1. Haberler
  2. Analiz
  3. At sahibine göre kişner

At sahibine göre kişner

featured

Sefa Yürükel yazdı…

TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ BİR GERÇEKLİK

PKK, 40 yıla yakın süredir Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yürüttüğü eylemlerle binlerce sivilin ve güvenlik görevlisinin hayatına kast etmiş bir terör örgütüdür. Ancak bu örgütü anlamak için sadece içerideki koşullara değil, dışarıdaki bağlantılara da bakmak gerekir. PKK, uzun zamandır sadece bir etnik kalkışma ya da yerel bir örgüt değildir. O, doğrudan doğruya Batılı emperyal güçlerin bölgede kullandığı bir paralı silahlı güç, bir tür lejyoner yapılanmadır.

Batı’nın özellikle İngiltere ve İsrail gibi aktörleri aracılığıyla bölgedeki nüfuzunu sürdürmek için kullandığı bu yapı, artık kendi başına hareket edebilen bir organizasyon değil, vekil bir çatışma aygıtıdır. Bu durumda, PKK’nın silah bırakması, ancak bu ülkelerin çıkarlarından vazgeçmesiyle mümkündür ki bu da reelpolitik açıdan beklenemez.

Bu nedenle tek çözüm, örgütün fiziki, siyasi ve ideolojik olarak topyekûn imha edilmesidir.

PKK: EMPERYALİZMİN LEJYONERİ OLARAK YENİDEN TANIMLANMALI

PKK’yı klasik bir “Kürt hareketi” olarak görmek, en hafif tabiriyle analitik bir gaflettir. Bu örgüt, günümüzde emperyalizmin çıkarlarına hizmet eden bir paralı savaş aygıtına dönüşmüştür. ABD ve müttefiklerinin Orta Doğu’daki çıkarlarını korumak için kullandığı bu lejyoner yapı, sadece Türkiye için değil; Suriye, İran ve Irak gibi ülkeler için de parçalanma tehdidi anlamına gelir[1].

PKK’nın Suriye kolu YPG’nin binlerce tır silahla desteklenmesi, bu örgütün herhangi bir halk hareketi değil, açıkça profesyonel bir savaş gücü olarak yeniden yapılandırıldığını göstermektedir. Bu tür örgütlenmeler, finansman, eğitim, uluslararası ilişkiler ve medya desteği gibi unsurlar üzerinden kontrol edilir[2].

Bu çerçevede PKK’nın artık “kendi kaderini tayin eden” bir yapı değil; emir alan, parayla savaşan, belirli güç odaklarına hizmet eden bir mekanizma olduğu tescillenmiştir.

KARAGÜÇ OLGUSU: PKK NEDEN SİLAH BIRAKMAZ?

Devletlerin resmi olarak yapamadığı operasyonları yürüten, hukuk dışı ama stratejik olarak kullanılan askeri yapılar, genellikle “karagüç” olarak tanımlanır. PKK da bu tanıma birebir uymaktadır. O, Batı’nın sahadaki eli, gözü ve kurşunu olmuştur.

Karagüçler asla kendi kararlarıyla silah bırakmazlar. Çünkü onların varlığı, emir aldıkları merkezlerin çıkarları sürdüğü sürece anlamlıdır. Bir başka ifadeyle, PKK’nın silah bırakması; İsrail’in, ABD’nin, İngiltere’nin Ortadoğu’daki planlarından vazgeçmesi anlamına gelir. Bu da imkansıza yakındır[3].

Ayrıca, PKK’nın işlevi sadece askeri değildir; aynı zamanda siyasal denge unsuru olarak Türkiye’nin iç politikasını da dizayn etmeye çalışır. Bu da onu sadece “dağda” değil; şehirde, medyada ve mecliste de etkili kılar.

PKK’nIN İDEOLOJİSİNDEN ÇOK FİNANSAL VE STRATEJİK BAĞIMLILIĞI ESASTIR

PKK’nın söylemleri ne kadar ideolojik görünse de, özünde bir çıkar organizasyonudur. Batılı güçlerle kurduğu ilişkilerde ideoloji değil; lojistik destek, silah temini, uluslararası meşruiyet gibi konular belirleyicidir[4].

