Atatürk’ün Samsun’a gönderilmesi devlet projesi mi?

featured

Tarihçi Mustafa Solak yazdı…

Murat Bardakçı’nın bu soruya yanıtı “Mustafa Kemal’in Samsun’a gidişi padişahın değil, devletin kararıdır!”

Bardakçı bu iddiasını birkaç ay önce dile getirmişti ancak bugünlerde “Bir Devlet Operasyonu: 19 Mayıs” adlı kitabında iddiasını yinelemesi konuyu güncel hale getirdi.

Bardakçı “Sultan Vahideddin’in göndermesi” ile “devletin göndermesi” arasında fark olduğunu ve “Atatürk’ü Samsun’a Sultan Vahideddin gönderdi” iddiasının saçmalık olduğunu belirtiyor.

Atatürk’ün Samsun yolculuğunu ve Sultan Vahideddin’in bu yolculuğun öncesindeki rolünü ana hatlarını şöyle anlatıyor:

“Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlûp vaziyette çıkan ve 30 Ekim 1918’de imzalamak zorunda kaldığı Mondros Mütarekenamesi’nin ardından tahmin edemediği işgallere uğrayan Türkiye’de kurtuluş maksadıyla başlatılan bu operasyonun hayata geçirilmesinde Harbiye Nezareti’nden Dahiliye ve Bahriye Nezaretleri’ne, Erkânıharp’ten yani zamanın Genelkurmayı’ndan Sadaret’e ve saraya kadar devletin birçok makamı yer almıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın Dokuzuncu Ordu Müfettişi olarak görevlendirildiği Bakanlar Kurulu Kararı’nı tasdik edilmesi için saraya sunan Sadrazam Damad Ferid Paşa’dan kararı imzalayan Sultan Vahideddin’e kadar devletin en üst düzeyinin operasyonda hissesi vardır. Ama kararı askerler almış, hükümet tasdik etmiş, kararname kanunların gereği olarak zamanın padişahına arzedilmiş ve Sultan Vahideddin de kendisine gönderilen tayin kararını 30 Nisan 1919’da onaylamıştır.

Samsun’a gidiş, dolayısıyla ile padişahın kendi verdiği bir karar değildir; Sultan Vahideddin’in rolü, devletin üst seviyesinde alınmış kararı tasdik etmekten ibarettir.”

Padişahın mektuplarında, hatıralarında ve diğer yazışmalarında “Mustafa Kemal’i Samsun’a ben gönderdim” yahut “İstiklâl mücadelesini ben düzenledim” şeklinde bir ifadenin olmadığını belirten Bardakçı, Vahdettin’in kendi elyazısı ile olan hatıralarında Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya gidişinden sadece “def’i- sâile memur eylediğim” yani “saldırıları defetmekle görevlendirdiğim” şeklinde bahsettiğini ve “görevlendirme” sözüyle, imzaladığı tayin kararnamesini kastettiğini de söylüyor.

KURTLAR VADİSİ SENARYOSU BİLE DAHA GERÇEKÇİ

Bardakçı, padişahın Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gitmesi “irade”sini, yani kararını iki sebepten dolayı imzaladığını şöyle açıklıyor:

“Samsun ve havalisinde düzeni temin edip müttefiklerin Mondros Mütarekesi’ne dayanarak Samsun’u ve o bölgedeki daha başka yerleri işgalini önlemek ve görev mahallinde kendi başına harekete geçerek silâhlı bir mukavemet oluşturacağından emin olduğu Mustafa Kemal’in bu gücünü yeri geldiğinde kullanmak, özellikle de birkaç ay sonra başlayacak olan barış görüşmelerine bu gücün varlığını hissettirerek oturmak!”[1]

Bardakçı meseleyi öyle bir yansıtıyor ki sanki Kurtlar Vadisi senaryosuyla karşı karşıyayız. Devlet, amaçlarına uygun olan Atatürk’ü seçiyor ama Atatürk bu amaçları hepsini bilmeden senaryodaki rolünü yerine getiriyor. Padişahın “silâhlı bir mukavemet oluşturacağından emin olduğu” ifadesi başka nasıl yorumlanabilir!

Atatürk, Nutuk’ta, gönderilme amacını “ne olursa olsun benim İstanbul’dan uzaklaşmamı arzu edenlerin icat ettikleri sebep, ‘Samsun ve havalisindeki asayişsizliği mahallinde görüp tedbir almak için Samsun’a kadar gitmek’ idi.”[2] diyor. Demek ki Bardakçı’ya göre Atatürk “silâhlı bir mukavemet oluşturmak” amacıyla gönderildiğinin farkında değil ama Vahdettin bundan emin!

Atatürk’ün ifadesi olmasa bile, “emin” kelimesinin kendisi ortada emin olunacak bir şeyin olmadığını kanıtlıyor. Çünkü devlet görev vermişse bunun eminliğinden değil emirliğinden bahsedilir. Dolayısıyla tereddüdü gidermeye yönelik emin kelimesinin kullanımı Atatürk’e söylenmeyen şeylerin olduğunu ortaya koyuyor. Murat Bardakçı “Atatürk’ün ne ile görevlendirildiği net değil, sadece padişah emin olmaya çalışıyor. Bu, devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz” diyeceğine milli mücadelenin başarısında esas payın Vahdettin ve devlette olduğunu göstermeye çalışıyor.

Devlet kurtuluşu bir generalde mi görmüş? Niye dünyadaki tüm Müslümanlara hitap edebilecek halife varken bir general kurtuluş mücadelesini başlatıyor? Kimin etkisi olur?

Devletin kararına uymayarak başına buyruk olduğu için hain olması gereken Atatürk’ün yerine devletin, padişahın kendisi işgalcilere karşı mücadele mi etmiş? Başkasını mı görevlendirmiş?

Devlet sadece geleceğini Atatürk’e mi bağlamış? Bu kadar akılcı karar alan devletin, hizadan çıkacağını hesaplayıp Atatürk’ün yanına birkaç kişi neden koymamış?

Kurtlar Vadisi gibi filmlerinde bile devlet, görevlisinin hizadan çıkacağını düşünüp en az kişiyi izlemesi, bilgi vermesi için görevlendirir. Bardakçı’nın senaryosu, Kurtlar Vadisi’nin bile gerisinde. Devleti bir filmden bile aptal olarak gösteriyor. Anlaşılıyor ki Bardakçı Vahdettin’i aklamak ve ilgi çekmek peşinde.

NUTUK, BARDAKÇI’YI YALANLIYOR

Atatürk Samsun’a devlet kararıyla değil kendi kararının sonucu gittiğini belirtiyor. Atatürk’ün “bu geniş salahiyetin [yetkinin], beni İstanbul’dan sürmek ve uzaklaştırmak maksadıyla Anadolu’ya gönderenler tarafından, bana nasıl verildiği garibinize gidebilir! Derhal ifade etmeliyim ki, bana bu salahiyeti onlar bilerek ve anlayarak vermediler”[3] ifadesi, üzerinde devlet kararının olmadığını da gösteriyor. Hatta Atatürk “Ben, bu vazifenin yerine getirilmesinin bir makam ve salahiyet sahibi olmaya bağlı olduğunu ileri sürdüm. Bunda hiçbir beis görmediler”[4] diyerek devleti kendi planına uygun olarak ikna ettiğini vurguluyor.

Bu nasıl devlet kararı ki, devletin değil Atatürk’ün zekası galip geliyor.

Senaryoyu kuranın aslında devlet değil de Atatürk olduğu açık değil mi!

DEVLET PROJESİ DEĞİL ATATÜRK’ÜN PROJESİ

Atatürk’ün senaryosunu da kendi anlatımıyla gösterelim:

“O tarihte Erkanıharbiyei Umumiye’de [Genelkurmay Başkanlığı’nda] bulunan ve benim maksadımı bir dereceye kadar sezen zevat ile görüştüm. Müfettişlik vazifesini buldular ve salahiyetle alakalı talimatı da ben kendim yazdırdım. Hatta Harbiye Nazırı olan Şakir Paşa bu talimatı okuduktan sonra imzada tereddüt etmiş, anlaşılır anlaşılmaz bir tarzda mührünü basmıştır.”[5]

Devlet görevlisinin tereddüt ettiği devlet kararı olur mu!

