Bağnazlığa en büyük başkaldırı: 3 Mart Devrimleri’nin 100. yılı

Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biri olan Halifeliğin kaldırılmasının üzerinden tam 100 yıl geçti. Böylece Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla eğitim birliği sağlandı, Şeriye ve Evkaf Vekâleti’ne son verildi.

featured

Türkiye’nin modernleşmesi ve laikleşmesinin en önemli adımı olan 3 Mart Devrim Yasaları’nın kabul edilişinin üzerinden 100 yıl geçti. Cumhuriyetin yol haritası niteliğindeki bu yasalar ile çoklu hukuk ve eğitim sistemi tarihe karıştı, hilafet kaldırıldı ve laiklik yolunda en büyük adımlardan biri atıldı.

Bu karar ile 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı padişahlarının taşıdığı; son Osmanlı padişahı Vahdettin’in ülkeyi terk etmesinden sonra TBMM tarafından Abdülmecid Efendi’ye verilmiş olan halifelik unvanı ortadan kalktı. Yasanın gerekçesi, birinci maddede “halifeliğin hükûmet, Cumhuriyet, yani TBMM’nin anlam ve kavramı içinde zaten saklı olduğu” ifadesi ile açıklandı.

O teklifin ilk üç maddesinde şu ifadeler yer alıyordu:

Hilâfetin ilgasına ve Hanedanı Osmaninin Türkiye Cumhuriyeti Memaliki hâricine çıkarılmasına dair teklifi Kanuni Madde 1. — Halife hul’edilmiştir. Hilâfet, Hükümet ve Cumhuriyet mâna ve mefhumunda esasen mündemicolduğundan hilâfet makamı mülgadır. Madde 2. — Mahlü’ Halife ve Osmanlı saltanat münderisesi hanedanın erkek ve kadın bilcümle âzası ve damatlar Türkiye Cumhuriyeti Hiemaliki dâhilinde ikamet etmek hakkından ebediyen memnudurlar. Bu hanedana mensup kadınlardan mütevellit kimseler de Âli Osmani’- den addedilirler. Madde 3. — İkinci maddede mezkûr kimseler işbu kanunun ilâm tarihinden itibaren âzami on gün zarfında Türkiye Cumhuriyeti arazisini terke mecburdurlar.

 

HALİFELİĞİN KALDIRILMASINA GİDEN SÜREÇ

Son Osmanlı padişahı Vahdettin’in ülkeden ayrılmasının ardından Abdülmecid Efendi; 19 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından halife olarak seçildi.

Saltanatın ortadan kaldırılmasıyla, meclis içindeki bazı üyeler, halifelik makamına siyasi bir otorite kazandırmak istemişlerdir. Afyon milletvekili olan Şükrü Bey tarafından hazırlanan ‘’Hilafet-i İslam ve Büyük Millet Meclisi’’ isimli bir risale tam da bu amaçla hazırlandı. Bu risalede, saltanatın kaldırılmasının doğru bir karar olduğu ancak hilafetin asla kaldırılmaması gerektiği anlatılmış bunun gerekçesi olarak da hilafet makamının sadece ruhani değil dünyevi görevlerinin de olduğu belirtildi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 15 Nisan 1923 tarihinde son oturumunu yaptı ve yeni oluşturulan meclis de Ağustos 1923’de gerçekleştirdiği bir oturumda yeni imzalanmış olan Lozan Barış Antlaşması’nı onayladı ve 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyeti ilan etti. Cumhuriyetin ilanının ardından Mustafa Kemal’in cumhurbaşkanı seçilmesiyle de halifenin devlet başkanı olarak devletin başına getirilme meselesi çözüldü.

24 Kasım 1923 tarihinde, Hindistan Müslümanlarının lideri konumunda olan Ağa Han ve Emir Ali’den İsmet Paşa’ya gönderilen mektup, halifeliğin kaldırılmasının en önemli nedenlerinden bir tanesidir. Gönderilen mektupta, halifeliğin tasfiye edilmesi, İslam dünyasının parçalanması anlamına geleceği belirtti ve Türkiye Cumhuriyeti de bu mektubu içişlerine müdahale olarak değerlendirdi. Tüm bunların yanında Halife Abdülmecid Efendi’nin bütçeden kendisine ayrılan ödeneğin arttırılmasını istemesi ve İstanbul’a gelen resmi heyetlerin kendisi de ziyaret etmesini istemesi halifeliğin kaldırılması sürecini hızlandırdı.

Yaşanan bu gelişmelerin ardından Urfa milletvekili olan Şeyh Saffet Efendi; hilafetin kaldırılmasına dair 12 maddelik bir kanun teklifini meclise iletti.. 3 Mart 1924 tarihinde yapılan oylama sonucu kabul edilen kanunla Halifelik resmen kaldırıldı.

 

 

Bağnazlığa en büyük başkaldırı: 3 Mart Devrimleri’nin 100. yılı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!