Bu örgüt için ideoloji sadece bir kılıftır; gençleri, halkı ve bazı entelektüel çevreleri etkilemek için kullanılan bir vitrin aracıdır. Gerçek ise şudur: PKK, emperyalizmin piyasa ve enerji güvenliği stratejilerinde görevli, paralı bir taşeron güçtür. Türkiye’nin bölgesel güç olmasını engellemek için planlı şekilde sahaya sürülmüştür.

Bu nedenle çözüm, ideolojik tartışmalarda boğulmak değil; örgütün lojistik damarlarını kesmek, parasal kaynaklarını kurutmak ve uluslararası desteğini izole etmektir.

PKK’NIN LEGAL VE SİYASAL ALANLARDAKİ UZANTILARI

PKK’nın etkinliği sadece dağda değil; şehirdeki yapılarla da devam etmektedir. Siyasi uzantıları, uluslararası sistemde “demokratik temsil” kisvesiyle meşrulaştırılmakta; medya ve STK’lar aracılığıyla toplum mühendisliği yapılmaktadır[5].

Bu yapıların temel amacı, PKK’yı silahsız ama etkili göstermek, iç politikada meşru zemin kazanmasını sağlamaktır. Oysa gerçekte, bu yapılar PKK’nın propaganda, finans ve eleman temin kanallarıdır.

Siyasette terörün uzantılarına alan açmak, onları yasal kılıfa sokmak, uzun vadede terörü meşrulaştırmakla eşdeğerdir. Bu nedenle, sadece silahlı yapı değil; onun sivil uzantıları da hukuki zeminde ancak kararlı bir duruşla etkisiz hale getirilmelidir.

ÇÖZÜM: TOPYEKÛN VE KATMANLI İMHA STRATEJİSİ

PKK’ya karşı mücadelede başarılı olmanın yolu, üç temel ayağı eşzamanlı işletmekten geçer:

1. Fiziki İmha:

Sınır ötesi operasyonlar, insansız hava araçları, özel harekât ve istihbarat destekli nokta operasyonlarla lider kadro hedef alınmalı; kamplar imha edilmeli, geçiş hatları kesilmelidir[^6].

2. Siyasi ve Hukuki İmha:

Siyasi uzantılar ve sivil toplum ağları, hukuk sınırları içinde ancak net bir kararlılıkla dağıtılmalıdır. Avrupa’da ve ABD’de bu yapılarla çalışan lobi gruplarına karşı kamu diplomasisi etkin kullanılmalıdır.

3. Finansal ve Uluslararası İzolasyon:

Yurt dışı fonlarının kesilmesi, bağış zincirlerinin takibi, dijital finansal altyapıların kontrolü ile örgütün parasal gücü zayıflatılmalıdır.

SONU: SİLAHI SAHİP ADINA TAŞIYAN ÖRGÜT, ANCAK SAHİBİNE RAĞMEN DURDURULABİLİR

PKK, artık sadece bir terör örgütü değil; sahipleri adına silah taşıyan, kurşun atan bir lejyonerdir. Onun silah bırakması, sahiplendikleri tarafından terk edilmesiyle mümkündür. Bu gerçekliği göz ardı eden her analiz ve çözüm önerisi başarısızlığa mahkûmdur.

Bu nedenle Türkiye, terörle mücadelesini sadece içeride değil, dış politikada ve uluslararası arenada da sürdürmeli; bu lejyoner gücün her boyutta tasfiyesini hedeflemelidir. Bu, sadece güvenlik değil; bağımsızlık ve egemenlik meselesidir.

DİPNOTLAR

[1]: Kaya, Nihat. Vekalet Savaşları ve Emperyal Paramiliter Yapılar. Ankara: Siyaset Yayınları, 2020.

[2]: RAND Corporation Report, “Proxy Warfare in the Middle East”, 2019.

[3]: Mearsheimer, John. Great Powers and Small Wars. Oxford University Press, 2017.

[4]: Şahin, Mehmet. “PKK’nın Finansal Ağları ve Uluslararası Desteği”, Ortadoğu Araştırmaları Dergisi, 2022.

[5]: Avrupa Konseyi Raporu, “Terör ve Siyasal Temsilde Ayrım”, 2021.

[6]: TSK Genelkurmay Başkanlığı Raporu, “Pençe Operasyonları Değerlendirmesi”, 2024.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya abone olun!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet