‘Atatürkçü’ aydınlarımızın Batı hayranlığı

featured

Mustafa Solak yazdı…

Son aylarda Atatürkçü bildiğimiz aydınların Asya’ya karşı Batı’yı savunmak gayretlerinin arttığını gözlemliyorum. Astana Süreci, S-400 gibi hususlarla bu gayret belirgin hale geldi.

Ataol Behramoğlu’nun aşağıdaki cümleleri bazı Atatürkçü aydınlarımızın görüşlerini yansıtması açısından ele alalım. Şöyle diyor:

“Ülkemizin Batı blokundan koparılarak belirsiz bir Avrasya’ya sürüklenmesini, dağılıp yok olmasına gidecek yolun başlangıcı olarak görüyorum. Cumhuriyet devrimlerinin temelini Batıcı, aydınlanmacı değerler oluşturur.”[1]

Atatürkçü bir yazar olarak bildiğimiz, Ahmet İnsel, Nuray Mert gibileri Cumhuriyet gazetesinde etkili iken duruşundan taviz vermediği, direndiği için beğendiğim Işık Kansu da “Bir yanda, Türkiye’yi temsil eden dahil, tek adamlarca yönetilen ülkelerin reisleri el ele görüntü veriyorlar. Yani, Batıcı işbirlikçilikten Doğulu hükümranlığa geçişin fotoğrafı” sözüyle Batı’yı da Asya’yı da eleştiriyor. Fakat “Son 200 yıldır yüzünü Batı’ya dönmüş bir gelenekten vazgeçmek” ifadesiyle son tahlilde Asya’ya yönelip Batı’dan kopmayalım mesajı veriyor. Dahası “günümüzdeki Doğu’ya yönelme, egemenliği tek kişide toplayan saray düzeninin bir sonucu olarak gözüküyor” cümlesiyle de Türkiye’nin Asya ile ilişkilerini Erdoğan’ın şahsına bağlıyor.[2]

Behramoğlu’nun belirttiğinin aksine Cumhuriyet devrimlerinin temelini Batıcı değerler oluşturmaz. Batı’nın laikliği önemsemesi, çağdaş hukuku uygulaması yetmiyor. Batılı değerler arasında emperyalizm var. Yani tekelci kapitalist ve sermaye ihracı yaparak ülkeleri kendine bağımlı kılıyor, parçalıyor. Bunun için savaşlar çıkarıyor. 1 ve 2. Dünya Savaşları Batı uygarlığının ürünüdür. Batı, insancıl değildir. Göçmenlerin denizden boğulmasını seyreden Batı değil mi?

Atatürk’ün hedefi Batı uygarlığı değil, belirttiği gibi çağdaş uygarlığı yakalamak; hatta üstüne çıkmaktı. “Üstüne çıkma” hedefi Batı Uygarlığı’nı aşmayı önüne amaç olarak koymasıdır.

Aydınlarımız esası; yani tehdidi saptamıyor. Olguları niyetlere ve kişilere bağlayan bir yaklaşımdır. PKK’yi, FETÖ’yü, IŞİD’i, El Nusra’yı besleyen Asya değil Batı’dır. PYD’ye 50 bin tır silahı veren Batı’dır. Fetullah Gülen’i ikamet ettiren Batı’dır. Kansu bunları görmezden geliyor ve Batı’yı çağdaş görüyor. Bölücüleri, yobazları desteklemek çağdaşlık, ilericilik olabilir mi!

Kansu, “Doğulu hükümranlık” ifadesiyle Asya ülkelerini küçümsüyor ama eleştirdiği Erdoğan’ı, ülkemizde hükümran kılan Batı değil mi!

“Putin’in, Trump’tan farkı yok demek”, ABD ile Rusya’yı eşit görmek; daha önemlisi ABD tehdidine karşı yine ABD’nin hedefindeki bir ülkenin müttefikliğinden yoksun kalmak demektir. Dünyayı ve bölgemizi hangisi tehdit ediyor?

ABD İLE RUSYA’YI AYNI KEFEYE KOYMAK

“Ne ABD Ne Rusya Tam Bağımsız Türkiye” söylemi esas tehdidi tespit etmeyen, güya bağımsızlık yanlısı bir söylem. Akdeniz’de Yunan, Rum, İsrail ile askeri tatbikat yapan, petrol aramamıza itiraz eden ABD değil mi? Afganistan’ı, Irak’ı, Suriye’yi kim işgal etti? Libya’yı kim parçaladı? PKK/PYD’ye kim silah veriyor? IŞİD’i kim destekledi? FETÖ darbe girişiminin arkasında kim var? Venezüela’da, Balkan ve Kafkaslardaki Turuncu darbe girişimlerinin arkasında kim var? ABD mi Rusya mı? Her ikisi de ekonomide, dünya siyasetinde eşit güçte mi?

Rusya da bizim gibi parçalanmak istenen ülke konumda. Balkan, Kafkas, Türk cumhuriyetlerindeki Turuncu darbe girişimleriyle hedef alındı. Rusya, ekonomik ve siyasi olarak dünyanın jandarmalığına soyunacak güçte değil. AB, ABD’ye karşı Türkiye ve Asya ülkeleriyle işbirliği arıyor. Bu sebeplerle “Rusya’ya bağımlı oluruz” kaygısı yerinde değildir.

