Almanya Federal İş Mahkemesi, başörtüsü taktığı gerekçesiyle çalışmasına izin verilmeyen öğretmenin inancı nedeniyle ayrımcılığa uğradığına hükmetti.
Erfurt’ta bulunan Federal İş Mahkemesinde görülen temyiz davasında başörtüsü taktığı gerekçesiyle çalışmasına izin verilmeyen öğretmenin dini inancı nedeniyle ayrımcılığa uğradığına karar verildi.
Berlin eyaletinde 2005’te yürürlüğe giren Tarafsızlık Yasası’nda yer alan genel başörtüsü yasağının anayasaya aykırı olduğu görüşüne varan mahkeme bir alt mahkeme olan Eyalet Mahkemesinin tazminat kararını onadı.
Başörtülü öğretmen adayının gerekçeli karar açıklanana kadar öğretmen olarak işe başlayıp başlayamayacağı henüz bilinmiyor.
‘KAFASININ İÇİNDEKİYLE İLGİLENİLMELİ, ÜSTÜNDEKİYLE DEĞİL’
Karar sonrası sosyal medya hesabından açıklama yapan Berlin Eyalet Adalet Senatörü Dirk Behrendt, “Çok dinli bir toplumda bir kimsenin kafasının içindekiyle ilgilenilmeli, üstündekiyle değil. Beklenen bir karardı. Şimdi bu yasama döneminde Tarafsızlık Yasası değiştirilmeli ve yasa üzerindeki ihtilaf artık kadınlar üzerinden yürütülmemelidir. Berlin artık liyakatli öğretmenlere karşı ayrımcılık yapamaz.” ifadelerini kullandı.
Federal İş Mahkemesinin kararında ayrıca Anayasa Mahkemesinin 2015’te verdiği karara atıfta bulunuldu.
Almanya Anayasa Mahkemesi 2015 yılında iki kadın öğretmenin derslerinde başörtülü olabileceğine onay vermiş, bu kararda da “soyut bir tehlikeden” dolayı din özgürlüğünün kısıtlanamayacağına ancak okul huzurunun bozulmasında “yeterli somut tehlike” görülmesi durumunda başörtüsü yasağının getirilebileceğine hükmetmişti.
DAVA SÜRECİ
Berlin İş Mahkemesi, bir öğretmenin başörtüsüyle ders verebilmek için Berlin eyaletine açtığı davayı, 2005’te yürürlüğe giren Tarafsızlık Yasası’nı gerekçe göstererek reddetmişti.
Bunun üzerine Eyalet İş Mahkemesi yerel mahkemenin kararını haksız bulmuş ve mağdur öğretmen adayına 5 bin 159 avro tazminat ödenmesine karar vermişti.
Berlin Eyalet Mahkemesi bunun üzerine davayı Federal İş Mahkemesine temyize götürmüştü.
Baş örtüsü yasağının sadece belli bir kesime zulüm getireceğini, bu kesimlerin belli manipülatif çevrelere karşı savunmasız kalacağını (Dışlandığı için ve işsiz kaldığı için ya bir tarikata ya da terörist organizasyona, kısacası onu kullanmak isteyenlerin ağına düşmeye meyilli hale getirilmiş olur) bilmeyen afedersiniz eşşektir. Bunun böyle olacağını bilip de uygulayan kişiler, ya zalim ya da vatan hainidir. Nasıl ki baş örtüsü takmak istemeyenlere, ‘baş örtüsü tak’ dememen gerekiyorsa bu da öyledir. He bazı sevdiğim arkadaşlarım ‘Her yerin bir kuralı vardır, herkes de buna uymak zorundadır’ diye cevap vermişlerdi, ben de şunu sordum, ‘Biliyorsun ki kurallar değişebilir, ya baş örtüsü takmadan devlet dairelerinde çalışılamaz denirse o zaman da böyle savunabilecek misin kuralları?’. Ona asla izin vermeyiz gibi birşey demişti. Halen akıl kılda yünde tüyde. Git Afganistan’a peygamber sünnetidir diye çember sakal bırakmıyorsun diye sokakta saldırıya uğrayabilirsin. Bak ne güzel değil mi? Kılla tüyle uğraşıyorlar. Biraz farkımız olsun değil mi? Neyse Almanya’yı doğru kararından ötürü tebrik ederim.