Ateist ve deistler cennetliktir

featured

Nazif Ay yazdı…

DEİZM/DİNDIŞILIK

Deizm en basit tanımıyla tanrı inancı olmasına rağmen din kurumunun bağlayıcı kurallarını kabul etmeyen, yani dini ret eden bir inanç felsefesidir. Deizm bir felsefedir, çünkü din ile ilgili her şeyi sorgulama alanına sokmaktadır. Deizm için “Dinsizlik dini” de diyebiliriz. Deizmin inanç haritasında peygamberlik, vahiy, melek, ahiret, günah, sevap, farz, haram gibi kişinin manevi anlamda sorumluluk taşıdığını hatırlatan kavramlar yoktur. Ancak evrensel ahlâk kurallarına uymak anlamındaki moral değerler deistlerin temel anayasasıdır.

2018 yılında Konya Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından dinî eğitim veren bazı vakıf elemanlarının ve din dersi öğretmenlerinin de katılımıyla din eğitimi çalıştayı gerçekleştirildi. Çalıştayda İmam Hatip liseleri öğrencilerinin, din dersi öğretmenlerinin din konularını açıklamalarındaki yetersizliklerden dolayı deizme (dintanımazlık) kaydığının üzerinde durulduğu açıklandı. Düzenlenen çalıştayda din dersi veren öğretmenlerin uygun rol model olamadığı vurgulandı. Din dersi öğretmenlerinin din konularını ele alırken anlatımlarındaki tutarsızlıklar nedeniyle gençlerin dine dair saygılarının azaldığı tespitinde bulunuldu. Ayrıca İmam Hatip öğrencilerinin cinsel tercih ve yönelimi farklı olanlara karşı görüşlerinin sanıldığı gibi hiç de radikalce olmadığı, tam aksine bu farklılıklara sempati ile baktıkları açıklandı.

“Dindar ve Kindar Nesil” projesinde yürümeyen neydi? İslam mı veya diğer dinler mi çökmüştü yoksa İslamcılığın ana kolonları mı yorulup pörsümüştü? Neydi İmam Hatipleri bile içerisine alan deizm adındaki bu mistik ve psikolojik girdap? Aslında ben kitaplarımda biraz da slogana benzeyen bir acı gerçeği vurgulayarak “Dünyanın en kaliteli deist ve ateistleri İmam Hatiplerden yetişecek” diyordum. Zira İmam Hatiplerde zeki, onurlu ve geleceği okuyabilen gençlerin azımsanmayacak oranda olduğunu biliyordum. Gün geldiğinde kendilerine kontrolsüzce zerk edilen zararlı bilgileri sorgulayacaklarını ve aldatılışlarını fark etmenin bedeli olarak din dışı oluşumlara yöneleceklerini tahmin etmede zorlanmıyordum.

Elbette yukarıda seslendirdiğim iddiama bazılarının “Sen çok sivri konuşuyorsun” itirazıyla karşılık görüyordum. Fakat şimdilerde iddiamın haklı ve mantıklı zemine oturduğunu kanıtlayan gelişmeler Türkiye’nin gündemine acı hakikat olarak geliverdi. Sürecin bu noktaya geleceğini nereden mi biliyordum? Ben İmam Hatip geleneğinden geliyordum. Genel dindar psikolojisini, İmam Hatiplerde ve diğer din kurumlarındaki sıkıntıları ve tüm bunlara paralel insanlığın yöneldiği değerleri izleyebiliyordum. Üstelik tarihin diyalektiğinin farkındaydım. Eğer din konularına bir Batılı oryantalist1 gözlüğüyle ya da bir İslam araştırmacısı sıfatıyla yaklaşsaydım, öylesine bir kuru iftirayı ulu orta seslendirmiş bir kötü niyetli kişi oluverecektim.

Yeni kuşağın yöneldiği, adeta bir moda akımı gibi kuvvetlenen deizmi kısaca tanıtıp din alanındaki asıl hastalık noktalarını açığa çıkarmak istiyorum.

