İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Akit gazetesi yazarı Sefa Saygılı, “Aile politikaları iflas etmiştir!” başlığıyla kaleme aldığı yazısında, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2023 yılı doğum istatistik verilerine değindi.
TÜİK’e göre, Türkiye’deki doğurganlık oranının tarihin en düşük seviyesine gerilediğini dile getiren Saygılı, “Ailenin çökmesi ve nüfusun azalması 2001 yılından itibaren kadın hakları bahanesiyle başlayan feminist politikaların sonuçlarıdır” yorumunda bulundu.
‘6284 SAYILI AİLEYİ TAHRİP EDEN KANUN…’
Saygılı, yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Başta 2001 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanun, 2005 yılında yürürlüğe giren yeni Ceza Kanunu, 2010 yılında Anayasa değişikliğinin arasına katılan referandum ile kabul edilen pozitif ayrımcılık hükmü ve Stratejik derinlik uzmanı olduğunu iddia eden Ahmet Davutoğlu’nun başımıza bela ettiği İstanbul Sözleşmesi ve türevi/uygulama yasası olan 6284 sayılı kanun bağlamında ‘kadının beyanı esastır’ kabulü ile aile ve toplum çökertilmiştir.
Her ne kadar İstanbul Sözleşmesi sağduyulu halkımızın ve sivil toplum kuruluşları ile aydınların tepkileri karşısında iptal edilmiş ise de İstanbul Sözleşmesi dayanak alınarak hazırlanan, dünyada eşi ve benzeri bulunmayan 6284 sayılı aileyi tahrip eden kanun daha da sert biçimde uygulanmaya devam etmektedir. Hatta aileyi, ahlakı, nesli koruması beklenen bir kısım siyasiler haykırarak! 6284 sayılı yasayı kırmızıçizgileri ilan etmişlerdir.”
‘KADIN ONURUNA YAKIŞMAYACAK ZOR İŞLERDE ÇALIŞMAK DEĞERLİ GÖSTERİLMEKTEDİR’
“Pozitif ayrımcılık ilkesi yeni kılıklarla karşımıza çıkmaktadır” diyen Saygılı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“8 bakanlık ve STK’lar işbirliği ile genç kadınları asgari ücretle, ücreti devletin ödediği proje kapsamında zor ve meşakkatli işlerde çalışmaya sevk etmektedirler. (Otellerde temizlik elemanı, güvenlik görevlisi, tezgâhtar ve kasiyer gibi işler) Eskiden demir perde ülkelerinin sokaklarında gördüğümüz temizlik işçisi kadınlar artık bizim ülkemizde de görülmektedir. Bunun yanında, benzin istasyonlarında pompacı olarak çalıştırılan kadınlar gibi örneklerle de karşılaşmaktayız. Evlenme ve annelik rolü değersizleştirilerek kadın onuruna yakışmayacak zor işlerde çalışmak değerli gösterilmektedir. Bu projelerle aile parçalanmakta ve nüfus alarm seviyesine gerilemektedir.”
6264 SAYILI KANUN NEDİR?
6284 sayılı Kanun, şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirleri düzenliyor. Kanun’da şiddet; fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmenizle veya acı çekmenizle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketler olarak tanımlanıyor.
Bir adet kadından korkan korkak muhteris ödlek tipi dinlediniz.Bu tipleri toplayıp cumhuriyet hamamındaki kadınlar matinesinin ortasına atacaksın.Maymun gibi!
bizim acar muhalifler hemen akitçiyi görünce meseleyi sırf ekonomiye bağlayıp kestirip atmışlar. adam belki meselenin ekonomik yanını görmezden geliyordur ama söyledikleri doğru.
kadin onuruna yakismayan birsey varsa bu tiplerden cocuk dogurmalari, sonra dogan cocuklarin da bunlara benzemesi.
İnsanlar kendilerinin yarın ne durumda olacağını kestirenediikleri için ne evleniyor ne de çocuk yapıyor. Siyasal İslam’ın ülkeyi getirdiği durum. Halay çekip kutlayın. Yıllardır bunun için ugrastiniz ve başardınız. Timsah gözyaşları dökmeyin. Ağ babalarıniz emretti yaptınız.
“Ağa babası” demek istedin sanıyorum. Adam hükümeti savunmuyor ki hükümetin yaptıkları ile görüşün sahibini bir tutuyorsunuz. Bu görüşleri yazanlar da hükümete muhalifler.
Evlenmeme ve çocuk sahibi olmama geleceği kestirme ile ilgili değil, yeni neslin yaşam tarzı ile ve aile kurumunun çökertilmesi ile ilgili. Maddi geliri düşük olan niceleri hala evleniyor ve çoluk çocuğa karışıyorlar. İş ekonominin çok ötesinde.
Bunlar harbiden bu dünyalı değil. Basit sosyoloji, ekonomi bilgileri bile sıfır..