Aydın’ın Efeler ilçesinde Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’ndaki asansör faciasında ölen Adnan Menderes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 4’üncü Sınıf Öğrencisi Zeren Ertaş için İstanbul’da cenaze töreni düzenlendi.
Ertaş’ın cenazesi bugün öğlen saatlerinde Pendik Kurtköy’de bulunan aile evinin önüne getirildi. Çok sayıda üniversite öğrencisi, Zeren’in ailesi, akrabaları ve arkadaşları tarafından evin önünde karşılanan Ertaş’ın cenazesi daha sonra Kurtköy Merkez Camisi’ne getirildi.
Anne Serpil Ertaş, kızı Zeren’i “Okumadığı kitap yoktu. Çok kitap okuyordu. Giderken de bir sürü kitap aldı yanına. Ben ne yapacağım şimdi?” sözleriyle uğurladı.
Cami avlusunda açıklama yapan baba Akın Ertaş, “Devlet bize merhametli yüzünü gösterdi. Bundan sonra adaletli yüzünü de göstersin. Sorumlular, sorumluluklarını alsınlar. Hiçbir çocuğun canı yanmasın, hiçbir anne ve babanın ocağına ateş düşmesin. Yurtlarda çocuklarımız eylem yapıyormuş. Bir abileri olarak onlara şunu söylemek istiyorum. Ne olur taşkınlık yapmasınlar. Vatanına milletine bağlı olarak, düzgün bir şekilde kötü insanların emellerine alet olmasınlar. İnşallah devletin mekanizmaları devreye gider. Orada bir sürü ana kuzusu, baba yavrusu var” sözleriyle adalet taleplerini dile getirdi.
MÜFTÜDEN SKANDAL KONUŞMA
soL’dan Serkan Düz’ün haberine göre cenaze namazını kıldıran Pendik İlçe Müftüsü Musa Bilgiç, ihmallerin üzerini örtmeye yönelik sözleriyle dikkat çekti. Zeren’in ölümünün bir imtihan olduğunu ve itiraz edilecek hiçbir makamın olmadığını öne süren müftü, “şehit olduğunu” belirttiği üniversite öğrencisinin ailesi ve yakınlarına yalnızca sabır duaları etmeleri gerektiğini söyledi.
Pendik müftüsünün tepkilere neden olan sözleri şöyle:
“Hayat yolculuğunda insanın başına binbir türlü hal geliyor, kazalar, belalar, sıkıntılar, musibetler. Bunun adı bir imtihan. Rabbimiz Kuran-ı Kerim’de az önce namazda okumuş olduğum ayette ‘Sizi bazen canlarınızla, canlarınızdan eksiltmek suretiyle de imtihan ederiz’ buyuruyor. İşte bu da bir canımız ciğerimizin eksilmesi, bir imtihan vesilesi, rabbim bu imtihanı kazanmayı nasip eylesin. Bir daha böyle acılar hiçbir evladımıza rabbim yaşatmasın.
Her nefis, her insan, her canlı mutlaka ölümü tadacaktır. Bu ilahi emir ve ferman başımızın üstünde. Emir büyük yerden gelmiştir. Alan da odur, veren de odur. İtiraz edecek herhangi bir makam da yoktur. Biz böyle biliriz, böyle inanırız.
Bu kardeşimiz ilim yolcusu, biliyorsunuz sevgili peygamberimizin hadis-i şeriflerinde müjdeleri var. İlim yolcularının başına bir şey geldiğinde o yolda şehit olarak kabul edilir. İnşallah onu şehitlerden yazsın rabbimiz.”
ölüme itiraz etmekten bahsediyor.ölüme neden olan ihmalden değil.
Uzun yıllardır savunduk, ama sözüm ona Cumhuriyetçi olduklarını iddia edenler bile kafir olmakla suçladılar! İşte size bir ruhaninin ve ait olduğu politik kesim olan “islamcılığın” korkunç bir görüntüsü daha.
Asıl suç Allah ile aldatan sahtekarlara hoca diyenlerde. Türkiyenin geri kalmasında bir numaralı suçlu maalesef yobazlara ve hurafecilere prim veren Türk Halkı.
Onları çeşitli görevlere getiren siyasal islam partisinin bir kabahati yok yani!?
Kotu insan gorevini yapar. O her zaman kotudur. Ama en buyuk suc kotunun bunu yapmasina izin verendir: Halk. Muengin’e katiliyorum.
İnsan yapısı bir alet, insan yapısı bir yönetim altında gerekenden az mukavemet gösterip düştü. İtiraz edilecek çok makam var.