Deizm bir ahlâki tavır ve sapkınlığa varan dinsel açıklama ve uygulamalara karşı sert bir haykırıştır, yani tüm din içerikli haksızlıklara başkaldırıdır. Deizmin diğer adı “Yaratancılık” olsa da, yaratan güç sahibinin evrenin din kuralları bağlamındaki işleyişine müdahale etmediğine, yani emirler yağdırmadığına ve şeriat düzenlemesi yapmadığına inanılır. Bir yaradanın olduğuna inanılan deizmde İslam’dakine benzer Kelime-i şahadet olsaydı herhalde şöyle olurdu: “Eşhedü enne ilahen vâhiden”.

Deizm, dinler adına sergilenen saçmalıklara reaksiyon veren bir dindir. Tarz, ekol ve moda anlamlarına karşılık düşen din kelimesi, dine karşıt olan deizmi de kapsamına almaktadır. Devrimci özelliğe sahip tüm peygamberler insanlığın hafızasında asalet ve onurlarıyla yaşayacak, ama onların değerini değersizliğe satanlar tarihin çöplüğüne atılacaktır. Yeni çağın yeni nesli eskimiş Ortadoğu faydacılığının bugünkü İslamcı anlayışları asla sırtlanmayacak ve bir daha asla İslamcılara güvenmeyecektir. İslamcıların büyük azim ve kararlılıkla sergilediği din reklamı bir daha ilgi görmeyecektir.

Değerler eğitimi adı altında anaokulu çağındaki çocuklarda manevi duygunun geliştirilmesi çalışmaları tam bir skandaldır, çünkü o yaşta çocuklara soyut/metafizik konuların öğretilmesi pedagojik riskleri barındırır. Küçük bireylere din derslerinin hem de zorunlu olarak dayatılması insan hakları ve laiklik devlet anlayışı yönünden eleştirel düşünceye ve sağlıklı birey yetişmesi ilkelerine aykırıdır. Küçük çocuklara din eğitimi adı altında baskıcı anlayış ve yöntemlerle din transferi yapmaya çalışmanın temelinde “10 yaşında kadar namaz kılmayan çocuklarınızı dövebilirsiniz” diye uydurulan peygamber sözünü tartışmasız uygulama psikolojisi bulunmaktadır. Kadınları dövmeyi ibadet belleyen hastalıklı beyinlerin, Kur’an’da geçen Darp sözcüğünü dövmek şeklinde algılaması ne kadar kişilik ve inanç problemiyse peygambere iftira ile uydurulan hadis metnine güvenmek de o derece ağır sorundur. Darp sözcüğünü dövme olarak anlayan İslamcılara, Kur’an’daki Nisa suresinin 128. ayetinde ‘koca’ anlamında geçen ‘ba’l’ sözcüğünün aynı zamanda ‘öküz’ demek olduğunu ve lümpen çevresinde ağır ağabey tavırlarıyla magandalık eden erkeklere kadınların boşuna Kur’an’da yerini bulan o sıfatla betimleme yapmadığını hatırlatırım.

Okullarda din konularının ağırlıkla işlenmesinin din açısından da onaylanması olanaksızdır. Doğru İslami kaynaklardan edinilmeyen ve zorlamalı yorumlarla radikalleşen din eğitiminin temelleri yoktur. Aslında ailesi veya okullar tarafından bir çocuğa belli inançların zoraki öğretilmesi sorunludur. Belli süre sonra toplumun o eğitim ve öğretim öğelerini geriye çevirme, yani ret etme ihtimali güçlüdür. Bunun sonu deizme varır, toplumun bünyesi sahte ve soğuk dinsel menüleri kusar.

ATEİZM/TANRITANIMAZLIK

Ateizm, bir yaratıcı olarak tanrının varlığına inanmayanların, onun varlığı ya da yokluğu için ispat getirmeye gerek duymayanların felsefi ekolüdür. Ateist de kendi inançsızlık dünyasına, yani kendi moda anlayışına prim veren felsefi akımın elemanıdır.

Ateist: “İnançsızım” dese de, bu tanıtımıyla ters orantılı2 olarak, uydurulan safsatalara bağlanmayı ret eden saf duruşlu karakterin adıdır. Ateist, İslamcının “İnanıyorum” dediği tanrıya inanmayan bir ahlâk abidesidir. Ateistler, sahtekâr bir inançlının“Tanrı” dediği şeye inanmayan, sağlıklı psikoloji sahibidir. Ateist, Bakara suresinde münafıklar için söylenen: “Onlar Allah’a kazık atmak isterler” nitelendirmesinin dışındadırlar ve Allah’a karşı merttirler.

Ateistin sorduğu soruları ve verdiği cevapları ancak Allah, peygamberler ve melekler sorabilir ve cevap verebilir. Soru soramayacak derecede zavallı olan kişiden ateist olamaz. İnancını tartamayacak kadar cesaretsiz ve inancına güvenmeyen güvensiz kişiden de ateist olamaz. Bu tip karakterlerden olsa olsa, ancak münafık olur, yani kendini dindar diye gösteren ikiyüzlü karaktersiz olur.

Ateistler inanç bakımından belki de tanrının en delikanlı kullarıdır, çünkü hemen ve birden bire “İnançlıyım” diye din alanına girip itikat konularına pervasızca saldırmazlar. Din ve Allah adına uydurulmuş basit ve aşağılık gerekçeleri kabullenmemenin adıdır çoğu kez, ateistlik. Allah’ın varlığını kanıtlamak adına olmadık şaklabanlıklar ve delillerle Allah’ı bulma tiyatrosunu oynamayan, doğal aktörlerdir ateistler. Ahlâklı, sağlam karakterli bir ateist yaşarken neyse, öldükten sonra da öyle kalacağını, hiçbir ortamın ve şartın ona aksi etki edemeyeceğini iddia ediyorum. Ateistlerin namusluları, her devrin adamı değildir, ama her devirde adamdır, çünkü bilimsel ahlâka sahip, değerli ve ilkeli bir ateist, halka göre inançsızdır ama Hakk’a göre baştanbaşa inançtır.

Ateist olduğunu iddia edenlerin bir kısmının damarında bilimsellikle birlikte duygusallık da bulunur. Onları duygusallığa sürükleyen ana faktör sahte dindarlardır, yani sahte dindarların yalan yanlış din tanıtımları veya takındıkları tuhaf tavırlardır. Dolayısıyla atestlerin şeyhi şeytan değil şeytanlaştığını fark edemeyen hatta şeytandan Allah’a sığındığını sanan şeytanlaşmış  ama imanlı olduğunda ısrarlı insanlardır. Dinlere uymadıklarını, dinleri terk ettiklerini ve umursamadıklarını iddia eden deistlerin bir kısmına da baktığımızda gerçek pek fazla değişmez, çünkü onların da şeyhleri, yani deistliğe yönlendiren ana etkenlerin başı dinin bekçiliğini yapan İslamcılardır.

Anlayacağınız, ateistlerin namusu, onların hiçbir kutsala inançlarının olmadığını ileri süren ahlâksız din simsarlarının kabullerinde saklıdır. Belki de Allah’a iman sahibi olduğunu ileri süren Allahçılar değil, tüm varlıklara saygı gösterenler ama kendilerine Allahsız denilenler doğrudan ulaşır.

GELELİM KONUNUN BAM TELİNE…

İsra Suresinde, peygamber gönderilmeyen hiç kimseye azap edilmeyeceği ifade edilir. Azap yoksa cehennem cezası yok demektir, cehenneme girmeyen insan ise cennete girecek demektir.

İşte bu noktada İmamı Gazali’nin inanç kategorisi ve getirdiği yorum dikkatleri çekiyor.

İmamı Gazali, inanç bakımından insanları 6 (Altı) gruba ayırır.

Altı grup inançtan en ilginci “Biz deccalı nasıl kötü görüyorsak, gerçeklere ulaşamayan bir toplulukta da Hz. Muhammed tıpkı böyle kötü gösterilse ve o topluluktaki insanlar gerçeğe ulaşamayıp İslam’a inanmayıp İslam’ın örnek şahıslarını adeta şeytani olarak görse, o kişiler mazur sayılır ve cennete girmeye aday olur” maddesidir.