İddiaların aksine Türkiye’nin ABD ve Rusya’ya silah bağımlılığı artmıyor. Türkiye silah envanterini çeşitlendirerek ABD’ye bağımlılığı azaltıyor. ABD tehdidinin artması,  millî füze, savunma sistemini geliştirecektir. ABD’ye bağımlı hava kuvvetlerimiz, F-35 ile yüzde yüz bağımlı hale geleceği için, ABD’nin Türkiye’yi F-35 programından çıkarması bağımlılığı azaltır. Dahası uçakların yazılımı ABD’nin tekelinde olacağından ABD’nin müttekifi kuvvetlere karşı kullanımına ABD izin vermeyebilir. Kıbrıs ambargosu akıldan çıkarılmamalı.

RUSYA KARŞITLIĞIYLA ABD’YE MECBUR BIRAKMAK

Türkiye’ye ve bölgeye yönelen en büyük tehdit ABD emperyalizmidir. Rusya’ya düşmanlık veya mesafeli durmak Türkiye’yi ABD’ye teslim eder. Tam bağımsızlık, Rusya’dan füze almamakla değil, mevcut tehdide karşı tedbirleri almak ve en geniş ittifakı sağlamakla olur. Atatürk de “tam bağımsızlık” diyerek Kurtuluş Savaşı verirken SSCB’den ve Müslüman ülkelerden askeri, mali destekle almamalı mıydı? Sadabat Paktı, Balkan Antantı ile emperyalizme karşı ittifak kurmamalı mıydı? Atatürk “bağımsızlığımızı ihlal etmedikçe, mali, askeri, yardım alabilir deyince” tam bağımsızlıkçılığına halel mi geldi?

S-400 alımı tam bağımsızlığa aykırı olmanın tersine tam bağımsızlık için gereklidir. Silâhı, tehdit belirler. Türkiye’yi ABD tehdit ediyor ABD silahıyla ABD’ye karşı ülkemizi savunamayız. Rusya, Çin, İran Türkiye için tehdit değil, dosttur.

Önce tehdidi bertaraf edersin. Bir yandan da etkili füze üretmeye çalışırsın. Kaldı ki yapmaya çalışıyoruz. Atatürk, emperyalizme karşı vatanı savunurken “elimi Ruslara kaptırırım, aman onlardan silah almayım”, “Ne İngiltere ne Rusya” demedi. Aksine Ruslarla işbirliği yaptı. Para da aldı, silah da…Vatanı kurtardı, millî sanayiyi de geliştirdi. Silah almak kendi teknolojimizi üretmeye engel değil. Silah alırken teknolojiyi de almaya çalışırsın. S-500’ler ortak üretilecek.

ABD ve Rusya’ya bağımlılığa karşıt olma gerekçesiyle açıklanan bu söylem ülkemizi ABD’ye mecbur bırakıyor. Çünkü ABD’nin füzelerini nasıl engelleyeceklerini belirtmiyorlar.

ABD tehdidine karşı ülkemizi askeri işbirlikleri yaparken, millî silah teknolojisini geliştirmeye de çalışmalıyız.

[1]Ataol Behramoğlu, “Meral Akşener’i desteklemek”, Cumhuriyet, 07.10.2017, erişim tarihi 10.10.2017, http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/839783/Meral_Aksener_i_desteklemek.html

[2] Işık Kansu, “Batıcılıktan Doğulu olmaya kayış”, Cumhuriyet, 21.9.2019, erişim tarihi 21.9.2019, http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1590711/Baticiliktan_Dogulu_olmaya_kayis.html

 

‘Atatürkçü’ aydınlarımızın Batı hayranlığı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Hocam söylediklerinizin çoğuna katılıyorum ama Suriye konusunda Rusya bilerek bilmeyerek (bence bilerek) büyük hata yaptı ve ABD ye yol verdi 2 yıl sesini çıkarmadı ne zamanki iyice Esad ı parmağında oynatacağı vakit müdahale etti ! Rusya daki İsrail yanlısı lobi sayesinde bölgede olanlara Rusya nın seyirci kalmasını sağlıyor Büyük İsrail yani BOP projesine sessiz kalarak dolaylı destek veriyor! Evet yönümüz Avrasya olmalıdır! O bahsettiğiniz yazarlar hiçbir zaman gerçek Atatürkçü değillerdi ki zaten özellikle Nuray PKK aşığı biridir kendisi! açık söyleyim gerçek Atatürkçü medyada bir elin parmakları kadardır ! Atatürkçü görünümlü Atatürk ten para kazana yazar çizer var ki ! O Atatürkçü geçinen yazarlara gazetecilere tek bir şey sorun Ne Mutlu Türküm Diyene diyebiliyorlar mı söylemezler söyleyemezler ? Ne ABD , AB Ne Rusya evet Tam Bağımsız Türkiye hiç birinin oyuncağı olmadan ! Ama bu iktidarla hiçbir şey olmaz bunu da unutmayalım!

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!