DEVLER, GÖREVLİSİNE BUNU YAPAR MI? 

Bu nasıl bir devlet kararı ki yanıldığını Atatürk’ün Samsun’a varmasından 19 gün sonra; yani 8 Haziran 1919’da anlıyor ve Atatürk’ü geri çağırıyor?

Vahdettin 8 Temmuz 1919’da Vahdettin, Atatürk’ün memuriyetine son veriyor. 9 Ağustos 1919’da  Atatürk’ü askerlikten ihraç ediyor ve nişanlarını, rütbelerini geri alıyor.

Devlet milli mücadeleyi başlatsın diye yolladığı Atatürk’ü neden görevden aldı? Neden Atatürk askerlikten istifa etmek durumunda kaldı? Neden kongreleri bastırmaya çalıştı?

Neden padişah ve İstanbul Hükümeti iç isyanlar örgütledi ve padişah milli mücadele önderlerinin katli için fetva çıkarttı?

Niye padişah da dahil hiçbir devlet görevlisi “Samsun’a gönderilmesi bu bir devlet kararıdır” demiyor?

Yoksa bunlar yalan mı? Çarpıtma mı?

Bardakçı ve onun gibi düşünenler bunlara yanıt vermeli.

Hodri meydan.

NOT: 8. ve 12. sınıf TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitaplarından Vahdettin’in milli mücadele karşıtlığına dair ifadeler çıkarıldı. Başka bir yazımda bunları göstereyim; ancak sendikalarımız, derneklerimiz, partilerimiz ise bu duruma karşı esaslı mücadele vermelidir. Müfredatta Vahdettin’i aklayan hususlar için “Gayrimilli Eğitim” kitabımı inceleyebilirsiniz. 20 Ekim pazar günü 13:00-19:00 saatlerinde Ankara Kitap Fuarı’nda Kaynak Yayınları masasında kitaplarımı imzalayacağım.

[1] Murat Bardakçı, “Mustafa Kemal’in Samsun’a gidişi padişahın değil, devletin kararıdır!”, 24.05.2019, erişim tarihi 24.05.2019, https://www.haberturk.com/mustafa-kemalin-samsuna-gidisi-padisahin-degil-devletin-kararidir-2474443?fbclid=IwAR1da_3SkzDdcWD0reW_CoJ9ev4heUvNCIW6PIjrKi3EAo9QcqI6uUO4XWs#

[2] Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.19 (Nutuk 1), Kaynak Yayınları, İstanbul,  2006, s.28.

[3] Aynı yer.

[4] Aynı yer.

[5] Age, s.28-29.

 

Atatürk’ün Samsun’a gönderilmesi devlet projesi mi?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 19 Ekim 2019, 22:17

    Murat Bardakçı Beyin dikkatine!
    ( Mesele gayet açıktır.Karışıklığa yer yoktur.)
    Karadenizde megalo idea ile pontus rum oluşumuna direnç gösteren Türk çetelerinin direnişinden rumlar ingilizlere şikayetçi olmuşlardı.Vahdettin ingilizlerin ricası ile Türk direnişçileri bastırmak için bir komutan gönderecekti.Işte o göreve , ATATÜRK kendisi talip oldu.Çünkü; İstanbuldan izinsiz Anadoluya geçmek mümkün değildi.Geçmiş başarıları dikkate alındığında Türk çetelerini bastırabileceği kesindi.Vahdettin ATATÜRK’e sarayda dizdize oturup meseleyi konuştular.Anadoluya geçiş belgesi Vahdettin bizzat kendi mührüyle hazırladı. Yani Vahdettin ingilizleri memnun etmek için,ATATÜRK ise yasal yoldan Anadoluya geçmek, MİLLİ MÜCADELE’yi başlatmak hedefindeydi.Zira Türk çeteleri bastırmak için MUSTAFA KEMAL PAŞA’ nın görevlendirildiğini öğrenen ingilizlerin paçaları tutuşmuştur. ATATÜRK ingilizlerin bu telaşı yüzünden görevinden Vahdettin tarafından azl edilmiş ve istanbula geri çağrılmıştır.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!