Türkiye’nin cephesini daraltması lazım. Bu daraltma nasıl olacak? ABD Suriye’yi parçalamak istiyor. 2011’den beri bu savaşı veriyor. Siyasi birliği ve toprak bütünlüğü sağlanmış bir Suriye Türkiye’nin çıkarınadır . Ama Türkiye buna uygun hareket etmiyor. Türkiye hala Esad rejimini kendine temel düşman olarak görüyor “diye konuştu.
Bu politikanın Türkiye’nin beka sorununu artırdığını belirten Yavuz’a göre izlenen politika ile “kuvvetin bir kısmı İdlib’e yoğunlaşıyor”. Böylece Fırat’ın doğusundaki oldubittiye rıza göstermek zorunda kalınıyor ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gücü zayıflıyor.
ŞAM İLE YAPILACAK MUTABAKATIN KAZANÇLARI
Suriye ile yapılacak mutabakatın önemine değinen Yavuz “Şimdi siz Suriye ile bir mutabakat yapsanız, kısa sürede Suriye devletini ayağa kaldırmak için ciddi ve samimi bir adım atsanız, birtakım saplantılardan kedinizi kurtarsanız bir an önce Suriye ile münhasır ekonomik bölge anlaşmasını imzalayabilirsiniz. İkincisi bu sizin Mısır ile ilişkilerinizi de olumlu etkiler. Bakın dün gaz forumu imzalandı. Neredeyse Türkiye hariç tüm ülkeler forumda vardı. Türkiye’nin bu yalnızlıktan kurtulması lazım. İkincisi Suriye cephesini rahatlatmak suretiyle askeri harcamalarınızı azaltırsınız. Bu çok önemli bir boyut. Suriye’deki devleti ayağa kaldırmak, Türkiye’nin kendi bekası için çok önemli. Bu adımları atmazsak maliyet artabilir. Derdimiz bu… Onun için bu adımı atmaya siyasi iktidarı davet ediyorum. Bu artık bir mecburiyet haline gelmiştir. Kimsenin bu mecburiyetten kaçma lüksü yoktur ve olamaz “şeklinde konuştu.
Sözün kısası AP nin Suriyede çıkardığı yangın Türkiyeyi de yaktı.
Ahmet paşamızın söyledikleri çok doğru.Umarım devlet yöneticilerimiz bu uyarıların bir an önce gereğini yaparlar.Ülkemizin güvenliği ve geleceği açısından çok önemli…
Hadi artık..herşey vatan için….
Başka yol yok.!!
Ahmet Bey
‘Dış politikada yapılan zigzaglar sorunları büyüten bir çarpan etkisi yaratıyor’ demişsiniz. Ben de yüzde yüz katılıyorum. Peki Esad ile görüşme de bu zigzaglardan biri olmayacak mı? Ben de aslında Esad’la anlaşılsa Suriye’de teorik olarak iyi olabileceğini düşünüyorum, düşmanımın düşmanı dostumdur misali yani, fakat ÖSO’yu kaybetmeyecek miyiz o zaman? Müslüman kardeşlerin desteğini alarak bazı yerlere nüfuz ederken bu desteği de kaybetmeyecek miyiz? Yani kesin olmayan bir desteği alalım derken, hali hazırdaki bütün desteklerimizden olma ihtimali yok mu? Belki söylediğim sorunlara sizin başka çözümünüz vardır. Onları yazarsanız yazınız eksik kalmamış olur.
Saygılar,
Dünyada tüm ülkeleri kendine düşman ederek birşey kazanan bir ülke yok!!
Dünyada Medya siyonistlerin kontrolünde ilk önce tüm dünyaya kendimizi inandırmamız lazım!!
Barbar, kan emici sömürgeci olan Siyonist yahudiler olduğu halde bunu nasıl dünyaya anlatamıyoruz.
Size üzülüyorum sayın yavuz, seslendiğiniz devlet yetkililerine tavsiyede bulunuyorsunuz, herşey planlı kaleyi içten yıkıyorlar yunanı galip getirecekler.