Atatürk benliğimizde

featured

İsmet Hergünşen yazdı…

Seneler geçtikçe Atatürk’e hasretimiz daha da artıyor.

Görmemiş olsak bile, O’nu anlamamız ve içselleştirmemiz geleceğe umutla bakmamıza bir vesile oluyor.

Tarihi gerçeklerden uzak söylemlerle, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan her türlü saldırı yapanları cüceleştirken, kendisini her geçen gün büyütüyor.

Bir ülke halkının, düşmanından zarar görmesi acıdır. Ancak daha üzüntü vereni, ülke kurucusunun kendi insanından gördüğü vefasızlık, vicdanlar için onarılmaz bir yaradır.

 “Ne Mutlu Türküm Diyene” söylemini çarpıtanlar, “Andımız”ı kaldıranlar, “Gençliğe Hitabesi”ni yok sayanlar, adının geçtiği “Marşlara” tahammül edemeyenler, “Nutku”nu esirgeyenler, unutturmaya, inkara kalkışanlar, kapanan tarih sayfası sayanlar görüldü.

Ya hilafet yanlılarına, ulus devlet bütünlüğümüze sessiz kalanlara ne demeli?

Atatürk için insanın, öldü demeye dili varmıyor.

Fani varlığı toprağa verileli yıllar geçmesine rağmen, manevi varlığıyla bütün gücüyle aramızda yaşadığı şüphe götürmez.

O; idealimizde, millet birlik ve bütünlüğümüzde yaşıyor.

O; sadece üstün yetenekli bir komutan ve devlet adamı değil, fikri alanda yaptıklarıyla yol gösterici olmuştur.

O; ebedi önderimiz ve geleceğimizi aydınlatan meşalemiz.

Kısacık hayatına neler sığdırmamış ki…

Antiemperyalist, devrimci ve cumhuriyetçiydi. Cephelerde Başkomutan ve çağdaş bir devlet yaratma ülküsünde Siyaset ve Fikir Adamıydı, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal.

Hep en önde…

Ölüm ve ateş hattında.

At üstünde, Mehmetçik ile omuz omuza…

İlke ve devrimlerinde.

Kara tahta önünde, sınıfta öğrencilerle iç içe…

Zeybek oynarken, Vals yaparken.

Fikir sofrasında, halkıyla yüz yüze…

Doğaya ve denize de aşıktı.

İçini dizelere dökecek kadar  sevmiş ve sevildiğini hissetmişti de.

İşte seven kadın Fikriye Hanım’ın, Mustafa Kemal’e karşı hissettikleri…

Benim Gözümün Nuru!
Gönlümün Efendisi!
Gecemin Işığı Efendim!

***

Ciğer parem kanıyor, sanma ki dil yâresinden,
Aylardır öksüzüm, Fikriye derken can veren sesinden,
Döktüm payına ne kaldıysa geriye, bi-çare Fikriye’den,
Gel kurtar demeye kalmadı mecal, çektiğim bu çileden.

***

Çok mu gördün kuluna, bir namey-i nesretmey-i,
İsterdi kırık gönül, bir fırçayla seni resmetmey-i,
Tek dileğimdir hayata veda ederken, seni bir nebze görmeyi,
Nasip eder mi Tanrı bilinmez, kucağında ölmeyi.

***

Eylemem feryat, şekvacı ise hiç değilim,
Gidince esbab-ı hakikiye bilesin ki gene seninim,
Cennet de olsa yerim, her gece duanı beklerim,
Şems-abad olsa da yattığım yer, payına yüz sürmeyi rüchan eylerim.

***

Gel bir katre ümmid ver, gitmeden harabe-zare,
Görenler sanır ki hastayım, değil, kulun divane,
Çeşm-i mahmurum bitti, kan kusuyor biğane.
Sevdi gönül neylesin, açık gidecek çeşm-i yar ne çare.

Bu aşktan geriye de Atatürk’ün “Ümmid-i Aşkım” şiiri kalmıştı.

Bir hüzün gibi geldi geçti vuslatımdan

Şekvacı olmadı yorgun başımdan

Lezzet-i Şinasi’ydi sunduğu kahve fincanından

İzmihlal-i mümkün değil sızlayan vicdanımdan

***

Varsın çeksin bu dimağ unutmaz seni

Kimse dolduramadı yürekteki yerini

Bir kadeh gibi sunmuştu ölümsüz sevgini

Çaresiz yürek nedendir, bilmedi kadrini

***

Terk-i hayat ne der bilemem amma

Bir ümid-i, hayaldir buluşmak orada

Dilerim sübut bulur kanayan yara da

Aşk-ı Muhabbet biter mi ? Cennet-i Alada

***

İçsende bir kadeh hayat iksirinden

Zamansız ayrıldım bilinsin Fikriye’den

Bıkmadım ki doyayım o narin ellerinden

Ümmid-i Aşkım saracak onu cefakar teninden

Yıllar sonra Atatürk şöyle diyecekti.

“Beni iki kadın çok sevdi. Biri yalnız ben olduğum için, öteki de mevkim için.”

Atatürk, sadece savaş ve siyaset sahnesinde geçen bir tarih değildir.

Bir ülkü, bir ruh, bir duygu, aklın ve bilimin rehberi, bir ışık, ulusa kimlik ve benlik kazandırması, bir sistem ve zihniyet aşılanmasıdır.

“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü özlüyor, inanıyor ve minnetle anıyoruz.

Ruhun şad olsun Atatürk’üm.

Atatürk benliğimizde

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. 10 Kasım 2021, 15:11

    Ne mutlu Türküm diyene…aziz ruhun şad olsun…

  2. 10 Kasım 2021, 10:41

    Sizin de belirttiginiz gibi onun kıymetini şimdi daha iyi anliyoruz.
    Unutmayalım; Yılda 1825 kez dinledigimiz ezanı 10 kasim gunu 1 dakikalık siren sesine borcluyuz. Bunu bazı mihraklarin etkisinde kalan gencler iyi anlasınlar.

  3. Çok güzel.Memnuniyetle okudum.Diğer yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

  4. 10 Kasım 2021, 07:45

    Atamızı saygı ve minnetle anarken, kısacık yaşamı boyunca tüm olanaksızlıklara karşı bir asker ve devlet adamı olarak tarihin en büyük lideri kişiliği ile Türkiye Cumhuriyeti ni kuran millet bilincini oluşturan , devrimleri ile
    bu milletin gönlünde ölümsüzleşen büyük önderin hayatın her anına dokunduğunu farkındaydım ama sevdiği ve değer verdiği Fikriye hanım için bu kadar duygu dolu bir şiir yazdığını ilk sizizn yazınızdan öğrendim atamla bir kez daha gururlandım , sağolun varolun.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!