Zamanımızda İslam’ın hakikatini anlayıp kabul etmede en büyük engel sınıf İslam üzerinden nemalanan dincilerdir ve onların yüzünden pek çok kişi dinden ve Allah inancından uzak durmaktadır.

Hiç kimse bu kişilere: “Sen de araştır ve İslam’a mensup ol” diyemez, çünkü her şey araştırma ile değil, algı üzerine de kabul edilir veya edilmez.

Özetle, bugünün deist ve ateistleri dini ve tanrıyı kabulde ayak sürümesinin ana nedeni din diye gösterilen ama dincilerce tahrif edilmiş sistem ile yine kendilerini dindar sanan sahte inançlıların yanlış tanrı itikatlarıdır.

Bu durumda adil olan Allah, öğrenme ve duygu yolları ya kapatılmış ya da hastalıklı kılınmış ilahi mesajlardan uzak kalan insanları sonsuz rahmetinden mahrum bırakmayacaktır.

Bu yorum ve yaklaşımı hiç kimse Fetö’nün dinlerarası diyalog ihanetiyle bağlantılı “İbrahimi din mensupları cennetliktir” sloganına benzetip meseleyi sulandırmasın! Onlar, ihanet çemberi içindeki güruha dış güçlerle işbirliği yapmaları için zemin hazırlama ve dış mihrakları melek gösterme çabasının elemanlarıdır.

Benim getirdiğim yorum ise kimseye sevimli görünme gayreti değil, yalnızca dinin sahibi olan Allah’ın manifestosuna göre inanç konusunu açıklığa kavuşturma isteğidir.

1 müsteşrik

2 aksiyle mütenasip

Ateist ve deistler cennetliktir

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. 13 Ocak 2021, 07:06

    Cennet çok mu ucuz?.
    cehennem luzumsuzmu?.
    cehennem ne güne duruyor.
    cehenneme git,yolun açık olsun.

  2. Desene ucmusuzda haberimiz yok !

    Darisi ortadogu dinlerine inananlarin basina…… Amin!

  3. Deistleri sirin gostermeye calismak anlamsiz. Muslumanlarida ve diger din mensuplarini da sirin gostermek yine anlamsiz. Kimin nereye gidecegini sadece Allah bilir. Kendisine peygamer gonderilmeme olayi da ucu acik bir konudur. Iki anlamda, bir peygamberden kasit mesaj olabilir, ki mesaj herkesin erisiminde olmustur. Hem ruhani ahlak olarak icimizde, hem de kutsal kitaplar olarak cevremizde. Ikincisi, eger reenkarnasyon var ise (Kuran da mutesabih ayetler vardir), o zaman tumden dumura ugrama ihtimalimiz cok cok yuksektir.

  4. Eline koluna diline ağzına sağlık. Bence Türkiye’de ysyinlnmis en kaliteli makalelerden bir tanesi. Birincisi zeka seviyesi düşük bir toplum olusumuzdan ikincisi ise, hem psikolojik açıdan dengesiz ve sosyoljik açıdan da ilkel bir toplum olusumuzdan bu yazdıklarını çoğunun anlayabileceği den emin değilim

  5. Yahu tamam tamam, anladik. Önce deist olacaz sonrada jan-jan‘li hristiyan. Pesine Noeli de kutlamaya basladikmi, ver elini cennet. Cennet demisken, bir köy imaminin hosafina vodka karistirip onu sarhos ettikten sonrada ramazanda Teravih öncesi cemaate vaazini anlatan bir Fikra geldi aklima. Kisa özeti: Icine vodka karistirilmis Hoca, Teravih namazi öncesinde kürsüye vaaz etmek icin cikar.. Kelimeleri sarhos edasiyla uzata uzata cemaate derki, ulan cemaat, ramazandan önce bu camide kimseyi görmüyorum. Ramazan olunca günahlardan kurtulurum ümidiyle camide toplaniyorsunuz..Yok ögle yagma! Naahhh size Cennet!

  6. Çok net ve anlaşılır biçimde açıklamışsınız. Teşekkürler.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!